Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/941 E. 2021/423 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/941 Esas
KARAR NO : 2021/423

DAVA : Şirket Müdürlüğünden Azil-Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/10/2017
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat ve şirket müdürlüğünden azil davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; … Ltd. Şti. nin% 50 hissesinin davacı …’ın eşi ve davacı …’ın babası olan …’a, % 50 hissesinin ise davalıya ait iken davacıların murisi …’ın 16/02/2016 tarihinde vefat ettiğini, 16/02/2016 tarihinden bu yana …Şti.’nin% 50 hissesinin davacılara ve diğer % 50 hissesinin davalıya ait olduğunu, davacıların murisi …’ın sağlığında … Ltd. Şti.’nin müteveffa … ve davalı tarafından münferit imzaları ile temsil ve ilzam edildiğini, …’ın vefat tarihinden bu yana ise şirketi müdür olarak tek başına davalının idare ettiğini, şirketin sermayesinin 52.500,00-TL olduğunu, davacıların miras bırakanı …’ın vefatını müteakip sözlü ve yazılı olarak defalarca şirketin müdürü olan davalıdan … Ltd. Şti. nin genel kurulunu toplantıya çağırmasının, şirketin gelir-gider hesapları, ayrıntılı mizan, bilanço ve karar defteri örnekleri gibi bilgi ve belgelerin davacılara verilmesinin, dağıtılmayan kar paylarının dağıtılmasının, davacıların miras bırakanı …’ın sağlığında olduğu gibi davacılardan birisinin şirkette aktif olarak görev almasının ve müdür seçilmesinin, şirketin çalışanları, önemli kontratları, iş ve faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi ve belgelerin verilmesinin, davalının genel kurul kararı olmadan keyfi olarak kendisine ayda 3.000,00 Euro maaş aldığından bahisle şirketin tüm gelirini avans olarak kendisine mal etmesinin sona erdirilmesinin ve aldığı avansları şirkete iade etmesinin, genel kurul tarafından müdürün maaşının belirlenmesinin istenildiğini, bu güne kadar davalı tarafından şirket genel kurulunun toplantıya çağırılmadığını, kar paylarının dağıtılmasına karar verilmeyerek davacılara maddi baskı uygulandığını, davalının, davacıların miras bırakanının sağlığında olduğu gibi %50 oranında ortak olan davacılardan birisinin şirkette müdür olarak görev almasını kabul etmeyeceğini, eşitlik ilkesine uymayacağını söylediğini, şirketin çalışanları, önemli kontratları, iş ve faaliyetleri hakkında yeterli açıklama yapmadığını, usulsüz olarak ‘maaş aldığından bahisle’ şirketin tüm gelirini avans olarak kendisine mal etmeye devam ettiğini, kendilerine verilen 2016 yılı bilançosu ve 2016 yılına ait kısmi mizan örnekleri içindeki bilgilerde ise çelişkilerin bulunduğunu, davalının müdürlük görevini hakkaniyete, özen ve bağlılık yükümlülüğüne, eşit işlem yapma borcuna, kanuna ve şirket sözleşmesine aykırı olarak yürüttüğünü, kendi kişisel çıkarlarını şirket menfaatinin önünde tuttuğunu, davacı ortaklara karşı maddi ve manevi şiddet uyguladığını,… Ltd. Şti. 2016 yılı bilançosuna göre, şirketin 2015 yılı ve öncesi geçmiş yıl karlarının 944.766,74-TL olduğunu, davacıların murisinin vefatından sonra 16/02/2016 tarihinden 31/12/2017 tarihine kadar davalının 10,5 ay tek başına müdürlük yaptığını, 2016 yılında ise … Ltd. Şti.’nin 519.180,65-TL zarar ettiğini, 2015 yılı bilançosunun aktifinde ‘Dönen Varlıklar’ H- 5. maddede iş avanslarında 188.240,00-TL kayıtlı olduğunu, Aktifin II-Duran Varlıklar B maddesi ‘5- Diğer çeşitli alacaklar’ kaleminde 500.000,00-TL kayıtlı olduğunu, bu tutarın aslında ortakların 31/12/2015 tarihine kadar şirketten aldığı paralar olduğunu, bunların usulsüz olarak Ortaklar hesabına değil, bu hesaplara kayıt edildiğini, şirketin 6736 sayılı yasadan faydalanarak iş bu 688.240,00-TL yi ortaklara verilen borç hesabına aldığını, 6736 Sayılı Kanun’ nun 6/3 maddesine göre % 3 vergisi ödenerek ortaklardan olan alacak hesabının kapatıldığını, bu işlemin sonucunda geçmiş yıl karlarının 944.766,74-TL den 6736 Sayılı Yasaya ilişkin düzeltme nedeniyle oluşan 519.180,65-TL zararın ve geçmiş yıl zararları düşünce 31/12/2016 itibariyle geçmiş yıl dağıtılabilir karının 425.586,09-TL olduğunu, davalının şirket müdürü olarak genel kurulu toplamayarak ve kar dağıtımı kararı alınmasını engelleyerek davacıları zarara uğrattığını, müvekkilerinin çaresiz kalarak hisselerini kendisine bedelsiz veya çok düşük bedelle devrini amaçladığını, davalının şirket müdürü olarak görevini yapmayarak genel kurulu toplantıya çağırmayıp ve kar dağıtımı yapılmasını engellemek istediğini, ücret aldığından bahisle şirketin tüm gelirinin keyfi olarak avans şeklinde davalıya mal edilmesinin TTK. 601. maddesine öngörülen sermayenin geri ödenmesi yasağına da aykırı olduğunu, şirkete iadesinin gerektiğini, keyfi olarak belirlediği maaşı “avans” adı altında örtülü kar dağıtımı şeklinde alarak davacıları ve kurumlar vergisi ile stopaj yönünden amme alacağını ödemeyerek devleti zarara uğrattığını, davacıların 27.09.2017 tarihli ihtarnamelerinde davalının haksız olarak aldığı paraları tebliğden itibaren en geç 1 gün içinde şirkete iade etmesini davalıdan talep ettiğini, davalının aldığı paraları iade etmediğini, bu nedenle bu tutarın 87.500,00-TL sinin TTK. 555/1. madde gereğince davalıdan tahsili ile … Ltd. Şti. ne ödenmesini talep etme zorunluluğunun doğduğunu,… Ltd. Şti. nin 31.12.2016 tarihli bilançosuna göre şirketin banka hesaplarında 214.434,89-TL ve kasasında 722,89-TL parasının var olduğunu, mizana göre bankada bulunan 214.434,89-TL nin büyük kısmının Euro hesaplarında durduğunu, davalıya gönderilen ihtarnamede … Ltd. Şti. bu paralarının durup durmadığını tebliğden itibaren en geç 7 gün içinde açıklayarak bilgi vermesi ve banka hesap cüzdanı fotokopilerini kargo ücreti tarafa ait olmak üzere göndermesini talep ve ihtar edildiğini, davalının banka hesapları ile ilgili bilgileri de vermediğini, … Ltd. Şti. nin 2016 yılı bilançosunun Pasif, lll-Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar C -Diğer Borçlar, 1- Ortaklara Borçlar maddesinde 70.165,12 TL kayıtlı olduğunu, davalının 2016 yılı içerisinde şirkete para verdiği veya şirket için harcama yaptığı gösterilerek şirketi kendisine borçlandırdığının görüldüğünü, davalıdan sözlü ve ihtarname ile yazılı olarak … Ltd. Şti. nin 31.12.2016 tarihli bilançosuna göre şirketin banka hesaplarında 214.434,89-TL ve kasasında nakit olarak 7.220,89 TL parası varken şirketin neden kendisine borçlandığını tebliğden itibaren en geç 7 gün içinde ayrıntılı olarak izah ederek bilgi vermesinin, konuyla ilgili belgeleri kargo ücreti tarafa ait olmak üzere göndermesinin istenildiğini, davalının bu hususları açıkladığını, keyfi olarak şirketin parası varken şirketi kendisine borçlu gösterdiğini belirterek davalının … Ltd. Şti. adına taşınmaz satış ve ipotek tesisi ile kambiyo senedi düzenleme yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına, davanın kabulü ile TTK. 630/2 maddeye göre haklı nedenlerle davalının … Ltd. Şti. ni yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına (davalının … Ltd. Şti.nin müdürlüğünden azline), … Ltd. Şti. ne kayyım atanmasına, davalının … Ltd. Şti. ne verdiği zararın şimdilik 87.500,00 TL. nin TTK. 555/1. madde gereğince davalıdan tahsili ile … Ltd. Şti. ne ödenmesine, masraflar ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin, miras bırakanları …’ın vefatı nedeni ile onun … Ltd. Şti.’deki %50 hissesini 16/02/2016 tarihinde miras yolu ile edindiklerini, şirketin %50 hissesinin ise davalıya ait olduğunu, 04/12/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile müvekkillerinin murisi … ve davalının … Ltd. Şti.’deki münferit imzaları ile şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürlük görevlerinin 10 yıl süreyle devamına karar verildiğini, 52.500,00 TL sermayeli şirketi davacıların murisi …’ın vefatını müteakip 16/02/2016 tarihinden bu yana davalının tek başına müdür sıfatıyla idare etmekte olduğunu, hal böyle iken davalının müdürlük görevini hakkaniyete, özen ve bağlılık yükümlülüğüne, eşit işlem yapma borcuna, kanuna ve şirket sözleşmesine aykırı olarak yürüttüğünü, müdürlük yetkilerini kötüye kullanmakta olduğunu, kendi kişisel çıkarlarını şirket menfaatinin önünde tutması nedeniyle müvekkillerini zarara uğrattığını, bu kötü niyetli davranışlarının davalının müdürlük görevinden azli için haklı neden teşkil ettiğini, davalının kötü niyetle şirket taşınmaz mallarını satması veya ipotekle takyit etmesi ve usulsüz olarak kıymetli evrak düzenleyerek davacılara zarar verebileceği ihtimali ile öncelikle davalının … Ltd. Şti. adına taşınmaz satışı ve ipotek tesisi ile kambiyo senedi düzenleme yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına, TTK 630/2 maddesi uyarınca haklı nedenlerle davalının …Ltd. Şti. Yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına (Davalının …Ltd. Şti.’nin müdürlüğünden azline), …Ltd. Şti.’ne kayyım atanmasına, şirket müdürüne ödenecek ücretin belirlenmesine, davalının … Ltd. Şti.’ne verdiği zarardan fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 240.000,00-TL’nin TTK 553/1 ve 555/1 maddeleri gereğince davalıdan tahsili ile … Ltd. Şti.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacıların, tarafların ortak ve müvekkilin müdür olduğu … Ltd. Şti. ’nde müvekkilinin yetkilerinin sınırlandırılması, kayyum tayinini ve müdürün azli ile 87.500,00-TL’nin müvekkilinden alınarak … Ltd. Şti.’ e verilmesi istemiyle eldeki davayı açtıklarını, davacıların bu istemlerine dayanak yapmış oldukları iddialarının tamamının asılsız, haksız ve açıkça kötü niyetli olduğunu, müvekkilin kendilerine şirket hakkında bilgi vermediği algısını yaratmak için, müvekkilin noter ve e-posta kanalı ile kendilerine göndermiş olduğu bilgi ve belgeler ile cevabi ihtarnameleri dosyaya sunmadığını, müvekkilimin her türlü bilgiyi/belgeyi kendilerine verdiğini, paylaştığını, dolaylı olarak ikrar ettiklerini, müvekkil ile davacıların miras bırakanı merhum …’ın yaklaşık 18 yıl süre ile dava konusu … Ltd. Şti. ve dava dışı … Şti.’ inde ortaklık yaptıklarını,ortaklıkların faaliyet konusunun üreticilerinin yurt dışında olan iplik firmalarının Türkiye’deki mümessilliklerini, pazarlamalarını yapmakta olduğunu, bu şirketlerin sermaye şirketi olarak kurulmuş olduklarını, yapıları itibariyle sermayeye ve profesyonel iş organizasyonuna dayalı ve bu anlamda pazarlamacılar çalıştıran bir şirket olmadığını, aksine bir şahıs ortaklığı gibi, hem mümesillik tedarikinde ve hem de ürün satışında iki ortağın kişisel iletişim yetenekleri, pazarlama becerileri ve kişisel bağlantıları, tanınırlıkları ile çalışan ve kazanan şirketler olduğunu, davacı …’ ın, dava konusu … Ltd. Şti.’de ortak olduğu halde hiçbir zaman şirkette aktif bir faaliyet yürütemediğini, müvekkilinin, davacılardan birinin şirketlerde müdür olarak göreve başlatılması isteğine muvafakat etmediğinin iddia edildiğini, müvekkilin, davacılarla bir ortaklık yürütemeyeceğini gördüğünü, davacıların sahaya çıkıp bu pazarlamayı yapabilecekleri ne kişisel becerileri, ne deneyimleri ve ne de kişisel bağlantılarının var olduğunu, müvekkilin ortaklık yerine şirketlerden diledikleri birini almalarını ve diğerini ise kendisine bırakmalarını önerdiğini, davacıların da bu çözümü esas itibariyle kabul ettiğini, yapılan 10’a yakın toplantıda bu önerinin detaylarının tartışıldığını, tarafların ortaklığının giderilmesi hususunda mutabakata vardıklarını, 28/12/2016 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile şirketin tüm borçlarının ödenmesine ve çalışanlarının çıkışlarına karar verildiğini, dava dilekçesinde müvekkilinin, şirket hesapları hakkında davacılara bilgi vermemekle itham edildiğini, davacıların, Sayın Mahkeme nezdinde bu iddiaları güçlendirmek için de, müvekkilinin kendilerine yazılı olarak vermiş olduğu bilgi ve belgelere hiç değinmediğini, davacıların her zaman şirket merkezine gelip şirkete ilişkin kayıt ve belgeleri incelemek imkanına sahip olduğunu, davacıların, hiçbir zaman bunu yapmadıklarını, hem davacı …’ın 10 civarında toplantıya refakatlerinde getirdiği kişilerle hem de yetkilendirilen hukuk bürolarının her seferinde aynı bilgi ve belgeleri talep etmeleriyle hem şirketin ticari bilgileri ifşa edildiğini, hem de müvekkilin sürekli olarak taciz edildiğini,davacıların, müvekkilini, keyfi şekilde 3.000 Avro maaş almakla ve şirket varlığını kendisine mal etmekle itham etmiş olduklarını, bu ücret uygulamasının, 18 yıllık ortaklık ilişkisinin başından beri uygulanan, yani davacıların miras bırakanının da kabul ettiği ve uyguladığı bir kural olduğunu, davacı …’ın öteden beri şirket ortağı olduğunu, bu uygulamayı uzun yıllardan beri bildiğini, onayladığını, 2016 yılının ilk iki ayı için davacıların miras bırakanına da 32.170- TL tahakkuk ve ödeme yapıldığını, müvekkilin de aynı dönem için aynı miktarı aldığını,davacı 2016 yılı sonu itibariyle şirkette 425.586,09 TL kâr bulunduğunu ve şirketten kâr dağıtılmayarak davacılara şiddet uygulandığının iddia edildiğini,şirketin 2016 yılını 519.180,65 TL zarar ile kapattığını, dolayısıyla dağıtılabilecek dönem kârının da olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı tarafın şirket müdürüne ödenecek ücretin belirlenmesine ilişkin talepleri dışındaki dava konusu tüm taleplerin … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasında açmış oldukları derdest davaya konu talepler ile aynı olduğunu belirterek derdestlik itirazında ve birleştirme talebinde bulunarak davanın esastan reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl ve birleşen davalar; davalının müdürlükten azli ve yönetici zorumluluğu nedeniyle tazminat istemlerine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davalarda, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan hususlar, davalının müdürü olduğu, dava dışı …Ltd Şirketi’ni, 2016 ve 2017 yılı faaliyet dönemlerinde müdürlük ücreti adı altında ödeme alarak zarara uğratıp uğratmadığı; davacıların, davalının müdürlük sıfat ve yetkilerini kanun, esas sözleşme, dürüstlük kuralı ve eşitlik ilkesine aykırı şekilde kullandığı iddialarına dayalı olarak müdürlükten azli ve şirkete kayyım atanması taleplerinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, dava dışı şirketin, İTO, vergi ve SGK kayıtları, tapu kayıtları, beyanname ve bilanço örnekleri, …Şti.’nin İTO kaydı, … 10 ATM’nin … esas, …Karar Sayılı dosyası, … Şirketi’nin…Bankası nezdindeki hesap dökümü celbedilerek dosya arasına alınmıştır.
Tarafların ortağı olduğu …Tic Ltd Şti ile dava dışı …Ltd Şti 2015-2017 yılları arassındaki ticari defter ve kayıtları ile dosya içeriği delliler üzerinde iddia ve savunma doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 15/01/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, … Ltd. Şti. ve… Ltd. Şti.nin ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, TTK 630/2. Maddeye göre davalının …Tic. Ltd. Şti.nde ki yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılması, şirkete kayyım atanması, davalının … Tic. Ltd. Şti.ne verdiği zararın davalıdan tahsili talebinden ibaret olduğu, dava dışı … Ltd. Şti.nin 2015, 2016 ve 2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, dava dışı … Ltd. Şti.nin 2015, 2016 ve 2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacıların murisinin 16.02.2016 tarihinde vefat etmesine karşılık, her mali yılın sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılması gereken (TTK. m. 617) genel kurul toplantısının yapılmaması, bunun üzerine davacının 28.03.2017 tarihli ihtarnameyle genel kurul toplantısının yapılmasını talep etmesi, davalının göndermiş olduğu 13.04.2017 tarihli cevabi ihtarnamede genel kurulu en kısa sürede toplantıya çağıracağını belirtmiş olmasına rağmen bu taahhüdünü yerine getirmemesi, davacının göndermiş olduğu 27.09.2017 tarihli ihtarnameyle genel kurulun toplantıya çağrılmasını tekrar yenilemek zorunda kalması, davalının 09.10.2017 tarihinde göndermiş olduğu ihtarnameyle 3.000- Euro maaş aldığını kabul etmesi ancak bu konuda herhangi bir ortaklar kurulu kararı sunmamış olması, davacıların murisinin vefatı sonucunda eşitlik ilkesi gereği hisselerin yarısına sahip olan davacıların da şirket yönetiminde söz sahibi olmalarının gerekmesi, bu durumun aynı zamanda şirketin geçmiş dönemdeki teamüllerinin de bir gereği olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalının müdürlükten azli için haklı nedenlerin oluştuğu, dava konusu şirket her ne kadar 2016 yılında zarar etmiş gözükmekte ise de, bu zararın yöneticilerin sorumluluğunu gerektirmeyen fiktif bir zarar olduğu, dolayısıyla davalının sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce asıl dava yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, … 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Anılan davada bu kez davalının 2017 yılı faaliyet dönemi kapsamında azli ve bu dönem için yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat istemleri ileri sürülmüştür. Davalı yanın birleşen dosya yönünden ileri sürdüğü derdestlik itirazı, asıl davanın 2016 yılı faaliyet dönemine birleşen dosyanın ise 2017 yılı faaliyet dönemine ilişkin olması nedeniyle reddedilmiştir.
Asıl davada taraf vekilllerinin itirazlarının ve birleşen davadaki taleplerin değerlendirilmesi yönünden dosya içeriği deliller ve şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak ek bilirkişi raporu alınmıştır. 18/07/2019 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dosyaya mübrez belge, bilgi ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davalının şirketten aldığı ücret ve avansların şirketi ticari defter kayıtlara göre zarara uğratmadığı, davacıların murisinin ölümünden öncesinde de bu ücretlerin alındığı, ancak alınan ücret ve avansların emsallerin üzerinde olup olmaması durumunun başka bir konu olduğu, bu konunun ise takdirin mahkemede olduğu, dava dışı şirketlerin …’ın ölümünden önce 3 ortaklı şirketler oldukları, ortaklarının …, … ve … olduğu, Bu dönemde iş avansları ve diğer çeşitli alacaklar altında ödemeler alan ortaklarIN … ve … oldukları, bir başka ifadeyle bu ortakların müdür sıfatları nedeniyle bu ücretleri aldıkları, ticari defter kayıtlarına göre …’ın vefatından önce de diğer ortak …’ın şirketten bu hesaplar altında bir ödeme almadığı, ancak artık Şirketin yeni ortaklık yapısının …, … ve … şeklinde olduğu ve yeni müdür seçimine bağlı olarak bu ücret ödemelerinin yapılmasının gerektiği, davacıların murisinin 16.02.2016 tarihinde vefat etmesine karşılık, her mali yılın sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılması gereken (TTK. m. 617) genel kurul toplantısının yapılmaması, bunun üzerine davacının 28.03.2017 tarihli ihtarnameyle genel kurul toplantısının yapılmasını talep etmesi, davalının göndermiş olduğu 13.04.2017 tarihli cevabi ihtarnamede genel kurulu en kısa sürede toplantıya çağıracağını belirtmiş olmasına rağmen bu taahhüdünü yerine getirmemesi, davacının göndermiş olduğu 27.09.2017 tarihli ihtarnameyle genel kurulun toplantıya çağrılmasını tekrar yenilemek zorunda kalması, davalının 09.10.2017 tarihinde göndermiş olduğu ihtarnameyle 3.000- Euro maaş aldığını kabul etmesi ancak bu konuda herhangi bir ortaklar kurulu kararı sunmamış olması, davacıların murisinin vefatı sonucunda eşitlik ilkesi gereği hisselerin yarısına sahip olan davacıların da şirket yönetiminde söz sahibi olmalarının gerekmesi, bu durumun aynı zamanda şirketin geçmiş dönemdeki teamüllerinin de bir gereği olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davalının müdürlükten azli için haklı nedenlerin oluştuğu, müdürlerin ücretlerinin belirlenmesinin genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olduğu (TTK. m. 616/1), dolayısıyla genel kurul kararı olmadan müdürlerin ücret almalarının butlanla hükümsüz olduğu bir sebepsiz zenginleşme oluşturduğu, dolayısıyla alınan ücretlerin iade edilmesi gerektiği, bu bakımdan müdürün almış olduğu maaş ile ilgili olarak bir teamül oluştuğu yönündeki savunmanın da yerinde olmayacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraf itirazları üzerine alınan, 03/01/2019 teslim tarihli 2.ek bilirkişi raporunda özetle; dava dışı şirketlerin düzenli kar kaydeden ve vergilerini ödeyen bir şirket olduğu, vefat edenin ölümünden sonra davalı …’ın şirketleri tek başına yönetmeye devam ettiği ve şirketlerin karlılığını koruduğu, davalının şirketten aldığı ücret ve avansların davacıların murisinin ölümünden öncesinde de ödendiği, bu ücretlerin ticari defter kayıtlarına göre şirketi zarara uğratmadığı, müdürlerin ücretlerinin belirlenmesinin genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olduğu (TTK.m.616/1) dolayısıyla genel kurul kararı olmadan müdürlerin ücret almalarının butlanla hükümsüz olduğu bir sebepsiz zenginleşme oluşturduğu, dolayısıyla alınan ücretlerin iade edilmesi gerektiği, bu bakımdan müdürün almış olduğu maaş ile ilgili olarak bir teamül oluştuğu yönündeki savunmanın da yerinde olmayacağı, …Şirketlerinden 2016-2017 yılları arasında davalı …’a ve vefat eden …’a yapılan toplu ödemeler yıllar bazında aşağıdaki şekilde hesap edildiği, Davalı …’a … VE … 2016 yılında da 67.741,00-Euro avans diğer ticari alacaklar adı altında yapılan ödemelerin 225.668,36-TL olduğu, Davalı …’a … VE … şirketlerinden 2017 yılında toplam 66.000,00-EURO yönetici ücretleri hesap kaydıyla yapılan ödemelerin toplam 401.351,14-TL olduğu, vefat edenin ölümünden öncesinde de ödenmiş olmasına karşın, genel kurul kararı olmadan alınan ücretlerin geri ödenmesinin sayın mahkeme tarafından karar verilmesi halinde 2016 yılında 225.668,36-TL, 2017 yılında toplam 401.351,14-TL ücret aldığının hesap edildiği, bu tutarların ödenmesinin davalının karlı olan şirketlerdeki ticari hayatını zorlaştıracağı ve devam ettirmesini imkansızlaştırabileceği hususlarının da mahkeme tarafından değerlendirilebileceği, diğer konularda kök raporu değiştirecek nitelikte bir husus bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın daha önce rapor tanzim eden bilirkişi heyetine yeniden tevdii ile; asıl ve birleşen dosyalarda davalının 16/02/2016 tarihinden(davacıların murisinin ölümü tarihi) itibaren 2016 yılı ve 2017 yılı boyunca aldığı yönetici ücretinin, dava dışı … Şirketinin hacmi de göz önünde bulundurularak makul olup olmadığı, makul değil ise bu hacimdeki bir şirket için 2016 ve 2017 yılları için alınabilecek aylık makul ücretin ne olduğu hususlarında ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, 18/12/2020 teslim tarihli 3.ek bilirkişi raporunda özetle; davalının almış olduğu maaşın diğer yönetim kurulu üyelerinin almış olduğu maaşlarla ve yine geçmiş yıllarda takdir edilen ve genel kurulun denetiminden geçerek ödenen maaşlarla uyumlu olduğu, fahiş bir maaş ödemesine rastlanmadığı, kaldı ki yöneticilerin atanması ve ücretlerinin belirlenmesinin genel kurulun devredilmez yetkileri arasında bulunduğu, takdir edilen maaşlara yönelik itirazın genel kurul kararına karşı üç aylık süre içerisinde yöneltilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Celbedilerek incelenen, … 10 ATM’nin …esas, … Karar Sayılı dosyası kapsamından, iş bu davanın davacıları tarafından dava dışı … Şirketi’ne karşı açılan TTK’nun 614/3 maddesine dayalı bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılması talepli davanın, davalı şirketçe bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılmasına yönelik talebin yerine getirilmiş olduğu gerekçesiyle reddedildiği, kararın kesin olduğu anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen davalarda davacılar tarafından; davalının, davacıların murisi olan …’ın 2016 yılında vefatından sonra dava dışı … Şirketi’ni kötü yönettiği, genel kurulu toplamadığı, eşit işlem yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bilgi edinme hakkının kullanılmasını engellediği ve kar payı dağıtmadığı iddialarına olarak davalının … şirketi müdürlüğünden TTK’nun 630 maddesi uyarınca azlini, yine davalının 2016 ve 2017 yılları faaliyet dönemlerinde genel kurul kararına dayalı olmaksızın, müdürlük görevi nedeniyle aldığı ücret ve avanslar nedeniyle şirketi zarara uğrattığı iddiasına dayalı olarak, davalının aldığı ücretlerin TTK’nun 553 maddesi uyarınca davalıdan tazmini ile şirkete ödenmesini talep etmişlerdir.
TTK’nun 630/2 maddesi uyarınca; her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
Davacılar tarafından asıl ve birleşen dava tarihleri itibariyle; şirket genel kurul toplantılarının yapılmaması ve kar payı dağıtılmaması haklı neden olarak ileri sürülmüştür. TTK’nun 617/3 fıkrası uyarınca limited şirketlerde; toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır. TTK’nun 411/1 maddesi uyarınca; sermayenin en az onda birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını isteyebilirler. TTK’nun 412/1 maddesi uyarınca; pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemleri yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi karar kesin olarak verebilir. Yine TTK’nun 616/1-e bendi uyarınca kar payı dağıtımı hususunda karar verilmesi limited şirket genel kurulunun devredilemez yetkileri arasındadır. Somut olayda, davacılar tarafından, davalının genel kurulu toplantıya çağırmadığı, murislerinin vefatından sonra toplanması gereken genel kurulun toplanmadığı belirtilmiş, incelenen sicil kayıtlarından asıl ve birleşen dava tarihleri itibariyle dava dışı şirketin 2016 ve 2017 yıllarında olağan genel kurul toplantısı yapmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan davacıların TTK’nun 617/3 fıkrası atfı ile TTK’nun 411/1 ve 412/1 maddeleri kapsamında, gündemi belirterek, bu arada kar payı dağıtımını belirtilen gündeme dahil ederek, genel kurulu toplantıya çağırmasını müdür olan davalıdan isteme, olumsuz cevap alınması halinde ise mahkemeye başvurma hakları mevcut olmasına rağmen bu haklarını kullanmadıkları anlaşılmaktadır. Bu haklarını kullanmayan davacılar yönünden, genel kurulun toplanamamış olması müdürün azli için tek başına haklı sebep teşkil etmeyecektir. Limited şirketlerde şirketin kar elde etmiş olması, kendiliğinden limited şirket ortağına kar payı talep etme yetkisi vermeyecektir. Şirket ortaklarına kar payı dağıtılabilmesi için, öncelikle ortaklara kar payı dağıtılması yönünde genel kurulca bir kararın alınması gerekmektedir. Kar payı dağıtımına karar vermek genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olduğundan, diğer deyişle şirket müdürü olan davalının bu konuda tek başına karar verme yetkisi bulunmadığından, kar payı dağıtılmaması da TTK’nun 630/3 fıkrası kapsamında haklı neden teşkil etmeyecektir.
Davacılar tarafından, davalının eşit işlem ilkesine aykırı davrandığı, davacıların bilgi edinme haklarını kullanmalarını engellediği iddia olunmuştur. Dosya kapsamında davalının TTK’nun 627 maddesine aykırı şekilde ortaklara eşit şartlar altında eşit işlem yapmadığına dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. … 10 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …esas, …Karar Sayılı dosyasın kapsamından, davacıların bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılması talebiyle mahkemeye başvurdukları, mahkemece davalı şirketçe bilgi edinme ve inceleme hakkının kullandırılmasına yönelik talebin yerine getirilmiş olduğu gerekçesiyle talebin kesin olarak reddedildiği anlaşılmıştır. Şu halde davacılar, davalının eşit işlem ilkesine aykırı davrandığı ve bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanılmasını engellediği yönündeki iddialarını ispat edememişlerdir.
Davacılar tarafından, davalının dava dışı şirketi kötü yönettiği ve şirketin zarara uğramasına sebep olduğu ileri sürülmüş. Mahkememizce alınan kök ve üç ek bilirkişi raporunda yer alan mali tespitlerden, şirketin 2016 yılında 6736 Sayılı Kanun kapsamında vergi affından yararlandığı ve reel olarak karda olmasına rağmen, 2016 yılında bilançonun kayden zararda olduğu, ancak fiktif bir zarar kaydı olduğu, şirketin 2017 yılında kayden ve fiilen karda olduğu anlaşılmıştır. Şu halde davacıların davalının şirketi kötü yönettiğine yönelik iddiaları da ispat olunamamıştır.
Yukarıda yapılan saptamalar karşısında, davacıların asıl davada 2016 yılı faaliyet dönemini, birleşen davada 2017 yılı faaliyet dönemini esas alarak ileri sürdükleri davalının haklı nedenle şirket müdürlüğünden azli ve şirkete kayyım atanması yönündeki talepleri, TTK’nun 630/2 ve 3.fıkraları koşulları oluşmadığından reddedilmiştir.
Davacılar tarafından davalının, asıl davada 2016 yılı faaliyet döneminde, birleşen davada ise 2017 yılı faaliyet döneminde aldığı müdürlük ücretinin genel kurul kararına dayanmadığı ve davalının bu ücretleri alarak şirketi zarara uğrattığı ileri sürülerek bu ücretlerin TTK’nun 644/1-a bendi atfı ile TTK’nun 553/1 fıkrası uyarınca dava dışı şirkete ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
TTK’nun 553/1 fıkrası uyarınca; kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Yönetici sorumluluğu ile amaçlanan; zarar verene isnat edilebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararın giderilmesidir. Sorumluluğu düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 553.maddesi hükmüne göre yöneticiler kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Yöneticilerin Türk Ticaret Kanununa istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi; zarar, hukuka aykırılık, kusur, illiyet bağı koşullarının gerçekleşmesine bağlıdır. TTK’nun 616/1-f bendi uyarınca limited şirket müdürlerinin ücretlerinin belirlenmesi genel kurulun devredilmez yetkileri arasındadır. Somut olayda davalının, herhangi bir genel kurul kararı olmaksızın, 2016 yılında toplam 37.895 Euro, 2017 yılında toplam 60.000,00-Euro ücret aldığı bilirkişi incelemesi ile tespit edilmiştir. Yine incelenen sicil kayıtları ve bilirkişi raporlarından, davacıların murisi …’ın vefatına kadar, davalı ile birlikte şirket müdürü olduğu, her ikisinin de şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olup, benzer yönetici ücretini aldıkları tespit edilmiştir. Davacıların murisinin vefatından sonra davalının şirketin tüm yönetim işlerini tek müdür olarak yürüttüğü de tarafların kabulündedir. Davalının aldığı ücret bir genel kuruluna dayanmamakla birlikte, dava dışı şirket ile davalı arasında, şirket işlerinin yürütülmesi faaliyeti bakımından bir vekalet ilişkisi söz konusudur. 6098 Sayılı TBK’nun 502/3 fıkrası uyarınca vekil, sözleşme veya teamül varsa ücrete hak kazanır. Dava dışı şirket ile müdürler arasında bu yönde bir temaül bulunduğu alınan bilirkişi raporları ile de tespit olunmuştur. Şu halde asıl ve birleşen dosyalarda davalının, davacıların murisinin ölüm tarihi olan 16/02/2016 tarihinden itibaren 2016 yılı ve 2017 yılı boyunca aldığı ücretin, dava dışı … Şirketinin hacmi de göz önünde bulundurularak makul olup olmadığı, makul değil ise bu hacimdeki bir şirket için 2016 ve 2017 yılları için alınabilecek aylık makul ücretin ne olduğu tespit edilmek gerekecektir. Zira davacıların TTK’nun 553/1 fıkrasına dayalı olarak talep edebilecekleri zarar ancak bu makul ücreti aşan tutar olabilecektir. Mahkememizce bu amaçla tanzim ettirilen 3. Ek bilirkişi raporunda, davalının almış olduğu aylık ücretin, davacıların murisinin daha önce almış olduğu ücretlerle ve yine geçmiş yıllarda takdir edilen ve genel kurulun denetiminden geçerek ödenen ücretlerle uyumlu olduğu, fahiş bir ücret ödemesine rastlanmadığı tespit olunmuştur.
Yukarıda yapılan bu saptamalar karşısında, davalının aldığı aylık yönetici ücretlerinin genel kurul kararına dayanmamakla birlikte, dava dışı limited şirket ile davalı arasındaki vekalet ilişkisine dayandığı, ücret, vekalet sözleşmesinin zorunlu unsuru olmamakla birlikte, TBK’nun 502/3 fıkrası uyarınca sözleşme veya teamül varsa vekilin ücrete hak kazanacağı, davacıların davalıdan şirkete ödenmesini talep edebilecekleri zararın; aynı anda hem TTK’nun 616/1-f bedine ve hem de TBK’nun 502/3 bendine dayanmayan, diğer deyişle hukuki dayanağı bulunmayan ücret ödemeleri olabileceği, davalı tarafından aylık yönetici ücretlerinin, davacıların murisinin daha önce almış olduğu ücretlerle ve yine geçmiş yıllarda takdir edilen ve genel kurulun denetiminden geçerek ödenen ücretlerle uyumlu olduğu, fahiş bir ücret ödemesi bulunmadığı, buna göre davalının dava dışı şirketi, kanun ve esas sözleşmeye aykırı şekilde ve kusurlu olarak zarara uğrattığından bahsedilemeyeceği, haksız fiilin özel bir türü olan yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat talep koşullarının oluşmadığı anlaşılmış, asıl ve birleşen davalarda ileri sürülen tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.494,29TL harçtan mahsubu ile artan 1.434,99 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 12.175,00-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava yönünden;
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 4.098,60TL harçtan mahsubu ile artan 4.039,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 25.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
11-HMK 333.maddesi gereğince davacılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/05/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

ASIL DAVADA HARÇ BEYANI /
1.494,29 TL PEŞİN HARÇ
59,30 TL KARAR HARCI /
1.434,99 TL TALEP HALİNDE İADE HARÇ

BİRLEŞEN DAVADA HARÇ BEYANI /
4.098,60 TL PEŞİN HARÇ
59,30 TL KARAR HARCI /
4.039,30 TL TALEP HALİNDE İADE HARÇ