Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/805 E. 2020/593 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/805 Esas
KARAR NO: 2020/593

ASIL DAVA ;
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/09/2017
KARAR:KABUL
KARAR TARİHİ:15/10/2020

…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI- … KARAR SAYILI 20/03/2019 TARİHLİ BİRLEŞTİRME KARARI İLE BİRLEŞEN DAVA;

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :10/11/2017
KARAR:KABUL
KARAR TARİHİ: 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ –
ASIL DAVA AÇISINDAN İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında hizmet alım satımına dayanan ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu kapsamda davalı borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında 17/02/2010 tarihli … numaralı Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi’nin akdedildiğini, müvekkili şirketin işbu sözleşmeler kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülüklerini usulüne uygun bir şekilde yerine getirdiğini, söz konusu hizmetlere ilişkin düzenlenen -10/01/2017 tarihli … numaralı fatura, -05/04/2017 tarihli … numaralı fatura, -04/07/2017 tarihli … numaralı fatura’nın davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı tarafın tebellüğ ettiği faturalara yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi gerekli ödemeyi de yapmadığını, davalı tarafa verilen hizmetler kapsamında düzenlenerek tebliğ edilen faturalar nedeniyle müvekkili şirketin, davalı borçludan 1. 1.634,25 TL (faiz ve masraflar hariç) alacaklı olduğunu, müvekkili şirket tarafından taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak üzerine düşen tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmede kararlaştırıldığı üzere düzenlenen faturalardaki hizmet bedellerinin ödenmesine ilişkin 24/07/2017 tarihinde davalı şirkete 1.634,25 TL tutarındaki borçlarını ödemelerinin ihtar edildiğini, tüm bu yazılı ve sözlü ihtarlara rağmen bu borcun ödenmemesi üzerine taraflarınca davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden sözleşmeye ve faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 04/08/2017 tarihinde itiraz ettiğini, iş bu itirazında “alacaklıya herhangi bir borcunun olmadığını” iddia ederek, asıl alacağa, talep edilen faize, oranıa ve sair fer’ilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini, 07/08/2016 tarihli Karar Tensip Tutanağı’nın karar kısmının 1 no.lu bölümünde borçlunun “borcun tamamına ve yetkiye itiraz edilmesi nedeniyle” takibin durdurulmasına karar verildiğini, nitekim davalı tarafından 04/08/2017 tarihli itiraz dilekçesinde yetkiye ilişkin herhangi bir itirazın mevcut olmadığını, davalı tarafından itiraz edilen kısmın borca ilişkin olduğunu, davalının da işbu itirazı haksız ve kötü niyetli olduğunu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ettikleri, müvekkili şirketin, akdedilen sözleşmeler nedeni ile üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı borçluya yazılım ve donanım bakım hizmetleri verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında verilen düzenli bakım hizmetleri dışında davalının “bilgi alma, program uyarı/hata, konfigürasyon talebi” gibi talepleri üzerine de davalı borçluya birçok defa servis bakım hizmeti verildiğini tüm bu hizmetlerin düzenlenen hizmet dökümü formu ile sabit olduğunu, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle alacak miktarından %20 az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, kötü niyetli davalı aleyhine HMK m.329 gereğince disiplin para cezasına çarptırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkili davalı ile davacının “Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi” başlıklı 17/12/2010 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşme 1 yıl süreli olduğunu, sözleşmenin 9.1 maddesinde bitim tarihinden 90 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunularak sona erdirebileceğinin belirtildiğini, sözleşmenin 1’er yıllık sürelerle yenilenerek Aralık 2016 dönemine kadar sürdüğünü, müvekkilinin Aralık 2016 dönemine kadar aldığı hizmet bedelini muntazaman ödediğini, Aralık 2016 döneminde müvekkili şirketin, sözleşmeyi sona erdirmek istediğini yazılı ve sözlü olarak bildirdiğini, 01/01/2017 tarihinden itibaren davacıdan hizmet almayacağını ihbar ettiğini, buna karşılık davacının feshi ihbar süresine uyulmadığını öne sürerek sözleşmenin yenilendiğini iddia ettiğini ve herhangi bir hizmet vermediği halde dava konusu faturaları düzenleyerek müvekkile gönderdiğini, müvekkilinin söz konusu faturaları iade ettiğini, ticari kayıtlarına almadığını, sözleşmeyi feshettiği halde kendisine fatura gönderilmesi üzerine müvekkili davalının davacıya bir kez daha e-posta kanalıyla sözleşmeyi sona erdirdiğini ve herhangi bir hizmet almadığı halde gönderilen faturalar nedeniyle borçlu olmadığını bildirdiğini, buna rağmen davacının, hiçbir hizmet vermediği halde müvekkilden ödeme talep etmeye devam ettiğini, neticesinde davacının, ödenmeyen fatura bedellerini …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini, davalının itirazı üzerine eldeki davanın açıldığını, müvekkili davalının, davacının düzenlediği faturaları iade ettiğini, faturalara itiraz edilip edilmemesinin huzurdaki dava açısından hiçbir kıymeti olmadığını, herhangi bir mal ya da hizmet sağlamadığı halde fatura düzenleyen davacının, faturalarda kayıtlı bedele hak kazanamayacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin hizmet alınsın ya da alınmasın bedel ödeneceği şeklinde yorumlanamayacağını, davacının müvekkile hizmet verdiğini kanıtlamak için işlem kayıtlarının müvekkilin feshi ihbarından önceye ait olduğunu, müvekkilin, feshi ihbarda bulunduktan sonra davacıdan hiçbir hukuki kıymetinin olmadığını, davacının, halen faturalara konu ettiği hizmeti verdiğini ispat yükü altında olduğunu, altı yıl boyunca aldığı hizmet bedellerini sorunsuz olarak ödeyen müvekkilinden haksız kazanç sağlamaya çalışan davacının açıkça kötü niyetli olduğunu, öte yandan davacının HMK 329’da kayıtlı disiplin para cezası uygulanması talebinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, müvekkili davalının itirazında haklı olduğunu, davanın reddine, davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA AÇISINDAN;(…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI- … KARAR SAYILI 20/03/2019 TARİHLİ birleşen dosya)
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasında hizmet alım satımına dayanan ticari ilişki mevcut olduğunu, bu kapsamda davalı borçlu şirket ile müvekkili şirket arasında 17/02/2010 tarihli … numaralı Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin işbu sözleşmeler kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, söz konusu hizmetlere ilişkin düzenlenmiş olan 04/10/2017 tarihli … numaralı faturanın, davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı tarafın tebellüğ ettiği faturalara yasal süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi gerekli ödemeyi de yapmadığını, davalı tarafa verilen hizmetler kapsamında düzenlenerek tebliğ edilen faturalar nedeniyle müvekkili şirketin davalı borçludan 581,87-TL alacaklı olduğunu, tüm ihtarlara rağmen bu borcun ödenmemesi üzerine taraflarınca davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2017/30465 Esas sayılı dosyası üzerinden sözleşmeye ve faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu kendisine tebliğ edilen ödeme emrine 27/10/2017 tarihinde itiraz ettiğini, davalı/borçlu tarafından 03/01/2017 tarihinde, taraflar arasında akdedilmiş olan 17/02/2010 tarihli … numaralı Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesini tek taraflı olarak feshettikleri bildirildiğini, nitekim müvekkili şirket tarafından 13/01/2017 tarihli bilgilendirme yazısı ise her ne kadar iptali istenmiş olsa dahi taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmesel hükümler kapsamında işbu feshin ihbar süresinin 90 günlük süreye tabi olması nedeni ile sözleşmenin ancak 17/02/2018 tarihinde sona erebileceğini, bu nedenle bu tarihe kadar her iki tarafın da tacir olduğu bu ilişkinin anılan tarihe kadar bağlılık arz ettiği belirtildiğini, davalı/borçlunun fesih ihbar süresine uymaması nedeniyle sözleşmenin imzalandığı tarih dikkate alındığında bitiş tarihinin 17/02/2018 olduğu açık olup bu hususunda da davalı/borçluya bildirildiğini, davaya konu alacağın dayanağı olan sözleşmeye ilişkin tarafları ve konusu aynı fakat dönemleri farklı faturalara binaen devam eden …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili olarak açılmış olan İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/805 Esas sayılı dosyasında da davaların aynı sebeplerden doğması ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle HMK madde 166 gereğince işbu davaların birleştirilmesini talep ettiği, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile davanın İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/805 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin devamını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle alacak miktarından %20 az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, kötü niyetli davalı aleyhine HMK m.239 gereğince disiplin para cezasına çarptırılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;müvekkili davalı ile davacı Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi başlıklı 17/02/2010 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşme 1 yıl süreli olduğunu, sözleşmenin 9.1 maddesinde bitim tarihinden 90 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunarak sona erdirebileceği belirtildiğini, sözleşmeler 1’er yıllık sürelerle yenilerek Aralık 2016 dönemine kadar sürdüğünü, müvekkili Aralık 2016 dönemine kadar aldığı hizmet bedelini muntazaman ödediğini, Aralık 2016 döneminde müvekkili şirket sözleşmeyi sona erdirmek istediğini davacıya yazılı ve sözlü olarak bildirdiğini, 01/01/2017 tarihinden itibaren davacıdan hizmet almayacağını ihbar ettiğini, davacı feshi ihbar süresine uyulmadığını öne sürerek sözleşmenin yenilendiği iddia etmiş ve herhangi bir hizmet vermediği halde dava konusu faturayı düzenleyerek müvekkile gönderdiğini, müvekkili söz konusu faturayı iade ettiğini, ticari kayıtlarına almadığını, sözleşmenin fesh edildiği halde kendisine fatura gönderilmesi üzerine müvekkili davalı davacıya bir kez daha e-posta kanalıyla sözleşmeyi sona erdirdiğini ve herhangi bir hizmet almadığı halde gönderilen faturalar nedeniyle borçlu olmadığını bildirdiğini, hizmet vermediği halde müvekkilden ödeme talep etmeye devam ettiğini, neticesinde davacı ödenmeyen fatura bedellerini …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini, itirazımız üzerine eldeki davanın açıldığını, müvekkili feshi ihbarda bulunduktan sonra davacıdan hiçbir hizmet almadığını, 6 yıl boyunca aldığı hizmet bedellerini sorunsuz olarak ödeyen müvekkilden haksız kazanç sağlanmaya çalışıldığını, davacının HMK 329 da kayıtlı disiplin para cezası uygulanması talebinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, buna mukabil 1.634,25-TL tutarındaki faturalar için bir başka takip ve dava 581,87-TL tutarındaki fatura için bir başka takip ve dava açan davacı HMK 327/1 maddedeki dürüstlük kuralını ihlal ettiğini, davanın sonucu ne olursa olsun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarını, davanın İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/805 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davanın reddini, davacının ası alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ile cevap verdiği görüldü.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Asıl davada; Davacı- alacaklı …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine hizmet sözleşmesi niteliğindeki yazılım bakım ve destek sözleşmesinden kaynaklanan ihtarname gereği ile açık hesap fatura alacağına dair alacağının faizi ile birlikte tahsili için ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur. Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır. Asıl davada davalı genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkarla davanın reddini savunmuştur. Dava, İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali şartlarının oluşup oluşmadığı, alacağın varlığı, varsa miktarı ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir. İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası incelenmiştir. Taraflar arasında akdedilen yazılım bakım ve destek sözleşmesi incelenmiştir. Davacı tarafından davalıya verilen hizmet dökümü incelenmiştir. Davalı tarafın davacıdan hizmet almak istemediğine dair sözleşmenin feshine ilişkin 03.01.2017 tarihli beyanının varlığına dikkat edilmiştir.
Birleşen davada; Davacı- alacaklı …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine hizmet sözleşmesi niteliğindeki yazılım bakım ve destek sözleşmesinden kaynaklanan açık hesap fatura alacağına dair alacağının faizi ile birlikte tahsili için ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur. Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır. Birleşen davada davalı genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkarla davanın reddini savunmuştur. Dava, İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali şartlarının oluşup oluşmadığı, alacağın varlığı, varsa miktarı ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir. İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası incelenmiştir. Taraflar arasında akdedilen yazılım bakım ve destek sözleşmesi incelenmiştir. Davacı tarafından davalıya verilen hizmet dökümü incelenmiştir. Davalı tarafın davacıdan hizmet almak istemediğine dair sözleşmenin feshine ilişkin 03.01.2017 tarihli beyanının varlığına dikkat edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … Karar sayılı birleşen dosyası incelenmiştir. …. İcra Dairesi’ nin … E. sayılı takip dosyası incelenmiştir. ….İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takip dosyası incelenmiştir. Tarafların ticari kayıt ve defterleri incelenmiştir. Hüküm kurmaya elverişli teknik raporlar alınmış, iddia- savunma- toplanan deliller değerlendirilmiştir. Asıl ve birleşen dava konusu mübrez faturalar incelenmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin süresi ve sona ermesine dair m. 9 hükmü incelenmiştir. 6100 Sayılı HMK m. 222 gereğince usule uygun tutulan ticari kayıt ve defterlerin sahibi lehine delil teşkil edeceği ilkesine dikkat edilmiştir. Ayrıca faturanın geçerliliği hukuken TTK ve vergi kanunlarınca değerlendirilmiş ve bunun sonucunda aşağıdaki hükme varılmıştır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır hükmü dikkate alınmıştır. İş bu davada davacı taraf iddialarını somutlaştırmak ve alacağının varlığını ispatlamak durumundadır. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış ve deliller değerlendirilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturalara davalı tarafından itiraz edildiğine dair bir bilgi veya belgeye rastlanmamış olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişiler SMMM … ve Bilgisayar Mühendisi … tarafından hazırlanan 21/02/2019 tarihli bilirkişi raporu incelenmiştir. Takip tarihi itibari ile; davacının ticari defter kayıtlarında davacının davalıdan “bakım ve destek bedeli” olarak 1.634,25 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarında ise davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş takip ve dava konusu 3 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından herhangi bir cari hesap bakiyesi olmadığı, tarafların cari hesapları arasında takip tarihi itibari ile 1.634,25 TL fark olduğu, bu farkın davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş 01/01/2017-30/09/2017 dönemine ait toplam 1.634,25 TL’lik faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, taraflar arasında 17/02/2010 tarihinde imzalanmış olan Protel Yazılım Bakım Sözleşmesinde İhbar Süresi 90 gün olarak belirlendiği, davalı … ve Ticaret Ltd. Şti 03/01/2017 tarihinde bitim tarihinden 90 gün öncesi olan İhbar Süresine uyulmayarak davalı tarafça sözleşmenin sonlandırılmasının talep edildiği sözleşmenin yenileneceği tarih olan 17/02/2017 tarihinden sadece 46 gün öncesinde yapılmış olan bu iptali talebi sözleşme hükümlerine uymadığı yönünde teknik değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişiler SMMM … ve Bilgisayar Mühendisi … tarafından hazırlanan 09/03/2020 tarihli ek raporu incelenmiştir. Esas ve birleşen dosya takip tarihleri itibariyle davacının ticari defter kayıtlarında; davacının davalıdan “Bakım ve destek bedeli” olarak esas dosyanın takip tarihi 31/07/2017 tarihi itibari ile 1.634,25 TL, birleşen dosyanın takip tarihi 23/10/2017 tarihi itibari ile birleşen dosya yönünden davacının davalıdan 581,87 TL alacaklı olmak üzere toplam 2.216,12 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter kayıtlarında ise davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş 2 ayrı takip konusu olan 4 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından herhangi bir cari hesap bakiyesi olmadığı, tarafların cari hesapları arasında esas ve birleşen dosya takip tarihleri itibari ile toplam 2.216,12 TL fark olduğu, bu farkın, davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş 01/01/2017- 31/12/2017 dönemine ait 4 adet toplam 2.216,12 TL’lik faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, taraflar arasında 17/02/2010 tarihinde imzalanmış olan Protel Yazılım Bakım Sözleşmesinde İhbar Süresi 90 gün olarak belirlendiği, davalı … ve Tic. Ltd. Şti 03/01/2017 tarihinde bitim tarihinden 90 gün öncesi olan ihbar süresine uyulmayarak davalı tarafça sözleşmenin sonlandırılmasının talep edildiği, sözleşmenin yenileneceği tarih olan 17/02/2017 tarihinden sadece 46 gün öncesinde yapılmış olan bu iptal talebi sözleşme hükümlerinde uymadığı yönünde teknik değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; asıl ve birleşen davada; davacının 17.02.2010 tarihli sözleşme gereğince davalı tarafa yazılım bakım desteği verdiği ve bu hizmet bedellerini faturalandırdığı, sözleşmenin 9. maddesi hükmü dikkate alındığında sözleşme devam ederken bu hizmet bedellerine davacının hak kazandığı, davalının dava konusu takipler nedeniyle itirazında haksız olduğu ve fatura bedellerini davacıya ödemesi gerektiği, davalının davacıya ödemede bulunduğuna dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davalının sözleşmenin sona erdirildiğine dair beyanının- savunmasının sözleşmenin 9. maddesi hükmü karşısında geçerli olmadığı, dinlenemeyeceği ve davacının fatura alacaklarına hak kazandığına kanaat getirilmiştir. Aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının asıl davasının kabulü ile;…. İcra Dairesinin … E. Sayılı takibe yapılan davalı itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden aynı şartlarla devamına, davacı lehine 326,85 TL tazminata hükmolunmasına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı birleşen davasının kabulü ile;…. İcra Dairesinin … Esas sayılı takibe yapılan davalı itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden aynı şartlarla devamına, davacı lehine 116,37 TL tazminata hükmolunmasına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl Dava yönünden;
3- 6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 111,64 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL ile icraya yatan 8,17 TL olmak üzere toplam 39,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye 72,07 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, mahsup edilen 31,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 1.634,25 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Birleşen Dava yönünden;
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin harçtan (Peşin harç 31,40 TL ile icraya yatan 2,91 TL olmak üzere toplam 34,31 TL harçtan mahsubuna eksik kalan 20,09 TL’nin davacı taraftan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına,
6- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 581,87 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7- 6100 S HMK gereğince asıl ve birleşen davalar yönünden yapılan tebligat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olan 2.150,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana asıl ve birleşen dava davacısı olan tarafa iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı asıl ve birleşen davalar açısından dava konusu değer dikkate alındığına kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır