Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/585 E. 2018/409 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/585 Esas
KARAR NO : 2018/409
DAVA : RÜCUEN Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/06/2017
KARAR :USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 18/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan rücuen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Dava dışı …, … nolu … A.Ş’nin “… Poliçesi” ile müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalı … davalının mali mesuliyet poliçesi ile sigortalısı olan … A.Ş’nin elemanı olarak çalışmakta iken 22.08.2016 tarihinde iş yerinde presde sol kolunun koptuğunu ve maddi hasarlı yaralanma meydana geldiğini, sigortalı …’in iş görme borcunu yerine getirirken gereken tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen kazanın gerçekleştiğini, gerçekleşen kazada sigortalı …’e hiçbir kusur atfedilmesi mümkün olmadığını, kaza sonrası tutulan tutanakta kazanın etkeni olarak koruyucusuz makine, yetersiz koruyucu, kusurlu veya noksan teçhizat ve emniyetsiz dizayn gösterildiğini kazanın detaylı anlatımında sigortalının makine durdurulduktan sonra içinde kalan parçayı almak için müdahele ettiği sırada makinenin aktive olması üzerine mevcut pistonların sigortalının kolunu sıkıştırıp kestiğini, sigortalının makine üzerinde bulunan acil durdurma butonuna basmadığını belirtmişse de duyulan fiziksel acının etkisiyle düğmenin varlığını düşünememesi sigortalının bir kusuru olarak değerlendirilemeyeceğini, mevcut kaza neticesinde yaralanan sigortalının tedavisi kapsamında gerekli ameliyatın… Hastanesi’nde yapıldığını, sigortalının tedavisi için müvekkil şirket tarafından tedavinin yapıldığı hastaneye 09/02/2017 tarihinde 22.949,19 TL poliçe teminatı ödendiğini, … A.Ş’nin davalı şirkette %70 oranında Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığından belirtilen hastane masraflarının 16.064,43 TL’sinden sorumlu olduğunu, söz konusu hasar bedelinin tahsili için davalı … şirketine 27/02/2017 tarihinde başvurduğunu fakat şirketin herhangi bir ödeme yapmadığını, sigortalı ile müvekkil şirket arasında mün’akit ve bir delil anlaşması mahiyetinde olan Sigorta Poliçesi Umumi Şartları ve TTK md. 1481 amir hükümlerine göre müvekkil şirketin hasar bedelini ödedikten sonra ödediği tazminat nispetinde sigortalısının haklarına halef olduğunu beyan ederek müvekkil şirket tarafından sigortalıya hasar bedeli olarak ödenen toplam 22.949,19 TL’nin Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında teminat altına alınan %70’lik kısmı olan 16.064,43 TL tazminatının ödeme tarihi olan 09.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; dava dışı … A.Ş. Müvekkil şirket nezdinde …numaralı 09.08.2016-09.08.2017 tarihleri arasında İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe özel ve genel şartları dahilinde olduğunu poliçe gereğince İşveren Mali Sorumluluk Teminatı kişi başına 420.000,00 TL-USD ile sınırlı olduğunu, işbu poliçenin müvekkil şirket ve davacı …Ş. Arasında… A.Ş. %70, … A.Ş. %30 paylar dahilinde açık koasüranslı olarak tanzim edildiğini teminat limitlerini bildirmemiz davayı kabul anlamına gelmediğini, işveren sorumluluk sigortası gereğince müvekkil şirketin sorumluluğu olduğunu, sigortalısının kusuru oranında ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, işveren mali mesuliyet poliçesinin devreye girebilmesi için sigortalının kusuru olduğunu, müvekkil şirketin poliçeden dolayı sorumluluğunun sigortalının kusurunun ve sorumluluğunun ispat edilmesi halinde başlayacak olduğunu bu nedenle davacı tarafından sigortalının kusur ve sorumluluğunun ispatlanması gerektiğini, işveren mali mesuliyet poliçesinin devreye girebilmesi için sigortalının kusuru olması gerektiğini ancak dava dilekçesinde ve sair evrakta sigortalı işverenin kusurunu gösterir herhangi bir bilgi ve/veya belge bulunmadığından sigortalı işverene atfedilecek bir kusur da bulunmadığını, hal böyle olduğunda İşveren Mali Mesuliyet poliçesinin bahse konu kazada devreye girmesi söz konusu olmadığını bu nedenle davanın reddinin gerektiğini yasa ve Yargıtay kararları gereğince iş kazası kolundan yapılan ödemelerin sosyal güvenlik kurumu tarafından yapılması gerektiğini, somut olayla ilgili müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını işçinin iş kazası ile ilgili tedavi giderlerinin ödenen primlerin… tarafından karşılanması gerektiğini, davacı şirket tarafından yapılan ödemenin rücuya tabi olup olmadığı araştırılması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2 nci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü madde-sinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Dava; haksız fiilden kaynaklanan halefiyete dayalı sigorta ödemesinden doğan rücuen tazmin davasıdır.
Mahkememiz dosyasının incelenmesinde; davacının, sigortalısı nedeni ile 3. kişilere yaptığı ödemenin haksız fiilden kaynaklanan halefiyet ilkesi gereği davalıya kusuru nedeni ile rücu edildiği, sigortalının tacir olmadığı görülmüş ve uyuşmazlığın davacı ile davalı arasında haksız fiilden kaynaklandığı ve halefiyet temelli olduğu değerlendirilmiştir. Halefiyet davası, ticari dava olarak nitelendirilemez. Bu dava sigortalının sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; 6100 Sayılı HMK.nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, m. 2 gereğince asliye hukuk mahkemelerinin de görevi belirlendiğine göre; aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılmıştır. Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine,
2-HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına, HMK 20 maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır