Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/497 E. 2021/51 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/497 Esas
KARAR NO: 2021/51

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/05/2017
KARAR TARİHİ:21/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı firma hakkında …Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/05/2017 tarih ve … D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, aynı gün ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalı şirket adresine ihtiyati hacze gidildiğini, davalı firma vekilinin 26/05/2017 günü takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkilinin davalı firmaya 4 adet fatura ve irsaliye ile mal satışı yaptığını, faturaların, mal ve irsaliyelerle beraber teslim edildiğini, ödemelerin fatura tarihinden 30 gün sonra yapılacağına dair anlaşmaya varıldığını, malların üçüncü firmanın deposunun bir kısmını kullanan davalı firmanın çalışanına teslim edildiğini beyanla davanın kabulü ile itirazın iptaline ve en yüksek oranda icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin davacı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davacı yan ile sözleşme akdedilmediğini, herhangi bir mal ya da hizmet satın alınmadığını, faturaların hiçbirinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, irsaliyelerde adı geçen ve imzalarının bulunduğu bildirilen … ve … isimli kişilerin ne müvekkili şirketin SSK’lı çalışanı ne müvekkili şirketin ortağı, ne de müvekkili şirketin personeli olduğunu beyanla davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi yapan ve dava açan davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Davaya konu ve takibe dayanak 4 adet fatura ve irsaliye fatura asılları incelenmiş ve mahkememiz kasasına alınmıştır.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine dayanak satış faturası ve irsaliyeli faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının itirazının haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
…İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 47.337,00-TL asıl alacak ve 527,70-TL ihtiyati haciz tutarı olmak üzere toplam 47.864,70-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itiraz sonucu, icra takibinin İİK’nın 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK’nın 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış,…İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosya arasına alınmış, davalı şirketin ve dava dışı şirketin … Ve Tic. A,Ş.’nin İTO kayıtları, davalı şirketin 2017 yılına ilişkin BA-BS formları, davalı şirketin 2017 yılı mart ayı SGK işçi kayıtları, taraf şirketlerin ve dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtları ile dosya ve üzerinde bilirkişi incelemesi ile keşif yaptırılarak dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekilince dava dilekçesi ekinde sunduğu irsaliyeli fatura asılları kasaya sunulmuştur. Takibe konu faturaların davacının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı, kayıtlı ise ne şekilde kayıtlı olduğu, davacının muhasebesel yönden davalıdan alacaklı görünüp görünmediği, görünüyorsa alacak tutarının ne olduğu hususlarında, SGK dan gelen yazı cevabı, irsaliyeli faturalar ve satış faturaları da değerlendirilmek üzere; tüm dosya kapsamı ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde SMMM bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bu doğrultuda SMMM bilirkişi … tarafından tanzim edilen 18/05/2018 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava dışı …. A,Ş. firmasının 2017 yılına ait ticari defterleri ile davacının dava dışı … A.Ş. firmasına hitaben düzenlediği tüm faturalarının nüshaları üzerinde inceleme yapılarak, ayrıca dosyaya davacının davalıya hitaben düzenlediği faturalardaki mallar konusunda uzman sektör bilirkişisinin dosyaya eklenmesinden sonra, davacının davalıya sattığını ve davalının da dava dışı …. A.Ş. firmasına sattığını iddia ettiği malların aynı olduğunun sektör uzmanı bilirkişi tarafından belirlenmesi ihtimaline göre (ayrıca dava dışı firmanın 2017 yılına ait SGK hizmet dökümlerinin dava dışı firmanın bağlı bulunduğu SGK müdürlüğünden istenilmesi gerektiği) davacı tarafın davalıdan alacak talebinde bulunabileceği, aksi durumda ise davacının davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı söylenebilecek olmakla birlikte, bu konuda nihai kararın mahkemeye ait olduğu, davacının alacak talebinde bulunabileceğinin Sayın Mahkemece kabulü durumunda, davacının davalıdan 22.05.2017 takip tarihi itibariyle 47.337,00-TL tutarmca alacağının bulunduğunun ve takipten sonra değişen oranlarda yasal faiz isteminin mümkün bulunduğunun söylenebileceği görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizin 16/05/2019 tarihli duruşmasının (2) ve (3) numaralı ara kararları ile; ”2-Bilirkişi kurulunun düzenlediği ek raporda istenilen hususlar ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmadığı, dava dışı … Gıda A.Ş.’nin merkezinin … bulunduğundan bahisle yerinde inceleme yapılamadığına dair rapor sunulduğu anlaşılmakla; dava dışı … Gıda A.Ş.’nin güncel … kaydının dosya arasına alınmasına,
3-Dava dışı şirketin ticari defterlerinin ne şekilde inceleneceği hususunun celse arası değerlendirilmesine,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 14/06/2019 tarihli ara karar tarihli (1) ve (2) numaralı ara kararları ile; ”1-Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların ve dava dışı … Gıda San ve Tic A.Ş.’nin 2017 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 12/07/2019 günü, saat 14:00’de mahkememiz duruşma salonunda daha önce görevlendirilen SMMM ve sektör bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından inceleme yaptırılmasına,
2-Bilirkişi heyetine dava dışı şirketin defterlerini yerinde incelemesi için yetki verilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememizin 16/05/2019 tarihli duruşmasının ara kararları ve 14/06/2019 tarihli ara kararları doğrultusunda SMMM bilirkişi …ve Kimya Mühendisi … tarafından tanzim edilen 08/10/2019 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava dışı …. A,Ş.’nin incelenen ticari defterlerine göre, davalı şirketten 31.12.2017 tarihi itibariyle 589.763,93-TL tutarınca alacağının raporlandığı görüldüğü, bu tutarın 31.12.2017 tarihinde hesaplar arası virman açıklaması ile sıfırlandığının görüldüğü, teknik olarak yerinde yapılan incelemede, davacı tarafın takibe konu ettiği fatura ve sevk irsaliyelerindeki ürünler İle davalı şirketin dava dışı firmaya hitaben düzenlediği fatura ve sevk irsaliyelerindeki ürünler isim olarak benzer olmakla birlikte, bu fatura ve irsaliyelerdeki ürünlerin birebir aynısı olup olmadığı konusunda değerlendirme yapmanın mümkün olamadığı, davacı şirketin, davalıya hitaben düzenlediği faturalara dayanak olan sevk irsaliyelerinde … ve … isim ve/veya imzalarının bulunduğunun görüldüğü, davalı şirketin bağlı bulunduğu SGK müdürlüğünden gelen yazı ekinde bulunan Mart ayında çalışanların listesini gösteren hizmet dökümlerinin incelenmesinden, … ve …’un davalı çalışanı ve/veya yetkilisi olduğu ile ilgili herhangi bir veriye rastlanmadığını, ayrıca, davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden gelen 2017 yılına ait BA (Mal alışları) bildiriminin incelenmesinden, davacı şirketten mal alındığı ile ilgili herhangi bir bildirimde bulunulmadığının görüldüğü, sadece fatura düzenlenmesi, karşı tarafa tebliğ edilmesi, hatta karşı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olması ve karşı tarafça faturaya süresinde itiraz edilmemesi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığını, davacı tarafın davalı tarafa takibe konu olan malları teslim ettiğini yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiğini, ancak, sayın Mahkeme aksi kanaatte olup da, dosyada bulunan mevcut belge ve bilgilere göre davacı şirketin davalı şirketten alacak talebinde bulunabileceği görüşü benimsenir ise, davacı tarafın davalıdan 22/05/2017 takip tarihi itibariyle 47.337,00-TL tutarınca alacağının bulunduğu ve TTK 1530 maddesi uygulama alanı bulunamayacağından, davacının takipten önce istediği faizin yerinde olmadığı görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizin 26/12/2019 tarihli duruşmasının (2)numaralı ara kararı ile; ”dosyanın daha önce rapor tanzim eden heyete tevdii ile dava konusu takibe dayanak faturalar ile dava dışı şirktelerin defterlerinde kayıtlı olduğu tespit olunan faturaların tek tek karşılaştırılarak tablo halinde mahkememize sunulması benzerlik bulunduğu söylenen faturaların hangileri olduğunun açıklanması, özellikle sektör bilirkişisinin kendisine tevdii edilen görevin titizlikle yerine getirerek ek rapor tanzim etmesine” karar verilmiştir.
SMMM bilirkişi …ve Kimya Mühendisi … tarafından tanzim edilen 02/03/2020 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava dışı şirketin 2017 yılı ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davalı … Tic. A.Ş tarafından, dava dışı bu firmaya düzenlenen faturaların 27/01/2017 ile 28/01/2017 tarihleri arasında ve 24 adet olduğunu, davacı tarafından, davalı şirket adına düzenlenerek dava konusu olan faturaların ise 07/03/2017 ile 27/03/2017 tarihleri arasında ve 4 adet olduğunu, davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki ticaretin dava konusu olan faturalardan önce gerçekleştiğini ve teslim olunan bu ürünlerin yerinde tespit tarihi itibariyle mevcut olmayıp tüketilmiş olduğundan inceleme imkanı olmadığını, sonuç itibariyle de davacı tarafından davalı şirket adına düzenlenerek dava konusu olan faturalarda adı geçen ürünlere ulaşılamadığından değerlendirme yapmak mümkün olmadığını, ek rapordaki tespitlerinin aynen geçerli olduğu görüşü bildirilmiştir.
… SGK’dan davalı şirketin 2017 yılı Mart ayı itibariyle çalışanlarına ilişkin liste celbedilmiş ve listede yer alan isimler ile irsaliyeli faturalarda teslim alan bölümünde ismi ve imzası olan kişilerin uyumlu olmadığı mahkememizce tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporları Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunmuştur.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacının taraflar arasında ticari satış ilişkisi bulunduğunu, bu kapsamda takibe ve davaya konu edilen düzenlenen dört adet satış faturalarına konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini, malların üçüncü firmanın deposunun bir kısmını kullanan davalı firmanın çalışanına teslim edildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle başlatılan ilamsız takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini iddia ettiği, davalının ise taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığını, davacı ile sözleşme akdedilmediğini, faturalara konu malların kendilerine teslim edilmediği ve faturaların kendisine tebliğ edilmediğini, irsaliyelerde adı geçen ve imzalarının bulunduğu bildirilen … ve … isimli kişilerin ne davalı şirketin SSK’lı çalışanı ne davalı şirketin ortağı, ne de davalı şirketin personeli olduğunu savunduğu, öncelikle faturaların davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı ve faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğinin davacı tarafça kanıtlanamadığı, yine faturalara konu mal ve ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğine dair ispata elverişli delil sunulamadığı, davacı tarafından sunulan irsaliyeli faturalarda isim ve imzaları bulunan kişilerin SGK yazı cevabından da anlaşılacağı üzere davalı çalışanı olmadıkları, yemin deliline de dayanmayan davacının böylece alacağının varlığını hiçbir ispata elverişli delil ile ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu davalı yanca ispat olunamadığından kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü-niyet tazminatının yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 808,40-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 749,10-TL harcın davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.953,81-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/01/2021

Katip …

Hakim …