Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/533 E. 2019/1064 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/533 Esas
KARAR NO : 2019/1064

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkilinin emekli olup hiçbir şekilde ticaret ile iştigal etmeyen emekli maaşından başka geliri olmadan Bodrum’da yaşayan bir sade vatandaş olduğunu, davalı …’un, müvekkilinin kendisinin 40 seneden fazla süren arkadaşı olup sık sık görüştükleri birer dost olduklarını, davalı …’un, İstanbul’da ticaret ile uğraşan şirket sahibi bir kişi olarak müvekkilinden sıkıntısını def etmek üzere uzun vadeli bir adet çek yaprağı talep ettiğini, arkadaşını kırmadan aralarında yazılı bir belge tanzim ederek çeki günü gelince ödemek üzere bu davalıya teslim ettiğini, çekin vadesi gelince ödenmediğini ve çek davalı … vekili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı …’un haricinde ne alacaklıyı, ne de aradaki şirket yetkililerini tanımayan müvekkilinin bu her 3 davalı ile uzaktan yakından bir alışverişi ve ticari bağı olmadığını, bunlardan almış olduğu bir ticari meta veya fatura ile teslim aldığı hiçbir malda olmadığı gibi müvekkilinin maliye kaydı bile olmadığını, arkadaşının hatırı için verilen…Bankasına ati bir adet çekten kendisine bir menfaat temin etmiş olması da söz konusu olmadığını, davalı borçlu … borcu ödeyeceğini beyan ederek alacaklı … vekili ile görüşmeler yapıldığını, müvekkilinin duyumuna göre onlara senet vermek sureti ile ödeme yapacağını beyan etmesine rağmen bu borç ödenmediği için müvekkiline ½ oranında ait olan Bodrum ilçesindeki gayrimenkulüne 17.06.2016 tarihinde kaydan haciz konulduğunu, borcun davalı … tarafından ödenmesi beklenirken alacaklı davalı … vekili tarafından gayrimenkul satışa çıkarılmak üzere kıymet takdiri yapılmaya başlayınca bu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, borç ile ilgili müvekkilinin hiç kimseden almış olduğu bir ticari menkul mal veya gayrimenkul bulunmadığı gibi bunu ispat etmek zorunda olan davalılarda bu konuda ispat edebilecek hiçbir belgeye haiz olmadıklarını müvekkilinin bildiğini, ticari kaydı olmayan, vergi mükellefi olmayan, faturası veya kaşesi bulunmayan müvekkilinin bu borçla uzaktan yakından ilgisi olmadığını, arkadaşı …’un diğer şirket ve davalı ile aralarında nasıl bir ticari ilişki var ise borçta onların sorunu olacağını ve müvekkilini bağlamadığını, bu davayı müvekkilinin borcu olmadığını beyan etmek üzere açmak zorunda kaldıklarını belirterek, davanın kabulü ile, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalıların kötü niyetli olması sebebiyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ” talep ve beyanlarında bulunmuştur.

SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: çekin bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiğini, bu durumda mahkemece çekin hatır çeki yada teminat amacıyla verilen bir çek olduğu yolundaki iddianın davacı tarafça yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, keşideci söz konusu çeki lehtara hatır çeki olarak verildiği ve bedelsiz olduğuna ilişkin yazılı delil ile ispatlasa dahi, ilgili bu husus sadece lehtar bakımından hüküm ifade etmekte olup, ilgili sözleşme, yahut yazılı belgenin tarafı olmayan 3. Kişi sıfatındaki hamil müvekkili bakımından hüküm ifade etmemekte olduğunu, kaldı ki, davacının dava dilekçesinde de belirttiği üzere 40 yıllık arkadaş olan … ile davacı tarafından söz konusu belge muhtemelen sonradan tanzim edilmek suretiyle müvekkili aleyhine delil oluşturma çabası ile dosyaya ibraz edildiğini, bu açıdan ilgili bu belgenin davalı müvekkili açısından herhangi bir bağlayıcılığı olmadığını, davacı ile davalı … arasındaki sözleşme ve hukuki ilişki müvekkilini bağlamadığını, müvekkilinin tamamen iyi niyetli hamil durumunda olduğunu, bu nedenle …’a karşı ileri sürebileceği def’ileri müvekkiline karşı ileri sürmesi mümkün olmadığını, davacının da dava dilekçesinde yer verdiği üzere, davacının gerek müvekkilini, gerekse çeki müvekkiline cirolamak suretiyle veren ciranta davalı şirketi tanımaması müvekkilinin davacıya karşı kötü niyetli hareket etmediğini de ortaya koymakta olduğunu, davacı tarafın söz konusu davayı tamamen kötü niyetli olarak açtığını, nitekim, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasında borçlular aleyhine icra takibi başlatıldıktan sonra davacı tarafından vekili aracılığı ile İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinde yetkisizlik iddiası ile ilgili dava açıldığını, borca herhangi bir şekilde itiraz edilmediğini, Mahkemenin evrak üzerinden yapmış olduğu inceleme neticesinde … Esas… Kararı ile ilgili bu usul ve yasaya aykırı itirazı reddedildiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde de belirtildiği üzere bu tarihe kadar icra takibine konu borca herhangi bir itirazda bulunulmamasına rağmen, söz konusu taşınmaz üzerinde kıymet takdiri yapılması üzerine, haksız ve mesnetsiz olarak, dosya alacağının tahsilatını sürüncemede bırakmak amacıyla mevcut dava açıldığını belirterek, davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin, içinde bulunduğu durum itibari ile borçlarını ödemekten aciz halde olması sebebi ile İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile iflas davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, davacı yanca, dava konusu çekin hatır çeki olduğu ileri sürülmüş ise de çekin hatır çeki olarak düzenlendiği hususu, iyi niyetli ciranta olan müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, ayrıca, lehtara veya bilerek borçlu zararına hareket eden hamile karşı açılacak menfi tespit davasında senedin hatır bonosu olduğunu ispat yükü de davacı tarafça olup bu husus ancak yazılı bir belge ile ispat edilmesi gerektiğini, bilindiği üzere çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, çekin hatır yada teminat amacıyla verildiği yolundaki iddianın yazılı delille kanıtlanması gerektiği, çekin ticari defterde kayıtlı olup olmaması hususunda ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasının dahi sonuca etkili olmayacağı, davacının çekin hatır çeki olduğunu yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği yönünde Yargıtay görüşü hakim olduğunu, bununla birlikte öncelikle keşideci olan davacının lehtara karşı borçlu olmadığını kanıtlaması ve daha sonra hamilin ve diğer cirantaların da kötü niyetli olduğunu ispat etmesi gerektiğini, bu açıklamalar kapsamında dosyada çekin hatır çeki olduğuna ilişkin herhangi bir yazılı belge bulunmaması ve müvekkilinin de iyi niyetli olması sebebiyle davanın reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle: davacı …’nın kendisinin 40 yıllık arkadaşı olduğunu ve kendisi ile hiçbir ticari işi olmadığı gibi, kendisinin emekli olduğunu ve ticaretle iştigal etmediğini, davacıdan dostluklarına istinaden hatır için “2000.000,00.-TL” meblağlı …Bankası şubesine ait 07.10.2015 keşide tarihli çekini aldığını ve bu çeki …Şti.’ne teminat olarak vererek onlardan 40.000,00.-TL aldığını, davalı borçlularla hiçbir ticari ilişkisi ve alışverişi olmadığını ve kendilerinden sadece nakit para aldığını, fakat gününde geri ödemeyemediğini, kendisinin davalı …’ı tanımadığını, borcu olan 40.000,00.-TL’yi zamanında ödeyemeyince çekin arkasının yazıldığını, bunun üzerine kendisine iyilik etmek için hatır çeki veren davacıyı daha fazla mağdur etmemek için alacaklı vekiliyle görüştüğünü ve kendisine tarafına ait bir senet tanzim ederek verdiğini, ama çeki geri vermediklerini, senedin de onlarda kaldığını, bu arada borcunu ödeyebilmek için gayret ederken davacının çekini icraya vermeyip kendisini beklediklerini, ödeme zorluğu içinde olunca 18.03.2016 tarihinde yani keşide tarihinden altı ay sonra çeki işleme koyarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe koyarak davacı arkadaşının Bodrum’da bulunan ½ hissedar olduğu gayrimenkule tapudan haciz koyarak, satmak için kıymet takdiri yaptırmaya gayret ettiklerini, davacının bu işlemlerden hatır çeki vermekten başka hiçbir sorumluluğu olmadığını, borcun kendisine ait olduğunu ve kendisinin ödeyeceğini, bu arada alacaklı … ile kendisinin dolaylı para alışverişinden başka resmi veya gayriresmi hiçbir ticari bağı olmadığını, davacının hiç kimseyle ticari bir alışverişi ve kaydı olmadığını, sırf kendisine vermiş olduğu hatır çekinden dolayı mağdur olduğunu, kendisine el yazısı ile yazmış olduğu belgenin kendisine ait olduğunu, davacının davasını kabul ettiğini belirterek, davanın kabulü ile alacaklıya borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; İİK’nun 72 maddesi kapsamında menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu çekten ötürü davacının davalılara borçlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Mahkememiz tarafından taraflarca gösterilen deliller toplanmış, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, dava konusu 07/10/2015 keşide tarihli ve 198.800,00-TL bedelli çeke dayalı olarak davalı … tarafından; davacı ve diğer davalılar aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı görülmüştür.
Davacı ile davalı … arasındaki protokol aslı kasaya alınmış, mahkememizce yapılan yargılama devam ederken, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davalı … şirketi hakkında iflas kararı verildiğinin, henüz kesinleşmediğinin anlaşılması üzerine, İİK’nun 194 maddesi uyarınca bu davalı yönünden açılan davanın ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından on gün sonrasına kadar durdurulmasına karar verilmiş, İstanbul İflas Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak İstanbul … ATM’nin …esas sayılı dosyasında verilen iflas kararının yürütüldüğü iflas dosyası numarasının, tasfiyenin hangi usule göre yapıldığının, ikinci alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığının iflas tasfiye memurlarının, atanmışlarsa iflas idaresi temsilcilerinin isim ve adreslerinin mahkememize bildirilmesi istenilmiştir. Gelen yazı cevabından iflas tasfiyesinin İstanbul … İflas Müdürlüğü’nün… iflas sayılı dosyasında ve basit usulde yürütüldüğünün, işlemlerin re’sen iflas müdürlüğü tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşılması üzerine, bu davalı yönünden açılan davanın İİK’nun 194 maddesi uyarınca ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından on gün sonrasına kadar durdurulması yönündeki ara karardan rücu edilmiş, iflas müdürlüğüne dava dilekçesi, ve ön inceleme duruşma gün ve saatini bildirir tebligat çıkartılmasına karar verilmiştir.
Davacının iddiası, davalı savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli, dava konusu çekin tarafların ticari defter ve kayıtlarında ne şekilde görüldüğünün tespiti için tarafların 2015 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 03/05/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyası ile bu dosyaya ibraz edilmiş tüm belgeler incelemeye tabi tutulmuş olup, davalılardan…Şti.’nin müflis olduğu ve tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Müdürlüğünün … İflas dosyası üzerinden yapıldığının beyan edilmiş olduğunu, İstanbul… İflas Müdürlüğüne … firmasının ticari defterlerinin incelenmesi için gidilmesine rağmen, Müdürlük tarafından dosyaya davalı şirketin ticari defterlerini sunmadığının tespit edildiğini, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamamış olup, bu konuda takdir ve yorumun Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacı vekilinin Sayın Mahkemenize hitaben düzenlediği 09.11.2018 tarihli dilekçesinde; müvekkilinin vergi mükellefi olmadığını ve ibraz edecek ticari defterinin bulunmadığını ve bu nedenle incelemeye katılamadıklarını bildirdiği görülmüş olup, bu konuda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalılar … ile …’un inceleme günü olan 09.11.2018 tarihinde incelemeye gelmediği, ticari defter ve kayıtlarını da ibraz etmediği görüldüğünden, bu konuda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacı ile davalı … arasındaki 11/04/2015 tarihli protokol kapsamında, davacının dava konusu çeki, hatır çeki olarak bu davalıya verdiği, davalı … tarafından çekin davalı (yargılama sırasında müflis olan) … şirketine ciro edildiği, bu şirketin de çeki davalı …’a ciro ettiği, ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk bulunmadığı, davacının çekin hatır çeki olması nedeniyle, anılan çekten ötürü davalılara borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı … ‘un cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiği, diğer davalıların ise hatır çeki iddiasının kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini savundukları, gerçekten de davacının hatır çeki iddiasını davalı … dışındaki davalılara karşı ileri süremeyeceği, diğer davalıların çekin hatır çeki olduğunu bilerek kötü niyet veya ağır kusurla çeki iktisap ettiklerinin de ispatlanamadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının menfi tespit talebinin davalı … yönünden kabulü ile, dava konusu …Bankası …Şubesi’ ne ait hesaptan keşide edilen ,,, seri numaralı 07/10/2015 keşide tarihli ve 198.800,00-TL bedelli, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına dayanak çekten ötürü davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, diğer davalılar yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının menfi tespit talebinin davalı … yönünden kabulü ile, dava konusu… Bankası… Şubesi’ ne ait hesaptan keşide edilen… seri numaralı 07/10/2015 keşide tarihli ve 198.800,00-TL bedelli, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına dayanak çekten ötürü davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Diğer davalılar yönünden davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken nispi 13.580,02-TL karar harcından peşin alınan 3.395,01-TL harcın mahsubu ile eksik 10.185,01-TL harcın davalılardan … dan alınarak hazineye gelir kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.878,00-TL nispi vekalet ücreti üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6/1 hükmü uyarınca 1/2 oranındaki 8.939,00-TL’ nispi vekalet ücretinin davalılardan…’ dan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 3.395,01 peşin harç, 790-TL bilirkişi ücreti, 430-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 4.646,41-TL yargılama giderinin davalılardan … dan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.878,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır