Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/695 E. 2020/96 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/695 Esas
KARAR NO : 2020/96

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2017
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirketin sinemacılık faaliyetleriyle uğraştığını ve kendi işlettiği sinemalarda reklam hizmeti verdiğini, bu kapsamda davalı-borçlu ile aralarında hizmet alım-satımına ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, davalı borçlu müvekkil şirket nezdindeki cari hesap borcunu vade tarihi olan 19/10/2015 tarihinde ödememesi sebebiyle … Noterliği 03/10/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile keşide edildiğini, 7 gün içinde 22.066,13-TL’lik bakiyeyi ödemesi istendiği aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, davalının müvekkil şirkete herhangi bir sebepten dolayı borcu bulunmadığını iddia etmek suretiyle müvekkil şirket ile arasındaki tüm ticari ilişkileri inkar ettiğini ve haksız şekilde borca itiraz etmek suretiyle de anılan icra takibini durdurduğunu, müvekkili şirket ile her türlü ilişkiyi reddeden ve hiçbir haklı sebebi olmamasına rağmen yalnızca müvekkili şirkete olan borcundan kaçınma çabasıyla anılan itirazı öne süren davalının kötü niyetli olduğunu, yargılama sırasında tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de durumun ortaya çıkacağını, dava konusu faturaya müstenit alacak hakkında tutar yönünden bir tereddütün bulunmadığını, likit olan alacak açısından kötü niyet tazminatının şartlarının oluştuğunu belirterek davalı tarafından ileri sürülen haksız itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının taraflar arasındaki ticari hizmet ilişkisi kapsamında davalıdan alacağının varlığı ve miktarı, davalının borca itirazının haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
İcra dosyası celbedilerek incelenmiş, takibe itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, e-mail yazışmaları, vade farkı faturası, ihtarname örneği dosya arasına alınmıştır.
Davacının iddiası, davalının savunması, ve tüm dosya kapsamına göre , ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için, davacının takip ve dava tarihi itibariyle iddia ettiği alacak tutarlarının da ayrı ayrı hesaplanması için tarafların 2016 ve 2017 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM bilirkişisi …tarafından tanzim edilen 07/08/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından, TTK.m.64 ve VUK.m.182 gereğince mecburi olan defterlerin tutulduğu, defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, bu durumda ibraz edilen kanuni defterlerin HMK 222.Mad. uyarınca davacı lehine delil vasfı bulunduğu, davacı şirketin, kendi deftelerine göre davalı şirketten 18.346,23-TL alacaklı olduğu, takip konusu yapılan alacağın davalı tarafından bilinebilir olması karşısında likit olması sebebiyle inkar tazminatı verilip verilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğu, tespit edilen alacak tutarının %20’sinin (18.346,23x%20) 3.669,25-TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davacının ticari defterlerinde davalıdan 18.346,23-TL alacaklı göründüğü, bu tutarın dayanağının 18.346,23-TL lik vade farkı faturası olduğu, davalının takibe kısmi itirazda bulunduğu vade farkı alacağını kabul etmediği, taraflar arasında yazılı bir sözleşme de bulunmadığı anlaşıldığından, taraflar arasındaki ticari ilişkide vade farkı uygulamasına yönelik bir temaül bulunup bulunmadığının tespiti için tarafların 2017 yılı ve önceki yıllara ait(ticari ilişkinin ilk tesis edildiği döneme kadar) ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ek bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM bilirkişisi …tarafından tanzim edilen 29/11/2019 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda; vade farkı faturasının düzenleneceğinin davalının satış faturaları üzerinde belirtildiği ve davalı tarafça davacının düzenlediği 19.10.2015 tarih ve… seri sıra numaralı vade farkı faturasının kabul edilmeyip iade edildiğini gösteren herhangi bir belgeye rastlanmadığı göz önüne alındığında alacağın kabul edilebilir olduğu görüşü bildirilmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında varlığı inkar olunmayan ve açık hesaba dayalı yürütülen ticari hizmet ilişkisi bulunduğu, davacının iddia ettiği 22.066,13-TL açık hesap bakiyesi için davalı aleyhine ilamsız icra takibine giriştiği, davalı tarafın, taraflar arasındaki açık hesabın 67.719,90-TL olduğunu, takip öncesinde 60.000,00-TL lik ödeme yapıldığını, davacının bakiye alacağının 3.719,90-TL olduğunu, takipte talep edilen 18.346,23-TL yönünden takibe kısmi olarak itiraz edildiğini beyanla, takibe kısmi itirazda bulunduğu, itiraza konu farkın 18.346,23-TL lik vade farkı faturasından kaynaklandığı dosya kapsamı ile sabittir. Davalının takibe kısmi itirazda bulunduğu ve itiraz edilmeyen 3.719,90-TL yönünden takibin kesinleştiği açık olduğundan, bu tutar yönünden, davacının dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmış ve dava takipte kesinleşen kısım yönünden HMK’nun 114/1-h ve 115/2 fıkraları uyarınca usulden reddedilmiştir. Uyuşmazlık konusu vade varkı faturasının davacı tarafından tahsilinin talep edilebilmesi, bu konuda taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin veya öteden beri devam eden bir ticari temaülün bulunması şartına bağlıdır. Davacının satış faturalarına ” bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir” şeklinde düştüğü tek taraflı kaydın, taraflar arasında bu yönde ticari teamül bulunduğunun, daha önce düzenlenmiş ve ödenmiş başkaca vade farkı faturalarının bulunduğunun veya taraflar arasında bu yönde yazılı sözleşme bulunduğunun ispatlanamaması karşısında yok hükmünde olduğu anlaşılmakla, 18.346,23-TL yönünden davanın esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 3.719,90-TL yönünden; davacının dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nun 114/1-h ve 115/2 fıkraları uyarınca usulden Reddine,
2-Davanın 18.346,23-TL yönünden esastan reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, peşin alınan 266,51-TL harcın mahsubuna, artan 212,11-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerine bırakılmasına,
Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı