Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/650 E. 2021/328 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/650 Esas
KARAR NO : 2021/328

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … eşi …’in yasal mirasçısı olması sebebiyle davalı şirkette hissedar olduğunu, muris …’in ölümünden sonra şirketin faaliyetinin bulunmadığını, şirketin bir adet taşınmazı ve iki adet aracı olduğunu, murisin ölümünden sonra diğer hissedarlarla arasında sorunlar başladığını, diğer davalılara ihtarname gönderilerek hissesinin alınmasını talep ettiklerini, müvekkiline cevap vermediklerini, TTK 638/2.maddesindeki şartların gerçekleştiğini, davalı …’in şirketin mallarını satarak müvekkilini zarara uğratma ihtimali olduğunu, HMK 389/1.maddesindeki şartların dosyada gerçekleştiğini, TTK 638/2.maddesine göre, mahkemenin gerekli tedbirleri alma zorunluluğu bulunduğunu belirterek taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, mahkemece uygun görülmemesi halinde şirket yetkilisinin taşınmazı satması hususunda verilen yetkinin kısıtlanmasına, ayrıca araçlar üzerine de tedbir konularak müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına, ortaklık payının tespiti ile ödenmesine, çıkma taleplerinin uygun görülmemesi halinde şirketin fesih ile tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalılar vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; müvekkillerin davacının mirası hakkına saygı göstermekle birlikte, davacı tarafça dava dilekçesinde şirketin temel mal varlığı olarak gösterilen … ili, … İlçesi … Köyünde bulunan 975 Ada, 1 parsel nolu taşınmazın da aslında bedelinin tamamen müvekkiller … ve … tarafından ödenmek suretiyle şirkete sermaye olarak koyulduğunu, davacının murisin vefatının ardından kısa bir süre sonra nezaketten uzak bir şekilde miras kavgasına girmesi doğal olarak müvekkillerinin üzülmesine neden olduğunu, … Ltd. Şti.’ nin tasfiyesine yönelik talebin hem yasal bir dayanağı olmaması hem de yasal şartların oluşmaması nedeniyle reddini, ancak davacının miras yoluyla intikal eden % 20 hissesine ait gerçek rayiç değerin uzman bilirkişiler tarafından tespit edilerek şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:Dava; limited şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma, bu olmadığı takdirde limited şirketin haklı nedenle feshi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının TTK’nun 638/2 maddesi uyarınca haklı nedenle ortaklıktan çıkma koşullarının varlığı, davacının ortaklık payının değerinin tespiti, bu olmadığı takdirde şirketin TTK’nun 636/3 fıkrası uyarınca şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi veya bu madde kapsamında davcının ortaklıktan çıkması koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuğunun kabulü halinde makul ve kabul edilebilir başkaca bir çözümün bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilerek incelenmiş; Dava tarihi itibari ile davalı şirketin ticaret sicilinde tescilli bulunan merkez adresi mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar dahilinde kaldığından HMK’nın 14 maddesi ve TTK nın 636/2 maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığın çözümünde Mahkememiz kesin olarak yetkili bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirketin sicil dosyası incelendiğinde; … Ticaret Sicil Memurluğu’nun … Ticaret sicil numarasında kayıtlı olduğu, davacının %20, davalı …’in %30 ve davalı … Seçikin’in %50 pay ile şirkete ortak oldukları tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davalı şirketin sicil kayıtları dosya arasına alınmış, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazın tapu kayıtları … Tapu Sicil Müdürlüğü’nden celp edilmiş, davalı şirkete ait … ve … plaka sayılı araçların kayıtları ilgili trafik tescil müdürlüklerinden celp edilmiş, … 11. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin …esas sayılı dosyası ile … 18. Aile Mahkemesi’ nin … sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmış, taraf tanıkları dinlenilmiştir.
Davalı tanığı … talimat yoluyla dinlenilmiş; “tarafları tanırım, davalılar … ve … aile dostumuz olur, davacı … ise onların gelinleri olur, davalılar oğulları … evlenmeden önce davalı … Makine şirkete ortak yaptılar, ama …’in yaşı itibariyle bugüne kadar birikmiş bir mal varlığı ve parası yoktu, dolasıyla bildiğim kadarıyla şirketin … İli, … ilçesindeki sanayi bölgesinde arsa ve üzerinde bir bina olan arazi ile iki adet araç olduğunu biliyorum, bunların alımına rahmetli …’in hiç bir katkısı yoktur, anne ve babası tarafından yapılmıştır, yine … davacı … ile evlenirken … ve … ona … yakasında bir de ev aldılar, bu evde halen davacı … oturmaktadır, ev alınırken evin tüm peşinatını …’in ailesi anne ve babası karşıladı, …’in herhangi bir katkısı olmadı, … iki sene önce otuzlu yaşlarında iken kalp krizi nedeniyle aniden vefat etti, vefatıyla davalılar büyük ruhsal ve üzüntü yaşadılar, …’in vefatından sonra davacı … miras konusunu gündeme getirdi, benim bildiğim davalı şirketteki hisselerini davalılar … ve …’e devredecekti, bunun karşılığında da halen davacı …’in oturduğu evdeki miras paylarını ona devredeceklerdi, fakat sonra ne oldu ise davacı anlaşmadan vazgeçti, hem bu şirket alehindeki bu davayı ve evin kendisine verilmesi için başka bir dava açtı, halen de bu davalar bildiğim kadarıyla devam etmektedir, …’in vefatına kadar davalı şirketin kontrolü … ve davacı …’deydi, şirketin tüm defter ve evrakların bildiğim kadarıyla onlardaydı, hatta … ‘ndaki şirket işyeri ve arazisini görmek istediğinde davacı taraf anahtarları vermekten imtina etti, bu yüzden davalı … beni de yanına alarak beraber …’na gidip çilingir vasıtasıyla işyerinin kapısını açtırmak zorunda kaldık, davacı anahtarları özellikle kasıtlı olarak vermedi, kendi aile şirketinin müdürleri aracıyla haber verin çilingir çağırın açtırsınlar dedi, davalılar … ve … davacı gelinleri ile uzlaşmak için her türlü yolu denediler, davacı uzlaşmaktan kaçınan bir tutum sergileyerek bu şekilde dava yolu seçmiştir, davalı şirket şu anda bir ticari şirket faaliyeti yoksa da …’den duyduğum kadarıyla davalılar şirketi ileride tekrar aktif hale getirmeyi düşünmektedir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … mahkememizce dinlenilmiş; ” taraflar evlenmeden önce şirket faaldi, muhasebe işlerini biz yürütüyorduk, yoğun bir ticari faaliyeti yoktu, … adına olan arsa işin devamı için oğlu …’e devredilmişti, evlilikten önce bu devir yapılmıştı, bu devrin … hanımla bir ilgisi yoktur, araçlar ve taşınmaz evlilik öncesinde şirkete aittir, taraflar evlendikten sonra … marka bir araç alınmıştır, şirketin ticari işleri iyi değildi, borcu çoktu, kredi borcu vardı, evin kredileri bile babasından para alınarak ödenirdi, şirketteki muhasebe giderleri bile rahmetli …’in babası … tarafınakarşılanırdı, … bey anidenkalp krizi geçirip vefat etti, … hanım avukatları ile birlikte ofise gelerek tüm belgeleri incelemek istedi ve teslim aldı, fatura, koçan senet gibi bütün belgeleri aldı, muhabeseci olarak anahtarı emlakçıya bıraktılar, şirket şu anda faal durumdadır, ancak borçludur, ticari işlemi yoktur , …’te olan taşınmazdan kira geliri vardır, aylık 8.000,00 TL + KDV tutarında kira geliri vardır, ben hala muhasebe işlerini devam ettiriyorum, … hanım istediğinden ben bütün belgeleri teslim ettim, zaten kendileri anahtarları ile dükkanı açtılar ben sadece yanlarında bulundum, …’e de bu konuda telefonla arayıp bilgi vedim, “karışmayın istediklerini yapsınlar dedi”, bende engel olmadım, … hanımın şirkette hiçbir faaliyeti olmamıştır, ölüm dolayısıyla miras kalmıştır, Metin beyin vefatından sonra babası ve annesinin bir müdahaleleri olmadı, tam tersi bize yardımcı oldular” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememizce dinlenilmiş; “ben 20 yıldır davacı … hanımla birlikte çalışıyorum, kendisi mimardır ve kendi şirketinin yönetim kurulu üyesidir, … beyin vefatından sonra davalı şirkete hissadar olmuştur, eşinin ölümünden sonra eşinin ailesiyle kırgınlık yaşanmıştır, arabası … beyin ailesi tarafından geri alınmıştır, oturduğu ev dava konusu yapılmıştır, evi geri istemişlerdir, şuanda eşinin ailesi ile görüşmüyor, küslerdir, … hanımın eşinin sağlığında eşinin şirketiyle bir ilişkisi olmamıştır dedi. Soruldu: Davalı şirketin 1 aracı olduğunu biliyorum, … hanımla … bey bu aracı ortak aldılar, arsa evlenmeden önce … beyin üzerinde idi 2. aracı bilmiyorum.”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememizce dinlenilmiş;” ben 18.5 yıldır … hanımın kendi aile şirketi olan … A.Ş.’de şoför olarak çalışıyorum, rahmetli … ile … hanım evlenirken tüm alışverişleri birlikte yaptık, .. hanım kendisi … Üniversitesi İç Mimarlık bölümünden mezundur, babasının şirketinde Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmaktadır, eşinin şirketi ile bir bağı olmadı herkes kendi işiyle ilgileniyordu, eşinin ölümünden sonra eşinin ailesi ile sorunlar yaşamaya başladı, oturduğu ev ile ilgili davalar açıldı, halen devam etmektedir, eşi hayattayken bir problemleri yoktu, vefatından sonra ailenin tüm davranışı değişti, gelinleri olan … hanım da bu davranışlarına kırıldı, bir gerginlik vardır dedi. Soruldu: … beyin şirketinin sahip olduğu …’teki arsa ile 2 araçların nasıl alındığını bilmiyorum, eşinin ölümünden sonra benim varlığını bildiğim 1 araç … hanım tarafından kayınvalidesine verildi, mezarlığa rahat gidip gelmesi için verdiğini ben biliyorum, aracın OGS borcunu da Metin beyin ölümünden sonra ben ödedim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce davalı şirkete ait taşınmazın rapor tarihi itibariyle rayiç değerinin ve rayiç kira bedelinin tespiti yönünden emlak değerleme uzmanı, kadastro uzmanı, inşaat mühendisi bilirkişiler marifetiyle rapor tanzimi için … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, 23/03/2018 tarihli , … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … talimat sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda özetle; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, 975/1 parselin alanı 5.000,19 m2 ve arsanın kendisi ile üzerinde taşınmazlar ise tek katlı ofis binaları olmak üzere toplam değerinin 2.055.690,00-TL +6.033.60-TL 2.750.104,50-TL=4.811.828,10-TL olarak hesaplandığı Tapu kayıt belgelerinde; 975/1 parseldeki arsa ve üzerindeki yapılar “TAM” hisse oranı ile maliki olarak … Şirketi’ ne kayıtlı olduğu, buna göre 4.811.828,10-TL’ nin tamamının … Limited Şirketi’ ne ait olduğu anlaşıldığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarının cevaplandırılması, raiç kira bedelinin ve raiç değerin tespiti yönünden ek rapor alınması konusunda … Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne talimat yazılmış, 03/02/2019 tarihli, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … talimat sayılı dosyasından alınan ek bilirkişi raporunda özetle; kök raporun hazırlanma tarihinin 23/03/2018 tarihinde olduğu, bahse konu Genel Kurul Kararından önce olduğunu, kök raporda arsa için yazılan değer olan 550,00-TL /m2 de herhangi bir değişikliğe lüzum görülmediği, fabrika ölçümünde teknik bir hatanın yapıldığını, 4.550,00 m2 üzerinden hesap edildiğini, fabrika ölçüleri 20x25mt= 500,00 m2 olarak düzeltilip tekrar hesap edildiğini, yapının değerinin 500,00 m2 x 502,00-TL/m2 x0,90= 225.900,00-TL, taşınmazların toplam değerinin ise arsa değeri+ fabrika +ofis= 2.750.104,50+225.900,00+6.033,60= 2.982.074,00-TL olarak düzeltilmiştir. Raiç kira değerlendirmesinde 2.OSB bölgesinde yapılan araştırmalarda kapalı alan m2 kira bedellerin 10,00-TL -20,00-TL arasında olduğu konu bahse taşınmazın kullanım durumu ve büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda m2 kapıla alan kira değerinin 15,00-TL olarak alınabileceği buna göre raiç kira değerinin 500,00m2x15,00-TLm2= 7.500,00-TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce; davalı … adına kayıtlı olan … ve .. plaka sayılı araçların değerinin tespiti, talimay yolu ile alınan raporda göz önünde bulundurularak ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları da incelenerek davacının çıkma payının tespiti için, Mali Müşavir …, Finans Uzmanı … ve Makine Mühendisi …’undan oluşan heyet marifetiyle bilirkişi rapor alınmış, bilirkişi heyet raporunda özetle; … plakalı, 2012 model, … marka, … tipi aracın takdiren ortalam 200.000-TL rayiç değere sahip olduğu, … plakalı, 2001 model, … marka, … tipi aracın 5.000-TL rayiç değere sahip olduğu, davalı şirkete ait … İli, … İlçesi, … Köyü, 975 Ada, 1 Parselde bulunan taşınmaz ve içerisindekiler ile birlikte değerinin 03/02/2019 tarihinde alınan bilirkişi raporuna göre, 2.982.074,00-TL ‘ si olduğu, dava konusu şirketten alınan son mali verilere göre 31/12/2019 tarihi itibari ile hazırlanan rayiç değer bilançosuna göre öz varlığının 3.267.796,76-TL olduğu, dava konusu davalı şirketin sunulan mali verilere göre mütevvefa …’ in ölümü sonrasında ticari defter kayıtlarına göre kar elde edemediği gibi 2018 yılı haricinde sürekli olarak zarar etmiş olduğu, yine mali verilere göre ticari faaliyetinden uzun süredir kısıtlı olduğu, 2019 yılı net satışların 4.270,81-TL olduğu nazara alındığında dava konusu davalı şirketin faaliyetinin devamının iş bu ortaklık yapısıyla imkan dahilinde olmadığını, davalı gerçek kişilerin davaya cevaplarında davacının talepleri ile ilgili davalı şirketteki hissesi ile ilgili çıkma payı hesabının yapılması sureti ile davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesin talep ettiği, bu talebin sayın mahkeme tarafından da uygun bulunması durumunda davacının % 20 hissesinin son alınan 31/12/2019 mali verilere göre çıkma payının rayiç değerlere göre hesaplanan 3.267.796,76-TL tutarındaki öz varlık değerinin % 20′ sine denk gelen 653.559,35-TL olabileceğinin hesaplandığı, davacının reel kar hesabı ile ilgili talebinin rapor içeriğinde de ifade edildiği üzere reddinin gerektiği yönündeki tespit ve kanaatleri bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları, bilhassa davacı davacı vekilinin taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi içerisinde bulunduğuna ilişkin itirazları da nazara alınarak mahkememizce, dosyanın daha önce rapor tanzim eden heyete resen seçilecek bir gayrimenkul değerleme uzmanı da eklenmek suretiyle tevdii ile, dosyaya celbedilen OSB kararı, talimat yolu ile alınan raporlar ile tüm dosya kapsamına göre, davacının çıkma payının güncel değerinin hesap edilmesinin istenilmiş, 08/03/2021 teslim tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; davalı şirkete ait gayrimenkulün değerinin 4.722.272,25-TL si olduğu, dava konusu şirketin dosya kapsamında ki son mali verileri dikkate alınmak sureti ile hazırlanan rayiç değer bilançosuna göre öz varlığının 5.007.995,01-TL olduğu, davacının % 20 hissesinin dosya kapsamında bulunan son mali verilerine göre hazırlanan rayiç değerler dikkate alındığında davacının çıkma payının 1.001.599,00-TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 25/03/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; toplamda 1.001,599,00-TL alacağın/ortaklıktan çıkma payının, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek kanuni temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan …18 Aile Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamından; davacı tarafından davalılar … ve … aleyhine, davacının eşi vefat etmeden evvel birlikte oturdukları konutun aile konutu olduğunun tespiti ile taşınmaza aile konutu şerhi konulması talepli dava açıldığı, davanın halen derdest bulunduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan… 11 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamından, davacı tarafından davalılar … ve … aleyhine, …18 Aile Mahkemesi’nin…esas sayılı davasına da konu olan taşınmazın; aile konutu olarak davacıya özgülenmesi ve tam mülkiyetinin davacıya verilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ortaklığın satış suretiyle giderilmesi talebi ile dava açıldığı davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 638/2 fıkrasına göre; her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.
6102 sayılı TTK’nın 636/3 fıkrasına göre; her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshin isteyebilir. Mahkeme istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkartılmasına veya duruma uygun düşen kabul edilebilir başkaca bir çözüme hükmedebilir.
Dayanağını TMK’nun 2. maddesinde bulan haklı sebebin ne olduğu ve unsurları kanunda tanımlanmamış olup, her olayın somut koşul ve özelliklerine göre haklı sebeplerin varlığı ayrıca değerlendirilmek gerekir. Limited ortaklık, hem kişi ortaklıklarına, hem de anonim ortaklığa özgü özellikleri bünyesinde barındıran bir ortaklık türüdür. Dolayısıyla kişi ortaklıklarına has özellikler, haklı sebebin araştırılmasında uygun düştükleri ölçüde limited ortaklıklar yönünden de değerlendirmeye alınabilir. Kişi ortaklıklarında, ortaklar arasındaki güven ilişkisi ve yoğun işbirliği sebebiyle, ortaklıktan çıkma veya haklı sebeple feshi dava hakkı anonim ortaklıkan farklı olarak ortaksal bir haktır. Kişi ortaklıklarında, salt ortaklar arası güven ilişkisinin ve işbirliğinin bozulması, ortağa haklı sebeple ortaklıktan çıkma veya şirketin feshini dava hakkı verebilir. İşte kişi ortaklığına has özellikler barındıran limited ortaklıklar açısından da, somut durumun şartlarına göre, ortaklar arası güven ve işbirliğinin bozulması haklı sebep olarak değerlendirilebilir. Dava konusu şirketin üç ortaklı olarak kurulduğu, ortaklardan …’in vefatı sonucu, …’in eşi olan davacının miras yolu ile şirkete %20 oranında ortak olduğu, diğer iki ortağın ise vefat eden …’in anne ve babası olduğu, bu haliyle davalı şirketin bir aile şirketi olduğu ve kişi ortaklıklarına has özelliklere sahip bir limited ortaklık olduğu, bu nedenle davalı şirkette, ortaklar arası güven ilişkisinin ve işbirliğinin bozulması, bu durumun şirket işleyişini de olumsuz etkilemesi ve bu durumun ortaklar açısından ortaklığın devamını çekilmez hale getirmesi halinde haklı nedenin varlığının kabulünün gerektiği, birer örnekleri dosya kapsamına alınan … 11 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … ve … 18 Aile Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyaları, tanık anlatımları ve alınan mali bilirkişi raporuna göre; aile şirketi mahiyetindeki davalı şirketin ortakları arasında, davacının eşi, diğer davalılar … ve ..’nin çocukları olan …’in ölümü sonrasında, davacının oturduğu eve ve miras hukukuna yönelik anlaşmazlıkların çıktığı, bu anlaşmazlıklar nedeniyle …’in ölümünden sonra şirketin ticari faaliyetlerinde yaşanan aksamalar nedeniyle şirketin kar elde edemediği gibi, zarara geçtiği, dinlenen tanık anlatımlarından şirketin işleyişini de olumsuz yönde etkileyen bu durumun, şirket ortakları arasındaki giderilemez boyuta ulaşmış anlaşmazlıklardan kaynaklandığının ortaya çıktığı, ortaklar arasındaki güven ilişkisinin ve işbirliğinin bozulduğu, hatta …’in vefatından sonra hiç tesis edilemediği, bu tespitler karşısında şirketi bu ortaklık yapısıyla devam ettirmenin tüm ortaklar yönünden çekilmez olduğunun kabulünün gerektiği mahkememizce tespit olunmuştur.
Davacı TTK’nun 638/2 fıkrası kapsamında ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini, aynı zamanda TTK’nun 636/3 fıkrası kapsamında şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının şirketten haklı nedenle çıkmasına karar verilmesini veya şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesini talep edebilmesi için haklı sebebin oluşmasında kusurunun bulunmaması gerekmektedir. Somut olayda dosya kapsamına alınan tüm deliller ve tanık anlatımlarından, davacının eşinin vefatından sonra miras yolu ile şirkette pay sahibi olduğu, taraflar arasında bilhassa, davacı ile eşinin vefat tarihinden önce birlikte yaşadıkları davalı ortaklar tarafından da kabul edilen, konut ile ilgili miras hukukuna dayalı uyuşmazlık çıktığı, davacının eşinin vefatından sonra eşinin terekesinde bulunan malvarlığından yasal miras payını talep etmesinin, Türk Medeni Kanunundan doğan miras haklarının kullanımı kapsamında olduğu, bu hakların kullanımı sebebiyle, davacı ile …’in diğer yasal mirasçıları olan … ve … arasında çıkan uyuşmazlıkların şirket işleyişine sirayet etmesinin davacı kusuru olarak kabul edilemeyeceği, şirketi bu ortaklık yapısıyla devam ettirmenin tüm ortaklar yönünden çekilmez hale gelmesinde bu sebeple davacının kusurunun bulunmadığı, davacının TTK’nun 638/2 fıkrası kapsamında haklı nedenle ortaklıktan çıkma koşullarının oluştuğu, nitekim davacı tarafça öncelikle haklı sebeple ortaklıktan çıkma talebinin kabulü, mahkemece uygun görülmemesi halinde şirketin fesih ve tasfiyesinin istenildiği, davalı tarafça davacının ortaklıktan çıkma talebinin kabulüne karar verilmesinin talep edildiği hususları mahkememizce kabul edilmiş, izah edilen gerekçelerle davacının ortaklıktan çıkma talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri neticesinde dosyaya ibraz edilen hükme esas almaya elverişli, denetime açık ve teknik açıdan yeterli bulunan bilirkişi raporlarından davacının hüküm tarihine en yakın tarihte hesaplanan çıkma payının 1.001.599,00-TL olduğu tespit edilmiş, davacı vekili dava dilekçesi ile faiz talep etmeyip ıslah dilekçesi ile faiz talebinde bulunduğundan çıkma payına ıslah tarihinden itibaren ticari avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir.
TTK’nun 638/2 ve 636/3 maddeleri kapsamında açılmış bulunan dava yönünden davalılar … ve …’e husumet yöneltilemeyeceğinden, bu davalılara karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalılar … ve …’e karşı açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının çıkma talebinin KABULÜNE, davacının, …’nin ortaklığından çıkmasına, 1.001.599,00-TL çıkma payının 25/03/2021 ıslah tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca hesap olunan 68.419,22-TL nispi karar harcından peşin alınan 17.112,04-TL’ nin mahsubuna, bakiye 51.357,18-TL harcın davalı …’nden tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi uyarınca hesap olunan 67.129,95-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
5- karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi uyarınca hesap olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılar … ve …’e verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 başvuru harcı, 17.112,04-TL peşin harç ve tamamlama harç toplamının, 4.550,00-TL bilirkişi ücreti, 634,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 22.327,44-TL yargılama giderinin davalı …’nden alınıp davacıya verilmesine,
7-HMK nun 333. Maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8-Davalılarca yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik Geçici 3. ve 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/04/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır