Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/747 E. 2021/24 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/747 Esas
KARAR NO :2021/24

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Eksik/ Ayıplı Ürün İfası İddiası ile Zarar Tazmin Alacağı)
DAVA TARİHİ:21/08/2017
KARAR:DAVANIN REDDİ
KARAR TARİHİ:14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili … … adı ile yurt dışında inşaat işi ile uğraşmakta ve ticari faaliyette bulunduğu, son olarak …’da yer alan … Cumhuriyeti’nde bir hastane yapım işini üstlendiği ve inşaat için gerekli malzemeleri temin etmek için davalı … A.Ş ile anlaştığı, anlaşmaya göre davalı tarafından müvekkillerin yürüttüğü projeye uygun olarak malzemeler üretilecek ve …’ya gönderilecek, ödemeler de akredidif yolu ile yapılacağı, yapılan anlaşma sonunda müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki başlamış ve müvekkili vermiş olduğu siparişlere göre malzeme üretimi başlandığı, Malzemeler üretilmeden önce davalı şirket mail ile proformlar göstermiş, kendilerini bu işi uzun yıllardır yaptıkları ve kendilerine özel autocad sistemi kullandıkları bu sebeple kalıplarda ve diğer özelliklerde sıkıntı yaşanmayacağını dile getirdikleri, bu şekilde üretime başlandığı Malzemeler …’ya gemi yolu ile gönderildiği, ancak malzemelerin gemiye yüklenmesi sırasında nakliye esnasında sıkıntı olduğu bu sebeple aracın boşaltılıp yeniden yüklendiği, hala bekleme yaşandığı nakliyede sorun olduğu konteynırın ancak bir sonraki gemiye yetişeceği davalı tarafından müvekkile bildirildiği, bu gecikmede kusuru bulunmayan müvekkili bekleme ücreti ödemek durumunda kaldığı, üstelik …’ya gemi sık sık kalkmadığı için uzun da bir süre beklemek durumunda kalındığını, müvekkilin işleri durma noktasına geldiği, …’ya yanaştığında ve gümrükten geçtikten sonra müvekkili ve çalışanları konteynırları açıtığında siparişler ile gelen ürünlerin birbirine uymadığını, hem sayı hem nitelik bakımından farklı olduğunu gördüklerini, ayrıca Türkiye’de davalı şirket tarafından konteynırın iki defa boşaltılıp yüklenmesi sebebi ile ürünlerde yıpranmalar ve ezilmeler olduğu, müvekkili yurtdışında ülkemizin itibarının ve güvenirliğinin de sarsılmasını istediği için davalı şirket yetkilileri ile görüşme sağladığı, yapılan hatanın kendilerini zarara uğrattığını ve işin gecikmesine sebep olacağını bildirdiği, davalı şirket tarafından hata ve ayıp kabul edilmediği, sipariş listesi ile gelen ürün listesi tek tek karşılaştırılmış hem nicelik hem de nitelik olarak farklı gelen ürünler tespit edildiği, her şirketin kullandığı yöntem, program, kalıp ve kodlar farklı olduğundan müvekkilin inşaatın ortasında bir başka şirket ile anlaşması da mümkün olmadığı, eksikliklerin yine davalı tarafından tamamlanmasını istendiği, bir geminin Türkiye’den …’ya yolculuğu 1 ay sürdüğü, ayıplı ürünlerin geri gönderilmesi ve yeniden imal edilmesi tekrar yola çıkması müvekkili en az 3 ay geciktirecek ve 700.000,00 USD cezai şart ödemek zorunda kalacağı bu sebeple müvekkili barışçıl yollarla ve görüşmeler ile sorunu çözmek istemiş ise de malesef bunun mümkün olmadığı, bu sebeple iş bu davayı açtıklarını, bu nedenlerle davalarının kabulünü, fazlaya ilişkin istem ve diğer dava haklarının saklı kalmak üzere 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesin talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkili tarafından dava dilekçesinde belirtilen ülkeye ticari satım yapıldığı ancak, ticari satış davacıya değil 27/01/2017 tarih ve … sayılı 16/02/2017 tarih ve … sayılı, 16/02/2017 tarih ve … sayılı 05/05/2017 tarih ve … sayılı faturalardan görüleceği üzere … isimli şirketle yapıldığı, bu faturalardan 05/05/2017 tarih ve … sayılı faturaya konu mallar akreditif talep edilmeksizin, diğerleri akreditifli olarak gönderildiği, nakliye bedeli de davalı şirket tarafından karşılandığı, bu faturanın bedeli halihazırda tahsil de edilmediği, yukarıda numaralı yazılı faturalara ilişkin …’ya yapılan ihracatla ilgili dava açıldığı anlaşılmakta olup bu faturalara ilişkin davacıya satış yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiği, bununla birlikte davacı ile davalı arasında da ticari ilişki olduğu, buna dair davacı yana birçok fatura kesildiği 28/04/2017 tarih ve … sayılı, 07/06/2017 tarih ve … sayılı, 13/06/2017 tarih ve … sayılı, 13/06/2017 tarih ve … sayılı bu faturalardan sadece 2 tanesi davacının talebi üzerine ihracat kayıtlı olarak davacıya fatura edildiği faturalardaki kilogramlar ile çeki listesindeki kilogramlar birebir aynı olduğunu, Konşimentolarla da bu belirli olduğu, bununla beraber faturalara konu irsaliyelerde de dava dışı şirketin nakliyecisinin imzası bulunmadığı, Çıta ile ilgili probleme ilişkin olarak ise, dava dışı … isimli şirketin iddiasını kabul ederek uçak kargoyla 2.282,40 USD ödemeyi de davalı müvekkili karşılayarak, yeni ürünlerini dava dışı şirkete gönderdiği, bu nedenlerle taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine, aksine bir kanaatte muayene yükümlülüğü ve ihbar bildirimlerinin süresinde yapılmaması nedeniyle zamanaşımı itirazlarının bulunduğundan davanın reddine, satış tarihinden uzunca bir süre geçtikten ve hatta devam dene ticaretin de olduğu dikkate alındığında, satışlardan aylarca sonra ortaya atılan iddiaların dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle davanın reddine satışa konu ürünlerde eksikliklerin bulunmaması, satışa konu faturaların çeşitli aralıklarla itiraza uğramaksızın kabul edilmesi, faturaların davacı şirket kayıtların bulunması, usulüne uygun tutulan şirket defterlerinin sahibi lehine delil olması, çeki listesi, irsaliyeler ve konşimentolarla eksiklik iddialarının asılsız olduğunun sabit olması, ayıp iddiasını asılsız olması nedenleriyle ispat edilemeyen davanın reddine, iddianın kesinlikle kabulü anlamına gelmemekle birlikte terditli takas defilerinin bulunmadığından, davacıdan alacaklı olduğundan terditli takas defilerinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı; … Cumhuriyetindeki üstlendiği iddia ettiği hastane yapım işi ile alakalı olarak inşaat malzeme temini amacı ile davalı ile anlaştıklarını, davalının malzeme üretimi ve gemi ile …’ ya ürünleri gönderme edimi karşılığında davacının akreditif yolu ile davalıya ödemede bulunma hususunda mutabakata vardıklarını ancak davalının gemi ile malzeme gönderiminde geciktiğini, bu nedenle işlerinin durma noktasına geldiğini, yine malzemeler …’ ya vardığında ürünlerin vaat edilen ve sipariş verilen ürünler ile hem sayı hem de niteliksel olarak farklı olduğunu, bu durumun davalıya video- fotoğraf- mail olarak bildirildiğini, yöntem, program, kalıp, kod farkından ve iş ortasında olunmasından dolayı başka firma ile anlaşmanın mümkün olmadığını düşünülerek vaat edilen şekilde işin yapılması için davalıyla yeniden görüşme yapıldığını, eksikliklerin tamamlanması için davalının ücret talebinde bulunduğunu, bunun üzerine …. Noterliği’ nin 18.07.2017 tarih … yevmiye sayılı ihtarname ile zarar tazmini alacağının kendilerince davalıya bildirildiğini ancak davalının …. Noterliğinin 31.07.2017 tarih … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile açık hesap alacağı talep ettiğini, sonuç olarak davalıdan eksik/ ayıplı ifa nedeniyle uğradıkların zararın haklarının saklı kalması kaydıyla 20.000,00 TL nin açık hesap alacağı olarak davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; dava dışı … isimli asıl işveren firma ile dava konusuna ilişkin anlaşmalarının olduğunu, davacı ile aralarında dava konusuna ilişkin anlaşma olmadığını, davacının … ın alt işvereni olduğunu, husumetlerinin bulunmadığını, ayrıca açık hesaba dayanan davacının usule uygun ayıp ihbarının bulunmadığını, zaman aşımı def’ ilerinin bulunduğunu, faturaların bir kısmının akredite edildiğini, bir kısmının edilmediğini, alacağın varlığının çekişmeli olduğunu, yurt dışı nakliyede 3. Kişinin temin ettiği gemi ile nakliyenin gerçekleştiğini, limanda teslim değil fabrikada teslim usulünün bulunduğunu, nakliye esnasında yaşananlardan kendilerinin bilgilerinin bulunmadığını, sayı ve niceliksel olarak üretilen mallarda farklılık bulunmadığını, davacının iddia ettiği vakıaları inkar ile sorumlu olmadıklarından bahisle davanın genel mahiyette dürüstlük kuralı ve ispat edilememesi nedeniyle reddini savunmuştur.
Dava, davacının açık hesap alacağına dayanan eksik ayıplı ürün imali ve teslimi varlığı iddiasıyla açılan davacının zararının tazmini istemine ilişkindir.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. 6100 sayılı HMK 222 uyarınca usule uygun tutulan ticari kayıtların kayıt defter sahibi lehine delil olduğuna dikkat edilmiştir. Faturanın geçerliliği hukuken TTK ve vergi kanunlarınca değerlendirilmiş ve bunun sonucunda aşağıdaki hükme varılmıştır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır hükmü dikkate alınmıştır.
Bilirkişi SMMM … Tarafından hazırlanan 07/11/2019 tarihli raporu incelenmiştir. Davacı şirketin TTK. Hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde, tarafına düzenlenen tüm faturaları kayıt altına alması ve ödeme yaptığına dair dava dosyasına herhangi bir belge ibraz etmemesinden dolayı davalı yana 59.855,91 TL borcunun bulunduğu, davalı şirketin TTK Hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde davacı yana düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak 31/12/2017 tarihi itibariyle 59.855,91 TL alacağının bulunduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirttiği 27/01/2017 tarih ve … sayılı, 16/02/2017 tarih ve … sayılı, 16/02/2017 tarih ve … sayılı ve 05/05/2017 tarih ve … sayılı faturaların davacı ünvanına düzenlenen faturalar olmadığı, işbu faturaların … ünvanının düzenlenen faturalar olduğu ve davalı şirket ile dava dışı … arasında 2017 yılında ticari ilişkinin mevcut olduğu teknik olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi İnşaat Yük. Müh. … tarafından 22.09.2020 tarihli ön rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi İnşaat Yük. Müh. … tarafından hazırlanan 17/11/2020 tarihli bilirkişi raporu incelenmiştir. Dava dosyasındaki tüm belgeler ve diğer dökümanlar incelendiğinde teknik açıdan mahallinde inceleme yapılmasının da imkansız olması nedeniyle, davacı iddiaları yanında, sunduğu belge, açıklamalar ve davalı firma ile karşılıklı yazışmalarının incelenmesi sonucunda davacının dava tarihi itibariyle 40.151,72 $ tutarında alacağı olabileceği, bu miktarın TL karşılığının ise dava tarihindeki $(USD) kuru değeri 3,52 TL üzerinden; 40.151,72 $ x 3,52 TL= 141.334,05 TL olduğu teknik olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi SMMM … tarafından hazırlanan 20/11/2020 tarihli ayrık ek raporu incelenmiştir. Tarafların alacak/borçları yönünden kök raporda yer bulan görüşünü aynen muhafaza ettiğini ancak teknik bilirkişi İnşaat Yük. Müh. … tarafından yapılan hesaplamaların Mahkemenin tarafından kabulü halinde; davacı yanın dava tarihi itibariyle davalı yandan 141.334,05 TL alacağının olabileceği, davacı yanın 141.334,05 TL olarak hesaplanan alacağından kendi ticari defterlerinde sabit olan 59.855,91 TL’lik borcun mahsup edilmesi neticesinde ise; davacı yanın dava tarihi itibariyle davalı yandan 81.478,14 TL (141.334,05 TL-59.855,91 TL) alacağının olabileceği y teknik olarak değerlendirilmiştir.
Davalı taraf Yeminli Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 27.11.2020 tarihli uzman görüşü sunmuştur.
Dava konusunun … Cumhuriyetindeki hastane yapım işi ile alakalı olarak inşaat malzeme üretim ve temin işine ilişkin olduğu iddia olunup, davacı açık hesap alacağına dayanan eksik ayıplı ürün imali ve teslimi varlığını teknik olarak ispatlayamamıştır. Davalının husumet savunması davacının açık hesap alacağına dayanması nedeniyle uygun bulunmamıştır. Dosyaya sunulu deliller kapsamında davacı iddia ettiği ürünlerin ayıbını, eksik ve yanlış ifayı, ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini bunun sonucu alacağının varlığını ortaya koyamamıştır. Hali hazırda tarafların ticari kayıtları da davacının davasını ispatlayamamakla birlikte davacının alacaklı değil 59.855,91 TL borçlu olduğunu teknik olarak ortaya koymuştur. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacının davasını ispatlayamadığına kanaat getirilmiştir. Dosyaya sunulu bilgi ve belge ile davacı tarafın davalı taraftan alacağının bulunmadığına kanaat getirilmiştir. Davacının davasında haklılığına kanaat getirilememiş bu nedenle varlığına kanaat getirilmeyen davanın reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının ispatlanamaması nedeniyle reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 59,30 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 341,55 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, fazla yatırılan 282,25 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır