Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/970 E. 2018/1050 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/970 Esas
KARAR NO : 2018/1050
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR :USULDEN RED-YETKİSİZLİK-ANKARA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 24/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedildiği bildirilen 25.01.2016 tarihli “… Sağlık Kampüsü Projesi için Sağlık Bakanlığı Hizmet Binası ve Ana Hastane Kütlesi, Konferans Salonları İçin Asma Tavan Üstü Çelik Konstrüksiyon İşleri ile Ana Hastane Kütlesi Cephe Sakal Kriş Çelik Konstrüksiyon İmalatları Sözleşmesi” kapsamında müvekkili şirket tarafından yapımı üstlenilmiş olan işler tamamlanarak davalı tarafa teslim edildiğini, bu durumun taraflar arasında da ihtilaflı olmadığını, davalı tarafa teslim edilmiş olan işlerin bedelinin zamanında ödenmemesi üzerine davalı tarafa … Noterliği’nin 24.07.2017 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilerek; İhtarname tarihi itibarıyla 211.077,55 TL. ye tekabül etmekte olan cari hesap kayıtlarından kaynaklanan alacak ile, yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; asıl işveren durumunda olan davalı şirketin hakediş onaylarına istinaden kesilmiş olan faturaların bedellerini zamanında ödememesine bağlı olarak taşeron olan müvekkilinin de işçilerinin ücretlerini zamanında ödeyemediğini, bunun üzerine işçiler tarafından başlatılan icra takipleri ve açılan davalar nedeniyle müvekkil şirket tarafından asıl alacak tutarları haricinde yargılama giderleri, vekalet ücretleri, faiz v.s. nedeniyle fazladan işçilere yapılmış olan 25.133,05 TL.nin tebliğden itibaren en geç üç gün içinde ödenmesi, Aksi halde sözleşmenin uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin 42.1 maddesi gereğince bu kez; tebliğden itibaren en fazla 20 gün içinde bir araya gelinip iyi niyet çerçevesinde bir çözüme varılması, olmazsa bu kez 15 gün içinde kendilerinin atayacağı bir bilirkişiyi seçip tarafımıza bildirmeleri, süresi içinde bilirkişi seçimi yapıp bildirmedikleri taktirde müvekkil şirket alacaklarının tahsili için yasal işlemlere başlanacağı davalı şirkete ihtar edildiğini, davalı şirket ihtarnamenin tebliği üzerine herhangi bir ödemede bulunmadığını, ihtarnameye konu müvekkili şirket alacaklarının tahsili için İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 21.09.2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, kendisine ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu şirket süresi içinde müvekkili şirkete herhangi bir borcu olmadığından bahisle takibe itirazda bulunduğunu, celbedilecek tüm yazılı delillerden ve ticari kayıtlar üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesinden de anlaşılacağını davalı şirketin müvekkil şirkete borçlu olduğunu icra takibine vaki itirazları haksız ve kötü niyetli olduğundan iptali gerektiğini, icra takibine konu alacak kalemlerinden ilki olan cari hesap alacağının mesnedi olan faturaların davalı tarafa teslim edildiğini ve herhangi bir itiraza uğramaksızın davalı tarafın ticari kayıtlarına da işlendiğini, müvekkili şirket tarafından toplamda 638.788,06 TL. ye tekabül eden 4 Adet fatura tanzim edilerek davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafın iş bu faturalara ve muhteviyatına yasal süre içinde herhangi bir itirazda bulunmadığını ve ticari kayıtlarına da bu faturaları işlediğini, davalının itirazsız kabul edip ticari kayıtlarına işlemiş olduğu faturalar nedeniyle müvekkili şirkete olan borcu, yapmış olduğu ödemelerin tenzilinden sonra ilkin 24.07.2017 tarihinde keşide edilmiş olan ihtarname içeriğinde 211.077,55 TL. olarak beyan edilmiş ise de takip öncesinde davalı şirket tarafından yapılmış olan 25.000,00 TL.lik ödeme sonrasında müvekkili şirketin cari hesaptan kalan bakiye alacağı 186.077,55 TL. ye inmiş olduğundan takip talebi ve ödeme emri içeriğinde cari hesap alacak tutarı 186.077,55 tl. olarak belirtildiğini, davalı tarafça yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takip tarihi itibarıyla bakiye borç tutarı olan 186.077,55 TL. nin ödendiğini gösteren hiçbir ödeme makbuzu veya sair bir yazılı delile dayanmadığını, borçlu şirket tarafından icra dosyasına yapılan itirazda, müvekkili şirkete her hangi bir borçlarının olmadığı iddia edilmiş ise de itirazdan sonra 10.10.2017 tarihinde 20.000,00 TL. daha müvekkil şirkete ödeme yapmış olmaları bile tek başına yapılan itirazın ne denli kötü niyetli ve haksız olduğunu ortaya koyduğunu cari hesap alacağının da iş bu ödemeden dolayı dava tarihi itibarıyla 166.077,55 TL.ye inmiş olduğundan cari hesaptan kaynaklanan alacak kalemi için iş bu bedel üzerinden itirazın iptalini talep etmek gereği hasıl olduğunu, takip taleplerinin ikinci alacak kalemini oluşturan ve müvekkili şirket çalışanları tarafından başlatılan icra takipleri için fazladan ödenmiş olan 25.133,05 tl.lik müvekkili şirket zararına yönelik davalı itirazları da haksız oluduğunu bu nedenle iptali gerektiğini, davalı şirketin fatura bedellerini ödemeyerek temerrüde düşmesi üzerine müvekkili şirket de üçüncü şahıslara karşı taahhütlerini yerine getirmede temerrüde düşmüş ve nihayetinde davalının kusuru yüzünden ilgili şahıslara asıl alacak haricinde icra dosyaları nedeniyle fazladan ödemeler de yapmak suretiyle zarara uğramış olduğunu, müvekkilin somut zararı olan 25.133,05 TL.nin de davalı tarafından ödenmesi gerekir iken aksi kanaat ile davalı şirket tarafından yapılan itiraz hukuka aykırı olup iptal edilmesi gerektiğini, her iki tarafın da tacir olduğunu, davalı şirketin tarafların ttk. md.10 uyarınca, merkez bankası tarafından kısa vadeli kredilere uygulanan ve işlemiş olan en yüksek avans faizini ödemekle yükümlü olduğunu, borçlunun faiz tutarına ilişkin iitrazı da haksız olduğunu, takip konusu alacak muayyen ve likit bir alacak olduğunu, davalı tarafın kötüniyetli olarak icra takibine itirazda bulunduğunu, bu nedenle davalı tarafın iik. md.67/ıı madde gereğince takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, Davalı-borçlunun İstanbul ….İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;6100 sayılı HMK’nın m.17 hükmü; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlendiğini, Müvekkili şirket ile davacı Solmazlar Çelik arasında münakit taşeron sözleşmesinin 42. Maddesinde, (s.52) taraflar arasında meydana gelecek uyuşmazlıklarda münhasıran Ankara mahkemelerinin yetkili olacağı açık bir biçimde düzenlendiğini, bu bağlamda davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın mezkur iddialarının hiçbir gerçekliği bulunmadığını, Müvekkili şirketin uyuşmazlığa konu sözleşme ilişkisinden kaynaklanan tüm borçlarını zamanında ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, davacı şirketin 28.09.2017 tarihi itibariyle, hiçbir hak veya alacağı bulunmadığını, Tarafların ticari defterlerinin ve davanın esasına ilişkin inceleme neticesinde işbu husus net bir şekilde ortaya konulacağını, müvekkil şirket aleyhine icra takibine girişen davacı tarafın kötü niyeti izahtan vareste olduğunu, bu itibarla davanın reddinin yanı sıra, davacı taraf aleyhinde %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirketin üçüncü kişilere karşı olan yükümlülüklerini yerine getirememiş olmasından dolayı taraflarının sorumlu tutulmasına imkan olmadığını, ayrıca taraflar arasında münakit taşeron sözleşmesinin m.27 hükmü düzenlemesi gereği; yüklenici’nin çalışanlarına ödeme yapmaması halinde, ücretler herhangi biri izin veya bildirime tabi olmaksızın işveren tarafından ödenebileceğini, bu meyanda davacı şirket personellerinin maaş ve ücretleri de zaman zaman müvekkili şirket tarafından ödendiğini, Müvekkili şirket söz konusu ödemeleri gerçekleştirmesinden sonra, ödeme yapılan tutarı davacı şirketin hakediş ve alacaklarından kesmek suretiyle tahsil yoluna gittiğini, Müvekkili şirket taşeronuna karşı bütün yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmiş olmasına rağmen, aleyhlerine dava ikame edilmesi haksız menfaat temininine yönelik olduğunu, davacı şirketin müvekkil şirket nezdinde mevcut hiçbir hak ve alacağı mevcut değildir. Buna rağmen aleyhlerine icra takibine girişilmiş olunmasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davacı taraf aleyhinde takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: Davalı … A.Ş Yeni Ünvan … A.Ş vekili tarafından yasal süresi içerisinde yetki itirazında bulunulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun 17. Maddesinde yetki sözleşmesinin tacirler veya kamu tüzel kişilerince düzenleneceği, 18. Maddesinde yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları, 19. Maddede yetki itirazının ileri sürülmesi usulü hüküm altına alınmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde usulüne uygun olarak 48 sayfada 42.1. Maddede Ankara ( Merkez ) Mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun 116. maddesinde ilk itirazların; kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı ve iş bölümü itirazı olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine aynı yasanın 117. Maddesinde; ilk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorunda olduğu, aksi hâlde dinlenemeyeceği, ilk itirazların dava şartlarından sonra inceleneceği ve ilk itirazların ön sorunlar gibi incelenerek karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 15/07/2016 tarihli “…Sağlık Kampüsü Projesi için Sağlık Bakanlığı Hizmet Binası ve Ana Hastane Kütlesi, Konferans Salonları İçin Asma Tavan Üstü Çelik Konstrüksiyon İşleri ile Ana Hastane Kütlesi Cephe Sakal Kriş Çelik Konstrüksiyon İmalatlarına ilişkin sözleşmenin 42.1 maddesi uyarınca anlaşmazlıkların çözümü halinde Ankara (Merkez) Mahkemelerinin yetkili kılındığına ilişkin yetki şartının / sözleşmesinin bulunduğu, davalı vekilince yetki ilk itirazının yasal iki haftalık süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürüldüğü ve yetki ilk itirazının haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeplerle; davacı tarafından davalı … A.Ş aleyhine açılan davada; davacı ile bu davalı arasında yapılan sözleşmede belirlenen yetki şartı nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi uyarınca Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin münhasır yetkili, Mahkememizin ise yetkisiz olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddi ile Mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle HMK.nun 116, 117. Maddeleri ile taraflar arasındaki sözleşmenin 42.1 maddesi uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE, MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE, ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN YETKİLİ OLDUĞUNA,
HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, usulünce başvuru yapılmaması halinde davanın Açılmamış Sayılmasına karar verileceğinin bildirilmesine,
HMK.nun 331/2. maddesi gereğince harç, yargılama giderleri ve bu kapsamdaki vekalet ücretinin yetkili mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır