Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/538 E. 2018/1071 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/538 Esas
KARAR NO : 2018/1071
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 12/06/2017
KARAR :USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ: 01/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin davalıya icra takibine esas faturada belirtilen menkulleri teslim ettiğini, taraflar arasında ki mutabakata göre ürünlerin “…” adlı dizide dekor olarak kullanılıp iade edilmesi, iade edilmemesi yada zarar görmeleri halinde bedelinin ödenmesinin gerektiğini, davalının müvekkiline gönderdiği … Noterliğinin 03/06/2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesinde ürünleri teslim aldığını, kabul ettiğini, ancak bir kısım ürünler haricinde diğerlerinin iade ettiğini iddia ettiğini, ancak iade edilmediğini kabul ettiği ürünlerin de bedelini ödemediğini, bir kısım ürünleri iade ettiğini, iade edilen tüm ürünlerin hasara uğratıldığını, ve ekonomik değerini kaybetmiş olarak teslim edildiğini, bu hususta davalı ile mail üzerinde yapılan tüm yazışmalarda bu hususun dile getirildiğini, ve ürünlerin bedelinin ödenmesi istendiğini gönderilen faturalar davalı tarafından kabul edilmediğini, ve ihtarname keşide edildiğini, davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibi başlatıldığını davalının kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu, ürünler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile ürünlerin de giderilemez hasarlar verildiğini, ve ekonomik değerlerin kaybedilmesine neden olduğunun açıklığa kavuşacağını, bu nedenle icra takibine itirazın iptali gerektiğinden iş bu davayı açtıklarını, icra takibine vaki itirazın iptalini, takibin devamına, alacağın faiz ve ferileri ile tahsiline, en üst oranda haksız icra inkar tazminatına, hükmedilmesini, yargılama masraf ve ücretin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı tarafın uyuşmazlık konusu olayın davacı tarafa ait dekorasyon ürünlerinin “…” adli dizide dekor olarak kullanıldığını ancak bu dizinin farklı bir yapım şirketine ait olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete yükletilmeye çalışılan uyuşmazlık konusunun alacak davacıya ait ürünlerin sponsorluk anlaşması kapsamında müvekkil şirketin yapımını üstlendiği “…” adlı dizide kullanılmasından kaynaklandığını, davacı tarafından sunulan … sıra no 17/05/2016 tarihli 10.566,20 TL tutarlı fatura ve … sıra nolu 1.872,80 TL tutarlı faturalara …Noterliği… yevmiye nolu ihtarname ile itiraz edildiğini, davacı tarafından bedelsiz olarak, müvekkili şirketin yapımını üstlendiği dizide set dekorunda kullanılmak üzere temin edilen ürünler taraflar arasında mutabık kalınan sponsorluk ilişkisi çerçevesinde kullanıldığını, ve çekimlerin sona ermesine müteakip davacıya teslim edildiğini, yalnızca 5 adet ürün için iade işleminin gerçekleşmediğini, ve bu konuda davacı firmaya iletildiğini, davacı ürünlerin kullanılmasına karşılık davacı firma Decoristan logusu akar logo reklamı olarak, tam ekran şeklinde her bölüm sonu jenerik kısmında yer aldığını, 07/01/2016 tarihinde ise ürünler, 5 adet ürün istisna olmak üzere eksiksiz, hasarsız ve teslim süresinde davacı tarafa teslim edildiğini, davalı müvekkilinin yükümlülüklerinin tamamını ifa ettiğini, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak İstanbul…İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası nezdinde icra takibine girişmiş ve bu dosyada varlığı iddia edilen borca itiraz ettiklerin, davacının da huzurdaki davayı açtığını, müvekkili tarafından hassasiyet ve özenle davacıya teslim edilen ürünlerin 1.5 yıl ne şekilde muhafaza edildiği bilinemeyeceğinden davacının kötü niyetle ileri sürdüğü bilirkişi incelemesi yapılması talebine de itiraz ettiklerini, zira böyle bir inceleme yapsa dahi somut ve gerçeğe uygun verilerek dayanmaktan uzak olacağının, davacının ürünlerinde bir hasar olduğu iddiasında ise bu husus teslim anında yapılacak inceleme ile tutanak altına almasının gerektiğini, müvekkilinin Decoristan’ın reklamına katkı sağlanmaktan başka yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili şirketin de bu yükümlülüğünü layıkıyla ve fazlasıyla yerine getirdiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen davasının reddine, dava konusu sözde alacağın %20’inden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Dava, davacının dekor temin sözleşmesi faturalarından kaynaklanan alacağına ilişkin İstanbul … İcra Dairesi’ nin …E sayılı takibinde davalı tarafın itirazının bulunması karşısında açmış olduğu itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekmektedir. Davacı tarafın davalıya dizide dekor amacıyla kullanılması için teslim ettiğini iddia ettiği mallardan kaynaklanan fatura alacağının takip konusu yapıldığı anlaşılmaktadır. Başka ifade ile iş bu alacak davasının dayanağı mezkur dekor temin sözleşmesidir. Anılan sözleşme TTK’nun 4/1 maddesinde sayılan ve bir davanın mutlak ticari dava sayılmasını gerektiren işlemlerden olmadığı gibi, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de değildir. Dosya kapsamından davacı …’ ın esnaf olup işletme esasına göre defter tuttuğu, gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; 6100 Sayılı HMK.nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, m. 2 gereğince asliye hukuk mahkemelerinin de görevi belirlendiğine göre; aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılmıştır. Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine,
2-HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına, HMK 20 maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır