Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/596 E. 2020/307 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/596 Esas
KARAR NO : 2020/307

DAVA :Denkleştirme Tazminatı Alacağı (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2017
KARAR :RED
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan denkleştirme tazminatı alacağı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 20.04.2005 tarihinde davacı ile davalı … A.Ş. arasında acentelik sözleşmesinin imzalandığını, Davacının Davalı … şirketinin acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, Davacının yıllarca işlerini sorunsuz şekilde yürüttüğünü davalı şirketin müşteri portföyünün genişlemesinde büyük rol oynadığını, davacının 2015 yılına ait acente hedefleri tablosunda 2014 yılının miktarların da belirtildiğini, Belirtilen bu miktarlara rağmen davalı tarafın, … Noterliği, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile acentelik sözleşmesinin feshedildiğini ve 13.10.2016 tarihinde 5 iş günü içerisinde ellerindeki belgeleri eksiksiz teslim etmeleri gerektiğini davacıya bildirildiğini, Davalı … tarafından yollanan ihtarname de “Taraflardan her biri 3 ay evvel Noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektup ile feshi ihbar etmek kaydıyla sözleşmeye her zaman feshedebilir..” maddesi doğrultusunda 05.08.2016 tarihi itibariyle sözleşmenin resen fesih edilebileceğini ihtar ve ihbar ederiz, denildiğini, Davacının 6102 sayılı TTK’ nın 122. Maddesi gereğince de Davalı yandan Denkleştirme tazminatı taleplerinin olduğunu, buna göre hesaplanan tazminatın 14.062,04 TL olduğunu beyan ederek yukarıda açıklanan nedenlerden ile, Acentelik sözleşmesinin davalı tarafından feshi sebebiyle, şimdilik 10.000.00 TL denkleştirme tazminatının ticari faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı ile davalı arasında 20.04.2005 tarihinde akdedilen Acentelik Sözleşmesinin 13.11.2009 tarihinde yenilendiğini, acentelik sözleşmesinin borç doğuran bir sözleşme olduğunu, bu tür sözleşmelerde feshin olağan ve olağanüstü olmak üzere iki şekilde yapılabileceğini, olağan fesihte TTK. m. 121 gereğince belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin 3 ay önceden ihbarda bulunulmak şartıyla hiçbir gerekçe gösterilmeksizin feshedilebileceğinin emredici şekilde düzenlemiş olduğunu, Sözleşme’nin 27. maddesinde işbu acentelik sözleşmesinin süresiz olarak yapıldığını, taraflarından her birinin 3 ay evvel noter aracılığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektup ile feshi ihbar etmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman feshedebileceğinin düzenlendiğini, davalı şirketin acentelik sözleşmesini kanundan doğan kanuni hak ve acentelik sözleşmesinden doğan sözleşmesel hak kapsamında 3 aylık ihbar mehiline uyularak feshedilmiş olduğunu, Nitekim, … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı acenteye 3 aylık mehil verildiğini ve işbu mehilin bitmesine müteakip acentelik sözleşmesinin 05.08.2016 tarihi itibari ile fesih edileceğinin bildirildiğini, Bir an için davalı şirketçe sözleşmenin ihbar süresine uyulmadan feshedilmiş olduğu düşünülse dahi davalı şirketçe acentelik sözleşmesinin haklı sebepte feshedilmiş olduğu, Sözleşme’nin 11. maddesi gereğince davacı acentenin portföyü geliştirme borcunun bulunduğunu, acente üretiminin benzer durumdaki acentelerin normal üretimlerinin altına düşmesi ve davalı şirketçe yapılan ihtara rağmen acentenin üretimini makul bir süre içerisinde tekrar beklenen/taahhüt edilen düzeye çıkarmamasının acentelik sözleşmesinin feshi bakımından haklı bir sebep oluşturduğunu, Davacıya davalı tarafından gönderilen fesih ihtarnamesinde; 2014 yılı prim üretiminin 307.270-TL ,2015 yılı 10 aylık prim üretiminin 154.809-TL, olarak gerçekleştiğini ve prim üretiminin düşük olduğu belirtildiğini ve üretimin yeterli şekilde gerçekleştirilmemesi sebebiyle acentelik sözleşmesi fesih edildiğinin bildirildiğini, bu bağlamda davalının haklı sebeple acentelik sözleşmesin feshettiği aşikar olduğunu, Fesih haklı olsun yada olmasın denkleştirme tazminatı talep edilebilmesi için davacı acentenin yeni müşteriler bulduğunu ve bu yeni müşteriler sayesinde acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra da davalı … şirketinin önemli menfaatler elde ettiğini davacı tarafından ispatlaması gerektiğini beyan ederek yukarıda arz ve izah olunan nedenler ile; davanın reddine, yargılama giderleri ve Vekalet Ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, davalı taraf ile aralarındaki acentelik sözleşmesi uyarınca; davalının sözleşmeyi haksız feshettiğinden bahisle belirsiz alacak olarak 10.000,00 TL denkleştirme tazminatı alacağını ticari faiziyle tahsilini talep etmektedir.
Davalı, davacı ile aralarındaki acentelik sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini savunarak, davacı tarafından ileri sürülen iddiaları inkar etmiş, davanın reddini istemiştir.
Dava, sigorta acentelik sözleşmesinin feshi nedeniyle TTK m. 122/ 3 ve Sigortacılık Kanunu m. 23/16 uyarınca davacının portföy tazminatı alacağının varlığına, varsa miktarına dairdir. Buna ilişkin olarak feshin haklı fesih olup olmadığı değerlendirilmiştir.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Davacı ile davalı arasında imzalanan ve yenilenen acente sözleşmesi dosyası celp edilmiş, incelenmiştir. Davalı … şirketinin acentelik sözleşmesini haklı nedenle feshedip etmediği hususunda tarafların iddia ve savunmaları tek tek değerlendirilmiş, denetime elverişli bir bilirkişi rapor alınmıştır.. Bilirkişi SMMM …’ın 13/03/2019 havale tarihli raporu ve 29/07/2019 havale tarihli ek raporu incelenmiştir. Davalı tarafından incelemeye sunulan 2011- 2012- 2013- 2014- 2015- 2016 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, eğer fesih haksız kabul edilecekse; fesih tarihinden sonra 88 adet poliçenin yenilemesinin yapıldığı, yenilenen poliçelerin brüt prim tutarının 46.902,10 TL olduğu, sözleşmenin devam ediyor olması halinde davacı şirkete bu poliçeler için 6.637,08 TL tutarında komisyon tahakkuk edeceği, Mahkememiz tarafından davacı yanın portföy (denkleştirme) tazminatı talep edebileceği kanaatine varılır ise; talep edilebilecek portföy (denkleştirme) tazminatının üst sınırının 72.438,40 TL olduğu, davacının şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL belirsiz alacak davası ikame ettiği yönünde teknik kök ve ek bilirkişi rapor sonucu değerlendirmesi bulunduğu görülmüştür. Teknik rapor hukuken ele alınmış ve hukuki yorum ve taktir kapsamında taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile mer’ i mevzuat değerlendirilerek; sözleşmenin davalı tarafından haklı fesih kapsamında sona erdirildiği, bu nedenle davacının denkleştirme tazminatına hak kazanmadığına kanaat getirilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde; acentenin sözleşme alanının Mersin olduğu (m.2), acentenin performansının artmaması veya davalı tarafından belirlenen hedefe ulaşmaması halinde davalının ihtarı sonucunda halen makul düzeye performans artmaz ise davalının haklı fesih ile sözleşmeye son vereceği (m.11), sözleşmenin süresiz olduğu ve fesih süre, şekli ve nedenleri (m. 27), portföy ve komisyon hakları (m. 33) açısından tarafların mutabık olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda davacının davalının belirlediği prim üretim hedeflerine ulaşamadığı, genellikle kaza branşında üretimin olduğu, bu nedenlerle makul olarak sözleşme gereği davalının davacıya iyileştirme açısından 3 aylık süre verdiği, bu durumun tarafların ikrarında olduğu anlaşılmıştır. Sözleşmenin; m. 27′ ye göre davacıya davalı tarafından verilen 3 aylık makul sürede, davacı tarafından m. 11 ‘ e uygun olarak 2014- 2015 poliçe üretim hedeflerine ulaşmaması nedeni ile haklı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde taraflarca imzalanan ve yenilenen sözleşme uyarınca tarafların sözleşme hükümleri ile bağlı olacağı nispilik ilkesinin geçerli olduğu ve haklı fesih koşulların oluştuğuna kanaat getirilmiştir. Davalı ile dava dışı acenteler arasında yapılan sözleşmeler ve hükümleri iş bu dava konusu olmamakla kıyas yapılması mümkün bulunmayıp dava dışı acenteler ile davalı arasındaki anlaşmalardan da iş bu dava tarafları kendileri lehine veya aleyhine hak ve borç çıkaramaz; lakin dürüstlük ilkesi bunu gerektirir. Davalı tarafından acentelik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğine kanaat getirilmekle TTK m. 122/ 3 ve Sigortacılık Kanunu m. 23/ 16 gereğince şartları oluşmamakla davacı lehine portföy tazminatına hükmolunmamıştır. Davalı, sigorta şirketinin acentelik sözleşmesini feshetmekte kötü niyetli bir tutum içinde bulunmamış yasal prosedür ile sözleşmeye riayet ederek iyileştirme için makul süre vermiştir. Davalı … şirketinin acentelik sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmesinin haklı nedene dayandığı, hakkaniyet gereği de denkleştirme (portföy tazminatı) taktir edilmesi imkanı bulunmadığından aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 520,00 TL olmak üzere toplam 690,78 harçtan mahsubuna Hazine’ ye gelir kaydına ve bakiye 636,38 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İş bu dava nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı taraf iadesine, artan davalı delil avansının talebi ile karar kesinleşince iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır