Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/492 E. 2018/248 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/492 Esas
KARAR NO : 2018/248
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/05/2017
KARAR :USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkil davacı …’in …ye sigortalı …poliçe nolu … plakalı … model… tipi aracının 04/09/2016 tarihinde 08:00 saatleri civarında çalındığını, aracın anahtarının müvekkilinin evine girilmek suretiyle alındığını ve daha sonra araç park halindeki yerden götürüldüğünü, daha sonra aracın bir çevirme sırasında emniyet mensupları tarafından bulunduğunu ve müvekkiline teslim edildiğini, ancak araçta meydana gelen hasarın ödenmesinin sigorta şirketinden talep edildiği halde talebin haksız olarak reddedildiğini, davalı şirketin uzun bir süre bakiye borcunu ödemediği için aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı icra dosyası tahtından fazla ilişkin haklarını saklı tutarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini ancak borçlu vekili tarafından süresinde 16/02/2017 tarihinde takipteki borca, ödeme emrine ve faize itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, müvekkil davacının iş bu aracının çalınması olayında araçta oluşan hasarları gidermek zorunda kaldığını ve bu hasarlarda sigorta poliçesi kapsamında olduğundan müvekkilinin maruz kaldığı zararları ödemesi gerekirken davalı tarafın hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini beyan ederek davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan 22/02/2017 tarihli haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının davasını İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığını, davaya bakmaya müvekkil şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunu, bu sebeple davanın görevsizlik ve yetkisizlikten reddinin gerektiğini, davacının husumet ehliyetinin olmadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, poliçede ve ruhsatnamede de kayıtlandırıldığı gibi poliçenin menfaatdarı ve daini mürtehin hakkı sahibinin … Bankası A.Ş olduğunu, bu sebeple davanın aktif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın HMK 121. Maddesine göre dava ile ilgili delillerini müvekkil şirkete tebliğ etmesi gerektiğini, davacının aracının çalınması nedeniyle araç bedelinin ödenmesi talebiyle müvekkil şirkete başvurusu üzerine … numaralı hasar dosyası açıldığını beyan ederek yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkisizlik nedeni ile reddine, kasko sigortası genel şartları gereğince davanın reddine, davacının davasının ispatı halinde gerçek hasarın tespit edilmesi ile fahiş meblağdan açılan davanın reddine, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak kabulüne, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 4.770,65 -TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: Davacı- sigorta şirketi, davalı- sigorta ettiren sigortalısı gerçek kişi tüketiciye karşı sigorta sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası açmıştır. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi ; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup , aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır. 6502 sayılı kanunun 83/2 maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini düzenlemiş olmakla, davalı gerçek kişi ( tacir olmadığı anlaşılmaktadır) tüketici sıfatını haiz olmakla tüketici olan davalı aleyhine taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası açmakla, açılan iş bu davada mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir. HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, saptanan ve hukuksal durum bu olunca mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine kanunen karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Bu nedenle aşağıdaki şekilde kanunen görevsizliğe karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4- HMK 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır