Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/89 E. 2020/38 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/89 Esas
KARAR NO : 2020/38

DAVA : Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR : KISMEN KABUL KISMEN RED
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan rücuen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili firmanın Kazakistan Cumhuriyet Yesil Bölgesi Astana Şehrindeki iş sahasında yaşanan iş kazası neticesinde müvekkili firma çalışanlarından …’ın 20/08/2014 tarihinde vefat ettiğini, … Noterliğinin 3 Eylül 2014 tarih ve … yevmiye sayılı mirasçılık belgesine göre …’ın vefatından sonra geriye mirasçıları babası İsmail ve annesi …’ın kaldığını, mirasçıların tespitinin akabinde destekten yoksun kalma tazminatı olarak müvekkili firmanın … Noterliğinin 3 Eylül 2014 tarih ve… yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde İbraname’si ile meteveffa …’ın yasal mirasçıları olan babası … ve annesi …’a 300.000,00 TL … yapıldığını, işbu ibranamede müvekkili … A.Ş tarafından ödenen 300.000,00 TL’nin içerisinde sigorta şirketinin ödeyeceği miktarın da dahi loduğu açıkça belirtildiğini, poliçede Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında meydana gelen iş kazalarının da koruma kapsamında olduğunun belirtildiğini, … Noterliği’nin ihtarnamesi ile davalı sigorta şirketine söz konusu bedelin başvuru tarihniden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini, 3 gün içerisinde ödeme yapılmaması halinde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, işbu ihtarnamenin 8 Ağustos 2016 tarihinde davalı muhataba tebliğ edilmiş olmasına rağmen bu zamana kadar herhangi bir ödeme yapılamadığını beyan ederek davalarının kabulünü, mütevveffa işçi için müvekkili şirketçe ödenen ve davalının sorumluluğunda olan 250.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 31/10/2014’den itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

SAVUNMA / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı … A.Ş. müvekkil … A.Ş. nezdinde… numaralı 12.08.2014-2015 vadeli tanzim edilmiş İşveren Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Davacı tarafın iş kazası geçiren ve vefat eden …’ın yasal mirasçıları olan anne ve babasına toplam 400.000-TL ödeme yapıldığını belirttiğini ve sigorta poliçesinden bu ödemeye ilişkin talepte bulunduğunu, Davacı tarafından talep edilen tazminatın müvekkil şirkete ileri sürülebilmesi için öncelikle dava konusu edilen mezkur olayın İŞ KAZASI olup olmadığının tespitinin gerektiğini, İşverenin kusurunun bulunması halinde dahi varislerin destekten yoksun kalma tazminatı hak edip etmediği ve miktarının mahkemenizce tayin edilecek hazineye kayıtlı aktüerler aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve hesaplanması esnasında varislare …(SSK Genel Müdürlüğü) tarafından yapılmış veya yapılmakta olan ödemelerin PSD miktarının tenzili gerektiğini, bu nedenle tazminat hesabından önce …’dan yapılmış olan ödemelerin PSD’sinin sorulmasını talep ettiklerini, Müvekkili şirketin faizden sorumluluğu ancak dava tarihi itibari ile başladığını, Dava tarihi öncesinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince müvekkili şirket yönünden temerrüt hali oluşmadığından talep edilen ödeme tarihinden itibaren faize itiraz ettiklerini beyan ederek Talep edilen tazminatın içeriğinin açıklanmasını, Kusur durumlarının tespitini; …’dan ilk PSD’lerin sorulmasını; Hazineye kayıtlı bir aktüer bilirkişi aracılığı ile tazminat hesabının poliçe şartlarınca hesaplanmasına karar verilmesini, davacı tarafın haksız ve mesnedsiz talepleri ile davasının reddi ile yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE / Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, … ‘ da bulunan iş yerinde 20.08.2014 tarihinde vefat eden …’ ın yakınlarına ödemiş olduğu 250.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 300.00,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının sigorta poliçe limiti dikkate alınarak 250.000 TL sinin ödeme tarihi olan 31.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan (işveren mali sorumluluk sigorta sözleşmesi, poliçesi kapsamında sorumlu olduğundan bahisle) rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalı, sorumluluğunun bulunmadığından bahisle iddia olunan vakıaları inkar ile genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Dava; davacı işverenin ”işveren mali sorumluluk sigortası” kapsamında bulunan iş yerinde, davacı iş verene bir hizmet sözleşmesi ile bağlı ve …’ ya tabi çalışanı olan …’ ın yükümlülüklerini yerine getirmesi esnasında ölümü nedeni ile davacı iş veren tarafından ölenin yakınlarına ödenen destekten yoksun kalma maddi ve manevi zararların tazminine dair davacı iş verene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alan sigorta kapsamında sigorta sözleşmesinin tarafı olan davalı sigorta şirketine rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, şartları varsa miktara ilişkindir.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre; taraflar arasında akdolunan işveren mali sorumluluk sözleşmesi, hasar dosyası, poliçe ve ekleri ile özel klozlar ( manevi tazminattan sorumluluk, iş yerinin yurt dışında olması hallerinde sorumluluk vb. ) incelenmiştir, davalı şirketin maddi tazminata ilişkin sorumluluk limitinin kişi başına 250.000,00 TL olduğu, manevi tazminata ilişkin sorumluluk limitinin kişi başına 75.000,00 TL olduğu görülmektedir, davacı iş yeri yurt dışında bulunup bu hususta tarafların anlaşması gereği sigorta sözleşmesinden anlaşıldığı üzere davalının sorumluluğu mevcuttur, davacı iş verenin mevzuatımıza ve yurt dışı mevzuatına aykırı davranarak kusuru ile gereken yeterli iş güvenliği tedbirlerini almadığı resmi raporlara göre kazanın önlenmesi açısından yeterli önleminin bulunmadığı bunun sonucu iş yerinde işçinin vefat ettiği anlaşılmış davacı iş verenin % 100 kusurlu olduğuna kanaat getirilmiştir. Davalı şirket iş veren mali sorumluluk sigortası kapsamında poliçe limiti dahilinde davacı iş verenin kusuru ile verdiği zarardan rücu kapsamında davacıya karşı sözleşme kapsamında sorumludur. Davacının dava dışı ölenin mirasçıları annesine ve babasına 31.10.2014 tarihinde 250.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 300.00,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını ödediği davacının 6100 sayılı HMK m. 26 kapsamında sigorta poliçe limiti gereğince davalıya sadece 250.000,00 TL rücu ettiği anlaşılmaktadır.
Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan bilirkişi kök ve ek raporu alınmıştır. Bilirkişiler A sınıfı iş güvenliği uzmanı … ve sigorta sektör alanında uzman …’in 11/10/2018 havale tarihli raporu incelenmiştir. … (…) firmasının tüzel kişiliği gereği çalışanlarından sorumluluğu/ iş veren olarak sorumluluğu kapsamında Türk yasalarına göre iş güvenliğine aykırı davranarak gereken önlemleri almamak şeklinde aykırı davranmakla beraber Kazakistan yetkilileri tarafından hazırlanan resmi rapora göre de kaza önlemek konusunda yeterli tedbirler almadığından dolayı asıl kusurlu olduğu, müteveffa …’ ın iş kazası geçirdiği 20.08.2014 tarihinde çalışmakta olduğu, … AŞ.nin şirket nezdinde 12.08.2014- 12.08.2015 tarihleri arasında geçerli …numaralı iş veren mali sorumluluk poliçesinin mevcut olduğu, poliçede yıllık brüt işçilik ücretlerinin 18.000.000,00 TL olduğu, işveren mali sorumluluk teminatının bedeni zararlarda kişi başına limit 250.000,00 TL kaza başına 750.000.00 TL, poliçe süresince azami limitin 750.000,00 TL olduğu, manevi tazminat taleplerinin ayrıca kişi başına limitin 75.000,00 TL olduğu, işveren mali sorumluluk teminatının 250.000.00 TL olduğu anlaşılmakla davacının mirasçıların tespitinin akabinde destekten yoksun kalma tazminatı olarak davacı firma, … Noterliğinin 31 Ekim 2014 tarih ve …yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde İbranamesi ile müteveffa …’ın yasal mirasçıları olan babası … ve annesi …’a 300.000,00 TL … Ltd. olan diğer firma da 100.000,00 TL olmak üzere toplamda 400.000.00 TL Ödeme yaptığı, işbu ibranamede müvekkil … AŞ. tarafından ödenen 300.000,00 TL’nin içerisinde sigorta şirketinin ödeyeceği miktarın da dahil olduğunun belirtilmiş olduklarından 250.000,00 TL tazminatın içerisinde 75.000,00 TL manevi tazminatın poliçe klozları 701.3 yurt dışı teminatına dahil olduğu belirtildiğinden 250.000,00 TL tazminatın poliçe genel şartları doğrultusunda davacıya ödenmesi gerektiği, aktüer hesapla yapılarak; hesaplama neticesinde … peşin sermaye değerinin mahsubu sonucunda anne için 20.507.00 TL baba için 14.763,00-TL destekten yoksunluk tazminatı çıktığı ancak davacı tarafın bu tazminat ödemesini kabul etmemiş olduğu, beyan ettiklerini yapılan hesaplamada ise anne …yönünden 53.637,18 TL, baba … yönünden 48.140,77 TL olmak üzere toplam 101.777,95 TL olarak hesaplandığı, 250.000,00 TL’nin içerisinde olan manevi tazminat yönünden takdir ve yorumunun Mahkemeye ait olduğu, tarafların faiz, masraf, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin Mahkememiz takdirinde olduğu teknik olarak kök raporda değerlendirilmiştir. Bilirkişi raporu itiraza uğramakla bilirkişiler A sınıfı iş güvenliği uzmanı … ve sigorta sektör alanında uzman …’in 11/10/2018 havale tarihli raporuna ek olarak 25.09.2019 havale tarihinde ek rapor alınmıştır. … (…) firmasının tüzel kişiliği Türk yasalarına aykırı davranmakla beraber Kazakistan yetkililer tarafından hazırlanan resmi raporuna göre de kaza önlemek konusunda yeterli tedbirleri almadığından dolayı asıl %100 tam kusurlu olduğu, başkaca kazanın önlenmesi kendisinden beklenebilecek ve tarafına kusur izafe edilebilecek kimse bulunmadığı, bu ndenele kök raporda yapılan hesaplamada herhangi bir kusur indirimi yapılmadığı, takdirin Mahkememize ait olduğu, bu nedenle kök rapordaki kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı, ayrıca davalı sigorta şirketi tarafından, “İşverenin kusurunun bulunması halinde dahi varislerin destekten yoksun kalma tazminatı hak edip etmediğini ve miktarının mahkememizce tayin edilecek Hâzineye kayıtlı aktüerler aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve hesaplanması esnasında varislare … (SSK Genel Müdürlüğü) tarafından yapılmış veya yapılmakta olan ödemelerin PSD miktarının tenzili gerekmekte olduğu belirtilmiş ise de … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 27/05/2019 tarih Sayı : 75460165-204.01.03-… Konu : …2019/ÎKÖ/102 Saym Mahkemeye hitaben yazılan yazılarında, “Söz konusu hak sahipleri tarafından tahsis talep müracaatı olmadığından, kazalının hak sahiplerine iş kazası vakasından aylık gelir bağlanmamış olup, PSD de oluşmamıştır.” PSD oluşmadığı belirtildiğinden PSD düşülmediği, takdirin Mahkememize ait olduğu, aksi kanaatte olması halinde, Sigorta şirketi tarafından şirket nezdinde söz konusu olay neticesinde 12/366789 numaralı hasar dosyası açıldığını, mevcut bilgiler tahtında aktüer hesaplaması yapıldığı, hesaplama neticesinde … peşin sermaye değerinin mahsubu sonucunda anne için 20,507.00 TL baba için 14.763,00-TL destekten yoksunluk tazminatı çıktığını, ancak davacı tarafın bu tazminat ödemesini kabul etmemiş olduğu, beyan ettikleri yapılan hesaplamada ise anne …yönünden 53.637,18 TL, baba … yönünden 48.140,77 TL olmak üzere toplam 101.777,95 TL olarak hesaplandığı, 250.000,00 TL’nin içerisinde olan manevi tazminat yönünden takdir ve yorumunun Mahkememize ait olduğu, tarafların faiz, masraf, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin Mahkememiz takdirleri içinde kaldığı teknik olarak değerlendirilmiştir.
Davacının, öleninin yakınlarına ödeme yaptığı miktarlar her ne kadar toplam 250.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminat olsa da davacının toplam talebinin 250.000,00 TL rücuya ilişkin olduğu görülmekle bu hususa dikkat edilerek taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır, davalının sorumluluğunun maksimum maddi tazminata ilişkin olarak sorumluluk limitinin kişi başına 250.000,00 TL, manevi tazminata ilişkin olarak sorumluluk limitinin kişi başına 75.000,00 TL olduğu hususlarına dikkat edilmiştir. Usulüne uygun düzenlenen hükme esas alınan denetlenen aktüer hesap gereği ölenin destekliği, davacının kusur durumu ve diğer aktüer hesaplama teknik kriterleri değerlendirildiğinde; dosya kapsamına sunulu aktüeryal hesap gereği anne için 53.637,18 TL, baba için 48.140,77 TL olmak üzere 101.777,95 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının gerçek rücu edilebilecek maddi zarar olduğu değerlendirilmiş ve bu miktarın rücusu gerektiğine kanaat getirilmiştir. Maddi tazminat yönünden talep kısmen bu miktar gibi hükmolunmuştur. Diğer bir husus manevi tazminat yönünden ölenin yakınlarının ölüm nedeni ile anne ve baba oldukları dikkate alındığında duyacakları elem ve ızdırap muhakkak olduğundan kusur durumu da gözetilerek hayatın olağan akışına göre manevi tazminata ilişkin kloz da dikkate alınarak talep edilen 50.000,00 TL manevi tazminat rücusu makul bulunmuştur. Rücusu istenilen manevi tazminat para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır, çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinilmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir, aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaçlamaktadır. Bu nedenle tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır, bu tazminatın sınırı amacına göre belirlenmiştir, taktir edilen miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır ilkelerine de dikkat edilmiştir. Manevi tazminat, kusurlu tarafın fiili sonucu bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından mahkememizce T.M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkı kullanılarak, manevi tazminat miktarının makul olduğu tespit edilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; yukarıdaki açıklamalar ile mevzuat gereği hesaplanan hükümde belirlenen miktarların davalı taraftan rücuen tazmininin gerektiği, fazlaya ilişkin davacı talebinin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nın 26. Maddesi kapsamında kısmen kabulü- kısmen reddi ile; 101.777,95 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminat olmak üzere 151.777,95 TL rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 31/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan sigorta poliçe limitinin üst sınırı olan toplam 250.000,00 TL dikkate alınarak tahsiline davacıya verilmesine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 10.367,95 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.269,38 TL harçtan mahsubuna Hazine’ ye gelir kaydına, ve bakiye 6.098,57 TL daha harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 4.269,38 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- 6100 S HMK gereğince tebligat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olan 1.144,45 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 694,81 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmının davacı uhdesinde bırakılmasına,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 18.368,91 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 13.281,09 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır