Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/601 E. 2018/696 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/601 Esas
KARAR NO : 2018/696
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR : KABUL
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında 12/07/2008 gün 07/07/20-04/09/2008 tarihleri arasını kapsayan bir Garantili Konaklama Sözleşmesi olduğu, bu sözleşmeye istinaden düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağının olduğunu, bu alacağı tahsil amacı ile Beyoğlu İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, sözlşemeyi davacı şirket adına Genel Müdür …, davalı şirket adına… tarafından imzalandığını, …’ın davalı şirket adına genel müdür sıfatı ile hareket ettiğini, davalı tarafça USD alacağı TL’sine çevirilirken kullanılan kura da itiraz ettiğini, oysa kullanılan kurun TC Merkez Bankasının takibin başladığı tarihteki efektif kuru olduğu, haksız ve yersiz itirazın iptaline, icra takibinin devamına, %40 icra inkar tazminatının hükmedilmesi, yargılama, ücreti vekalet ve masrafın karşı tarafa yükletilmesi taleple dava açılmıştır.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; söz konusu takipteki borca dayanak olarak gösterilen 12/07/208 tarihli sözleşmenin davacı şirketin yetkilisi tarafından imzalanmadığını, o tarihteki şirketin imza yetkilisinin … olduğunu, taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğunu ve bu ticari ilişkiden doğan tüm ödemeleri tam olarak yerine getirmediği, haksız ve dayanaksız olan davanın ve icra inkar tazminat taleplerinin reddine, masraf, yargılama ve ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesi talep edilmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
*İstanbul …İcra Dairesinin… sayılı takip dosyası ,
*Tarafların ticari kayıt ve defterleri ,
*Bilirkişi incelemesi
*Mahkememize dosyaları devrolunan İstanbul Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas… Karar sayılı verilen kararına karşı taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay… Hukuk Dairesinin 10/11/2014 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamıyla mahkeme kararının bozulduğu, davalı vekilinin karar düzeltme talebinde bulunduğu, talebin Yargıtay … Hukuk Dairesinin 09/05/2017 tarih… Esas … Karar sayılı ilamıyla reddine karar verildiği görüldü.
Davacı- alacaklı İstanbul … İcra Dairesinin …E. Sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine garanti konaklama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın faizleri ile birlikte tahsili için ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur. Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır.
Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava; garanti konaklama sözleşmesinden kaynaklanan alacağa davalının takip dosyasındaki itirazının iptaline, alacağın varlığına ve miktarına ilişkindir.
Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, bilirkişi raporu ile banka ve tarafların ticari kayıtları incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış ve deliller değerlendirilmiştir. İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı acente arasında düzenlenen 07.07.2008 – 04.09.2008 tarihli dönemi kapsayan 12.07.2008 günlü “garanti konaklama sözleşmesi” ile davalının 10.07.2008 – 04.09.2008 tarihleri arasında müvekkiline ait otelde 30 oda yönünden konaklama garantisi verdiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerinin bir kısmını ifa etmesine rağmen cari hesap bakiyesi ile konaklama yaptırılmayarak boş bırakılan odalar nedeniyle keşide edilen faturanın ödenmemesi üzerine takip tarihteki kur üzerinden Türk Lirasına çevrilen 83.972,20 TL’lik takibe vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin yetkili kişice imzalanmadığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, konaklama yapılmayan bütün odalar için tazminatı ödeneceğinin sözleşmede kararlaştırılmadığını, ticari ilişkide sözleşme ile taahhüt edilen sayıdan fazla konaklama yaptırıldığını, eksik konaklamanın mücbir sebepten kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ilk karar ile; iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşmenin davalı şirketin yetkilisince imzalandığı gibi sözleşmeye davalının icazet de verdiği, sözleşme uyarınca konaklama yaptırılmayan odalar yönünden davacının tazminat hakkı bulunduğu, ancak hakkın dürüstlük kurallarına göre kullanılması gerektiği, bu durumda tazminatın sözleşmede yazılı boş oda sayısı üzerinden değil, davacının fiilen 3. kişilere sattığı odaların düşülmesinden sonra boş kalan odalar için tazminat isteme hakkı bulunduğu, sözleşme süresince 437 adet boş oda bulunduğu, odaların boş kalması nedeniyle davacının yapmaktan kurtulduğu giderlerin de hesaplamada dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının takibin 50.238,72 TL’lik kısmına yaptığı itirazın iptali ile takibin anılan miktara takip tarihinden itibaren değişken oranda yasal faiz yürütülmek sureti ile devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararın, taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz etmeleri üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesince …E.- …K ile ” … 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Taraflar arasında 12.07.2008 günlü ve 07.07.2008-04.09.2008 dönemini kapsayan “garanti konaklama sözleşmesi” düzenlenmiştir. Sözlemenin, şartlar başlıklı 3. maddesinde, sözleşmedeki tüm fiyat ve garanti kontenjanlarının İran pazarı için geçerli olduğu, 01.07.2008 ile 31.08.2008 arası oda fiyatının 86 USD olduğu, 10.07.2008 ile 04.09.2008 arasında davacının 30 odayı garanti ettiği düzenlenmiş, 4. ve 5 maddelerde ise, davalı acentenin 10.07.2008 ile 04.09.2008 arası her gün için 30 odayı garantili olarak rezerve ettiği ve davalının garanti edilen 30 odalık rezervasyonu iptal etme hakkının bulunmadığı, tüm rezervasyonlar gerçekleşmiş gibi rezervasyon fiyatını ödemekle yükümlü olduğu konularında taraflar arasında anlaşmaya varılmıştır. Davalının, garanti edilen dönemde sözleşmede belirlenen sayıda odada konaklama yaptırmadığı da dosya kapsamı ile sabittir. Ne varki, sözleşmede 86 USD fiyat belirlemesine rağmen, davacı yan 66 USD oda fiyatı üzerinden, boş bırakılan odaların ücretinin tahsili için davalı acente aleyhine takip başlatmıştır. Sözleşme ile kararlaştırılan oda fiyatının kati fiyat olduğu, oda boş kalsa dahi her halükarda bu ücretin ödenmesinin kararlaştırıldığı açıktır. Bu durumda, davacının alacağının, odanın boş kalmasından kaynaklanan giderler nedeniyle herhangi bir indirim yapılmadan belirlenmesi gerekirken sözleşme ilişkisine rağmen bilirkişice ticari teammüle göre belirlenen miktarın esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Diğer yandan, az yukarıda açıklandığı üzere taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakta olup, sözleşme uyarınca konaklama yaptırılan ve boş bırakılan oda sayısı ile oda ücreti ve sonuçta kullanılmayan odalar nedeniyle ödenmesi gereken miktar belirlenebilir olduğundan, diğer bir anlatımla alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, taraflar arasındaki ilişkini ticari olması, takip talebinde merkez bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizinin istenilmesi ve istemin 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesindeki avans faizine ilişkin olduğunun anlaşılmasına rağmen mahkemece yasal faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. … Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, … ” 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna gidilmiş karar düzeltme istemi reddedilmiştir. Bozma ilamına uyularak yargılama yapılmıştır.
Saptanan ve hukuksal durum karşısında;
Taraflar arasında 12.07.2008 günlü ve 07.07.2008-04.09.2008 dönemini kapsayan “garanti konaklama sözleşmesi” düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sözlemenin, şartlar başlıklı 3. maddesinde, sözleşmedeki tüm fiyat ve garanti kontenjanlarının İran pazarı için geçerli olduğu, 01.07.2008 ile 31.08.2008 arası oda fiyatının 86 USD olduğu, 10.07.2008 ile 04.09.2008 arasında davacının 30 odayı garanti ettiği düzenlenmiş, 4. ve 5 maddelerde ise, davalı acentenin 10.07.2008 ile 04.09.2008 arası her gün için 30 odayı garantili olarak rezerve ettiği ve davalının garanti edilen 30 odalık rezervasyonu iptal etme hakkının bulunmadığı, tüm rezervasyonlar gerçekleşmiş gibi rezervasyon fiyatını ödemekle yükümlü olduğu konularında taraflar arasında anlaşmaya varıldığı anlaşılmıştır.
Davalının, garanti edilen dönemde sözleşmede belirlenen sayıda odada konaklama yaptırmadığı da dosya kapsamı ile sabittir. Ne varki, sözleşmede 86 USD fiyat belirlemesine rağmen, davacı yan 66 USD oda fiyatı üzerinden, boş bırakılan odaların ücretinin tahsili için davalı acente aleyhine takip başlatmıştır. Fazlaya hakkı olanın daha azı isteme hakkını haizdir. Taleple bağlılık ilkesi HMK ya hakim olan ilkelerdendir.
Sözleşme ile kararlaştırılan oda fiyatının kati fiyat olduğu, oda boş kalsa dahi her halükarda bu ücretin ödenmesinin kararlaştırıldığı açıktır. Bu durumda, davacının alacağının, odanın boş kalmasından kaynaklanan giderler nedeniyle herhangi bir indirim yapılmadan belirlenmesi gerekmiştir. Sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde karşılıklı rızalar ile sözleşmenin kurulduğu bu konuda ihtilaf olmadığı görülmektedir.
Sözleşme ilişkisine rağmen ticari teammüle göre belirlenen miktarın esas alınarak ilk kararın verilmesi doğru değildir.
Taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmakta olup, sözleşme uyarınca konaklama yaptırılan ve boş bırakılan oda sayısı ile oda ücreti ve sonuçta kullanılmayan odalar nedeniyle ödenmesi gereken miktar belirlenebilir olduğundan, diğer bir anlatımla alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması, takip talebinde merkez bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizinin istenilmesi ve istemin 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesindeki avans faizine ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında hükümde belirlenen TCMB’ınca kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizine hükmolunması gerektiğine dair karar verilmiştir.
Aşağıdaki şekilde yukarıda açıklanan gerekçe ile kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının tam kabulü ile; İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı takibe yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden (83.972,20 TL asıl alacak ve takip tarihinden ödeme tarihen kadar TCMB’ınca kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizi işletilerek) devamına; davacı lehine 16.794,44 TL icra inkar tazminatına hükmolunmasına davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 5.736,14 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 713,90 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 5.022,24 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, mahsup edilen 713,90 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- 6100 S HMK gereğince tebligat gideri, posta masrafı ve bilirkişi ücreti olan 3.031,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 9.467,78 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay’a gönderilmek üzere temyiz yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır