Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/606 E. 2019/1061 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/606 Esas
KARAR NO : 2019/1061

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, … adresinde Dikim ve ütü paket işi ile iştigal ettiğini, davalı şirket tarafından, dikimi ve ütü paketi yapılmak üzere, dava konusu faturada belirtilen malların müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili şirketin teslim edilen malların tamamını dikip, ütü ve paketlerini de yaparak zamanında ve ayıpsız olarak davalı firmaya teslim ettiğini, müvekkili şirketin dikimini ve ütü paketini yaparak teslim ettiği ürünler için davaya konu faturayı keserek tebliğ ettiğini, davalı firma tarafından vadesinde fatura bedeli ödenmediğinden, faturanın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapılmış olup, davalı firma tarafından takibe haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak itiraz edildiğinden icra takibinin durduğunu, fatura bedelini ödemeyen davalı firmanın, müvekkili tarafından dikimi ve ütü paketi yapılan ürünlerin ayıplı olarak teslim edildiği konusunda reklamasyon faturası kesildiğini iddia ettiğini, müvekkilinin dikim ve ütü paketini yaparak teslim ettiği malları alıp ihraç eden davalı firmanın, icra takibine kadar müvekkili firmaya hiçbir ayıp ihbarında bulunmadığını, kestiklerini iddia ettikleri reklamasyon faturasını kesinlikle kabul etmediklerini, bu faturanın olsa olsa borcunu ödemek istemeyen davalı firmanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun bir savunması olduğunu, müvekkili şirketin, davalı şirketin kendisine teslim ettiği malları, ayıpsız olarak dikip, ütü ve paketlerini yaparak süresi içinde davalı firmaya teslim ettiğini ve fatura bedelini alamadığından işbu davayı açmak zaruretinin doğduğunu, belirterek, kısaca arz edilen sebeplerle, haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalı firmaya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı -Karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya taraf şirketlerin faaliyet alanlarının, bir kısım ihracat eşyasının taraflarınca dikim, ütü-paket işlemlerinin yapılması olduğunun doğru olmakla beraber, davacı şirketin, dava dilekçesinde kabul etmese de ayıplı hizmet sunduğunu, bu ayıplarla ilgili olarak kendilerine ihbar yapıldığı gibi, daha en başında, müvekkili şirket yetkili ve çalışanlarından dahi önce ayıptan haberdar olduklarını, davacı şirketin ortaklık yapısı ve temsile ilişkin belgeleri incelendiğinde tek ortaklı olduğunun ve … adlı bu ortağın 2023 yılına kadar münferiden şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunun görüleceğini, Avrupa ve Amerika’daki ciddi alıcıların, ülkemizde bir üretim yaptırdıklarında, üretimin her aşamasında, başından sonuna kadar bağımsız denetmenler gözetiminde imalat yaptırdıklarını, somut olayda da ithalatçı firmanın, gözetim işini … ünvanlı …Firmasına verdiğini, davacının gerçekleştirdiği ayıplı işlerin günü gününe, kendi işletmelerinde bulunan … Firması Müfettişince raporlandığını, raporlarda …’ın anılan şirketin yetkilisi olduğu ve ayıplarla ilgili kendisi ile tartışıldığının raporlara geçtiğini, raporların gayet ayrıntılı olup, davacının işletmesinde tutulduğunu, hangi ürünün neresinden, nasıl ve ne ölçüde ayıplı olduğunun resimleriyle anlatılmış olup, kapak sayfasında “… (Denetim Sonucu: REDDEDİLDİ)” kutucuğunun işaretli olduğunu, bunlara rağmen dava dilekçesinde, “ayıp ihbar edilmedi” şeklinde beyanda bulunmanın iyi niyetle bağdaşmadığını, Sektöründe tanınmış ve itibarlı bir imalat ve ihracatçı şirket olan müvekkili şirketin, yurt dışındaki pek çok büyük markaya Türkiye’de fason üretim yapan/yaptıran, ülkemize döviz kazandıran bir şirket olduğunu, çalıştığı firmalarla Atölye Çalışma Sözleşmesi akdettiğini, amacı olası bu ve benzeri durumları asgariye indirmek, iş disiplinini sağlamak olan bu sözleşme ekine davacı … benzer konumdaki şirketlerden “Tedarikçi Bilgi Formu ve Vergi Levhaları” da istendiğini, işin ciddi ve ithalatçının şart koştuğu süre ve şartlarda, istenen kriterlerle yapılmasının sağlanmasının amaçlandığını, genel bir eser sözleşmesi mahiyetinde olan, Atölye Çalışma Sözleşmesi’nin Ürün Sorumluluğu Koşulları başlıklı 2. Maddesinde, hukuktaki “ayıba karşı tekeffül hükümleri”nin açıkça anlatıldığını ve bir adım daha öteye götürüldüğünü, ayıp ve benzeri durumlarda Atölye’nin sorumluluklarının tek tek yazıldığını, dava dilekçesinde yazılmayan hususların da mevcut olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası açılmadan önce, 06.04.2017 tarihinde yetkisiz Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün…E. sayılı dosyası ile haksız alacak talep edildiğini, müvekkili tarafça ayıplı iş ve iade (reklamasyon) fatura belirtilerek borca ve yetkiye itiraz edildiğini, davacı tarafın bozduğu ürünlerin, ithalatçı firmaya kabul ettirilmek istendiğini ama bunun yapılamadığı gibi, müvekkili şirketin en büyük yurt dışı müşterisini kaybettiğini, bu olurken ayrıca cezai müeyyideye maruz kaldığını, masraf ve tazminat ödediğini, tüm bunlara sebep olan davacı yanın, üstüne bir de takibe konu faturayı müvekkili şirkete gönderdiğini, davacı şirketin, ayıplı imalat ve işleri yüzünden müvekkil şirketin görüşmeler sonrası, denkleştirme gayesi ile tanzim edip, kendilerine gönderdiği faturayı iade etmelerinden, defterlerine işlemediklerinin anlaşıldığını, müvekkili tarafın, yurtdışı alıcısının kestiği cezai şart nevinden tazminatı, alacaklı gözüken yanın bozduğu ürünlerin tamiri ve kalite kontrolü için harcanan paraları, kaybedilen müşteri ve yoksun kalınan kar ve her türlü zarar ve ziyanı, akdettikleri … Sözleşmesi ve ayıba karşı tekeffül mevzuat kapsamında talep etmemişken, davacı yanın işbu davayı açmasının “hem suçlu-hem güçlü” deyimini akıllara getirdiğini, davacı-Karşı Davalının, ağır kusuru ile sebep olduğu ayıplı hizmeti nedeniyle Müvekkili Şirketin, denetim masraflarına katlandığını, …’daki Alıcı Şirkete tazminat ödediğini, nihayetinde yılda yaklaşık 100-200.000,00-Euro’luk mal sattığı müşterisini ve itibarını kaybettiğini, müvekkili şirketin, imalat aşamasında ne kadar titiz davrandığının, Davacı-Karşı Davalı Şirket gibi, iş yaptırdığı atölyeleri de aynı titiz davranışa sevk etmek yolunda Atölye Çalışma Sözleşmeleri imzalattığının ortada olduğunu, yine, Türk Borçlar Kanununun 219. Vd. maddelerinin de açık olup, ağır kusuru ile üretilip, bitmiş ihracat eşyasını bozan ve ayıplı hale getiren Davacı-Karşı Davalının eyleminin, daha hizmeti anında tespit edildiğini, kendilerine bildirildiğini, buna rağmen bir hizmet faturası tanzim edip gönderdiklerini, müvekkili şirket yetkililerinin, kendileri ile görüşüp, uğradıkları zarar çok daha fazla iken, sadece bu fatura kadar bir fatura tanzim edip bari “denkleştirmeyi” kabullenmişlerse de Davacı-Karşı Davalı Şirketin, bundan da vazgeçtiğini ve faturayı ısrarla almadıklarını, ayıplı işleri, daha kendi atölyelerinde, bağımsız kalite kontrolcü tarafından tespit edilmişken, dava dilekçelerinin 1. paragrafında, zamanında ve ayıpsız olarak üstlendikleri işi yaptıklarını beyan etmelerinin dahi, Sayın Mahkemeye yanıltmayı amaçlayan, kötü niyetlerini gösterdiğini, davalının ayıplı işleri nedeniyle, yurtdışı alıcı firmaya … nolu faturaları kapsamında ödenen 8.755,00 Euro cezai tazminat (karşılığı: 36.120,00-TL’dir), ticari itibarın kaybı nedeniyle uğranılan manevi zarar olarak 50.000,00-TL ve yılda yaklaşık 100-200.000,00-Euro‘luk döviz girdisi sağlayan ve yaklaşık %40 kar marjı olan müşterisinin kaybı nedeniyle, fazlaya ilişkin dava, talep ve ıslah hakkı saklı tutularak şimdilik 50.000,00-TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesi için işbu davayı ikame etmenin zorunlu olduğunu, belirterek, açıklanan nedenler ve yargılama ile ortaya çıkacak durumlar karşısında, davacının, haksız ve mesnetsiz davasının reddine, müvekkili tarafın haklı davalarının kabulüne ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin haksız davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl dava; itirazın iptali davası, karşı dava; eser sözleşmesine dayalı alacak maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; asıl davada; dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyasına dayanak 28/02/2017 tarihli ve 37.489,14-TL bedelli fatura nedeniyle davacınn davalıdan alacakları olup olmadığı, faturaya konu dikim, ütü ve paket hizmeti ediminin taraflar arasındaki eser sözleşmesine uygun şekilde eksiksiz ve ayıpsız yerine getirilip getirilmediği, ayıp mevcut ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı, davacının işbu faturaya dayalı alacağı mevcut ise alacak tutarının ne olduğu, temerrüt şartlarının oluşup oluşmadığı, bu çerçevede işlemiş faiz talep edilip edilemeyeceği, edilebilecek ise işlemiş faiz tutarının ne olduğu, icra inkar ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı; karşı davada; taraflar arasındaki eser sözleşmesine konu dikim, ütü ve paketleme borcunun karşı davalı tarafından ayıplı ifa edilip edilmediği, ayıp mevcut ise karşı davacının, karşı davalıya yansıtılmasını talep ettiği 8.755,00-EURO cezai şart içerdiği belirtilen reklamasyon faturasının bu ayıp nedeniyle kesilip kesilmediği, karşı davacının iddia ettiği ayıp nedeniyle müşteri ve kar kaybı nedeniyle maddi zararının ticari itibarın zedelenmesi nedeniyle manevi zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise maddi ve manevi tazminat miktarlarının ne olduğu noktalarında toplandığını tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacı vekilince dosyaya sunulan yabancı dildeki delillerin yeminli tercümeleri dosyaya kazandırılmış, icra dosyası celbedilerek incelenmiş, takibe itirazın ve asıl davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı karşı davacı tanığı …; “Ben Davalı- Karşı Davacının tekstil ürünlerini ihraç ettiği … firmasının Türkiye’deki temsilcisi olan … Tekstil firmasında çalışıyorum, bizim ticari ilişkimiz doğrudan davalı … firması iledir, davalı firma … firmadan aldığı dava konusu sparişin dikim, ütü ve paketleme işini davacıya yaptırdı, bizim temsilcisi olduğumuz firmadan alınan sparişlerden bildiğim kadarıyla dava konusu ürünlerin dikim, ütü ve paketleme işi davacıya yaptırıldı, başkaca herhangi bir sparişin ütü, dikim ve paket işi davacıya yaptırılmadı, dava konusu ürünler doğrudan … ithalatçı firmanın kendisinin tespit ettiği denetim şirketince davacının kendi atölyesinde 5-6 kez denetlendi, bu raporlar … firmaya gönderilmek üzere temsilcisi olarak öncelikle bize geldiği için denetim raporlarından haberdarım, bu raporları … firmaya biz gönderdik, ithalatçı firma da ürünleri bu şekilde teslim alamayacağını bildirdi, bu ürünler … tarafından yurt dışına bu haliyle ihraç edilmedi, çünkü her denetim raporundan sonra hatalı kısımların giderilmesi için davacı firma yeniden ürünler üzerinde çalıştı, ancak 5-6 kez tamirat yapılmasına rağmen iş … firma tarafından kabul edilmeyince ürünler de bu haliyle ihraç edilemedi, bildiğim kadarıyla davacı bu ayıpların giderilmesi için işi başka bir firmaya yaptırdı, ürünlerin geç tesliminden ötürü temsilcisi olduğumuz firma davalı firmaya ceza kesti ve reklamasyon faturası kesti, bu da davalı firmaya ithalatçı firma adına bizim tarafımızdan iletildi,hatırladığım kadarıyla 2017 kış sezonuna ait ürünlerdi, bu olaydan sonra temsilcisi olduğum firma dokuma grubundaki işler için davalıya spariş vermedi, örme işleri için spariş verdi, bu sorun çıkmadan önce hem dokuma hem de örme işi alınıyordu” beyanında bulunmuştur.
Davalı karşı davacı tanığı …; “Ben davalı firmada şoför olarak çalışıyorum, ben dava konusu ürünleri davacı firmadan teslim almak için gittiğimde teslim almadan önce yapılan kontrol sırasında ürünlerin bir kısmının dikilmiş bir kısmının dikilmemiş olduğunu bizzat gördüm, bu malları ayıplı oldukları için almadık, daha sonra 3-4 sefer daha hem … firmanın kontrol elemanları hem de biz mallardaki hataların giderilip giderilmediği kontrol etmek, giderilmiş ise teslim almak için davacı firmaya gittik, ancak her seferinde hata çıktı, hatta bunun için … firmanın kontrol elemanlarına ücret ödendi, daha sonra bu malların tamamını davacı firmadan alıp hataların giderilmesi için başka firmalara götürdüğümüzü hatırlıyorum, bu süreci malların getir götür işlerini şoför olarak bizzat yaptığım için hatırlıyorum, malların halen davalı şirkette olduğunu biliyorum, halen Şişli’deki işyerinde olduğunu biliyorum” beyanında bulunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2017 yılı ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bir SMMM ve bir tekstil mühendisi bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 10/09/2018 teslim tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı … davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı defterlerine göre 06.04.2017 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 37.489,14 TL’si olduğu, davalı defterlerine göre 06.04.2017 takip tarihi itibari ile davacının herhangi bir asıl alacağının olmadığı, taraflar arasında ki mutabakatsızlığın davalı- karşı davacı tarafça tanzim edilen 37.489,14-TL tutarında ki reklamasyon faturasının davacı karşı davalı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığı, söz konusu reklamasyon faturasının dayanağı davacı faturasının 28.02.2017 tarihli olduğu ancak ayıp tespitinin yapıldığı denetim raporunun yapılan incelemeler sonucunda Ocak 2017 dönemine ilişkin olduğu dikkate alındığında davalı karşı davacının ayıp iddiasını dosya kapsamında ki vesaiklere göre ispatlayamadığı, sayın Mahkeme tarafından davalı karşı davacının 28.02.2017 tarihinden 30 gün sonrasında tanzim ettiği ve Teknik bilirkişi incelemesinde de dosya kapsamında sunulan denetim raporu içeriğindeki ürünlerin davacının teslim ettiği ürünlerin olmadığı kanaatine ulaşılmış olduğu dikkate alındığında davacının 06.04.2017 takip tarihi itibari ile 37.489,14- TL’si asıl alacaklı olacağı, dava konusu takibin, açık hesaba (Fatura müstenidine) dayalı adi takip olması ve işlemiş faiz talep edilebilmesi için davalının (BK. 117) uyarınca mütemerrit olması gerektiği, dava konusu alacakla ilgili davalının TBK. m 117 uyarınca mütemerrit olması gerektiği ancak dosya içeriğinde davalının temerrüdüne (İhtarnamenin tebliğ şerhinin olmadığı dikkate alındığında) ilişkin herhangi bir vesaikin bulunmadığı nazara alındığında davalı karşı davacının 06.04.2017 Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu, Bu itibarla işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı, bu itibarla davacının 37.864,03-TL’lik takip miktarı ile karşılaştırıldığında 374,89-TL’lik işlemiş faiz talebinde kaynaklı fazla talebinin olacağı, Sayın Mahkemenin davacının mallarının ayıplı olduğu ve tanzim edilen “REKLAMASYON FATURASI” açıklamalı faturanın (Dosya kapsamında ki vesaiklerin davacının teslim yaptığı ürünler ile ilgili olmadığı ancak davalının davacı tarafın teslim ettiği ürünler ile ilgili ayrı bir denetim raporu sunması ve rapor içeriğinin sayın mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde) davacı karşı davalının alacağından mahsubuna kanaat getirmesi halinde ise davacının iş bu itirazın iptali davasında 06.04.2017 takip tarihi itibari ile herhangi bir hak ve alacağının olamayacağı, davalı karşı davacının karşı davada talep ettiği manevi tazminatın takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Yine davalı karşı davacının “MÜŞTERİ KAYBI NEDENİYLE” MAHRUM KALINAN KAR dolayısıyla 50.000,00 TL talepte bulunduğu ancak dava dışı … firması ile 05.04.2017 tarihli reklamasyon faturası sonrasında da çalışılmaya devam edildiği dikkate alındığında davalı karşı davacının iş bu talebinin dosya kapsamında ki vesaiklere göre ispatının yapılamadığı, davacı tarafça talep edilen %20 oranında İcra İnkar Tazminatının ve Davalı tarafça talep edilen %20 oranında Kötüniyet Tazminatının Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu sonuç ve kanaatini bildirmiştir.
Davacının iddiası davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, daha önce alınan heyet raporunun gerek mali inceleme gerekse ve özellikle teknik inceleme yönünden denetime açık ve yeterli olmadığı anlaşılmakla; asıl ve karşı dava yönünden ön inceleme duruşmasında tespit edilen;
asıl davada; dava konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dayanak 28/02/2017 tarihli ve 37.489,14-TL bedelli fatura nedeniyle davacınn davalıdan alacakları olup olmadığı, faturaya konu dikim, ütü ve paket hizmeti ediminin taraflar arasındaki eser sözleşmesine uygun şekilde eksiksiz ve ayıpsız yerine getirilip getirilmediği, ayıp mevcut ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı, davacının işbu faturaya dayalı alacağı mevcut ise alacak tutarının ne olduğu, temerrüt şartlarının oluşup oluşmadığı, bu çerçevede işlemiş faiz talep edilip edilemeyeceği, edilebilecek ise işlemiş faiz tutarının ne olduğu, icra inkar ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı;
karşı davada; taraflar arasındaki eser sözleşmesine konu dikim, ütü ve paketleme borcunun karşı davalı tarafından ayıplı ifa edilip edilmediği, ayıp mevcut ise karşı davacının, karşı davalıya yansıtılmasını talep ettiği 8.755,00-EURO cezai şart içerdiği belirtilen reklamasyon faturasının bu ayıp nedeniyle kesilip kesilmediği, karşı davacının iddia ettiği ayıp nedeniyle müşteri ve kar kaybı nedeniyle maddi zararının ticari itibarın zedelenmesi nedeniyle manevi zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise maddi ve manevi tazminat miktarlarının ne olduğu noktalarında toplanan uyuşmazlıkların halli ve davalı karşı davacının rapora itirazlarının karşılanması, asıl davada alacağın dayandırıldığı fatura ile karşı davada sunulan reklamasyon faturası arasındaki ilişki, reklamasyon faturasına konu ürünlerin asıl davadaki satış faturasına konu edilen ürünler olup olmadıkları, yine davalı karşı davacı tarafından sunulan denetim raporları ile anılan faturalara konu ürünlerin aynı ürünler olup olmadıkları, reklamasyon faturasının bu ürünlerde var olduğu iddia oluna ayıp nedeniyle davacı karşı davalıya yansıtılıp yansıtılmadığı, ayıp mevcut ve ayıp ihbarı süresinde ise karşı davada uğranıldığı ileri sürülen kar mahrumiyeti zararının varlığı ve miktarı hususlarının dosya kapsamı tüm deliller tek tek değerlendirilmek suretiyle tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde heyetteki tektsil mühendisi bilirkişi değiştirilmek suretiyle ek bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
07/08/2019 tarihli ek bilirkişi heyet raporunda özetle; davalı tarafından ayıp iddiasıyla ilgili olarak bilirkişi incelemesine herhangi bir ürün sunulmadığı, sunulan … raporlarından da davalının dikim ve ütü paket işlemini yaptığı, ürünlerin ayıplı olduğu sonucuna varılamayacağı, davalının ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu, ürünler ayıplı olsa bile ayıp ihbarının Borçlar Kanununa göre süresinde olmadığı, davacının dikim ve ütü paket işlemini yaptığı ürünler üzerinde birden fazla tekrar tekrar inspection (kalite kontrol) yapıldığı, her bir inspection işleminin ayrı maliyet olduğu, davalının birden fazla yapılan inspection bedeli olan 3.233,00-TL’nı davacıdan talep edebileceği, davalının birden fazla inspection için ödediği bedelin davacı alacağından mahsubu sonrası davacının 37.489,14 – 3.233,00 = 34.256,14 -TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; davalı karşı davacının, dava dışı… firması ile yaptığı sözleşme uyarınca yurt dışına ihraç edeceği tesktil ürünlerinin dikim, ütü ve paketleme işlemlerini atöyle çalışma sözleşmesi kapsamında davacı karşı davalıya yaptırdığı, taraflar arasındaki anlaşma kapsamında davacı karşı davalının kestiği 28/02/2017 tarihli asıl dava konusu faturanın davalı karşı davacı tarafça ayıp iddiasına dayanılarak ödenmediği anlaşılmaktadır. Asıl ve karşı davaya konu, dikim, ütü ve paketlemesi yapılan ürünlerin kalite kontrol denetiminin …A.Ş. tarafından davacı karşı davalının işyerinde 17/01/2017, 19/01/2017 ve 26/01/2017 tarihlerinde yapıldığı, her üç denetimde de dikim, ütü ve paketleme işlemlerinin ayıplı olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. İthatatçı firmanın isteği ve taraflar arasındaki anlaşma gereği bizzat davacı karşı davalının işyerinde yaptırılan denetimlerde ayıp tespit edilmiştir. Öte yandan davalı karşı davacı olumsuz netice içeren son denetim raporundan sonra dava konusu ürünleri teslim almıştır. Dinlenen davalı karşı davacı tanığı İnci Atlas ve …’un beyanlarından ürünlerin ilk teslim alındıkları halleri ile ithalatçı firmaya teslim edilmedikleri, davalı karşı davacının ayıpların başka firmalar aracılığı ile giderilmesini sağladığı ve bu şekilde teslimin yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı karşı davacı her ne kadar dava konusu ürünlerin dava dışı firma tarafından kabul edilmemesi nedeniyle ceza faturası kesildiğini, dava konusu ürünlerin defolu olarak başka bir firmaya satıldığını iddia etmiş ise de, dosyaya sunulan ve dava dışı ithalatçı frma tarafından davalı karşı davacı adına kesilen 05/04/2017 tarihli faturadan ve tanık anlatımlarından ürünlerin ithalatçı firma tarafından 24/02/2017 tarihinde teslim alındığı ve ürünlerdeki ayıplar denetiyle yapılan tasnif ve tamir işlemlerinin faturalandırılarak davalı karşı davacıya gönderildiği görülmektedir. Dosya muhatevasından ürünlerin, son denetim raporundan sonra hangi tarihte teslim alınarak ithalatçı firmaya gönderildiği anlaşılamamakla birlikte, teslimin en geç 24/02/2017 tarihinden önce olması gerekmektedir. Zira ürünler ithalatçı firmaya 24/02/2017 tarihinde teslim edilmiştir. Tarafların, 28/02/2017 tarihli ücret ve karşılığında tanzim edilen 30/03/2017 tarihli reklamasyon bedeli faturalarını teslim tarihinden sonra düzenledikleri anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere TBK’nun 474/1 fıkrasına göre, eser sözleşmesinde muayene ve ihbar külfetlerinin doğması için eserin teslim edilmiş olması gerekir. Somut olayda davalı karşı davacının dava konusu ürünleri son denetim raporunun tanzim tarihi olan 26/01/2017 tarihi ile ürünlerin ithalatçı firmaya teslim tarihi olan 24/02/2017 tarihi arasındaki zaman diliminde teslim almış olduğu açıktır. Kesin teslim tarihine ilişkin taraflarca dosyaya delil sunulmamıştır. Davalı karşı davacının kestiği 30/03/2017 tarihli reklamasyon faturası ayıp ihbarı olarak kabul edilse dahi, teslim tarihine göre ayıp ihbarının süresinde yapıldığı davalı karşı davacı tarafından ispat olunamamıştır. Davalı karşı davacı, davacı karşı davalıya kestiği 30/03/2017 tarihli 37.489,14-TL tutarlı reklamasyon faturasını, ithatalçı firma tarafından kendisine kesilen cezaya dayandırmış olsa da, 05/04/2017 tarihli faturanın, reklamasyon faturasından sonra tanzim edildiği görülmektedir. Buna göre davalı karşı davacının 30/03/2017 tarihli faturayı davacı karşı davacıya reklamasyon adı altında yansıtmasına olanak yoktur.
Yapılan bu saptamalar karşısında teslimden sonra süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemeyen davalı karşı davacının TBK’nun 475/1 fıkrasının 1,2,3 nolu bentlerinde düzenlnenen seçimlik haklarını kullanma olanağı bulunmamaktadır. Sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedel indirimi isteme veya ücretsiz onarım talep etme haklarını kullanma olanağı bulunmayan davalı karşı davacı, davacı karşı davalının ücretini ödemekten imtina edemez. Anılan gerekçelerle asıl dava davacısı eser sözleşmesine dayalı olarak tanzim edilmiş 37.489,14-TL tutarındaki faturaya dayalı ücret alacağını talep etmekte haklıdır. Buna karşılık iki tarafa borç yükleyen eser sözleşmelerinde(kesin vadenin kararlaştırılmış olması hali istisna) temerrüdün gerçekleşmesi için borçluya mehil verilmesi zorunludur. Somut olayda davacı karşı davalının, davalı karşı davacıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle işlemiş faiz talebi yerinde değildir. İzah edilen gerekçelerle, asıl davanın; kısmen kabulü ile, davalı tarafından İstanbul…İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yapılan itirazın 37.489,14-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek yasal faiz oranları ile devamına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davacı alacağı faturaya dayalı ve likit bulunduğundan davalı karşı davacı aleyhine %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda izah edildiği üzere; teslimden sonra süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edemeyen davalı karşı davacının TBK’nun 475/1 fıkrasının 1,2,3 nolu bentlerinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanma olanağı bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı karşı davacı eser sözleşmesinde ayıptan doğan seçimlik haklar dışında, TBK’nun 475/2 fıkrası uyarınca ayıp nedeniyle uğranılan zararlarının tazmininin genel hükümlere göre talep edebilir. Somut olayda, gerek dosyaya sunulmuş denetim raporları, gerekse tanık anlatımlarından dava konusu eser sözleşmesinden doğan edimin ifasında ayıp bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı karşı davalı eser sözleşmesinde yüklenici olduğundan, dikim, ütü ve paketleme edimini ayıpsız ve anlaşmaya uygun şekilde yerine getirdiğini ispatla mükellef olmasına rağmen, kalite kontrol incelemelerinin neticelerini içeren raporların aksini gösterir bir delil sunamamıştır. Dava dışı ithalatçı firma tarafından davalı karşı davacı adına kesilen 05/04/2017 tarihli fatura içeriği ve tanık anlatımlarından ürünlerin ithalatçı firma tarafından 24/02/2017 tarihinde teslim alındığı ve ürünlerdeki ayıplar denetiyle yapılan tasnif ve tamir işlemlerinin faturalandırılarak davalı karşı davacıya gönderildiği anlaşılmaktadır. Alınan ikinci bilirkişi heyet raporunda 05/04/2017 tarihli faturaya konu ürünlerin ayıplı olduklarının, ancak ayıbın taraflardan hangisinin kusurundan kaynaklandığının anlaşılmadığı belirtilmiş olmakla birlikte, ürünler hakkında tanzim edilen denetim raporları, tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, kusurların kaynağının davacı karşı davalının dikim, ütü ve paketleme edimini gereği gibi yerine getirmemesi olduğunun kabulü gerekir. Nitekim bu tutarın dava dışı firmaya ödendiği kök rapordaki mali bilirkişi tespitleri ile anlaşılmıştır. Kabule göre dava dışı ithalatçı firma tarafından davalı karşı davacıya kesilen 8.755,00-EURO’luk, ithalatçı firma tarafından yapılan tamir giderlerinin yansıtılmasına yönelik fatura nedeniyle, davalı karşı davalının uğradığı zarardan TBK’nun 475/2 fıkrasının genel hükümlere atfı nedeniyle TBK’nun 112/1 fıkrası uyarınca davacı karşı davalı sorumludur. Davalı karşı davacının karşı dava dilekçesinde talep ettiği diğer zarar kalemleri ise dava dışı ithalatçı… firmasının kaybı nedeniyle kar mahrumiyeti zararı ve ticari itibar kaybı nedeniyle manevi zarardır. Kök raporda mali bilirkişi tarafından yapılan tespitler, davacı ile dava dışı ithalatçı firma arasındaki ticari ilişkinin 05/04/2017 tarihli faturanın tanziminden sonra da devam ettiğini ortaya koyduğundan, davalı karşı davacının müşteri kaybı nedeniyle kar mahrumiyeti zararı talebi yerinde görülmemiştir. Yine davalı karşı davacı şirketin dava konusu ayıp nedeniyle ticari itibarının zarar gördüğü yönündeki iddası da herhangi bir delil ile ispat edilememiş olup manevi tazminat talebi de kabul edilmemiştir. İzah edilen gerekçelerle, karşı davanın kısmen kabulüne; 8.755,00-EURO nun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Her ne kadar ikinci bilirkişi raporunda davalı karşı davacının denetim firmasına yapğtığı ödemeler zarar olarak gösterilmiş ise de, karşı davada talep konusu yapılmayan bu kalemler yönüden herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
1-Asıl davanın; KISMEN KABULÜ İle , davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yapılan itirazın 37.489,14-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek yasal faiz oranları ile devamına,
Davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında 7.497,83-TL inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu tutarın davalıdan alınarak davacıya verilemesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.560,88-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 640,41-TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 1.920,47-TL nispi karar ve ilam harcının davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı-karşı davalı tarafça 640,41-TL yatırılan peşin harcın davalı- karşı davacıdan tahsili ile davacı karşı davalıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesap olunan 4.473,81-TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kısım üzerinden hesap olunan374,89-TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 161,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.192,90-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 2.170,97-TL’sinin davalı-karşı davalıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
2-Karşı davanın KISMEN KABULÜNE; 8.755,00-EURO nun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.461,41-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 2.324,58-TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 136,83-TL nispi karar ve ilam harcının davacı-karşı davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı karşı davacı tarafça yatırılan 2.324,58-TL peşin harcın davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesap olunan 4.313,62-TL nispi vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen kar mahrumiyeti zararı talebi yönünden hesap olunan 5.850,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat talebi yönünden hesap olunan 5.850,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
Davalı-karşı davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 62,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 1.093,90 -TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 289,56-TL’sinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır