Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/614 E. 2018/762 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/614 Esas
KARAR NO : 2018/762
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/06/2010
KARAR TARİHİ : 05/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili, dava dilekçesi ile özetle; davacı şirketin tek yetkilisi ve temsilcisi olan…’in evinden 09.02.2010 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucu dava konusu çekle birlikte bir çok kıymetli evrak ve ziynet eşyalarının çalındığını, bu konuda Kadıköy Cum.Başsavcılı’nın… sayılı dosyası ile soruşturma yürütüldüğünü ve Kadıköy … Asl.Ceza Mah.’nin … E.sayılı dosyasında dava ikame edildiğini, ayrıca dava konusu çekin zayii nedeniyle iptali için Kadıköy … Asl.Tic.Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, bu çekin…Şti.’nden iade alındıktan sonra davacı uhdesinde iken çalındığını, lehtar olan şirkete bunun karşılığında başka bir çek verilerek borcun ödendiğini, 18.06.2010 tarihinde çekin ödeme amacıyla… Bankası …Şubesine ibraz edildiğini, incelendiğinde 10.04.2010 olan keşide tarihinin 10.06.2010 olarak değiştirildiğinin ve değişiklik parafının davacıya ait olmadığının tespit edildiğini, davalılar ile aralarında hiç bir ticari münasebetin olmadığı gibi lehtar şirketinde çeki cirolayan kişilerle ticari ilişkisinin bulunmadığını belirterek; …A.Ş. … Şubeine ait … çek nolu, 10.04.2010 keşide tarihli, 22.875,00.-TL bedelli çekten dolayı davacının davalılara borçlu bulunmadığının tespitine ve çekin davalılardan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı …Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi konumunda olduğunu, diğer davalı … Şirketine verilen faturalı mallar karşılığında bu çekin alındığını ve adı geçen şirket hakkında Cum.Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılara yasaya uygun tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmedikleri gibi, yazılı bildirimde de bulunmadıklarından, …nun 128.maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettikleri varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İİK.nun 72. maddesi ve TTK.nun 704.maddesi hükmüne dayalı olup, dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu bulunmadığının tespiti ve çekin istirdatı istemine ilişkindir.
İİK.nun 72/1. maddesi gereğince; borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir.Anılan yasanın 72/7. maddesi gereğince de; takibe itiraz etmemiş veya itirazın kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek zorunda kalan kişi, ödediği tarihten itibaren 1 yıl içinde genel hükümler kapsamında paranın geri alınmasını isteyebilir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, dava konusu çek aslı getirtilerek keşide tarihindeki değişiklik yönünden bilirkişi raporu alınmış, dava dilekçesinde belirtilen diğer mahkemelere ilişkin dava dosyaları getirtilerek incelenmiş ve yapılan yargılama sonucunda davacının dava konusu yapılan çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Mahkememizin 09/07/2013 tarih ve … esas … karar sayılı kararı davalı… A.Ş vekilinin temziyi üzerine Yargıtay…Hukuk Dairesinin 08/02/2016 tarih… esas… karar sayılı ilamiyla bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında “Davacı vekili, müvekkili şirketin tek yetkilisi ve temsilcisi olan…’in evinde 09.02.2010 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda dava konusu çekle birlikte bir çok kıymetli evrak ve ziynet eşyalarının çalındığını, bu konuda müvekkilinin evinde çalışan yabancı uyruklu hizmetlisi hakkında ceza davasının açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, dava konusu çekin dava dışı ….Şti.’ne keşide edildiğini, ödeme nedeni ile çekin müvekkiline iade edildiğini, 18.06.2010 tarihinde dava konusu çekin bankaya ibraz edildiğinin öğrenildiğini, çekteki “10.04.2010” olan keşide tarihinin “10.06.2010” olarak değiştirildiğinin ve değişiklik parafının davacıya ait olmadığının tespit edildiğini, dava konusu çalıntı çeki tahrif ederek kullanan davalılar ile müvekkili şirket arasında hukuki ya da ticari münasebetin olmadığı gibi dava dışı lehtar … Şti’nin de dava konusu çeki cirolayan kişilerle ticari ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek dava konusu çekten dolayı davacının davalılara borçlu bulunmadığının tespitine ve çekin davalılardan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili, davalı… Şti’ne verilen faturalı mallar karşılığında dava konusu çekin alındığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve alınan grafoloji raporu doğrultusunda, dava konusu çekteki keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, buna göre gerçek keşide tarihi 10.04.2010 olup, çekin süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmediği, bu hali ile kambiyo senedi niteliğini yitirdiği, yazılı delil başlangıcı sayılabileceği, davalı hamil…AŞ’ nin bu çeke dayalı olarak davacı keşideciye aralarında temel ilişki olmadığından müracaat hakkının bulunmadığı, davacının çalışanı hakkındaki ceza davasının devam ettiği, dava konusu çekin davacının rızası dışında elden çıktığı, tahrifat yapılarak keşide tarihinin değiştirildiği, mutlak def’i niteliğindeki sahtelik iddiasının tüm davalılara karşı ileri sürülebileceği, davalıların iyi niyetlerinin korunamayacağı, öte yandan bu çek nedeni ile dava dışı lehtar ….Şti.’ne borcu bulunmayan davacının, bu iddiasını davalılara karşı da ileri sürebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, çekin davalı … A.Ş.’den alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … AŞ vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu çekin keşide tarihinde tahrifat yapılmış olması çekin tahrifattan önceki haliyle değerlendirilmesi gerektiği sonucunu doğurur, ancak kambiyo senedi niteliğini kaybettirmez. Ne var ki, gerçek keşide tarihine göre çekin süresinde ibraz edilip edilmediği belirlenerek sonucuna göre işlem yapılması gerekir. Nitekim yerel mahkemece bu çerçevede yapılan inceleme sonucunda gerçek keşide tarihine göre süresinde ibraz bulunmadığı saptanmıştır.
Süresinde ibraz edilmeyen çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacaklı alacağını her türlü delille kanıtlayabilir. Taraflar arasında temel ilişki bulunmaması halinde ise hamil keşideciye karşı dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabilir.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davalılardan … AŞ., çeke ciro yoluyla hamil olduğundan anılan yasa hükmü uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davacı keşideciden alacak talebinde bulunabilir. Böyle bir durumda sebepsiz zenginleşmediğinin keşideci tarafından kanıtlanması gerekir. Öte yandan, hamilin senedi bile bile borçlunun zararına hareket ederek kötü niyetle iktisap ettiği iddiasının da TTK’nın 599. maddesi hükmü uyarınca keşideci tarafından ispatlanması gerekir. Bu bağlamda davalılar hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/151035 sayılı dosyasında yürütülen soruşturmanın sonucunun işbu davaya etkisi de gözetilmelidir.
Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı … AŞ lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 08/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.”denilmektedir.
Mahkememizin kararı davalılar… Şti ile …-… yönünden kesinleşmiş olup, davalı …A.Ş ile ilgili olarak yerinde görülen yargıtay bozma ilamına uyulmuş bu doğrultuda yargılama sürdürülmüştür.
Davacı vekiline süre verilmesine rağmen dava konusu çekin davalı…A.Ş tarafından bile bile borçlunun zararına hareket edilerek kötü niyetle iktisap edildiği yolunda kanıtlayıcı delilerini ibraz etmemiştir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/151035 soruşturma numaralı evrakında; 15/10/2014 tarihinde 2011/151035 Soruşturma no, 2014/69133 Karar nolu karar ile “Kovuşturmaya Yer Olmadığına” karar verildiği soruşturma evrakının incelenmesi sonucunda tespit edilmiştir. Soruşturmanın sonucunun bu davaya etkisi bulunmamaktadır. 6762 sayılı TTK nın 599.maddesi hükmü gereğince; poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi; düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi ihtisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun Somut olayda; çekin davalı…A.Ş ne ciro yoluyla geçtiği anlaşılmakta olup, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Davalı Soylu … A.Ş dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK nın 644.maddesi uyarınca; sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak talebinde bulunabilecektir. Bu durumda, sebepsiz zenginleşmediğinin, keşideci davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Davacı bu konudaki kanıt yükümlülüğünü yerine getirememiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davalı…A.Ş hakkında reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
Davalı…A.Ş hakkındaki davanın REDDİNE,
Diğer davalılar …Şti ile …-… hakkında mahkememizce verilen 09/07/2013 tarihli … Esas … karar sayılı karar kesinleşmiş bulunduğundan adı geçen davalılar yönünden YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.745,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı…A.Ş’ne verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 400,00 TL gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı…A.Ş tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 143,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Davalı…A.Ş tarafından yatırılan 130,00 TL gider avansından geriye kalan 6,10 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davalı…A.Ş’ne iadesine,
Davacı vekili ve davalı…vekili huzurunda, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.
Katip …
Hakim …
HARÇ BEYANI /
35,90 TL. KARAR HARCI
124,65 TL. PEŞİN HARÇ
95,45 TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ