Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/598 E. 2022/573 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/598 Esas
KARAR NO : 2022/573

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2017
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalının … 2.İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine itiraz ettiğini, itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, borçlunun itirazı çerçevesinde kendisine itiraz etmiş olduğu müvekkiline olan borcunu ödemediğini, borçlunun ödeme emrine itirazının iptal edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kendi adına meyve üretimi gerçekleştirdiğini ve zirai faaliyeti neticesinde elde ettiği mahsulleri şarap üretimi ile iştigal eden ticari işletmelere sattığını, davalının ise …Tic. İsimli işletmesi üzerinden şarap üretimi ve pazarlaması hususunda ticari faaliyet gösterdiğini, ticari faaliyeti çerçevesinde müvekkilinden 06/07/2011 tarihinde 6.410 Kilo vişne, 1802 kilo dut; 11.10.2012 tarihinde ise 7.200 kilo … türü üzüm, 19.520 kilo Dornfelder üzümü, 6.320 kilo ise siyah üzüm satın aldığını ve satın ve teslim aldığı bu mahsullerin karşılığında … ve … sıra no.lu kendi işletmesine ait müstahsil makbuzlarını düzenleyerek müvekkiline teslim ettiğini, ancak davalı tarafından makbuz bedelinin, aradan geçen zaman içerisinde halen ödenmediğini ve bu bedelin tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine karşı da haksız bir itirazda bulunulduğu ve bu itiraz çerçevesinde icra takibinin durdurulduğunu, borçlunun borca itirazını kabul etmenin mümkün olmadığını, borçlunun itiraz dilekçesinde, ödeme emrindeki borcun kendisine itiraz ettiğini ifade ettiği, ancak itirazının hukuki gerekçesinin ne olduğunu ortaya koymadığı gibi borcun ortadan kalkması sonucunu doğuracak bir ödemeye ilişkin herhangi bir yazılı belge yahut makbuz da ibraz etmediğini, borçlunun ödeme dilekçesinde yapmış olduğunu iddia ettiği ödemeleri ispat eden bir belge bulunmadığı gibi hiçbir kabul anlamına gelmemekle birlikte bu ödemelerin varlığı kabul edilse dahi bu ödemelerin ilgili müstahsil makbuzlarından doğan borca karşılık bir ödeme olduğunu gösterir hiçbir delil de bulunmadığını, nitekim davalı tarafından icra dosyasına sunulan listede gösterilen işlem açıklamalarının hiçbirisinde ilgili müstahsil makbuzlarına ve gerçekleşen ticari satıma ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi tam aksine bu ödemelerin varlığı kabul edilse bile bu ödemelerin davalının ticari işletmesi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı ve dolayısıyla bu ödemelere istinaden ticari borcunu ödemekten kaçınamayacağının da açık olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın kabulü ile yargılama masrafı ve ücreti vekaletin davalı yana yüklenmesine, ayrıca davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının müvekkili hakkında … 2.İcra Müdürlüğü …esas numaralı dosyasındaki icra takibine müvekkilince itiraz edildiğini, takibin durduğunu, müvekkilinin makbuzlarda belirtilen ürünleri davacıdan almadığını, müvekkilinin imzasını içermeyen makbuzları davacının el yazısı ile kendisi tarafından düzenlendiği, davacı şahsın müvekkilinin muhasebecisi olmadığını, defterlerini de tutmadığını, hem davacının hem de müvekkilinin şarap işletmeleri olduğunu, üretimde üzüm ve meyve kullandıklarını, davacının müvekkilinin kardeşi olduğunu, 2014’ün Eylül ayına kadar beraber çalıştıklarını, 2014’ten önce şarap üretiminde kullanılan üzümler için yeterince müstahsil makbuz alınamadığı zaman aile fertleri arasında üzüm veya meyve teslimatı yapılmış gibi müstahsil makbuz düzenlendiğini, kendi aralarında yapılan bu işlemde devletin herhangi bir vergi kaybı olmadığını, makbuzlarda belirtilen katar üzümün kendilerinde olmadığını, … Odasından davacının çiftçi belgesinin ve ne kadar alanda ne tür ürün yetiştirdiğinin sorulmasını talep ettiğini, müvekkilinin sadece 15-20 dekar alanda ekim yaptığını, bundan da yaklaşık 6-7 ton üzüm elde ettiğini, müvekkilinin dornfelder cinsi olarak adlandırılan üzümünün olmadığını, sadece toplamda 6-7 ton kadar … ve … üzümü elde edebildiğini, bu miktarın 13.500 ton olduğunu, müvekkilinin İpsala ilçesinde de 500 dekar kadar bir alanda da vişne, dut ve ağırlıklı olarak … türü üzüm yetiştirdiğini, bu ürettiği meyveleri hem kendi işletmesinde kullandığını hem de davacıya verdiğini, davacının parası alamadığının gerçek dışı bir iddia olduğunu, davacının aynı zamanda kendisin de üretici olduğunu fakat ürettiği ürünün kendisine dahi yetecek durumda olmadığını, bu nedenle davacının müvekkiline ürün satmasının söz konusu olmadığını, ödeme emrinde işletilen faizin fahiş bir fiyat olduğunu, işletilen faizi kabul etmediğini, davacının müvekkilin kötü niyetli olduğu gerekçesiyle %20 inkar tazminatı istediğini, müvekkilin gerçekte olmayan borcu için itirazda bulunduğunu ve bunun müvekkil için en doğal hak olduğunu, olmayan borca itirazın kötü niyet olmadığını, davacının delillerinde müvekkilin ticari defterleri ile vergi kayıtlarını ve beyannamelerine dayandığını, bu defter ve kayıtlarda müstahsil makbuzların görüneceğini, anlatıldığı gibi üzümlerin defter stoklarını dengelemek amacıyla bu makbuzların taraflarca düzenlenip kayıtlara işlendiğini, bu konuda …’ın tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, bu makbuzlarda müvekkilinin imzası olmadığını, bu makbuzlar ve borcun gerçek olmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın, faiz talebinin, %20 inkar tazminatı talebinin reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 24/09/2021 tarihli kısmen ıslah dilekçesinde ve özetle; davanın başından beri açıkladıkları üzere, davanın temelsiz olduğunu, davaya konu makbuzlar ve onlarla ilgili verilen beyannamelerin gerçek satışa dayalı olmadığını, teslimi yapılan ürünlerin stopajının alıcı tarafından beyan edilmesi ve ödemesinin alıcı tarafından yapılmasının gerektiğini, bu nedenle ürünleri teslim almış gibi görünen müvekkilinin de … Vergi Dairesine bu muhtasar beyannameleri sunduğunu, müvekkilinin vergi dairesine sunduğu beyannamelerin ekindeki bildirimde, müvekkiline ürün teslimi yapmış gibi ismi yazılı kişilerin bir çoğunun aslında müvekkiline ürün teslim etmediğini, bu isimlerin yanında yazan 093 tür kodunun zirai ürün teslimine ilişkin kot olduğunu, bu kişilerin o yıllarda müvekkilinin yevmiyeci tarım işçileri olup, defter kayıtlarına işleyebilmek amacıyla bu müstahsil makbuzları, bu kişiler sanki ürün teslim etmişler gibi onlara imzalatıldığını ve beyan edildiğini, bu bildirimde adı geçen kişilerin bir çoğunun çiftçi olmadığını, çiftçilik kaydı olan bazılarının da eser miktarda buğday/ayçiçeği yetiştirdiklerinin ilgili ziraat odasından tespit edilebileceğini, vergi dairesine sunulan beyannamelerin gerçek satışa dayalı olmadığını beyan etmiştir.
… 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22/12/2015 tarih, … Esas ve …Karar sayılı ilamı ile; ”Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle, davanın usulden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna….” karar verildiği, verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 15/02/2017 tarih, 2016/7061 Esas ve 2017/1157 Karar sayılı ilamı ile; ”…davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” kararı verildiği ve dosyanın Mahkememize tevzii edilerek Mahkememizin 2017/598 Esas sırasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraflar hakkında esnaf-tacir araştırması yapılmış, … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas, … 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas ve … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyaları UYAP üzerinden celp edilmiş ve tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 21/06/2018 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacı tanıkları adına dava, cevap ve 26/03/2018 tarihli davacı vekili dilekçesi eklenmek suretiyle … Nöbetçi ASHM’ye talimat yazılmasına” karar verildiği ve bu doğrultuda … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazıldığı, talimatın … Nöbetçi ASHM’nin … Talimat sırasına kaydı yapıldığı ve 24/09/2018 tarihli duruşmada dinlenen tanık …’nın; ”Ben 2003-2013 yılları arasında davacı tarafın yanında çalıştım. Davalı ise davacının abisidir. Ben tarafların arasındaki ticari ilişkiyi tam olarak bilmem. Davalı ve davacı iş yerine gelir gezer giderdi ben davacının çalışanı idim. Ben Mürefte’de ve İpsala’daki arazileri bilirim. Davacının Mürefte Yalı caddesi 67 numarada iş yeri vardır Davalının … de 2016-2017 ye kadar iş yeri vardı. Mürefte’de davacının bakımını yaptığı üzümlerden %80 nini %90 nını davacının iş yerine gönderirdik. Kısmen de olsa kalanını davalının iş yerine götürdüğümüz oldu. Bu davalının iş yerine üzüm götürme işi her yıl olmuyordu bir kaç yılda bir olduğu oluyordu. Ben 2011 ve 2012 yıllarında üzüm götürüp götürmediğimizi hatırlayamıyorum aradan uzun zaman geçmiştir. Taraflar kardeş olduğu için bu belirttiğim üzümleri davalının iş yerine götürüp bırakıyorduk. Ben davalıya bırakılan üzümlere ilişkin tarafların arasındaki ticari ilişkiyi bilmiyorum. Makbuz biz almazdık ama aralarında alınıp alınmadığını bilmiyorum. Benim bildiğim bundan ibarettir tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde, aynı tarihli duruşmada dinlenen diğer tanık …’ın ise; ”Ben davacının oğlu olurum. Davalı benim amcam olur. 4-5 yıl öncesine kadar taraflar aralarında ticaret yaparlardı üzüm alış verişi yaparlardı. Davalının iş yeri … isimli iş yeri idi. Davacı babamın iş yeri de … Caddesinde idi. Üzümün toplanması kısmında davacı babama yardımcı olduğum oluyordu. Mürefte’de ki bağları davacı babam ekip biçerdi. Bu üzümlerden bir kısmını davacı kendi işletmesinde kullanırdı bir kısmını da davalıya satıyordu. Benim bildiğim kadariyle davalının bağı yoktur. Ben taraflar arasında üzüm alış verişinde müstahsil makbuzu düzenlendiğini biliyorum fakat içeriğini bilemem. 4-5 yıl öncesine kadar davalı amcama üzüm teslimi yapılıyordu. Bana sorulan 2011 ve 2012 yıllarında ben davacı babama yardımcı olduğum için ve kendi bağımın Mürefte’de bulunması nedeni ile bu yıllarda da davalıya üzüm verildiğini biliyorum fakat ne miktardı verildiğini bilemem müstahsil makbuzu içeriğine de vakıf değilim. Taraflar 2014 yılından beridir birlikte çalışmamaktadır. Benim bildiğim bundan ibarettir tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 21/06/2018 tarihli duruşmasında dinlenen davalı tanığı …: ”Bana göstermiş olduğunuz muhtahsil makbuzu 02/08/2011 tarihlidir, bu makbuza konu malı teslim etmiş olmak mümkün değildir, zira ben o tarihte çifçi değildim, davacı benim amcam davalı ise benim babam olur, ikiside şarapcılık işletmesi sahibidir, her ikiside üzümleri kısmen kendileri üretir kısmende dışardan alırlar , birbirlerine üzüm satıp satmadıklarına dair bilgim yoktur, ancak dışarıdan üzüm alındığında, üzümü teslim eden çiftci bulunamaz ise yahut makbuz imzalamaya gelmez ise biz aile arasında sanki üzümleri biz satıp teslim etmişiz gibi muhtahsil makbuzu düzenleriz, nitekim bana gösterdiğiniz makbuz da buna bir örnektir, bu şekilde çok fazla makbuz düzenlenmiştir, çoğunluğunda aile bireylerinin birbirine gerçekten mal satıp teslim etmesi söz konusu değildir, ben dava konusu müstahsil makbuzundaki donferder cinsi üzüm vişne ve dut cinsinden meyvelerin amcam tarafından üretildiğini bilmiyorum, bunları ürettiğine hiç şahit olmadım, ben yanlış hatırlamıyorsam 2014 yılı itibariyle çiftcilik belgesi ile çiftcilik yapmaya başladım dedi. tanıklık ücreti talebim yoktur, bilgi ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 08/11/2018 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davalı vekilinin henüz ileri sürmediği takas mahsup defhine ilişkin delil toplanması yönündeki talebinin; davanın itirazın iptali davası olduğu ve konusun takibe dayanak müstahsil makbuzları nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ile sınırlı olduğu, ileri sürülmüş ve somutlaştırılmış herhangi bir def’i bulunmadığı anlaşılmakla bu aşamada reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 14/06/2019 tarihli ara kararının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2010, 2011 ve 2012 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM … ve Ziraat Mühendisi … tarafından tanzim edilen 29/11/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tek taraflı olarak yapılan incelemede davacı …’a ait defter, belge, evrak ve kayıtların tetkik edildiği;
-TTK.m.64 ve VUK.m.182 gereğince mecburi olan tabloda belirtilen kanuni defterlerin tutulduğu, defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığının görüldüğünü, bu durumda ibraz edilen ve yukarıda dökümü bulunan kanuni defterlerin HMK 222. Mad. Uyarınca davacı lehine delil vasfı bulunduğu,
-Davacının davaya konu satışını ticari faaliyeti dışında, gerçek usülde vergiye tabi olmayan çiftçi sıfatıyla, alıcı tarafından müstahsil makbuzu düzenlenmek suretiyle yapmış olduğu ve bu sebeple ticari defter kayıtlarında yer almadığı,
-Dosyada ve davacı evrakları arasında davaya konu olan …tarih ve … seri sıra numaralı 16.251,93 TL’lik müstahsil makbuzu ile …tarih ve … seri sıra numaralı 69.078,24 TL’lik müstahsil makbuzlarına karşılık gelen ayrıca düzenlenmiş herhangi bir ödeme belgesine rastlanılmadığı,
-Davalının ilgili dönem ticari defterlerinin zayi olduğu, ancak alımın müstahsil makbuzu ile yapılmasından dolayı stopaja tahi olduğu ve ilgili dönem Muhtasar beyannamesinde bildirilme zorunluluğu olduğundan tespit edileceği,
-Takip Konusu yapılan alacağın davalı tarafından bilinebilir olması karşısında, likit olması sebebiyle inkar tazminatı verilip verilemeyeceği takdirinin Mahmekede bulunduğu,
-Davacının 2011 ve 2012 yıllarında ait Vişne, Dut ve Şaraplık Üzüm yetiştirdiğinin tespit edilemediği,
-Davalının vişne ve dut yetiştirdiğinin tespit edilemediği, 33.040 Kg şaraplık üzüm yetiştiriciliği içi yeterli alana sahip olduğunun dosya kapsamında tespit edildiği, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 16/07/2020 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”…muhtasar beyannamelerin değerlendirilmesi ve takibe dayanak makbuzlarla karşılaştırılarak davacı alacağının mevcut olup olmadığı, mevcut ise miktarının ne olduğu hususlarında ek rapor tanziminin istenilmesine” karar verildiği ve işbu doğrultuda SMMM …ve Ziraat Mühendisi … tarafından tanzim edilen 26/10/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait muhtasar beyannamelerinde davaya konu olan 06/07/2011 tarih ve … seri sıra numaralı 69.078,24-TL’lik müstahsil makbuzlarına ait herhangi bir stopaj beyanında bulunmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 30/09/2021 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararı ile; ”…Muhtasar beyannamelerin ve taraf vekillerinin önceki bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi ve takibe dayanak makbuzlarla karşılaştırılarak davacı alacağının mevcut olup olmadığı, mevcut ise miktarının ne olduğu hususlarında dosyanın önceki bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor tanziminin istenilmesine” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM …ve Ziraat Mühendisi … tarafından tanzim edilen 15/02/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; Davalı …’ın 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait muhtasar beyannamelerinde davaya konu olan 06/07/2011 tarih ve …seri sıra numaralaı 16.251,93 TL’lik müstahsil makbuzu ile … tarih ve …seri sıra numaralı 69.078,24 TL’lik müstahsil makbuzlarına ait stopajlarının Şarköy Vergi Dairesine 07/2011 ve 10/2012 dönem muhtasar beyannameleri ile beyan ettiği dolayısı ile davalı …’ın ilgili alımları ticari defterlerine kaydettiği, kök raporda da belirtildiği üzere makbuzlara karşılık gelen herhangi bir ödeme belgesi bulunmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
… 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden dosyamız arasına alındığı ve dosyanın incelenmesinde; davacının …, davacı vekilinin …, …, davalının …, davalı vekilinin Av…., …, davanın ”İtirazın İptali(Ticari Satımdan Kaynaklanan)” olduğu, davalı vekilinin 24/09/2021 tarihli dilekçesi ile kısmen ıslah dilekçesini Mahkemeye sunduğu, yine davalı vekilinin işbu dosyanın Mahkememizin 2017/598 Esas sayılı dosyası ile birleştirme talebini 10.celse tarihi olan 26/04/2022 tarihinden kısa bir süre önce Mahkemeye ilettiği, Mahkemenin 26/04/2022 tarihli kararı ile ”Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı tarafından … 23. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 53.386,47 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden talepnamedeki şartlar ile devamına, FAZLAYA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİNE, 2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında hesaplanan 10.677,29 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,” karar verildiği tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 2.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 116.681,38-TL alacağın ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadağı, takibe dayanak müstahsil makbuzları nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne tuturada alacaklı olduğu, icra inkar ve kötü niyet tazminatlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davacı tarafın ticari defterleri itibariyle davalıdan icra takibi konusu müstahsil makbuzları nedeniyle 85.330,17-TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. 7251 sayılı kanun ile değişik 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi uyarınca davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunması aksi taktirde usulüne uygun tutulmuş davacı taraf defterlerine itibar edileceğine dair meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamıştır. Bununla birlikte davalı taraf, ticari defter ve kayıtlarının zayi olduğunu belirtmişse de, davaya konu icra takibinin müstahsil makbuzlara dayandığı, dolayısıyla alımın müstahsil makbuzu ile yapılmasından dolayı stopaja tahi olduğu ve ilgili dönem Muhtasar beyannamesinde bildirilme zorunluluğu olduğundan tespit edileceğinden Mahkememizce ilgili vergi dairesi müdürlüklerine müzekkere yazılarak muhtasar beyannamelerin celp edildiği ve ilgili muhtasar beyannameleri incelendiğinde davalının 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait muhtasar beyannamelerinde davaya konu olan … tarih ve … seri sıra numaralı 16.251,93 TL’lik müstahsil makbuzu ile … tarih ve …seri sıra numaralı 69.078,24 TL’lik müstahsil makbuzlarına ait stopajlarının … Vergi Dairesine 07/2011 ve 10/2012 dönem muhtasar beyannameleri ile beyan ettiği Mahkememizce tespit edilmiştir. Bu hususlar ile HMK’nun 222. Maddesi dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu bu durumda ispat etmesi gerekir. Bununla birlikte davalı, dosyaya celp edilen deliller ile tüm dosya kapsamı nazara alınarak ödeme hususunu ispat edememiştir.
Tüm bu nedenler ile davanın kabulü ile, davalı tarafından … 2.İcra Dairesi’nin …Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 85.330,17-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin 85.330,17-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,00 oranından az olmayacak şekilde değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 85.330,17 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı tarafından … 2.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 85.330,17-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin 85.330,17-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,00 oranından az olmayacak şekilde değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-İİK’nın 67/2. Maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 85.330,17-TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 5.828,90-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 873,82-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 4.955,08‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 11.892,92-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 27,70-TL başvuru harcı, 873,82-TL peşin harç, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti ile 539,75‬-TL posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 3.041,27‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı asilin huzurunda, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/07/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸