Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/429 E. 2021/591 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/429 Esas
KARAR NO : 2021/591

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın … Derneği başkanı olduğunu, derneğin merkezinde 20.05.2015 tarihi saat 14.51’de yangın meydana geldiğini, yangın nedeniyle dernek binası ve dernekteki tüm eşya ekipman, alet ve cihazların kullanılamaz hale geldiğini, derneğe ait bazı eşyaların ise kişi veya kişilerce yağmalandığını, spor kulübünün faaliyet gösterdiği adreste kulübe ait alet, ekipman ve eşyalar ve dekorasyon için … no’lu poliçe ile davalı ile tam yangın sigortası imzalandığını, iş bu sigorta yapılmadan önce davalı acentenin ekspertizinin müvekkil kulübe gelerek fiyat çalışması yaptığını ve … numaralı işyeri fiyat çalışmasının hazırlandığını, yangın ve hırsızlık olayından yaklaşık 1 ay önce müvekkilinin elden 600 TL vermesiyle tarafların anlaştığını, tesadüf eseri yangının çıktığı gün sigorta poliçesinin çıktığını ve davacı müvekkile gönderildiğini, yangın sonucu müvekkili tarafından yapılan başvuru üzerine davalı tarafından … sayılı dosya ile inceleme başlatıldığını ve 23.09.2015 tarihli yazı ile oluşan hasarın teminat dışı olması nedeniyle karşılanmayacağının bildirildiğini, 22.09.2015 tarihli ek raporda poliçenin Yangın Sigortası Genel şartları B.8-8.4 maddesi gereğince iptal edildiği ve 10 gün sonra poliçenin iptal edileceğinin bildirildiği, davalı sigorta şirketinin Yangın Sigortası Genel şartları b-8/4’e dayanarak poliçeyi fesih etmesinin hukuka aykırı olduğunu, Aynı bendin 8-3 maddesinin açık olduğunu, gerek Yangın Sigortası Genel Şartları gerekse Sigorta poliçesinde belirtilen şekilde meydana gelen hasarın teminat dışı olduğunu gösterir her hangi bir hüküm olmadığını, yangın sonucu zarar gören eşyalar ve hırsızlık sonucu çalınan ekipmanların teminatının davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin hasarın büyümesini önlemek için gerekli tedbirleri aldığını ve en kısa sürede hasar ihbarında bulunduğunu, ayrıca yangın için değil hırsızlık için de kulübünü sigorta ettiren müvekkilinin hem işin durması hem de tüm zararlar sebebiyle mağdur olduğunu, yangın çıkmasından ve sonrasında hiçbir kusur bulunmayan müvekkilinin tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, bahsedilen sebeplerle müvekkilinin sigortalı iş yerinde meydana gelen zararın 6102 sayılı TTK, Yangın Sigortası Genel Şartları ve taraflar arasında imzalanan poliçe hükümleri gereğince davalı sigorta şirketi tarafından tazmin edilmesini sağlamak amacıyla mahkemeye başvurmanın zorunlu hale geldiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile maddi zararın değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere yangın ve hırsızlık sigorta poliçesi nedeniyle HMK. Md. 107 uyarınca şimdilik 10.000,00 TL’nin zararlandırıcı olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek reeskont avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi tarafından tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif dava ehliyetine haiz olduğunu ispatlaması gerektiğini, davacının alacak isteminin belirsiz alacak davası koşullarını taşımadığından davanın hukuksal yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, spor kulübünün davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 20.05.2015-20.05.2016 tarihleri arasında … numaralı İşyerim Paket Sigorta Poliçesi ile poliçede belirtilen şartlar ve teminat limitleri dahilinde sigortalandığını, Sigortalı … yetkilisi …11.06.2015 tarihinde müvekkil Şirket nezdinde… no’lu hasar dosyasını açtırdığını, sonradan 20.05.2015 tarihinde saat 14.30 sıralarında bizzat kendisinin çıkardığı anlaşılan yangın olayı ile sonrasında 21.05.2015 ve 02.06.2015 tarihli hırsızlık olaylarından dolayı uğradığı sanal zararın sigorta poliçesinden giderilmesini talep ettiğini, sigorta poliçesinin düzenlenmesinden sadece birkaç saat sonra meydana geldiği iddia olunan hasara ilişkin yapılan araştırmalar neticesinde hasarın sigortacının sorumluluğu başlamadan önce gerçekleşmiş olduğunun yanı sıra bizzat sigortalı spor kulübü yetkilisi tarafından haksız sigorta tazminatı almak amacıyla kasıtlı olarak çıkarılmış bir yangından kaynaklandığını, hırsızlık olaylarının da bu amaç doğrultusunda iddia edilen sanal vakıalar olduğunun kesin olarak ortaya konduğunu, dava konusu yangın ve hırsızlık hasarlarının sigorta poliçesi prim peşinatı ödemesi öncesinde gerçekleşmiş olduğundan sigortacının sorumluluğunun başlangıcı öncesinde gerçekleşmiş olmasından dolayı sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında dava dışı …Ltd. Şti.’nin aracılığı ile düzenlenen İşyerim Paket Sigorta Poliçesi 20.05.2015 günü saat 10.19 da tanzim edildiğini, sigorta poliçesinde prim ilk taksitinin 686,95 TL olduğu, ilk taksitin davacı sigortalı tarafından süresinde ödenmediğini, 20.05.2015 günü saat 14:50 de ihbar olunan davaya konu rizikolar sigortacının sorumluluğu başlamadan gerçekleşmiş olduğundan davaya iddia olunan hasarların sigorta poliçesinden karşılanmasının mümkün olmayacağını, dava dilekçesinde davaya konu yangın ve hırsızlık olaylarından bir ay önce davacının müvekkil şirket acentesine prim peşinatı olarak elden 600,00 TL verildiği ileri sürüldüğünü, bunun ispata muhtaç olduğunu, bir an için bunun kabul olunması durumunda bile kabul edilen poliçe peşinatının 685,95 TL olduğunu,25.05.2015 tarihli İtfaiye Yangın Raporunda yangının çıkış sebebinin Şüpheli görüldüğünü, sigortalının yangın olayından önce tehdit aldığı ve olayla ilgili 19.05.2015 tarihinde polise şikayette bulunduğu ve ifade verdiğini belirttiğini, Sigortalının bu hususları sigorta yaptırırken beyan etmediğini, icra dosyasında bulunan 21.02.2014 ve 25.04.2015 tarihli haciz tutanaklarında gerekirse işyerinin ateşe vereceğini beyan ettiğini, sigortalı spor kulübünde zarara sebebiyet veren yangının spor kulübü yetkilisi … tarafından kasıtlı (bilinçli) olarak çıkarıldığını ve işyerinin mülk sahipleri tarafından çıkartılmış gibi çıkartıldığı izlenimi yaratılmaya çalışıldığını, tesadüfen yangın günü düzenlendiği iddia olunmakta ise de davacının iddiasının aksine sigorta poliçesi düzenlenmeden önce acentenin ekspertizi tarafından sigortalı kulüpte fiilen ekspertiz yapılmadığını, teklifin davacının beyanı ile hazırlandığını, sigortacının kasten gerçekleştirilen hasarlardan sorumlu olmadığını, davacının davalı sigorta şirketine kasten doğru beyan ve ihbarda bulunmadığından davacının tazminat talebinin haklı nedenlere dayalı olduğunu ispatla mükellef olduğunu, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava; sigorta sözleşmesine dayalı alacak davasıdır.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan hususlar; davacının, … bolu poliçe kapsamında, 20/05/2015 tarihinde çıkan yangın nedeniyle, davalıdan sigorta teminatı alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, yangın raporu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma sayılı dosyası, … 11. Asliye Ceza Mahkemesinin …esas sayılı dosyası, … 2 İcra Hukuk Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası, … 8 Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, … 2 Sulh Hukuk Mahkemesinin …esas sayılı dosyası, … 4 Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celbedilerek dosya arasına alınmıştır.
Davanın HMK 107 maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve ilk dava tarihi itibarıyla zamanaşımının kesildiği anlaşılmakla artırılan değer yönünden davalının zamanaşımı definin yerinde görülmediğinden reddedilmiştir.
… 11 Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasının doğrudan dava konusu ile ilgili olmadığı, tehdit, özel belgede sahtecilik ve hakaret suçları ile ilgili olarak yargılamanın sürdüğü tespit edilmiştir.
… 8 Asliye Ceza Mahkemesinin… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılmış dava olduğu, tarafları ve konusu itibariyle dosya ile ilgisinin bulunmadığı görülmüştür.
Her iki ceza davasında da, iş bu davaya konu yangın ile ilgili bir yargılama mevcut olmadığından, ceza davaları bekletici mesele yapılmamıştır.
… 4 Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının dava dışı … şirketi ile …ve …Sigorta A.Ş. aleyhine açılmış rucüen tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
… 2 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas Sayılı Dosyası kapsamından; … adına … tarafından 24/06/2015 tarihinde zayi belgesi verilmesi talebiyle açılan davanın takip edilmediği ve işlemden kaldırıldığı, üç aylık yasal süre içerisinde yenilenmediği, bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
… tapu sicil müdürlüğüne yazılan yazı cevabı kapsamından, yangının çıktığı işyerinin/taşınmazın üzerinde bulunduğu parselin 116 bağımsız bölümden oluştuğu bildilerek kayıt özetlerinin gönderildiği, tüm bağımsız bölümlerin dava dışı … şirketi adına kayıtla bazı bağımsız bölümler olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce; dosyanın bir yangın uzmanı, bir sigorta uzmanı, bir makina mühendisi, bir mobilyacı sektör uzmanı ve bir mimardan oluşturulacak heyete tevdii ile meydana gelen olayda kusur ile tarafların sorumluluklarının tespiti ve sorumluluk miktarlarının belirlenmesi hususunda rapor tanzime edilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
26/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; yangının meydana gelmesinin nedeninin, elektrik kaynaklı veya kullanıcı hatalarından kaynaklanmadığı, yangının gerçekleşme zamanı, gelişme süreci, meydana geliş şekli itibarı ile sabotaj kaynaklı olduğu kanaatinin oluştuğu, 20.05.2015 tarihinde meydana gelen yangın hasarı ve sonrasında meydana geldiği belirtilen hırsızlık hasarları yönünden sigorta ettirenin beyan yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu hasarların … numaralı İşyerim Paket Sigorta Poliçesi kapsamında olmadığı, öte yandan, Mahkemece farklı kanaat hasıl olması durumunda, meydana gelen yangın ve hırsızlık sonucu, oluşan hasar ve arızaların giderilmesi için … tarafından çıkartılan sigorta tazminatının, rayiçlere ve piyasa koşullarına uygun olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamında göre; davacı tarafça, … Derneği’nin bulunduğu iş yerinde 20/05/2015 tarihinde yangın çıktığı, ayrıca yangın akabinde iş yerinde hırsızlık ve yağma olaylarının yaşandığı, bu iş yerinin 20/05/2015 tarihinde davalı sigorta şirketine 99540299 numaralı işyerim paket sigorta poliçesi ile sigortalandığı, yangın ve hırsızlık olayından yaklaşık 1 ay önce davacı tarafından davalının acentesine 600,00-TL ödeme yapılarak il prim taksidinin ödendiği, yangından sonra sigorta şirketine başvurulduğu; ancak sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığından bahisle ödeme yapmadığı iddia olunarak, hasarın tespiti ile davalıdan tahsili talebiyle belirsiz alacak davası açıldığı; davalı tarafça, dava konusu yangının sigorta poliçesinin düzenlenmesinden birkaç saat sonra bizzat davacı tarafından çıkartıldığı, sanal zararın teminat kapsamı dışında bulunduğu, ayrıca dava konusu edilen hasarın sigorta prim peşinatı ödemesinin yapılmadan önce gerçekleştiği, bu nedenle TTK’nun 1421 maddesi uyarınca sigortacı/davalının poliçeden ötürü sorumluluğunun başlamadığı, öte yandan dava konusu poliçenin yangının haksız sigorta tazminatı almak amacıyla kasten çıkarıldığı savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu … nolu işyerim paket sigorta poliçesi incelendiğinde; 20/05/2015 saat:12:00- 20/05/2016 saat: 12:00 tarihlerini kapsadığı, poliçe üzerinde prim ödeme planının yer aldığı, altı taksit halinde olmak üzere ödenecek toplam primin 2.746,95-TL olduğu, ilk taksidin vadesinin 20/05/2015 tarihi olduğu ve taksit tutarının 686,95-TL olduğu, diğer beş taksidin devam eden ayların 20 sinde ve 412,00-TL olacak şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça ilk sigorta priminin davalı sigortacının acentesine 600,00-TL olarak ve elden ödendiği iddia olunmuş, bilahare cevaba cevap dilekçesi ve bilirkişi raporuna yapılan itirazda ilk taksidin ödendiğine dair ödeme belgesinin 20/05/2015 tarihli yangın sırasında tüm belge ve kayıtların yanması nedeniyle ellerinde bulunmadığı belirtilmiştir. Dosya kapsamına alınan hasar dosyası içerisinde yer alan Hasar araştırma raporunda beyanına başvurulan ve poliçeyi yapan … Ltd Şti yetkili …’nın, davacı dernek yetkilisinden sadece 400,00-TL para aldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1421/1 maddesi uyarınca; “Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar”, 1424/1 maddesine göre; “Sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hâllerde onbeş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür.” Aynı Kanunun 1430/1 maddesi; “Sigorta ettiren, sözleşmeyle kararlaştırılan primi ödemekle yükümlüdür. Aksine sözleşme yoksa sigorta primi peşin ödenir.”, 1431/1 maddesi; “Sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksidin, sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir.” düzenlemelerini içermektedir. Taraflar arasında poliçenin acente tarafından davacı yana teslim edildiğine dair uyuşmazlık yoktur. TTK’nun 1431/1 maddesi karşısında, poliçenin teslim edilmiş olması ilk taksidin ödendiğine karinedir. Aksini ispat yükü davalı yan üzerindedir. Davacı vekilince cevaba cevap dilekçesinde, iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı henüz başlamadan, her ne kadar dava dilekçesinde, davalı acentesine elden 600,00-TL ödendiği belirtilmiş ise de, olayın üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle müvekkilince olayın yanlış anlatıldığı, ilk taksidin tamamının ödendiği ve poliçenin teslim alındığı; ancak çıkan yakında tüm kayıt ve belgelerin, bu arada poliçenin ve ödeme belgesinin de yandığı belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle ve davalı yanca aksi de ispat olunamadığından, sigorta primi ilk taksidinin ödendiği ve davalı için risk sorumluluğunun yangın tarihi itibariyle başladığı kabul olunmuştur.
Dosya kapsamında bulunan yangın raporunda; yangının sauna bölümünde başladığı ve gelişerek soyunma kabinine ve girişe sirayet ettiği, yangının gerçekleştiği zaman ve gelişme sürecine bağlı olarak yangın çıkış sebebinin şüpheli görüldüğü tespiti yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporunda teknik bilirkişiler tarafından; saunalarda genellikle elektrik kaynaklı veya kullanıcı(müşteri) odaklı yangınlar çıktığı, elektrik kaynaklı yangınların, uzun süreli kullanımlarda termostatın arıza veya herhangi bir sebeple sökülmüş olması halinde kapalı ortamda, termostatın devreye girerek elektriği kesmemesi nedeniyle iç ısının çok yükselmesi, bu nedenle sauna ahşaplarının kuruyarak tutuşması sonucu; yahut yine uzun süreli kullanımlarda, termostatın devreyi kesmemesi halinde, yüksek iç ısı ile birlikte, devreden çekilen yüksek akım sonucu, pano ile soba arasındaki kablonun çok ısınarak, yumuşması, yalıtkan dış kısmın eriyerek yanması ve kısa devre yapması, bu nedenle bağlantı kablosu ile birlikte soba ve panoda da yangınlar meydana gelmesi sonucu çıkabileceği; müşteri odaklı yangınların ise; kullanıcıların sauna sobası üzerindeki kızgın lav taşlarının üzerine direkt olarak parfüm, losyon veya koku amaçlı yağ dökmeleri halinde, bu sıvıların parlayarak alevli yangına sebep olmaları; yahut kullanıcıların ellerindeki havlu, peştemal vb kumaş malzemeleri kurumaları için kızgın lav taşları üzerine bırakmaları halinde, bu kumaşların bir süre sonra parlayarak alevli yangına sebep olmaları şeklinde gerçekleşebileceği, somut olayda salonun bir süredir kapalı olduğu, yangın günü de hem salonun ve hem de sauna bölümünün kapalı olduğu, buna göre saunada başlayan yangının elektrik kaynaklı veya müşteri kaynaklı olmadığı/olamayacağı, buna göre yangının tutuşturulmaya çok müsait, bol ahşap barındıran sauna odasında kasıtlı olarak çıkartıldığı, sabotaj kaynaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan yangın raporu, mahkememizce alınan teknik bilirkişi raporu, yangının, poliçe tanzim tarih ve saatinden çok kısa süre sonra ve aynı gün içerisinde çıktığı hususu bir arada değerlendirildiğinde; olay günü, işyerinin kapalı olan sauna kısmında başlayan yangının, elektrik kaynaklı veya müşteri kullanımı kaynaklı olmadığı, kasıtlı çıkarıldığı kanaatine ulaşılmıştır. Yangının kim tarafından çıkarıldığına dair somut bir tespit yapmak ise dosya kapsamına göre mümkün değildir.
Dava konusu yangının meydana geldiği işyerinin mülk sahipleri ile davacı dernek yetkilisi arasında 09/08/2009 tarihli kira sözleşmesi yapıldığı, bu mülkün daha sonra ihbar olunan …şirketi tarafından satın alındığı, … şirketi tarafından … aleyhine kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle takip başlatıldığı, … tarafından takibe kiracının … olduğu, mecura masraf yapıldığı, bu masraflara karşılık önceki malik ile 2010 yılı sonuna kadar kira ödenmemesi hususunda anlaşıldığı belirtilerek takibe itiraz edildiği, itirazın iptali davasının dosya kapsamına alınan … 1 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …Esas, …karar sayılı dosyasında yapıldığı, kiracının … olduğunun bu yargılamada tespit edildiği ve itirazın iptali ile … 3 İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı takibine yapılan itirazın iptaline, …Adresinde bulunan mecurdan tahliyesine karar verildiği, kararın Yargıtay 6 HD tarafından onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali kararı ile … 3 İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takibine devam edilmiş, bu kez iş bu dosya davacısı … derneği adına … tarafından İİK 276 maddesine dayalı olarak icra müdürlüğü’ne 18/05/2015 tarihinde başvurulduğu, başvuru üzerine icra müdürlüğünce karar verilmek üzere dosyanın … 2 İcra Hukuk Mahkemesi’ne gönderildiği, mahkemece 2015/514 esas, 2015/581 karar sayılı ve 20/05/2015 tarihli karar ile … derneğinin İİK’nun 276 maddesine dayalı talebini reddine, mecurun tahliyesine, takibin devamına karar verildiği, … 2 İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamından anlaşılmıştır.
Davacı dernek lehine sigortalanan iş yeri ile …’nın kiracısı olduğu iş yeri ayınıdır. Yangının meydana geldiği gün, sigortalı işyerinde anılan takibin infazı kapsamında tahliye işlemlerinin yapılacağı da dosya kapsamından anlaşılmıştır.
TTK’nun 1435 maddesi uyarınca; sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir.
TTK’nun 1436 maddesi uyarınca; sigortacı sigorta ettirene, cevaplaması için sorular içeren bir liste vermişse, sunulan listede yer alan sorular dışında kalan hususlara ilişkin olarak sigorta ettirene hiçbir sorumluluk yüklenemez; meğerki, sigorta ettiren önemli bir hususu kötüniyetle saklamış olsun
Dernek yetkilisi … ile kiracı … aynı kişiler olduklarından, Dernek yetkilisi tarafından; sigortalanan iş yerine yönelik olarak, mülk sahipleri ile … arasında kira sözleşmesine dayalı uyuşmazlık ve husumet bulunduğunun, poliçenin yapıldığı gün itirazın iptaline yönelik kesinleşmiş mahkeme kararı ve yukarıda değinilen İcra Hukuk Mahkemesi kararına dayalı tahliye işlemleri yapılacağının sigortacıdan gizlendiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafın kira sözleşmesinin tarafı olmadığı, bu nedenle beyan yükümlülüğü bulunmadığı yönündeki savunmasına bu nedenle itibar edilemez. Anılan kira uyuşmazlığı, bu uyuşmazlık nedeniyle devam eden ceza yargılamaları, davacının 19/05/2015 tarihli kolluk birimine şikayeti, tahliye süreci birlikte değerlendirildiğinde, anılan spor klübünün bulunduğu iş yeri ve içerisindeki tahliye edilecek tüm alet ve demirbaş, elektronik aksam vb malzemenin davalı tarafça sigortalanıp sigortalanmayacağına, yahut hangi şartlarda sigortalanacağı yönünden önemli olan bilgilerin TTK’nun 1435 ve 1436 maddeleri kapsamında sigortacıdan saklandığı tespit olunmuştur.
Davalı tarafça, davacının başvurusu üzerine hasar dosyası açılmış, yapılan araştırma ve incelemeler sonucu 10/09/2015 tarihli ekspertiz raporu alınmış, raporun 5. Sayfasında ekspertizde yapılan incelemeler sonucu, iş yerinin sauna kısmında kişi veya kişilerce yakıldığı, sigortalı tarafından olayın mülk sahipleri tarafından gerçekleştirilmiş gibi gösterilmeye çalışıldığı gerçekleştirdiğinin gösterilmeye çalışıldığı tespiti yer aldığı gibi, davacı yetkilisi ile mülk sahipleri arasındaki kira sözleşmesine dayalı uyuşmazlık nedeniyle yaşanan sürecin de rapora dercedildiği görülmüştür. Davalı sigorta şirketince davacıya 23/09/2015 tarihinde hasarın teminat kapsamında olmadığından bahisle karşılanamayacağı, 22/09/2015 tarihli ihtarname ile poliçenin tazminat henüz ödenmediğinden(Genel şartların B.8-4 maddesine göre) iptal edildiği bildirilmiştir.
TTK’nun 1439/1 maddesine göre; Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440 ıncı maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez.
TTK’nun 1440 maddesine göre; caymanın, sigorta ettirene bir beyanla yöneltilmesi şarttır. Cayma, onbeş gün içinde sigorta ettirene bildirilir. Bu süre sigortacının bildirim yükümlülüğünün ihlal edilmiş olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar.
Somut olayda davacının; sözleşmenin kurulmadan ve poliçe tanzim edilmeden önce; sigortalanan iş yerine yönelik olarak, mülk sahipleri ile … arasında kira sözleşmesine dayalı uyuşmazlık ve husumet bulunduğunun, poliçenin yapıldığı gün itirazın iptaline yönelik kesinleşmiş mahkeme kararı ve yukarıda değinilen İcra Hukuk Mahkemesi kararına dayalı tahliye işlemleri yapılacağını davalıdan gizlediği, bu hususların anılan spor klübünün bulunduğu iş yeri ve içerisindeki (aynı zamanda tahliyeye konu) tüm alet ve demirbaş, elektronik aksam vb malzemenin davalı tarafça sigortalanıp sigortalanmayacağına, yahut hangi şartlarda sigortalanacağı yönünden önemli kabul edilmek gerektiği, tüm bu hususların bilinmesinde, riskin ölçülmesi, primin belirlenmesi ve sigorta sözleşmesinin yapılması veya yapılmaması bakımından davalı tarafın önemli menfaatinin bulunduğu, olay günü, işyerinin kapalı olan sauna kısmında başlayan yangının, elektrik kaynaklı veya müşteri kullanımı kaynaklı olmadığı, kasıtlı çıkarıldığı, yangının kim tarafından çıkarıldığına dair somut bir tespit yapmak mümkün değil ise de; davacı tarafça bu yangının mülk sahipleri tarafından çıkarıldığına dair yapılan şikayetin takipsizlikle sonuçlandığı, şu halde mülk sahipleri ile davacı yetkilisi arasındaki husumet nedeniyle mülk sahiplerinin iş yerini kundaklama ihtimallerinin bulunduğuna dair davacı kanaatinin de sigortacıdan saklandığının anlaşıldığı, tüm bu saptamalar karşısında davacının TTK 1435 ve 1436 maddesi kapsamında bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediği mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı tarafça tüm bu hususların Hasar dosyası sonucunda tanzim edilen 10/09/2015 tarihli ekspertiz raporu ile öğrenildiği, 22/09/2015 tarihinde sözleşmeden cayıldığı ve poliçenin iptal edildiği, davacının caymasının, TTK’nun 1439/1 maddesi kapsamında geçerli ve TTK’nun 1440/2 fıkrası uyarınca süresinde olduğu, davalının dava tarihi itibariyle poliçe kapsamında davacıya karşı sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmış ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Dava dilekçesi incelendiğinde; davanın HM 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığı, ön inceleme celsesinde; davacının hasar dosyası kapsamında bulunan ekspertiz raporuna göre dava değerinin 724.000,00-TL olduğu belirtilerek eksik olan 12.193,33 TL harcın yatırılması için davacı tarafa 1 haftalık kesin süre verilmesine karar verildiği, aksi taktirde harç tamamlanmaz ise davanın açılmamış sayılacağının ihtar edildiği ve 6545 Sayılı yasanın 45. Maddesiyle değişik 5235 Sayılı yasanın 5/2 maddesi gereğince ve davanın miktarı itibariyle yargılamasının heyetçe yürütülmesi gerektiğinden dosyanın heyete tevdine karar verildiği, kesin süre verilmesi nedeniyle davacının hak kaybına uğramamak için harcı tamamladığı; ancak 18/04/2018 tarihli dilekçesi ile mahkemece belirlenen harca esas değere itiraz ettiği, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirttiği, talebini arttırmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki dava sigorta sözleşmesine dayalı alacak davası olup, bu davalarda mahkemece hasarın poliçe teminatında olup olmadığı, poliçenin geçerli olup olmadığı, geçek hasar tutarının ne olduğu hususları yapılacak yargılama ile tespit edilmektedir. Davacı dava dilekçesinde açıkça davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını beyan etmiştir. Davalı tarafından açılan hasar dosyasında alınan ekspertiz raporu, gerçek hasar tutarının dolayısıyla davanın değerini belirlemede tek başına esas alınamaz. Davalı delilinden yola çıkılarak, davacının HMK 107 maddesi uyarınca şartları oluştuğu halde belirsiz alacak davası açma hakkı bertaraf edilemeyeceği gibi, davacı daha yüksek değer üzerinden dava açmaya da zorlanamaz. Mahkemece harç tamamlatmaya yönelik ara kararın kurulduğu tarih itibariyle dava değerinin belirli olduğundan da bahsedilemez. Şu halde her ne kadar mahkememizce hatalı yorum ile dava değerinin 724.00,00-TL olduğuna yönelik ara karar oluşturulmuş ise de; davacının talebini arttırmadığı, hak kaybına uğramamak için harcı tamamladığı ve dava değerine yönelik itirazlarını ileri sürdüğü, bu hususun davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı açık olduğundan, dava değeri dava dilekçesinde talep edildiği gibi 10.000,00-TL olarak hükme esas alınmış, vekalet ücreti ve harçlar bu değer üzerinden hesaplanmıştır.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 12.364,11-TL harçtan mahsubu ile artan 12.304,81-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalıca yapılan 51-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacılar tarafından yatırılan gider avansından geriye artan kısmın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2021

Başkan Üye Üye Katip
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır