Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/753 E. 2019/885 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/753 Esas
KARAR NO: 2019/885

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/08/2017
KARAR : RED
KARAR TARİHİ: 14/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı …, …bank … Şubesi’ne ait, keşidecisinin … A.Ş. olduğu, … çek numaralı, 26.10.2015 tarihli ve 200.000,00 TL bedelli Çek için müvekkili aleyhine İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nden …D.İş sayılı dosyasıyla 09.08.2017 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile, 05.08.2017 tarihinde kambiyo senedine dayalı icra takibinde bulunduğunu. fakat, karşı tarafın ihtiyati haciz kararından çok önce, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.10.2015 tarihli kararına istinaden takibe konu Çek hakkında öncelikle ödeme yasağı kararı alındığını, buna ek olarak, söz konusu Çek hakkında, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.02.2016 karar tarihli, … E. ve… K. Sayılı kararıyla Çek’in zayi nedeniyle iptaline karar (“EK-1”) verildiğini, kararın 16.02.2016 tarihinde de kesinleştiğini, ilgili Çek’e ilişkin ödeme yasağı kararına ve/veya Çek’in zayi sebebiyle iptal kararına karşı herhangi bir itiraz öne süremeyen, Çek’in iptaline ilişkin açılan davadan Çek arkasında bulunan banka kaşesi ile haberdar olması gereken davalı karşı tarafın, Çek iptaline ilişkin dosyaya hiçbir şekilde müdahil olmadığını, bu kararın kesinleşmesi nedeni ile kaldırılmış olan ödeme yasağının kaldırılmasına ilişkin kararı İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunarak mahkemeyi yanılgıya düşürdüklerini ve iptal edilmiş bir Çek’e ilişkin ihtiyati haciz kararı alarak ödeme yasağından yaklaşık iki yıl sonra takibe geçildiğini, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.10.2015 tarihinde verdiği kararla, Çek hakkında ödeme yasağı kararı alındığını, ek olarak, 09.02.2016 karar tarihli, … E. ve… K. Sayılı kararıyla da Çek’in iptaline karar verildiğini ve anılan Çekin hükmünü kaybettiğini,. Çek hakkında verilen ödeme yasağı kararının, … Şti. (“… Tekstil”) tarafından Türkiye … Bankası’na ibrazla beraber öğrenildiğini, ilgili ödeme yasağı şerhinin, … Bankası tarafından Çek’in arka sayfasına işlendiğini, Bunun akabinde Çekin, son ciranta olan … yerine, … tarafından ihtiyati haciz talep edildiğini ve icra takibine konulduğunu, somut örneklerine konu Çek’e, bankaya ibrazla beraber ödeme yasağı şerhi vurulduğunu, bunun akabinde son ciranta olan …’in, Çek’i …’ye teslim ettiğini, Çek’e banka tarafından ödeme yasağı şerhi vurulduktan sonra Çek hükmünü kaybettiğini ve alacağın temliki hükümlerine dahil olduğunu, bu noktada Çek’in temlik ile el değiştirmesi gerekirken, teslim ile el değiştirmesi sonucunda karşı taraf haksız hamil konumuna düştüğünü beyan ederek borcun tamamına, faize, faiz oranına ve fer’ilerine itirazlarının kabulünü, icra takibinin tedbiren durdurulmasını, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini ve karşı tarafın vekalet ücretinin Avukat olarak adlarına karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; çek üzerindeki kararı hakkın mevcudiyetini, muhtevasına ve bu hak üzerindeki tasarruf yetkisine tesir etmediğini, çek iptali davasının hasımsız açılan bir dava olduğun, dolayısıyla da davanın tarafının olmayan meşru hamil için mutlak karar niteliğinin olmadığını, davacının zaten çekin keşidecisi olduğunu, bu firmada 30/06/2013 tarihinde yapılan toplantı ile … Holding’in bünyesinde birleştiğini, normal şartlarda menfi tespit davasının çek iptali kararı alan kişi tarafından açılması gerekirken davanın hem keşidecisi hem de lehtarı tarafından açılmasının aradaki danışıklı işlemi ortaya koyduğunu, tarafların düzenlenen çeki ödememek için çek iptali yoluna başvurduğunu, davacı tarafın çekin elinden iradesi dışında çıktığını ispat edemediğini, alınan çek iptali kararının hileli ve kötü niyetli olarak alındığından iyi niyetli hamil olan müvekkiline karşı ileri sürülmeyeceğini, müvekkilinin çekin 3. Sıradaki cirantası olduğunu, müvekkilinin çek yazıldıktan sonra kendinden sonraki 4. Cirantaya çekin ödemesini yaparak iade aldığını, dolayısıyla cirantanın kendinden önceki borçlulara icra yoluyla rücu ettiğini beyan ederek davacı tarafından alınan çek iptali kararında Ağır Kusur ve Hile olduğundan çekin iradeleri dışında ellerinden çıktığını ispat edemediklerinden davacıların menfi tespit tavasının reddini, davacı … Holding’in İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Say. Dosyasına TTK 758 md. Gereğince iade davası başvuru yapıldığından davanın bekletici mesele yapılmasını, yargılama ve vekalet ücretinin davacı taraflara bırakılmasını talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı taraf; İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş. Sayılı kararıyla ihtiyati haciz kararı verilen ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı icra takip dosyası ile başlatılan icra takibine konu …bank … Şubesi’ne ait, keşidecisinin davacılardan …A.Ş.’ nin olduğu, … çek numaralı, 26.10.2015 tarihli ve 200.000,00 TL bedelli çek ile ilgili İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.02.2016 karar tarihli, … E. ve …K. Sayılı kararıyla çek iptaline karar verildiği, anılan çekin hükmünü çok önceden kaybettiği iddiası ve akabinde … Bankası A.Ş.’ye 26.10.2015 tarihinde ibrazıyla birlikte, … Bankası A.Ş. tarafından ödeme yasağı şerhi vurulduğu ve bu ibraz sonrasında teslim ile el değiştiren çekin hamili olan ve icra takibi yapan karşı tarafın haksız hamil olduğu iddiası sebeplerine dayalı olarak mezkur çek nedeni ile davalı tarafa borçlu olmadıklarını iddia ile borçlu olmadıklarının tespitini talep etmişlerdir.
Davalı taraf; çek iptali davası sonucunun meşru hamil açısından ileri sürülebilecek mutlak karar olmadığını, davacılardan … şirketinin zaten çekin keşidecisi olduğunu, çek iptali kararının diğer davacı … tarafından alındığını, her iki şirketin ortak- yönetici vb noktalarda ortak organik bağının bulunduğunu- keşideci davacı şirketin diğer lehtar davacı şirket bünyesinde olan bir şirket olduğunu bu durum karşısında menfi tespit davası açabilecek olanın çek iptalini isteyen taraf olabilecekken hem keşideci hem de lehtarın şirket bağına rağmen danışıklı olarak menfi tespit davası açtığını, çek iptaline dair karar gereği TTK m. 758 gereği iade davası açtıklarını, TTK m. 757 gereği davacı çek iptali isteyen … şirketinin çekin iradesi dışında çekin elinden çıktığını ispat edemediği gibi iyi niyetli olduklarından kendilerine karşı kararı ileri süremeyeceklerini, çekin üçüncü sıra cirantası olup kendinden sonraki dördüncü cirantaya ödemede bulunup çeki iade alması sonucu önceki sorumlu borçlulara rücu amacı taşıdığını, çek yazıldıktan sonra cironun söz konusu olmadığını zaten hali hazırda çekin cirantası olduğunu, bu nedenle meşru hamil olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Dava; İİK.nun 72. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, davacıların davalıya dava konusu çek nedeniyle meşru/ haksız hamil çekişmesi ile İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı takip dosyasında borcunun bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.
İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı takip dosyası incelenmiştir.
Dava ve takip konusu 200.000,00 TL bedelli kıymetli evrak senet /çek incelenmiştir.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… D.İş. Sayılı kararı incelenmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.02.2016 karar tarihli,… E. ve… K. Sayılı kararıyla çek iptaline dair dosyası incelenmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E Sayılı dosyası incelenmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E Sayılı dosyası incelenmiştir.
İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası incelenmiştir.
Davacının çekin ödeme yasağı şerhi nedeni ile temlik cirosu ile el değiştirmesi gerektiği teslim ile el değiştirildiği çek hükmünü kaybettiği iddiası ve davalının meşru hamil/ ciranta olarak çeki elinde bulundurduğu ve 3. Sıradaki ciranta olarak 4. Sıradaki cirantaya ödemede bulunması nedeni ile keşideci ve lehtara rücu hakkını kullandığı savunması çekişmenin temel noktalarındandır.
Borçlular, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Davacılar davalıya neden paranın verilmesinin lazım gelmediğini ispata mecburdur.
Davalı 3. ciranta olarak kendinden sonra gelen 4. cirantaya ödemede bulunduğundan kendinden önceki lehtar ve keşideciye yasal sorumlukları gereği rücu hakkını kullanmıştır. Bu durumda dava temeline vücut veren durum davalının ciranta olarak kendinden önce gelen ve çek bedelinin ödenmesinden sorumlu olan keşideci ve lehtara sorumlulukları gereği rücusuna dairdir. Her ne kadar davacı ödeme yasağından sonra davalının temlik cirosu ile el değiştirmesi gerektiğini teslim ile cironun geçerli olmadığını ileri sürse de davalı 3. ciranta olarak dosya kapsamı incelendiğinde takibi kendinden sonraki 4. cirantaya ödemede bulunması nedeni ile yapmış olup kendinden önceki sorumlu davacılara karşı keşideci ve lehtar olmaları hasebi ile rücu nedenine dayanmıştır. Çek iptali davası sonucunun meşru hamil açısından ileri sürülebilecek mutlak karar olmadığı da ayrıca yasa gereği malumdur. Davacılardan SİS şirketinin zaten çekin keşidecisi olduğu, çek iptali kararının diğer davacı lehtar … şirketi tarafından alındığı, her iki şirketin hissedar, yönetici vb noktalarda ortak organik bağının bulunduğu ticari kayıtlardan anlaşılmaktadır. Keşideci davacı şirketin diğer lehtar davacı şirket bünyesinde olan bir şirket olduğunu bu durum karşısında menfi tespit davası açabilecek olanın çek iptalini isteyen taraf olabilecekken hem keşideci hem de lehtarın şirket bağına rağmen menfi tespit davası açtığı anlaşılmaktadır.
İİK 72 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Senedin geçerliliği ve tarafların senet üzerindeki hukuki durumları hukuken TTK uyarınca değerlendirilmiş ve bunun sonucunda TMK m. 2 ve 3 gözetilerek aşağıdaki hükme varılmıştır.
Dava konusu çekin 6102 sayılı TTK da öngörülen zorunlu unsurları içerdiği ve “çek” niteliğinde kambiyo evrakı olduğu belirlenmiştir. Kambiyo senedi, hukuksal niteliği gereğince, sebebini içermeyen bir borç ikrarı senedi niteliğindedir. Soyut borç ikrarı içeren senedin bedelsizliğini lehtara karşı ileri süren taraf, önce bu senedin belli bir sebebi olduğunu, sonrada bu sebebin gerçekleşmediğini, HMK.nun 200 ve izleyen maddeleri uyarınca yasal ve yazılı deliller ile kanıtlamak durumundadır. Somut olayda ise; davalının haksız hamil olduğu bu nedenle davacıların davalıya çek nedeni ile borçlu bulunmadığı iddiası ve davalının iyi niyetli olmadığı veya davalının haksız hamil olduğunu ispatlayıcı bilgi ve belgenin davacılar tarafından dosya kapsamına sunulamadığı, iddianın soyut iddiadan ibaret bulunduğu görülmüş davacıların takip ve çek nedeni ile ayrı ayrı borçlu bulunmadığı ispatlanamamakla davalının savunmalarının aksine dair bilgi ve belge bulunmamakla aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.415,50 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 3.371,10 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacılar üzerinde bırakılmasına,
3- Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince red edilen miktar üzerinden belirlenen 17.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır