Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/963 E. 2020/738 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/963 Esas
KARAR NO:2020/738

DAVA:Tazminat/ Alacak
DAVA TARİHİ: 22/09/2011 (Bozma Sonrası Mahkememiz Yukarıdaki Esas Sırasına Kayıt Tarihi: 03/11/2017)
KARAR:DAVANIN KABULÜ
KARAR TARİHİ :03/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan tazminat/ alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili arasında yapılan 23.09.2011 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ile davalının müvekkili şirketten alacağı LPG’nin abonelerine aktarılmasını taahhüt ettiği, 2010 yılından bir önceki yıla göre LPG alımlarında % 63,58 oranında azalma olduğu, Ocak 2011’de LPG alımının bırakıldığını, borçlarının ödenmediğini, bu hususların sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini bu nedenle müvekkilinin 11.02.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi haklı olarak feshedildiğini belirterek iade edilmeyen tüplerin bedelinin tazminini, iade edilmeyen tüp bedelinden şimdilik 3.000 TL’nin, sözleşmenin 23. maddesi gereğince 3.000 TL kar mahrumiyetinin, sözleşmenin 24. maddesi gereğince 4.000 TL cezai şartın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 29.09.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 3.000 TL kar bedeli talebini 10.000 TL’ye, 3.000 kar mahrumiyeti talebini 20.000 TL’ye, 4.000 TL cezai şart talebini 20.000 TL’ye yükseltmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davalı ikametgahının … olduğunu belirterek … Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ve yetki itirazında bulunmuş, ayrıca Narlıdere’de faaliyet göstermesi nedeniyle çevre itibariyle asker emeklisi olan müşterilerinin çoğunun tüp ihtiyaçlarını askeriyeden temin ettiğini, bölgede jeotermal enerjinin kullanıldığını ve bir çok esnaf müşterisinin davacının talimatıyla başka İpragaz bayilerine yönlendirdiğini, 20 yıldır kullanmakta olduğu telefonun başka bir İpragaz bayiine davacı tarafından verildiğini ve bu nedenle de davacının iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, davalı ile aralarında imzalanan 12/03/2009 tarihli Bayilik Sözleşmesine aykırı davranışlar nedeniyle bayilik sözleşmesinin kendileri tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davalının 5.747 adet tüpü iade etmediğini ayrıca yine sözleşme kapsamında müvekkilinin cezai şart talep etme hakkının bulunduğu, öte yandan, sözleşmenin feshinden dolayı müvekkili şirketin kar mahrumiyetine uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tüplerin iade edilmemesinden kaynaklanan tazminat bedeli 3.000 TL , cezai şart olarak 4.000 TL, kar mahrumiyeti alacağı 3.000 TL olmak üzere toplam 10.000 TL’nin, fesih ihtarının tebliğ tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah ile; 10.000 TL tüp iade edilmeme bedel alacağı + 20.000 TL kar mahrumiyeti + 20.000 TL cezai şart olmak üzere toplam 50.000,00 TL’nin 16/02/2011 tarihinden ödeme tarihine dek işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının Narlıdere’de bulunan askeriyeye kendi sattığından daha düşük bedelle tüp vermeye başlaması üzerine, kendilerinin asker emeklisi olan birçok müşterisini kaybettiğini, ayrıca, bizzat davacı şirketin talimatıyla bazı müşterilerini başka bayilere yönlendirmek zorunda kaldığını, sözleşmeye aykırı davranışlarıyla ticari hayatının bitmesine neden olan davacının tazminat talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Dava, davacının davalıya yaptığı gaz satışı nedeniyle oluşan borç miktarı ve bunun vadesinde ödenip ödenmediği, sözleşmenin davacı tarafından feshinin haklı olup olmadığı, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının davalıdan ceza-i şart tazminatı, müsbet zarar (kar mahrumiyeti) ve iade edilmeyen tüm bedelleri nedeniyle talep etmesi gereken bir alacak bulunup bulunmadığı, varsa dava tarihi itibariyle miktarının tespitine ilişkindir.
Mahkememizin … Esas- … Karar sayılı 25/03/2015 tarihli davanın reddine ilişkin ilk kararı ile; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 23. maddesine göre, bayiye yüklenen borç ve sorumlulukların ihlali halinde, davacıya tek taraflı olarak sözleşmeyi feshetme hakkı tanınmış ise de, anılan düzenlemeye göre, davacının fesih hakkını kullanmadan önce davalıya münasip bir süre tanıması gerektiği, davacının süre vermeksizin sözleşmeyi feshetmiş olması sebebiyle, feshin haksız olduğunun kabulü gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. İş bu karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ nin 2016/1985 Esas- 2016/14004 Karar sayılı 26/10/2016 tarihli bozma ilamı ile bozulmuş, bunun üzerine dava dosyası Mahkememiz yukarıdaki esas sırasına kaydolmuş bozma ilamına uyularak yargılama yapılmıştır.
Davacı ile davalı arasında 12/03/2009 tarihli Bayilik Sözleşmesi imzalandığı çekişmesizdir. Sözleşmenin 18.maddesi ” Bayi bu anlaşma tarihinden itibaren 2010 yılı sonuna kadar 1800 adet aboneye ulaşmayı taahhüt eder… İpragaz bayinin yetersiz kaldığı sonucuna varırsa anlaşmanın sona ermesini beklemeksizin anlaşmayı feshetmeye yetkilidir” hükmünü içermektedir. Bu durumda uyuşmazlığın sözleşmenin 18.maddesi hükmü dikkate alınarak çözümlenmesi gerekmiştir. TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Sözleşmenin varlığına dikkat edilmiştir. Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, bilirkişi raporu ile davacı tarafın ticari kayıtları incelenmiştir. Teknik inceleme yapılmıştır. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu alınmış ve deliller değerlendirilmiştir. TMK m. 2 gereği dürüstlük kuralına dikkat edilmiş, tarafların tacir olduğuna dikkat edilerek basiretli tacir ilkesine dikkat edilmiş ve dava konusu alacağın varlığı konusunda hakimin taktir yetkisi ve hukuki yorum kapsamında hakkaniyet gereği kanaate varılmıştır. SMMM …, Uzman Ekonomist Dış Ticaret Ve Finans Uzmanı Öğretim Görevlisi …, Akaryakıt ve LPG Sektör Uzmanı … tarafından hazırlanan 31.10.2019 tarihli bilirkişi heyet teknik raporu alınmıştır. Davacı yan tarafından incelemeyen sunulan 2009-2010-2011 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı yan vekili tarafından dosyaya 04/01/2019 tarihinde 12/03/2009- 31/12/2010 tarihleri arasında davalının bayilerini gösteren 4 sayfalık abone listesinin sunulduğu, ilgili liste üstünde yapılan incelemede davalı yanın 12/03/2009- 31/12/2010 tarihleri arasında 33 aboneye ulaştığı, bu noktada Yargıtay bozma kararı uyarınca atıf yapılan taraflar arası akdedilen 12/03/2009 tarihli Bayilik Sözleşmesinin 18. maddesine göre; davacı yan tarafından yapılan feshin sözleşmeye uygun ve haklı olduğu, bu durumda dava tarihi 22/09/2011 itibariyle; davacı yanın davalı yandan tüp bedeli alacağının 17.261,06 TL olduğu, davacı yanın davalı yandan sözleşmenin 24. maddesine göre ceza-i şart alacağının 35.783,50 TL olduğu, sektörel incelemede makul süre olarak belirtilen bir ay için mahrum kalınan karın 1.330,49 TL olabileceği, sözleşmenin sonuna kadar devam ettiğinin kabulü ile hesaplama yapılması gerektiğinde mahrum kalınan karın 49.981,97 TL olabileceği teknik olarak hesaplanmıştır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; taleple bağlılık ilkesine ( ıslah ) dikkat edilerek ( hesaplanan fazlaya hükmedilmemiştir) taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre hüküm tesis edilmiş olup; davalı bayinin 2010 yılı sonuna kadar 1800 aboneye ulaşma taahhüdünü yerine getirmeyerek 33 aboneye ulaştığı, bu durumda davalının sözleşmenin feshine sebebiyet verdiği, davacının sözleşmenin feshinde sözleşmenin 18. maddesine uygun fesihte bulunduğu, feshin ve sonuçlarının gerekli koşullarla davacı tarafından davalıya 16.02.2011 tarihinde ihbar tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bunun sonucu olarak teknik olarak belirlenen talep 10.000 TL olmakla (hesaplanan 17.261,06 TL ) tüp iade edilmeme bedel alacağından, talep 20.000 TL olmakla ( sözleşmenin basiretli tacir olan taraflarca imzalandığı hususuna dikkat edilerek sözleşmenin sonuna kadar devam ettiğinin kabulü ile hesaplanan mahrum kalınan kar 49.981,97 TL) kar mahrumiyeti tazmininden, talep 20.000 TL olmakla ( hesaplanan 35.783,50 TL ) cezai şart alacağından davalının davacıya karşı sorumlu olduğu, fesih ihbar tarihi olan 16/02/2011 tarihinde davalının temerrüte düştüğü, bu tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar temerrüt faizi ile davalının davacıya karşı sorumlu olduğu, davacının davasını ispatladığına kanaat getirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının kabulü ile; 10.000 TL tüp iade edilmeme bedel alacağı + 20.000 TL kar mahrumiyeti + 20.000 TL cezai şart olmak üzere toplam 50.000,00 TL’nin 16/02/2011 tarihinden ödeme tarihine dek işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline davacıya verilmesine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 3.415,50 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 18,40 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 683,10 TL olmak üzere toplam 701,50 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 2.714,00 TL daha harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen harcın davalıdan tahsiline davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-6100 S HMK gereğince bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan 4.860,45 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay’a gönderilmek üzere temyiz yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır