Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/844 E. 2018/556 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/844 Esas
KARAR NO : 2018/556
DAVA : Tekne Sigortasından Kaynaklanan Sigortalının Sigorta Şirketinden Kaynaklanan Alacak Davası
DAVA TARİHİ : 02/10/2017
KARAR :USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan sigortalının tekne sigortasından kaynaklanan sigorta şirketinden alacağına ilişkin davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı müvekkile ait teknenin davalı şirkete ait … poliçe nolu … yat poliçesi ile 10/03/2017 tarihli poliçe ile sigortalı olduğunu, sigortalı teknede 23/03/2017 tarihinde teknenin bağlama limanında çekik halde iken dışarıdan su almak sureti ile hasar meydana geldiğini, hasar ile ilgili davalı … şirketi tarafından … nolu hasar dosyası açıldığını, sigortalı teknenin denize elverişsiz olduğunun ve ihmal ve bakımsızlık neticesinde rıhtımda bağlı iken su alarak yarı batık hale gelerek zarar gördüğünün tespit edildiğini ve yine … yat (sigorta) poliçesinde …HÜKÜMLERİNE GÖRE DÜZENLEME OLDUĞUNDAN ihmal sonucu meydana gelen motor ve elektrik kısmındaki hasarların teminat harici bırakıldığından bu kıymetlere ilişkin tazminat ödemeyeceklerini 17/05/2017 tarihli yazı ile taraflarına bildirdiklerini, ancak teknenin denize elverişli olduğunu, bakımlarının düzenli olarak itina ile müvekkil davacı tarafından yapıldığını, tekne hasarının meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun da bulunmadığını, sigorta şirketinin haksız ve hukuka aykırı olarak hasar bedelini ödemekten kaçındığını, davalı … şirketine teknenin motor hasar bedeli 6.000 TL, çekici ücreti 1.000 TL, elektrik işleri 1.750 TL + 315 TL (KDV) = 2.065, TL, boyama işi 3.000 TL +480 TL (KDV) = 3.480,00 TL olmak üzere toplam 104.585,00 TL hasar bedelinin ödenmesi için… Noterliğinin 22/08/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile keşide edildiğini, ihtarnamenin davalı şirkete 23/08/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen hasar bedellerinin ödenmediğini, davalı şirketten teknede meydana gelen hasar bedelinin tazmini için iş bu davayı açma zaruret-i hasıl olduğunu beyan ederek keşif ve bilirkişi incelemesi ile 23/03/2017 tarihli teknedeki kusur ve hasar bedelinin tespitini, fazlaya dair alacak ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik teknenin motor hasar bedeli olarak 10.000,00 TL, fazlaya dair alacak ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik limanda kalma bedeli olarak 500,00 TL, fazlaya dair alacak ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik çekici ücreti olarak 500,00 TL, fazlaya dair alacak ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik elektrik işleri olarak 500,00 TL, fazlaya dair alacak ve hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik boyama işi olarak 500,00 TL olmak üzere toplam 12.000,00 TL tekne hasar bedelinin ihtarnamenin tebliği tarihi olan 23/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama harç ve giderler ile avukatlık ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; İşbu davada sigorta poliçesinin taraflarından davacının TÜKETİCİ konumunda bulunmakta, davalı müvekkil şirketin ise sigorta sözleşmesinin SİGORTACI tarafını oluşturmakta olduğunu, uyuşmazlığın ise taraflar arasında akdedilen poliçeden kaynaklandığını, müvekkil şirket ile davacı arasındaki ilişkinin davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3. maddesinin (l) bendinde; ”tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” şeklinde açıkça belirtildiğini, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 73. Maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” şeklinde düzenleme yapıldığını, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 83. maddesinin (2) fıkrasında ise; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” denildiğini, 6502 sayılı Yasa’nın (3), (73), (83) maddeleri gereği; ”dava konusu somut uyuşmazlıkta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu”, Yerleşik Yargıtay içtihatlarının da anılan yönde olduğunu, anılan sebeple Sayın Mahkemece görev itirazının dikkate alınarak “görevsizlik” yönünde karar verilmesini talep ettiklerini, Sayın Mahkeme önünde davacı tarafından dava türü belirtilmeksizin(!) “fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile teknede meydana gelen hasar bedeli olarak 12.000,00 TL’nin davalıdan tahsili” talepli dava ikame edildiğini, evvelemirde Sayın Mahkeme tarafından davacı tarafa dava türünün açıklattırılmasını, davanın “kısmi dava” şeklinde mi yoksa “belirsiz alacak davası” şeklinde mi ikame edildiğinin tespit edilmesini talep ettiklerini, Sayın Mahkeme tarafından “dava türünün belirlenmesi” yönündeki işlemlerin akabinde dava türünün belirlenmesi neticesinde dava türüne, harç tamamlatma talebine vs diğer hususlara ilişkin itiraz ve talep haklarını saklı tuttuklarını, Sayın Mahkemeye davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinin İSPAT DELİLLERİ bölümünde delillerin sıralanmış olup bu delillerle hangi hususların ispat edileceğinin açıklanmadığını, Sayın Mahkemenin malumu olduğu üzere HMK 119. maddesinin (e) bendinde “Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri” ile (f) bendinde “İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği” belirtilmiş olup ayrıca HMK’nın 194. Maddesinde de ‘Somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi’ başlığı altında “Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.” şeklinde hangi delilin hangi vakıayı ispatı için gösterildiğini açıkça belirtme zorunluluğu yani somutlaştırma yükümlülüğünü getirdiğini, bu nedenle davacı tarafından HMK hükümlerine aykırı olarak sunulan dava dilekçesindeki açıklamaları kabul etmediklerini bildirir ve Sayın Mahkeme tarafından davacı taraftan bu eksikliğin giderilmesine ilişkin ara karar oluşturulmasını talep ettiklerini, davacı tarafından sunulacak olan yeni delil listesine ilişkin beyan ve itirazda bulunma hakkını saklı tutarak delil olarak sunulan belgeleri kabul etmediklerini Sayın Mahkemeye sunduklarını, davacı tarafından işbu davada “davalı yanca, sigortalı teknede meydana gelen hasarın haksız ve hukuka aykırı olarak ödenmediği” yönünde haksız ve dayanaksız iddialarda bulunulduğunu, davalı müvekkil sigorta şirketi nezdinde …numaralı “… Yat Sigorta Poliçesi” kapsamında sigortalı …Şti. tarafından … isimli 1996 yılında inşa edilmiş olan Türkiye bayraklı teknenin 10.03.2017-10.03.2018 tarihleri arasında sigortalandığını, anılan hasar ihbarı sonrasında davalı müvekkil sigorta şirketi tarafından hasara konu tüm belge ve bilgilerin toplandığını ve Sigortacılık Kanunu 22. maddesi çerçevesinde bağımsız eksper tayin edildiğini, …Şti. tarafından düzenlenen 05.05.2017 tarih ve …numaralı Tekne Sigortası Ekspertiz Raporu Ekspertiz Raporu düzenlendiğini, anılan ekspertiz raporunda; ”-23.03.2017 tarihinde sigortalı teknenin bulunduğu … sahiline gidilerek birinci ekspertiz çalışması yapıldığı, akabinde 25.03.2017 tarihinde teknenin karaya alındığı …Şahasına gidilerek ikinci ekpertiz çalışması yapıldığı, tekne makinelerinin sökülmesi üzerine 05.04.2017 tarihinde de Maltepe, İstanbul adresinde bulunan… servisine gidilerek üçüncü ekpertiz çalışması yapıldığı, “Tekne ve Kaptan Belgeleri” başlıklı kısımda; teknenin güncel denize elverişlilik belgesi ibraz edilmediği, ibraz edilen ekli “denize elverişlilik belgesi”nin teknenin eski sahibi olan … Otomotiv adına düzenlenmiş belge olduğu bu belgenin süresinin 21.04.2011 tarihinde bittiğinin görüldüğü, mevcut belgelere göre sigortalı teknenin olay tarihinde denize ve yola elverişli olmadığı, Sigortalı “…” adlı teknenin 23.03.2017 tarihinde bağlı bulunduğu … Rıhtımında bilinmeyen bir nedenle su aldığı, yarı batık hale geldiği, söz konusu teknein uzun süredir kullanılmayan, pasif yatar duurmda bir tekne olduğu, teknenin bağlı bulunduğu yerde, bir sebeple su almaya başladığı(karinasında oluşan kılcal çatlaklardan ve/veya kuyruk lastiklerden v.s.) ve zamanla akülerinin de bitmesi ile otomatik tahliye pompalarının devre dışı kaldığı ve buna bağlı olarak suyun birikmeye başladığı, gitgide ağırlaşan teknenin diğer deniz suyu açıklarından da alarak belirtilen tarihte hızla batmış olabileceği, Rapor içeriğinde belirtildiği üzere; sigortalı tarafındna tekneye ait güncel deniz elverişlilik belgesi ibraz edilemediği, sigortalı ilgilileri ile pek çok kez bu belgenin iletileceği beyan edilmesine rağmen iletilmediği, Tekne üzerinden görülen ve kendileri ile e-posta yolu ile ibraz edilen denize elverişlilik belgesinin süresinin ise 21.04.2011 tarihinde bittiğinin görüldüğü, mevcut belgelere göre sigortalı teknenin olay tarihinde denize ve yola elverişli olmadığı, ayrıca teknenin cinsi “ticari yat” olarak kayıtlı olduğu, poliçede teknenin yalnızca özel amaçlar için kullanılabileceğinin yazılı olduğu, belirtilen hususlara istinaden denize elverişli olmadığı anlaşılan teknede meydana gelen hasarın teminat harici olarak değerlendirilmesi gerektiği” şeklinde açıkça tespit ve rapor edildiğini, tafsilatlı eksper incelemesi ve raporu çerçevesinde sigortalı teknenin denize ve yola elverişli olmadığını, davacının kusura ilişkin beyanlarının yerinde olmadığını, meydana gelen hasarın poliçe kapsamında değerlendirilemeyeceğinin ortaya çıktığını beyan ederek davacı tarafından ikame olunan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: Dava; sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davacı … ettiren sigortalının, sigorta sözleşmesinin diğer tarafı davalı … şirketinden, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı- sigorta ettiren sigortalı tüketici, davalı- sigorta şirketinden tüketiciye karşı sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası açmıştır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi ; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup , aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır. 6502 sayılı kanunun 83/2 maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini düzenlemiş olmakla, davacı tüketici sıfatını haiz olmakla sigorta işleminden kaynaklanan tüketici işlemi olan sözleşme gereği davalı … şirketi aleyhine taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası açmakla, açılan iş bu davada mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir. HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, saptanan ve hukuksal durum bu olunca mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine kanunen karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Bu nedenle aşağıdaki şekilde kanunen görevsizliğe karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4- HMK 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu. Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır