Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/992 E. 2018/375 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/992 Esas
KARAR NO : 2018/375
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22.10.2014- BOZMA SONRASI KAYIT: 13/11/2017
KARAR :USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin… adresinde faaliyet gösteren… Üniversitesi işletme unvanlı tesisi için davalı şirketin … nolu abonesi olduğunu, bu tesisat için 28.04.2010 tarihinde davacının davalıdan elektrik satın alıp kullanmasını konu edinen “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi”nin akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında davalının davacıdan elektrik satış bedeli haricinde, ayrıca kayıp kaçak bedeli adı altında bir takım bedeller tahsil ettiğini, oysa ki taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının kayıp kaçak bedeli tahsil etme hakkının bulunmadığını, davalının davacıdan Ocak 2011-Mayıs 2011 tüketim dönemlerinde toplam 5.619,39 TL tutarında kayıp kaçak bedelini haksız olarak tahsil ettiğini, bu bedelin her bir faturanın ödeme tarihinden itibaren hesaplanan 1.721,02 TL faizi olmak üzere toplam 7.340,41 TL üzerinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takibe başladığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek sözleşme kapsamı dışından fazladan tahsil edilen takip konusu 5.619,39 TL tutarında asıl alacak ile 1.721,02 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 7.340,41 TL bedel için yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve % 20 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; her ne kadar sözleşmede kararlaştırılmamış olsa da davalının kayıp kaçak bedellerini ilgili mevzuat hükümleri gereği olarak tahsil ettiğini, dolayısıyla da bu bedelleri haklı olarak yani ilgili mevzuat hükümlerinin kendisine verdiği hakka dayanarak tahsil ettiğini belirterek haksız davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve davanın …’ye ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir;
Mahkememizin … E.-… K. Sayılı dosyasının 07/10/2015 tarihli gerekçeli kararında; ”1-Davacı vekilinin açtığı davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 5.619,39.-TL asıl alacak ile bu asıl alacağa 22/08/2014 takip tarihinden itibaren değişen oranlar uygulanmak suretiyle yürütülecek yasal faizi, 6098 sayılı BK’nın 100.maddesinin uygulanması, icra vekalet ücreti ve icra gideri ile sınırlı olarak İPTALİNE, -Takibin bu miktarlar üzerinden DEVAMINA, -Davacının takip öncesi döneme ilişkin işlemiş faiz isteminin davalının takipten önce temerrüte düşürülmemesi nedeniyle REDDİNE, -İİK’nın 67/2 maddesine göre hükmolunan asıl alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan 1.123,88.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, -Davalının kötü niyet tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından REDDİNE, …” karar verilmiştir.
İş bu mahkememizin ilk kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin … E.- … K. Sayılı 09.10.2017 tarihli bozma ilamı ( Davacı, 2011 yılı Ocak – Mayıs döneminde kayıp-kaçak bedeli alındığını, yasal olmadığını ileri sürerek; yaplan icra takibine vaki itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı, kayıp-kaçak bedelinin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının, kayıp-kaçak bedelini elektrik abonesi olan davacıdan tahsil etmesinin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-)Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdadı için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
TTK’nun 4.maddesinde ise, ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…”sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Somut olaya bakıldığında ise; davacı üniversite olup, 6102 sayılı TTK’nun yukarıda ifade edilen yasa hükümleri de incelendiğinde, davacının tacir sıfatını taşımadığı , ticari işletmesi olmadığı ve yine taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. Bu nedenle, somut olayda; 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda davaya bakmaya Genel Mahkemeler görevlidir. Bu nedenle, mahkemece; yukarıda belirtilen yasa hükümleri ve açıklamalar uyarınca davada genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunun gözetilmesi ve görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davaya bakılıp neticelendirilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına … karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ) ile bozulmuş ve bozma ilamına uyularak yargılama yapılmıştır.
Saptanan ve hukuksal durum olunca; davacı üniversite olup, 6102 sayılı TTK’nun yukarıda ifade edilen yasa hükümleri de incelendiğinde, davacının tacir sıfatını taşımadığı , ticari işletmesi olmadığı ve yine taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı açıktır. İş bu davada 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmaya Genel Mahkemeler görevlidir, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevlidir ve davanın usulden reddi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nın 114/1 ve 115/2 maddeleri gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. Mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4- HMK 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekiline yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır