Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/435 E. 2021/885 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/435 Esas
KARAR NO : 2021/885

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2017
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirketin davalı şirkete satmış olduğu ürünlerin bedeli olan ve düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının vadesinde ödenmediğini, kesin bir gün olarak belirlenen vadede yapılmayan ödemeler sebebiyle davalı şirketin ayrıca bir yazılı bildirime gerek olmaksızın temerrüde düştüğünü, davalı şirket ile fatura bedellerini ödemeleri için defaten iletişime geçildiğini, ancak sonuç alınamadığını, işbu dilekçenin ekinde yer alan toplam 5 adet fatura ve cari hesap alacağı olan bakiye 12.756,19 TL asıl para alacağı için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla borçlu aleyhine … 29.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlu şirketin önce ödeme yapacağını belirtmiş ise de kötü niyetli olarak şirketin ve şirket yetkilisinin adresini defalarca değiştirdiğini, yapılan detaylı araştırmalar sonucunda borçlunun yeni adres bilgisinin tespiti ile 13.10.2015 tarihinde açılan takibe ait ödeme emrinin borçluya ancak 8 ay gibi bir sürede ulaştırıldığını, akabinde borçlunun, kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine ve takibe dayanakları olan borca itiraz ettiğini, davalı tarafın borca itirazının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icrai işlemleri uzatmaya yönelik olduğunu belirterek, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere İcra İnkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, HMK’nın 128.maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının icra takibine dayanak açık hesaba konu faturalar nedeniyle, davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının itirazının haklı olup olmadığı, temerrüt tarihinin ne olduğu, işlemiş faiz talep edilip edilemeyeceği, edilecek ise tutarının ne olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
… 29.İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı/borçlu hakkında toplam 12.756,19-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur. Bununla birlikte icra dosyasında yer alan ödeme emri incelendiğinde davacı/alacaklının dayandığı borcun sebebinin; 12/10/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”Vade Farkı” açıklamalı, 1.124,00-TL, 24/02/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”Vade Farkı” açıklamalı, 110,52-TL, 14/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”6*4500 g …” açıklamalı, 11.403,63-TL,19/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”6*4500 g …” açıklamalı, 3.801,21-TL ve 14/01/2015 fatura tarihli, .. sıra numaralı, ”… Nektarı” açıklamalı, 6.132,08-TL bedelli faturalar olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 29.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, takibe dayanak fatura ile sevk irsaliyesi asılları celbedilmiş, taraf şirketlerin İTO kayıtları dosyamız arasına alınmış ve davacının ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 11/06/2018 tarihli duruşmasının (4) numaralı kararı ile; ”Davacı vekiline, takip talebinde dayanak gösterilen faturalara konu malların davalıya teslim edildiğine dair irsaliyeli fatura asıllarını mahkememize sunması için iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde dosyadaki delillere göre karar verileceğinin ihtarına, (ihtar edildi)…” şeklinde ara karar kurulmuş ve davacı vekili 21/06/2018 tarihli dilekçesi ile davaya konu ve takibe dayanak olan 14/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”6*4500 g …” açıklamalı, 11.403,63-TL,19/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”6*4500 g …” açıklamalı, 3.801,21-TL ve 14/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”…” açıklamalı, 6.132,08-TL bedelli faturaların sevk irsaliyelerinin asıllarını Mahkememize sunduğu ve sevk irsaliyelerinin altında davalı şirketin kaşesinin yer aldığı, bu kaşe üstünde de davalı şirketin yetkili amirinin imzasının olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 08/11/2018 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için davacının 2015 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde SMMM bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması için … Nöb. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına…” karar verilmiş ve bu doğrultuda yazılan talimata davalı şirkete TK md.35’e göre usulüne uygun tebliğin yapıldığı ancak verilen iki haftalık süre içerisinde Mahkemeye defter ibrazının yada bulunduğu yerin bildirilmemesi nedeniyle talimatın yerine getirilememiş olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizin 21/11/2019 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için davacının 2015 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına…” karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM Levent Bilgiç tarafından tanzim edilen 05/06/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın incelenen ticari defterlerine göre, davalıdan 13.10.2015 takip tarihi itibariyle 12.756,19-TL tutarınca alacağının raporlandığı, davacı şirket tarafından, davalı şirkete hitaben, 2014 ve 2015 yılları içerisinde toplam 13 adet faturanın kesildiği, bu faturaların toplam tutarının 77.006,85-TL olduğu, davalı tarafından davacı şirkete yönelik 2014 ve 2015 yılları içerisinde toplam 64.250,66-TL ödeme yapıldığı, Mahkemenin icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan bakiye mal ve/veya hizmet bedeli alacağı bulunup bulunmadığı yönündeki tespit talebi hakkında ise; bilirkişi raporunun içerik kısmında detayı bulunan cari hesap hareketlerinden görüldüğü üzere, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 13.10.2015 takip tarihi itibariyle 12,756,19-TL tutarınca alacağının raporlandığının görüldüğü, davacının takip tarihi itibariyle olası alacağının karşılaştırmalı tespitinin, ancak davalının da ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak (davalının şirket merkezinin İzmir ilinde bulunduğu dava dosyasından anlaşıldığı üzere) sağlanabileceği, aksi durumda yapılan tespitin tek taraflı olacağı ve HMK 222/2 ve 3 fikra hükümlerine aykırılık teşkil edeceği görüşüne varıldığı, HMK 222/3 maddesinde “ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi…” hükmünün mevcut olduğu, Bu çerçeveden bakıldığında, salt davacı defterleri ile yapılan tespitin, alacağın varlığını HMK hükümleri doğrultusunda kanıtlaması açısından (defter zımnında) yeterli olmadığı, HMK 222/3’e göre; defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanıp ispatlanmadığı hususunun davalı yan ticari defterleri üzerinden yapılacak tespit veya inceleme ile anlaşılabileceği, davalı tarafın defterleri üzerinde yapılabilecek bir incelemede davalı tarafın BA / BS Formlarının da İncelenmesi gerektiği düşünülmekle birlikte, son takdir ve kararın Sayın Mahkemenize ait olduğu, Dosyadaki mevcut belge ve bilgilere göre, Sayın Mahkemece davacı tarafın davalıdan alacak talebinde bulunabileceğinin kabulü durumunda, davacının davalıdan 12.756,19-TL alacak üzerinden takipte yıllık %10,50 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda avans faiz isteminin mümkün bulunduğunun söylenebileceği bildirilmiştir.
Mahkememizin 04/03/2021 tarihli celsesinde “Dosyanın daha önce rapor tanzim eden bilirkişiye tevdii ile davalı yanca açık hesap süresi içerisinde yapılan tüm ödemeleri de gösterir şekilde döküm yapılarak ve davaya ve takibe konu edilen beş faturadan ikisinin vade farkı olması nedeniyle taraflar arasında ticari ilişki kapsamında vade farkına yönelik bir ticari teamül olup olmadığının tespiti için taraflar arasındaki ticari ilişkinin ilk tesis ediliği tarihten itibaren takip tarihine kadar Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde (kasa evrakı da eklenerek), 16/04/2021 günü, saat 14:00’de mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak ek rapor tanziminin istenilmesine…” karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM… tarafından tanzim edilen 08/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacının davalıdan 13.10.2015 takip tarihi itibariyle 11.521,67-TL tutarınca alacağının bulunduğu, bu tutara takipte yıllık % 10,50 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda
avans faizi isteminin mümkün bulunduğu görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; eldeki davada davacı taraf, davalı şirket ile arasındaki mevcut ticari iş ilişkisinden kaynaklanan bir borç ilişkisi söz konusu olduğunu, davalı şirketin davacı şirketten çeşitli tarihlere ilişkin olarak mal alışverişinde bulunduğunu, söz konusu ticari alışverişe ilişkin olarak 12/10/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”Vade Farkı” açıklamalı, 1.124,00-TL, 24/02/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”Vade Farkı” açıklamalı, 110,52-TL, 14/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”6*4500 g …” açıklamalı, 11.403,63-TL,19/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”6*4500 g …” açıklamalı, 3.801,21-TL ve 14/01/2015 fatura tarihli, …sıra numaralı, ”…” açıklamalı, 6.132,08-TL bedelli faturalara dayalı olarak davalı şirketten 12.756,19-TL tutarında bir alacağının bulunduğu iddiası ile davaya konu icra takibini başlatmış, davalı taraf ise, davacı şirketin bölge deposu ile çalıştığı dönemde ürün alışverişlerinin olduğunu fakat söz konusu borcun bu tutarda olmadığını, şirket yetkililerinin taraflarına son kullanma tarihi yakın ve geçmiş ürünleri sevk ettiğini belirterek icra takibine itiraz etmiş, bunun üzerine de alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili talepli eldeki davayı açmıştır. Öncelikle taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Bununla birlikte davaya konu ve takibe dayanak olan faturalardan iki tanesi ”Vade farkı” açıklamalı olup diğer üç fatura ise ”ürün alım-satımına” ilişkindir. Bu nedenle Mahkememizce öncelikle taraflar arasındaki ihtilaflardan ilki olan taraflar arasında yürütülen ticari ilişki kapsamında vade farkı alınacağına dair anlaşma bulunup bulunmadığı veya vade farkına yönelik bir ticari teamül olup olmadığı, davacının davaya konu ve icra takibine dayanak vade farkı faturaları nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı hususundaki uyuşmazlık ele alınmıştır. Zira vade farkı farkının talep edilebilmesi için taraflar arasında vade farkı talep edilebileceğine ilişkin bir sözleşme bulunması ya da bu yönde oluşan bir ticari teamül olması gerekmektedir. Somut olayda ise, Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasında yürütülen ticari ilişki kapsamında vade farkına yönelik ihtilaf konusu faturalar dışında daha önce herhangi bir fatura düzenlenmemesinden dolayı vade farkına yönelik bir ticari teamülün bulunmadığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte taraflar arasında vade farkı talep edileceğine dair de bir sözleşme dosya içerisinde yer almamaktadır. Bu nedenlerle, taraflar arasında vade farkı talep edilebileceğine ilişkin bir sözleşme bulunmaması ve bu yönde oluşan bir ticari teamül olmaması nedenleriyle davacının 12/10/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”Vade Farkı” açıklamalı, 1.124,00-TL ve 24/02/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”Vade Farkı” açıklamalı, 110,52-TL bedelli faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olmadığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaflardan diğeri ise davacının 14/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”6*4500 g …” açıklamalı, 11.403,63-TL,19/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”6*4500 g …” açıklamalı, 3.801,21-TL ve 14/01/2015 fatura tarihli, … sıra numaralı, ”…” açıklamalı, 6.132,08-TL bedelli faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarıdır. Davacının davaya konu ve takibe dayanak olan bu üç fatura yönünden faturalara konu malları davalı yana teslim ettiğini teslim alan kısmı imzalı irsaliyeli fatuaralar ile ispat ettiği, teslim olgusu ispat edildiğindan davalının faturaların bedelini ödediğini ispat yükü altına girdiği; ancak davalının ödeme olgusunu ispat edemediği, bu durumun Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporları ile de sabit olduğu anlaşılmakla davacının davaya konu ve takibe dayanak olan bu üç fatura nedeniyle davalıdan 11.521,67-TL alacaklı olduğuna karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle Mahkememizce aşağıda yazılı bulunan hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının … 29.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 11.521,67-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %10,50 oranında avans faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Hükmolunan 11.521,67-TLnin %20’si oranında 2.304,33-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 787,04-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 217,85-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 569,19-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 217,85-TL peşin harç, 750,00-TL bilirkişi ücreti ve 252,85-TL posta masrafları olmak üzere toplam 1.252,10-TL yargılama giderinin davadaki kabul oranına göre %90’ının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 23/12/2021

Katip … ¸

Hakim …
¸