Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/445 E. 2019/559 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/445 Esas
KARAR NO : 2019/559
DAVA :ÖnProtokol Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ: 05.02.2016 ( Mahkememize kayıt tarihi:11/05/2017)
KARAR : RED
KARAR TARİHİ: 12/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan ön protokol bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı ile davalı, davalının Trabzon’daki bayiliğinin davacı şirkete verilmesi amacıyla, bayilik ve marka kullanım hakkı kapsamında 100.000 TL karşılığında anlaştıklarını, 22.12.2010 tarihinde “Ön protokol bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu ön protokol gereğince davacı tarafından davalıya bayilik ve marka kullanım bedeli olarak 50.000 TL nakit ödeme yapıldığını, Kalan 50.000 TL için ise keşidecisi davacı şirket yetkilisi… olan 5 adet 10.000 TL lik çekin davalıya verildiğini ve çek bedellerinin davacı tarafından ödendiğini,Böylece davalının Trabzon’daki bayiliği (ve bu kapsamda Şampiyon Kokoreç markasının kullanım hakkı) için 100.000 TL ödeme yapıldığını, Davacı ile davalı arasında ön protokolden sonra ana bayilik sözleşmesi imzalanmadığını, Ana bayilik sözleşmesinin imzalanmasının davalıdan talep edildiğini ve yapılan anlaşma gereği ödeme karşılığında fatura verilmesinin istenmesine rağmen davalı taraf Ana Bayilik sözleşmesinin ve faturanın resmi işlemler ile vadeli ödemenin tamamlanmasının ardından düzenleneceğini, yazılı sözleşme metninin imza altına alınacağı ve faturanın kesilerek verileceğinin belirttiğini, fakat bunların yapılmadığını, Davalı yanca fatura verilmemiş olsa da bu hususta yapılan ödemelerin hem verilen çeklerle hem de ön protokol sözleşmesinin hükümler başlıklı 2. maddesinde belirtilen ödeme ile ispatlanacağını, Davacının aktif olarak davalının Trabzon’daki bayiliğini yürüttüğünü, bu kapsamda davalıdan sürekli mal temin ettiğini ve devamlı bir ticari ilişki gerçekleştirildiğini, Ancak söz konusu bayilik sözleşmesine ve davacının bulunduğu Trabzon ilindeki tek bayi olmasına rağmen, davalı şirket; isim hakkı kazanmamış ve bayilik sözleşmesi yapmamış 3. Bir şahsa davalı şirket ismi altında ticari faaliyet yaptırdığını ve mal tedariki sağladığını, Oysaki imza altına alınan ön protokol bayilik sözleşmesinde; “Bu sözleşme ile bağlı olmaksızın ŞİRKET bayilik verdiği TRABZON ili içerisinde 1,5 sene (18 ay) AVM’ lerde 1 sene (12 ay) bayilikler ve ortaklıklar kuramaz, bayilik teklifi gelmesi durumunda öncelikle mevcut bayi bilgilendirilecek, yeni bayilik verilmesi durumunda öncelik hakkı mevcut bayinin olacaktır, eğer ki bayi olumsuz yanıt verdiği taktirde diğer bayilik teklifleri değerlendirilecektir.” ibaresinin bulunduğunu, Davalı şirketin 3. Şahsa isim hakkını kullandırıp mal tedariki sağlamış olması davacının sözleşmeyi feshetmesi için haklı bir neden teşkil ettiğini, Bunun üzerine davacının davalı şirkete … Noterliği’nin 05/05/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname gönderdiğini, ihtarın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde, öncelikle davalının usulsüz ticari faaliyet içerisinde bulunduğu 3. Şahısla olan ticari ilişkisini sonlandırması ve bayilik sözleşmesi ve faturaların gönderilmesi aksi halde sözleşmenin haklı nedenle feshi ve bedel iadesi isteneceği hususu ihtar olunduğunu, Davalı şirket ihtarnameye karşı … Noterliği’ nin 04.06.2014 tahh ve … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verdiğini, Söz konusu ihtarnamede; Öncelikle davalı şirket davacı ile arasında ön protokol bayilik sözleşmesinin imzalanmış bulunduğunu ikrar ettiğini, Ayrıca davalı şirkete sözleşmenin imzalanmasıyla nakden 50.000 TL ve geri kalan 50.000 TL’nin de 10.000 TL ‘lik 5 adet çekle olmak üzere toplam 100.000 TL.’nin ödendiği ile söz konusu ödemelere ilişkin faturalar ve vadeli ödemenin yapılmasının ardından bayilik sözleşmesinin davacıya teslim edilecek olması ancak edilmemesi konularını herhangi bir itirazda bulunmayarak kabul ettiklerini, İhtarnamede ödemelerin inkar edilmediğini, Davacının davalıya ödeme yaptığı halde sözleşmenin davalı tarafından feshedilmesi sebebi ile ödediği parayı geri istediğini, Bu konuda davalı ile bir çok kez görüşme yapıldığını, buna rağmen âhvalı taraf ödeyeceğim diyerek davacıyı oyaladığını beyan ederek davalarının kabulüne, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi dolayısıyla davalı şirkete ödenen 100.000 TL’nin, şimdilik kaydıyla 10.000 TL’sinin davacı şirkete sözleşmenin fesih tarihi olan 04.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı yan, davalı ile yapılan ön protokole dayanarak ödediğini iddia ettiği bir takım paraların iadesini istediğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında bir bayilik sözleşmesi kurulamadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı şirket acentalık sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası ikame etmiş olduğunu, acentelik alacağının zamanaşımının hakkın muaccel olması anından itibaren 5 yıl olduğunu, Davacı yan ile akdedilen ön protokolün tarihi 22.12.2010 olduğunu, Kabul anlamına gelmemekle bitlikte davacının alacak iddiası bir an için kabul edilse dahi davacı şirketin talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, Bu sebeple davanın zamanaşımı nedeni usulden reddinin gerektiğini, Davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan protokolde herhangi bir yetki anlaşması bulunmadığını, davalı şirketin merkezinin bulunduğu yer (…) dikkate alındığında yetkili mahkeme istanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olacağını, Davacı şirket yetkilisi Feza Kaan Kulan ile davalı şirketin bir ön protokol imzaladığını, buna istinaden Feza Kaan Kulan’ın ileride kuracağı şirketin bayi olacağının taraflarca kabul edildiğini, Devamında davacı şirketin kurulduğunu, davalı ile çalışmaya başlandığını, davalının, davacı şirkete de defalarca sözleşme imzalanması gerektiğini beyan ettiğini ve fakat davacı şirketin bilinçli olarak sözleşmeyi akdetmekten kaçındığını, Davalı şirket tüm bayileri ile akdetmiş olduğu ve yıllardan beri sektörün öncülerinden olması sebebiyle çalışma teamülü gereği, davacı şirkete ürün göndermeye başladığını, davacı yan ile 2013 yılının ortalarına kadar da çalışıldığını, Davalı şirket tüm edimlerini yerine getirdiğini ve sürekli ürün göndermeye devam ettiğini, davacı şirket tarafından ürün bedellerinin aksatılmaya başlandığını, Tüm ödemeler ve ürün göndermelerin resmi olarak davalı şirketin ticari defterlerinde de mevcut olduğunu, 2013 yılının ortalarında davacı şirketin yetkilisinden haber alınamadığını ve ödemelerin de davalı şirkete yapılmadığını, Davacı şirket hali hazırda dahi davalı şirkete borçlu olduğunu, Davalı şirketi daha sonra davacı şirket ile alakası bulunmayan … isimli bir şahsın aradığını ve bayiyi devraldığını söylediğini, üstelik de davacı şirketin işlettiği dükkanın bir hayli kira borcu bulunduğunu ve bu sebeple işletmenin bulunduğu yerden cebr-i icra yoluyla tahliye edildiğini, davacı şirketin yetkilisi tarafından dolandırıldığını burasftçin 45.000,00 TL davacı şirket yetkilisine para ödediğini ve davalı şirketin kendisine ürün göndermesi gerektiğini beyan ettiğini, Bu anlamda davacı şirketin, davalı şirket ile hiç bir alakası olmayan. … isimli şahısa bayiliği ve işyerini davalı şirketin icazeti olmadan devrinin gerçekleştirdiğini ve esasen davacı şirket tarafından davalı şirketin bayilik sözleşme hükümlerine aykırı davranıldığını, Nitekim dava dışı …’ın davalı şirketi aradığı tarihte de davacı şirketin davalı şirkete cari hesap borcunun da bulunduğunu, Tüm bu hususlar neticesinde davacı şirket tarafından da dosyaya sunulan ihtarname suretlerinden de anlaşılacağı üzere davalı şirket aleyhine iş bu davanın da konusunu oluşturan alacaklar sebebiyle bir ihtarname çekildiğini, davalı tarafından verilen cevabi ihtarname ile ticaret hayatına aykırılık teşkil eden davranışlar, nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, Bu süreçte davalının, davacı şirketin yetkilisine ulaşmaya çalıştığını ve birçok kez de görüşme sağlandığını, Tüm uyarılara rağmen davacı şirket yetkilisi işyerini devrettiğini tüm borçları artık … isimli şahsın ödeyeceğini beyan ettiğini, … isimli şahıs davalıdan habersiz bir şekilde davalının isim hakkına sahip olduğu Şampiyon Kokoreç’i işletmeye çalıştığını ve fakat zaten kira borçlan nedeniyle de tahliye edildiğini, Yine davalıdan habersiz olarak başka bir yer tutarak davalının isim hakkını izinsiz kullanmaya devam ettiğini, Kaldı ki bu şahsa davalı şirketin herhangi bir mal tedariki ya da isim hakkı kullandırması için imza etmiş olduğu bir sözleşmenin de söz konusu olmadığını, Tüm bu anlatılanlar çerçevesinde davalı şirketin davacı yana borcu olmadığı gibi üstelik alacaklı olduğunu, Nitekim davalı şirketin davacı şirkete ye mal tedarik ettiğini ve faturaları bu şirket adına düzenlediğini, Davacı şirkete kesilen fatura bedeli tutarının 20.986,93 TL olduğunu, Fakat ne davacı şirket tarafından ne de başkası tarafından bu fatura bedellerinin ödemesinin gerçekleştirilmediğini, Bu nedenle de cevaben yazdıkları ihtarnamede de alacaklarının ödenmesini talep de ettiklerini, Davalı şirketin her bayisi ile olduğu gibi davacı yan ile de çalışmaya başladığını, ürün gönderdiğinin ve üzerine düşen tüm edimi yerine getirdiğini, Davacı şirketin sözleşmeyi kusurlu davranışları, teamüle aykırı hareketleri ile sözleşmeyi fiilen sona erdirdiğini ve davalı şirketi de mağdur ettiğini beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: Dava dosyasının, İstanbul Anadolu Adliyesi … ATM’nin … E. -… Karar sayılı yetkisizlik kararıyla talep üzerine mahkememizdeki yukarıdaki esas sırasına kaydolduğu anlaşılmakla;
Davacı, davalı taraf ile arasındaki ön protokol bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağı olduğu iddiası ile alacağının tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf, genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar ile davanın reddini savunmuştur. Dava, ön protokol bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın varlığına, varsa miktarına ilişkindir.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Tanıklar … ve… dinlenilmişlerdir. Talimat ile alınan davacıya ait ticari kayıt ve defterlerin incelendiği Bilirkişi …’ın 29/11/2018 tarihli raporu incelenmiştir. Davalıya it ticari kayıt ve defterlerin incelendiği Bilirkişi …’ın 22/04/2019 tarihli raporu incelenmiştir. Davacı … Şti. ile davalı …Şti. Arasındaki ön protokol bayilik sözleşmesi içeriği, hükümleri ile davacıya ait ticari kayıt ve defterlerin incelenmesi neticesinde; 2010-2017 yıllarına ait ticari defter kayıtlan üzerinde inceleme yapılmış, bilirkişi tarafından davacı şirkete ait… adresine gidilmiş, iş yerinde 19.08.2015 tarihinden itibaren dava dışı …Şti. Olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirket yetkisi tarafından bilirkişiye sadece 2013 yılına ilişkin defter sunulmuş, incelenmiş kendisine iade teslim edilmiştir. İncelenen davacı defterinin açılış ve kapanış onay kaydı yasal suresinde yapılmış olduğu, sahibi lehine HMK m. 222 gereği delil teşkil edeceği, davacı şirkete ait 2010-2017 ticari defter kayıtlarından sunulan ibraz edilen 2013 yılına ilişkin sunulan defter kayıtlarında davalı … Şti. ile ilgili sözleşmeden ve ticari ilişkiden kaynaklı açık hesap veya cari hesap bakiyesi olmadığı gibi diğer Satıcılar yönünden cari hesap bakiyesinin de bulunmadığı, davacı tarafından diğer yıllara ait defterler sunulmadığından davacının ilgili ticari defter ve kayıtlar bakımından ibrazdan kaçınmış sayıldığına kanaat getirilmiştir. Davalı şirket tarafından incelemeye sunulan 2015-2016-2017 yılı ticari defterleri ve 2011- 2012- 2013- 2014 yıllarına ait muavin dökümlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı yanın dava tarihi itibarıyla davacı yandan 916,96TL alacaklı olduğunu, davacı yan tarafından düzenlenen 05.05.2014 tarihli ihtarnameye istinaden davalı yan tarafından 04.06.2014 tarihinden düzenlenen cevabi ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, davalı yanın ticari defterlerinde ticari ilişkinin 10.05.2013 tarihinde sonra erdiği, devir tarihi olan 02.11.2012 ile 10.05.2013 tarihi arasında ticari ilişkinin davacı yan adına devam ettiğinin anlaşıldığı, 10.05.2013 tarihinden sonra davalı tarafından davacı yana fatura düzenlenmediği, davalı yan tarafından da ödeme yapılmamasına rağmen son ticari ilişkiden 1 sene sonra “diğer şubeleri kapatın yoksa sözleşmeyi feshederiz” muhteviyatını içeren ihtarnamenin hayatın olağan akışına aykırı olmakla beraber, ticari teamüllerle de örtüşmediği, davacının son bir yıldır davalının şubesi olmakla beraber mal alışı olmadığı, davacı yanın davalının sözleşmeyi haksız feshetti iddiası destekleyen dosyada bilgi ve belge bulunmadığına kanaat getirilmiştir. Taraflar arasında bahsedilen dönemde ön protokol bayilik sözleşmesinin imzalandığında çekişme bulunmamaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde karşılıklı rızalar ile sözleşmenin kurulduğu bu konuda ihtilaf olmadığı görülmektedir. Ancak davacının iddiasını ispatlaması gerekirken yukarıda izah olunduğu üzere yasal hükümler çerçevesinde yasal sürelerde dosya kapsamına sunduğu bilgi ve belgelerle davasını ispatlayamadığına kanaat getirilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacının davasını ispatlayamadığına kanaat getirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 126,38 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli …. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı/sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır