Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/509 E. 2018/406 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/509 Esas
KARAR NO : 2018/406
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/06/2017
KARAR :USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 18/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkil şirket ile davalı … ş ve dava dışı … arasında 19/02/2015 tarihli ” Danışmanlık ve Gözetim Hizmet Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme ile müvekkil şirketin bu kişilerin maliki olduğu ‘…” adresinde bulunan tesiste ”…Hizmeti” vermeyi taahhüt ettiğini, müvekkil şirket tarafından 6 kişilik personel kadrosu ile verilen hizmetin kapsam ve niteliğinin sözleşmenin 3. Maddesinde ayrıca ve özel olarak düzenlendiğini, sözleşme gereği verilecek hizmet bedelinin szöleşme eki maliyet tablosunuda aylık 14.667,,, TL + 2.640,06 TL (KDV) olarak kararlaştırıldığını, bu tutarın yarısının davalı borçlu …tarafından diğer yarısı ise dava dışı … tarafından ödeneceğini, …ve dava dışı …’nün talebi üzerine çalışmanın 19/02/2016 tarihinde sonlandırıldığını, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki tüm taahhüt ve yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, projede istihdam ettiği personelinin maaş ve alacaklarını banka aracılığıyla ödediğini, davalı ve sözleşmenin taraflarından dava dışı …’nün sözleşme uyarınca ödemeleri gereken hizmet bedellerinin bilahare kendilerine fatura edilmesini ve ödemeyi ancak yıl sonunda yapabileceklerini bildirdiklerini, müvekkil şirketin 2016 yılı sonuna kadar kendisine ödeme yapılmasını beklediğini, borçların ödenmemesi üzerine (her birinin sorumlu olduğu tutarlarda ayrı ayrı) icra takibi başlatıldığını, davalı … Biraniş’in aleyhinde İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine haksız surette itiraz ettiğini, takibin durmasını sağladığını, davalının likit alacağa itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, itirazın haksız ve suiniyetli olduğunu beyan ederek davalının haksız itirazının iptaline, borçlunun takip konusu alacağını %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı şirket ile davalı müvekkil arasında 19/02/2015 tarihinde ”Danışmanlık ve Gözetim Hizmet Sözleşmesi” başlığı altında bir sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 3. Maddesinde sözleşmenin kapsamı belirtilmekle beraber buna ek olarak 5. Maddede sözleşmenin geçerlilik süresi olarak ”21/02/2015 tarihinden itibaren proje için özel güvenlik izin belgesi alınana kadar geçerli olacaktır” ibaresinin yer aldığını, burdan çıkarılacak sonucun; davacı şirketi yalnızca gözetim ve danışmanlık hizmeti vermediğini, istihdam ettiği personeli aracılığıyla …adresinde güvenlik hizmeti de verdiği şeklinde olduğunu ve fiili durumun da bu şekilde gerçekleştiğini, davacı şirketin sözleşme kapsamında ifa etmesi gereken güvenlik hizmetini iddia edildiğini aksine tam ve doğru bir şekilde yerine getirmediği için iş bu sözleşmenin sonlandırıldığını, sözleşmenin devam ettiği esnada gerçekleşen hırsızlık olayı sonucunda davalı müvekkilinin oğluna ait değerli eşyalarının çalındığını, ciddi manada maddi kayıp gerçekleştiğini, gerçekleşen hırsızlık olayına ilişkin olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … nolu soruşturma dosyasında ayrıca soruşturmanın devam ettiğini, bununla beraber davalı müvekkilince sözleşme kapsamında ve sözleşmenin devamı süresince fiili olarak davacı şirketten beklenen ve ifa edilmeyen güvenlik hizmetine karşılık söz konusu sözleşmenin feshedildiğini, davacı şirketin sözleşme kapsamındaki taahhüt ve yükümlülüklerini tam ve doğru şekilde yerine getirdiği iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan herhangi bir borcunun bulunmadığını,davacı şirketin taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi kapsamında edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini, bununla birlikte içeriğine bütünüyle itiraz ettikleri söz konusu faturayı taraflarına tebliğ etmeden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında takibe koyduklarını beyan ederek davacının haksız ve hukuka aykırı olarak ikame ettiği iş bu davasının reddine, davacının takip konusu meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir.
Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2 nci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Dava; İcra ve İflas Kanunun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının incelenmesinde, davalı tarafın tacir olmadığı, bu durumun davacı ve davalı tarafın ikrarında olduğu ve uyuşmazlığın davacı tacir ile davalı tacir olmayan gerçek kişi arasında bağıtlanan sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmıştır yani iş bu eldeki dava ticari dava değildir.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; 6100 Sayılı HMK.nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, m. 2 gereğince asliye hukuk mahkemelerinin de görevi belirlendiğine göre; aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine,
2-HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına, HMK 20 maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır