Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/745 E. 2020/600 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/745 Esas
KARAR NO :2020/600

DAVA:Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/08/2017
KARAR TARİHİ:16/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkili davalı bankadan 01/04/2009 tarihinde 24 ay vadeli, 33.750,00-TL, 09/08/2020 tarihinde 233.000,00-TL 36 ay vadeli ve 06/06/2011 tarihinde 49.000,00-TL 30 ay vadeli taksitli kredi kullandığı, rekabet kurulu başkanlığının 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında davalı bankanın da aralarında bulunduğu bir kısım bankaların 2007 ile 2011 yılları arasında mevduat kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı K’ nın 4 m. İhlal ettiklerinin tespit edildiği, bankaların kendi aralarında 21/08/2007-22/09/2011 döneminde kurdukları uyum ve eylem birliği içinde hareket ettikleri için müvekkil daha düşük faiz oranıyla kredi kullanma imkanı varken daha yüksek faiz ile kredi kullandığı için zarara maruz kaldığı, bu kapsamda davalı bankanın arasında bulunduğu 12 ayrı banka topluluğuna RKHK 4m. İhlal ettiği için toplam 1.100.000.000,00-TL (davalı banka 54.021.410,00-TL) para çarptırıldığı, bankaların 01/04/2009-06/06/2011 döneminde aynı faizi uyguladıkları ve indirime gitmedikleri, davalı bankadan kullandığı krediye yüksek faiz uygulanmak suretiyle zarara uğratıldığı, müvekkilin uğramış olduğu zararın tespiti gerektiği, 4054 sayılı Rekabetin Koruması Hak. K’ nın 57.ve 58 m. Göre davalı bankanın müvekkilin zararını tazmin etmesi gerektiği, müvekkilinin uygulanan yüksek faiz nedeniyle zararının tespiti ve zararın doğduğu tarihten itibaren şimdilik 1.000,00-USD en yüksek ticari faizi ve müvekkile verilen zararın 3 katı tutarında tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı banka vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; davacı tarafından Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih ve … sayılı kararının gerekçe gösterildiği, davacının tazminat isteminin zaman aşımına uğradığı, Ankara 2. İdare Mahkemesi kararının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiği, Rekabet Kurulu Kararında ticari kredilere ilişkin bir tespitin bulunmadığı, raporda konut, ihtiyaç taşıt kredilerine ilişkin tespitlerin bulunduğu ve ticari kredilere ilişkin bir değerlendirmenin yer almadığı, dolayısıyla DEK-dövize endeksli kredilere ilişkin bir tespitinde bulunmadığı, Rekabet kurulu kararında 12 bankanın faiz oranı konusunda uzlaştıklarının somut olarak ortaya konulamamış olduğu, müvekkil bankaya yüklenilen cezayla ilgili olarak bir delilin ortaya konulamamış olduğu, davacı davasında talep ettiği zararının varlığını ispat edemediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, davalı bankanın kartel faizi uygulaması nedeniyle davalı bankaya fazla faiz ödemesi yaparak zarara uğradığı iddiasıyla tespit edilecek zararın 3 katının tazminat olarak ödenmesi istemiyle açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu; davacının davalı bankadan ticari kredi kullandığı çekişmesiz olup, davalının da aralarında bulunduğu 12 bankanın 01/08/2007- 22/09/2017 tarihleri arasında uyumlu faiz uygulaması ile 4054 sayılı yasanın 4.maddesine aykırı davranıp davranmadıkları ve davacının bu nedenle iadesini isteyebileceği bir faizin varlığı ve miktarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Ön incelemede tespit edilen uyuşmazlık konuları ve davacının kullandığı kredilerin tarihi ve niteliği itibariyle 08/03/2013 tarihli rekabet kurulu kapsamında olup olmadığının tespiti yönünde banka kayıtlarının da incelenmesi suretiyle bilirkişi raporu hazırlanmasına karar verilmiştir.
11/03/2020 teslim tarihli bilirkişi raporu özetle; Öncelikle davalı bankanın kullandırdığı ticari nitelikli taksitli kredilerin Rekabet Kurulu Kararı dahilinde değerlendirilmesinin kabulü halinde, davalı bankanın 01.04.2009, 19.08.2010 ve 01.06.2011 tarihinde ticari nitelikli taksitli kredilere uyguladığı akdi faizin denetlenebilmesi için, Rekabet Kurulu Kararında adı geçen 12 banka dışında kalan diğer bankalar arasından seçilebilecek 12 bankanın 01.04.2009, 19.08.2010 ve 01.06.2011 tarihlerinde taksitli ticari kredilere fiilen uyguladıkları akdi faiz oranlarının celp edilmesi halinde ve bunların ortalamasına göre bir mukayese yapılması konuya ayrı bir yaklaşım tarzı getireceğini, davacının çok açık olmamakla birlikte davasını Rekabet Kurulu Kararının 40. Sayfasındaki “J.2.5 belge 6” adlı bölümde zikredilen tespitlere dayandırmış olduğu, Rekabet Kurulu Kararının 40, 41, 42 ve 44 sayfalarındaki (13), (14), (15) ve (16) no.lu tablolarda davalı bankanın adı geçtiğini, tablolarda irdeleme konusu krediler sırasıyla konut, ihtiyaç ve taşıt kredisi olduğunu, ancak davacıya kullandırılan ticari-kurumsal nitelikli taksitli kredi ile Rekabet Kurulu kararının (Tablolar bakımından) dönemsel olarak karşılaştırma olanağı bulunmadığını, bu bakımdan davalı bankanın rekabeti engellediği gerekçesiyle maddi cezaya maruz kalmış olması demek, davacıya kullandırılan krediye yüksek faiz uygulandığı anlamına gelmediğini, Rekabet Kurulu Kararının, bankaların 21.08.2007-24.10.2011 tarih aralığını kapsayan dönemde herhangi bir tarihte ya da dönemde lokal olarak herhangi bir kredi işlemine, hizmete ya da vadeli mevduata uygulanan faize dayandırılmış olduğu nazara alındığında, incelemeye tabi tutulan 12 bankanın inceleme döneminin bütününde kullandırdıkları kredilere yüksek faiz uyguladıkları gibi bir sonuca varmak kanımızca son derece hatalı bir yaklaşım tarzı olduğunu. piyasada bu yönde yaygın görüşün ve bir algının hakim olduğunu, bu durum neticeten Rekabet Kurulu Kararının içerik itibariyle yeterince anlaşılamadığını, TC Merkez Bankasınca bildirilen kamu bankalarının eş dönemde uyguladıkları ortalama ihtiyaç kredisi faiz oranlarıyla , dava konusu kurumsal-ticari nitelikli kredilere fiilen uygulanan faiz oranları mukayese edildiğinde, davacıya daha düşük faiz oranıyla kredi kullandırılmış olduğu, bu durum bile tek başına davacı yönünden rekabetin ihlal edilmediğine bir karine oluşturduğunu, diğer yandan en önemlisi de, yeni TTK’nun 8 m. hükmü uyarınca ticari nitelikli kredilerin bahse konu Rekabet Kurulu Kararına konu edilmesinin bir çelişki olacağı düşünülerek, dava konusu kredinin ticari nitelikli kredi olması nedeniyle, 4054 sayılı Rek.Kor.Hak. K’nun 4 m. kapsamında değerlendirilemeyeceği görüş ve kanaatini bildirmiştir. Bilirkişi raporu dosya kapsamına ve denetime elverişli bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın kullanılan kredilerden dolayı tahsil edilen fazla faiz miktarları nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini talebiyle açıldığı, davacı şirket ile davalı banka arasında farklı tarihlerde üç adet genel kredi sözleşmesi imzalandığı, Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda, davacı şirkete 01.04.2009-01.06.2011 tarihleri arasında üç adet taksitli ticari kredi kullandırıldığı, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13-198-100 sayılı kararıyla davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 banka hakkında inceleme ve soruşturma yapıldığı, Rekabet kurulu kararında geçen kredi türlerinin konut, taşıt, ihtiyaç kredileri olduğu, davacıya kullandırılan kredilerin taksitli ticari kredi olması nedeniyle kredilerin türleri itibariyle örtüşmediğinden, davacıya kullandırılan kredilerin rekabet kurulu kararında geçen krediler ile mukayese edilmesinin mümkün gözükmediği, Rekabet Kurulu kararının içerik özü itibariyle tüketici niteliğindeki bireylere kullandırılan konut, ihtiyaç, taşıt kredileri ile kredi kartı hizmetlerini kapsadığı, davacıya kullandırılan ticari nitelikli kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeceği yönünde görüş bildirildiği, bilirkişi raporunun tespit ve değerlendirmeler bakımından dosya kapsamına ve denetime uygun bulunduğu, davacı şirket, ticari kredilere dayalı olarak rekabet kurulu kararı nedeniyle fazladan ödediği faiz bedelleri nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın tazminini talep etmekte ise de, Rekabet Kurulu kararının içeriği itibariyle tüketici kredilerini kapsadığı, davacıya kullandırılan ticari nitelikli kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeceği, yine Türk Ticaret Kanunun ticari işlerde faiz oranın serbestçe belirleneceğine yönelik 8. Maddesi amir hükmüne göre de ticari kredilerin rekabet kurulu kararı kapsamında değerlendirilemeceği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40.-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 38,13-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 16,27-TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.000,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan bakiyenin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin huzurunda, davalı tarafın yokluğunda miktar bakımından kesin olmak üzere karar verildi. 16/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır