Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/949 E. 2018/519 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/949 Esas
KARAR NO : 2018/519
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 16/09/2015
KARAR TARİHİ : 15/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin 12.04.2013 tarihinde kurulmuş olup, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 18.04.2013 tarihli sayısında yayınlanmak suretiyle tescil ve ilan edildiğini, 4 ortaklı bir şirket olduğunu, davalı …’nin çalışma disiplinine uymamak, personele ve iş arkadaşlarına kötü davranmak, müşteriler ile ilişkilerini saygı çerçevesinde yürütmemek, düşük performansla çalışmak vb. nedenlerle şirketi zor durumda bıraktığını, ana sözleşmede özel bir düzenleme bulunmadığından şirket genel kurulunun 26.06.215 tarihinde toplanarak TTK’nun 621/5 maddesi hükmüne göre alınan kararın davalı ortağa tebliğ edildiğini, verilen 10 günlük süre içinde kendi isteği ile çıkma yolunda hiçbir irade göstermediğini belirterek TTK’nun 640/3 maddesi uyarınca davalının ortaklıktan çıkarılmasına, TTK’nun 641. Maddesi uyarınca ayrılma payının hesaplanıp kendisine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; TTK’nun 616/1 maddesi uyarınca gerekli olan genel kurul kararının davadan önce alınmadığını, bu nedenle dava koşullarının oluşmadığını, ortağın ancak haklı sebeplerle çıkarılmasına karar verilebileceğini, somut olayda ileri sürülen nedenlerin gerçekleşmediğini belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; 6102 Sayılı TTK.nun 621/1-h ve 640/3. Maddesi hükmüne dayalı olup, davacı şirketin ortağı olan davalının haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması istemine ilişkindir.
Davacı şirkete ait sicil dosyası getirtilerek incelenmiş; dava tarihi itibari ile davacı şirketin ticaret sicilinde tescilli bulunan yasal ikametgahı mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar dahilinde kalındığından HMK’nun 14/2. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığın çözümünde Mahkememiz mutlak olarak yetkili bulunmaktadır. Davacı şirketin sicil dosyası incelendiğinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … Ticaret sicil numarasında kayıtlı olduğu, ortaklarının …,…, …, … oldukları tespit edilmiştir.
6102 sayılı 640/3 maddesi hükmüne göre şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması mümkündür. Ancak TTK’nun 621/1-h maddesi hükmüne göre, bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden dolayı şirketten çıkarılması için temsil edilen oyların en az 3’te 2’sinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunca alınmış bir genel kurul kararı bulunması gerekmektedir. Somut olayda, davadan önce davalı dışında kalan diğer ortakların katılımı ile alınan 26.06.2015 tarihli ortaklar kurulu kararında “davalı …’nin şirket ortaklığından çıkarılması için TTK’nun 621/1-h bendinde aranan karar yeter sayısı mevcut olduğundan buna ilişkin karar alınması için şirketin olağanüstü genel kurulunun toplantıya çağrılmasına, toplantıdan önce durumun noter marifeti ile …’ne tebliğine tebliğden itibaren 10 gün içinde yazılı olarak çıkma isteğini bildirmesi halinde sermaye payının kendisine ödeneceğinin, aksi halde genel kurulun toplanarak belirtilen kararın alınacağı ve gerekli işlemlerin başlatılacağı” yönünde karar alındığı anlaşılmaktadır. Kararın içeriği incelendiğinde TTK’nun 621/1-h bendi koşullarına uygun yönde alınmış bir karar olmadığı, bu yönde karar alınacağının belirtildiği, dosyaya ibraz edilen kararların ise davadan sonra alınmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca dava açılabilmesi için gerekli olan yasal ön koşulun yerine getirilemediği, bu nedenle koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin kararı davacı vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … sayılı 27/04/2017 tarihi kararı ile kesin olarak kaldırılmıştır. Kararın gerekçesinde “Taraflar arasındaki uyuşmazlık; TTK 640/3 maddesinde düzenlenen haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılma davasıdır. Davacı şirketin 4 ortağından birinin davalı olduğu,%25 hissesi bulunduğu anlaşılmaktadır.
TTK’nun 621/h maddesi uyarınca bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması istemiyle mahkemeye başvurulabilmesi için temsil edilen oyların en az 2/3 sinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde genel kurul kararı alınabileceği düzenlenmiştir. Eş söyleyişle TTK’nun 640/3 maddesi uyarınca haklı sebeplerle ortaklıktan çıkarılabilmesi davasının açılabilmesinin ön şartı TTK’nun 621.h maddesi uyarınca usulüne uygun olarak alınmış genel kurul kararıyla mümkündür.
26/06/2015 tarihinde ortaklardan …’in şirketten çıkarılması ve buna ilişkin kararın alınabilmesi için şirketin olağanüstü genel kurul toplantısına çağrılmasına, ancak toplantıdan önce durumun …’e noter kanalı ile tebliğine yönelik karar alındığı, 16/09/2015 tarihinde de davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra 20/06/2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında davalının TTK’nun 616/1-h ve 640.maddeleri uyarınca çıkarılmasına karar verildiği ,mahkeme kararı olmadan çıkarma işlemi yapılamayacağından bahisle ticaret sicilinin tescil etmediğinin davacı vekili tarafından beyan edildiği görülmüştür.
TTK 621/h de öngörülen genel kurul kararı özel bir dava şartıdır. HMK 115.maddesi uyarınca dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedileceği düzenlenmiştir. Yargılama devam ederken alınan kararın davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin olduğu ,ancak mahkeme kararı olmadan bu kararın ticaret siciline tescil edilmesi mümkün olmayacağından, yapılması gereken “ortaklıktan çıkarılma davası açılabilması için alınmış genel kurul kararının” sunulması veya usulüne uygun olarak genel kuruldan çıkma davası açmak üzere karar alınmasını sağlayacak şekilde davacı vekiline uygun süre verilerek dava şartı eksikliğinin giderilmesi gerektiği ;tamamlanabilir dava şartı sözkonusu olduğu halde ;İlk Derece Mahkemesince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.” denilmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı doğrutusunda “ortaklıktan çıkarılma davası açılabilmesi için alınmış, Genel Kurul kararının” sunulması veya usulüne uygun olarak Genel Kuruldan çıkma davası açmak üzere karar alınmasını sağlayacak şekilde davacı vekiline 1 ay kesin süre verilmiştir.
Davacı vekili 03/04/2018 tarihli dilekçesi ile 20/06/2016 tarihinde alınan genel kurul kararının yeterli olduğunu belirterek başkaca bir karar sunmamıştır. Dava açıldıktan sonra 20/06/2016 tarihli olağanüstü Genel Kurul Toplantısında davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin karar verilmiştir. Ancak; mahkeme kararı olmadan çıkarma işlemi yapılamayacaktır. Bu nedenle davacıya yeni bir süre verilerek “dava açılması için alınmış genel kurul kararı” ibrazı istenmiş ise de; verilen kesin sürede gereği yerine getirilmemiştir. TTK nın 621/h bendinde öngörülen Genel Kurul kararının ibraz edilmediği, buna ilişkin özel dava koşulu yerine getirilmediğinden HMK 114/2 ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-HMK 114/2 ve 115/2 maddesi gereğinde davanın USULDEN REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubuna,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 575,75 TL gider avansından geriye kalan 407,45 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davalı tarafından yatırılan 22,00 TL gider avansının hüküm kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI /
35,90 TL KARAR HARCI
27,70 TL PEŞİN HARÇ /
8,20 TL KALAN HARÇ