Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/407 E. 2019/981 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/407 KARAR NO : 2019/981

DAVA : İflas
DAVA TARİHİ : 21/12/2000
KARAR TARİHİ : 17/12/2019

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9.maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ve tarafsız İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
22/12/1999 tarih, 23914 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 21/12/1999 tarih, 99/13765 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince …bank … Şirketinin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin Bankalar Kanununun 14/3 ve 4 numaralı fıkralarına göre …’na devredildiğini, bu karar ile banka hakkında 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14-15 ve 17.maddelerinin uygulanacağının kararlaştırıldığını, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Bankalar Yeminli Murakıplar Kurulu Başkanlığının 22/11/2000 tarih 3027 sayılı yazısı ekinde gönderilen ve Bankalar Yeminli Murakıplarınca düzenlenen 25/10/2000 tarih ve R-6 R-5 sayılı raporda ki tespite göre, … Şirketi’ne 20/07/1999 ve 21/07/1999 tarihlerinde teminatsız olarak kullandırılan kredinin (-banka tüzel kişiliğinin aldatıcı işlemleriyle-) davalı …’in zimmetine geçirildiğini, bu işlem sonucunda banka zararına neden olduğunu ve bu nedenle zarardan …bank… Şirketi eski Yönetim Kurulu Başkanı … ile eski Yönetim Kurulu Üyeleri … ve …’nun sorumlu olduklarını, 14/11/2000 tarih ve R-8, R-7 sayılı…Şirketi ile … Şirketi’ne kullandırılan krediler hakkında ki rapora göre, … Şirketi’ne sahte mali tablolar düzenlettirilerek kullandırılan dövize endeksli kredinin bir kısmının kredi limiti dolu olan Berdan Grubuna aktarıldığını, kalan kısmının ise yüksek kur üzerinden TL’ye çevrilerek daha önce … tarafından kullanılan …Şirketi kredilerinin kapatılmasında kullanıldığını ve bu aşamada banka için kambiyo zararının ortaya çıkmasına yol açıldığını, likidite sıkışıklığına düşerek kredi talebinde bulunan …Şirketi’ne ipotek karşılığı kullandırılacak krediler için işlem yapıldığı zannı verilmek suretiyle şirket yetkili temsilcisinin imzası taklit edilerek talepten fazla kredi çıkartıldığı ve talebi aşan tutarın … tarafından kullanıldığı, bu şekilde bankayı zarara uğratan işlemlerden banka eski Yönetim Kurulu Başkanı … ve eski Yönetim Kurulu Üyesi …, eski Genel Müdür .., eski Genel Müdür Yardımcısı …, eski Müdür … ve eski Denetçi …’ın sorumlu olduğunun, şahsi sorumluluk tutarlarının raporda ayrı ayrı belirlendiğini beyanla, Bankalar Kanununun ilgili hükümleri gereğince yasaya aykırı karar ve işlemleri ile … AŞ’ni 21.564.408,67 YTL zarara uğratan davalılardan ana para ve faize ilişkin fazla talep hakları saklı kalmak kaydıyla 01/12/2000 tarihinden itibaren 6183 sayılı yasının 51.maddesi çerçevesinde hesaplanacak olan faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile şahsi iflaslarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmalarında;
Davalı … cevap dilekçesinde özetle;
… Şirketi’ne kullandırılan kredinin firma sahibi Nail Keçili’nin kafaleti koşulu ile verildiğini,…bank yönetim kurulunun tüm kredi kararlarının Türk Ticaret Kanununun 330/2.maddesi uyarınca toplantıda değil elden dolaştırma yolu ile alındığını ve oybirliği gerektirdiğini, imza eksiği olan kararların geçersiz olduğunu, böyle bir kararın icra için genel müdürlüğe yollanmaması, yollansa dahi uygulanmaması gerektiğini, sorumluluğunun uygulayana ait olduğunu, esasen …bank … Şirketi yöneticileri hakkında İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas ve İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyalarında sorumluluk davası açıldığından bu davaların mükerre olarak açılmış bulunduğunu beyanla, tek yanlı müfettiş raporlarına ve soyut iddialara dayalı davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkilerinin iflasına karar verilebilmesi için öncelikle sorumluluk sebepleri ve buna dayalı olarak miktarın kesin olarak saptanması gerektiğini, davanın murakıp raporuna dayalı olarak açıldığını, müvekkilerinin kredi komitesinde yer almadıkları gibi kredi vermeye yetkilerinin de bulunmadığını, kredi verilen şirketleri ve sahiplerini tanımadıklarını, esasen işlemin daha sonra iptal edildiğinden gecikmeli de olsa yapılan düzeltme sonucunda hesabın tekrar blokeli hale getirildiğini ve bankadan herhangi bir para çıkışı olmadığından zararında söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davanın açılabilmesi için kurul kararı gerektiği halde murakıp raporuna dayalı olarak açıldığını, bu nedenle dava koşulunun yerine getirilmediğini, İcra İflas Yasasının 177.maddesinde sınırlı olarak sayılan doğrudan iflas koşullarının gerçekleşmediğini, müvekkilinin yasaya aykırı bir işlemi olmadığı gibi bankanın dava konusu işlem sonucunda uğradığı bir zararının da bulunmadığını, …şirketine kullandırılan kredi lie ilgili olarak… Tekstil ile banka rasında protokol düzenlendiğini, bu çerçevede alacağın tahsil edildiğini, … Şirketi’ne kullandırılan kredinin, adı geçen firmadan tahsil için takip ve dava yoluna başvurulduğunu, davanın haksız olduğunu beyanla, reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Açılan davanın likit bir para borcuna dayalı olmayıp, zarar iddiasına dayalı bulunduğundan İcra İflas Yasası kapsamında müvekkillerinin iflasının istenemeyeceğini, aynı sebeplere dayalı olarak İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas, İstanbul …Asliye Tİcaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları ile açılmış sorumluluk davaları bulunduğunu, davacının aktif dava ehliyetinin olmadığını, aynı dava dilekçesi ile bağımsız iki farklı talepte bulunulduğunu, söz konusu kredilerin halen icra takibinde ve yargı önünde olup, dosyalardan aciz vesikası alınmadığını, tahsil için tüm yasal yolların tüketilmediğini, faizin hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve sorumluluk davalarının bekletici mesele yapılmasını taleple davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davanın yasal dayanağının bulunmadığını, harcın tamamlanması gerektiğini, müvekkilinin şahsi iflasına karar verilebilmesi için Bankalar Kanununun 14/4 fıkrasında belirtilen işlemlerde sorumluluğunun bulunması ve bunun anılan bankanın fona devrine sebebiyet vermiş olması gerektiğini, fonun davaya delil olarak sunduğu murakıp raporlarının Bankalar Kanunun 14/3-4-5 sayılı maddelerinin ulgulanması suretiyle bankanın fona devredilmesine esas teşkil eden raporlar olmadığını, bankanın fona devrinin tamamen 22/12/1999 tarihinden önceki raporlara dayalı olarak yapıldığını, bu tarihten sonraki raporlara dayanarak şahsi iflasın istenemeyeceğini, müvekkilinin davaya konu işlem ve kararların alınmasına sebebiyet verip vermediğinin yapılan yargılama sonucu anlaşılabileceğini, hiçbir yasaya aykırı karar ve işlem bulunmadığını, Türk Ticaret Kanununun 309 ve 336.maddeleri hükümlerine göre yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun iflas talebi içerisinde incelenemeyeceğini, dava koşullarının hiçbirinin oluşmadığını, bu nedenle Bankalar Kanunun 17/2 maddesine dayanılarak iflas talebinde bulunamayacağını, müvekkilinin fon ile alacak borç ilişkisi olmadığı gibi, para borcu bulunduğuna ilişkin bir belgenin de bulunmadığını, davanın sadece bir alacak varsayımına dayalı olarak açıldığını, … Anonim Şirketinin dava dilekçesinde belirtildiği gibi bir zararı olmadığından davanın müvekkili açısından konusuz kaldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiş, dosyanın İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Açılmış olan dava üzerine mahkememizce yapılan yargılama neticesinde (-… esas, 2008/814 karar sayılı ve 31/12/2018 tarihli karar ile-) davalılardan … hakkında ki davanın pasif husumet nedeniyle reddine, davalılar …, …, …, …, … ve … hakkında ki şahsi isteme ilişkin dava koşulları gerçekleşmediğinden adı geçenlere yönelen davanın reddine, davalı …’in şahsi iflasına ilişkin karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 14/09/2009 tarihli ilamıyla, haklarında açılan davanın reddine karar verilen davalılar …, …, ve … yönünden de davanın kabulünün gerektiği kanaatiyle mahkememizin bahse konu kararının bozulmasına karar verilmiş, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 14/09/2009 tarihli bozma ilamından sonra yapılan değerlendirmede mahkememizce 19/10/2010 tarihli karar ile önce ki kararda ısrar edilmiş, direnme kararının temyizi üzerine mahkememizin 19/10/2010 tarihli kararı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/12/2015 günlü kararı ile bozularak dosya mahkememize iade edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 14/09/2009 tarihli bozma ilamı kapsamına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02/12/2015 günlü ilamına göre; mahkememizce davaya ilişkin daha önce verilen … esas, … karar sayılı ve 31/12/2018 tarihli karar, davalı …, …, …, … ve … hakkında kesinleşmiştir.Hal böyle olunca da az yukarıda yazılı Yargıtay ilamlarından sonra görülmekte olan dava; davalılar …, … ve …’e yönelen davadır.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Elde ki dava; 4389 sayılı Bankalar Kanunun 17.maddesine göre davalılar …, … ve …’in iflasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
01/11/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 110.maddeside aynı konuyu düzenlemekte olup, şahsi iflası isteneceklere denetçilerde eklenmiştir.
4389 sayılı Bankalar Kanununun 17 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 110.maddesine göre iflas kararı verilebilmesi için, iflası istenen kişinin maddede sayılan kişilerden olması, bu kişinin Bankalar Kanununa aykırı işlem ve kararlarıyla bankanın temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi yada hisselerinin …’na devrine neden olması, iflası istenen kişinin kanuna aykırı karar ve işlemleriyle sonuç arasında uygun illiyet bağının olması, iflasın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu veya …tarafından açılmış olması gerekir.Yasada öngörülen iflas nedeni takipli olmayıp doğrudan doğruya iflastır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararından sonra yapılan yargılama da davacı vekilinin 12/09/2017 ve 19/12/2017 tarihli oturum zaptına geçen beyanlarından açıkça anlaşılacağı üzere davacı tarafça davalı … aleyhine açılan dava geri alınmıştır.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 14/09/2009 tarihli bozma ilamında ki usul ve esaslara göre bilirkişi incelemesi yaptırılmış, sunulan dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli olarak kabul edilip hükme esas alınan 16/04/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunu müteakip davalı …’ya 25/12/2018 tarihli depo kararı çıkarılmış ve tebliğ edilmiş, ancak adı geçen davalının depo emrinde belirtilen zarar miktarını alacaklıya ödemediği gibi mahkememiz veznesinde de depo etmemiş, bu suretle depo emri gereğini yerine getirmemiştir.

SONUÇ :
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar 4389 sayılı Bankalar Kanununun 17 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 110.maddesi kapsamında ki hukuka aykırı karar ve işlemleriyle … Anonim Şirketi’nin zarara uğramasına neden olmak suretiyle bankanın … Fonu’na devrine sebep olduklarından bahisle yönetim kurulu üyelerinden … ve …’in şahsi iflası talep edilmiş ise de, davacı vekilinin 12/09/2017 ve 19/12/2017 tarihli oturum zaptına geçen beyanlarından açıkça anlaşılacağı üzere davacı tarafça davalı … aleyhine açılan davanın geri alındığı, bu suretle de davalı …’na yönelen davaya ilişkin her hangi bir karar verilmesine yer olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporundan açıkça anlaşıldığı üzere, … Şirketi ile … Şirketi’ne kullandırılan kredilerden dolayı oluşan banka zararının borçlulardan tahsil edildiği, borçlular ile kefillerin ibra edildiği, riskin kapatıldığı, ortada tazmini gereken bir zarar bulunmadığı, somut olayda müteselsil sorumluluğu gereği davalı …’in Borçlar Yasasının 166/1.maddesi gereği borçtan kurtulmuş olacağı, hal böyle olunca da davalı … aleyhine açılan davanın konusuz kalması nedeniyle hakkında her hangi bir karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi gerektiği sonucuna ve vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Davalı …’ya yönelik değerlendirmeye gelince;
Az yukarıda açıklandığı üzere 4389 sayılı Bankalar Kanununun 17 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 110.maddesine göre iflas kararı verilebilmesi için,
a)İflası istenen kişinin maddede sayılan kişilerden olması (-4389 sayılı yasanın 17/1.maddesi, 5411 sayılı yasanın 110/1.maddesi-)
b)Bu kişinin Bankalar Kanununa aykırı işlem ve kararlarıyla bankanın temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi yada hisselerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devrine neden olması (-4389 sayılı yasanın 17/1.maddesi, 5411 sayılı yasanın 110/1.maddesi-)
c)İflası istenen kişinin kanuna aykırı karar ve işlemleriyle sonuç arasında uygun illiyet bağının olması (-4389 sayılı yasanın 17/1.maddesi-)
d)İflasın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu veya … tarafından açılmış olması gerekir (-4389 sayılı yasanın 17/4.maddesi-)
Toplanan delillerle sabit olduğu üzere fona devredilen …bank… Şirketi Bankalar Kanununa aykırı işlemler nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşmüş ve Bakanlar Kurulu Kararıyla …’na devredilmiştir. Dolayısıyla her türlü bankacılık mevzuatına aykırı usulsüz işlemin bankanın fona devrinde katkısı tereddütsüzdür. Dava dışı… Şirketi’ne 14/07/1999 tarihli yönetim kurulu kararıyla kredi tahsisi yapılmış ve bu kararı davalı … imzalamış, müteakip Yönetim Kurulu Başkanının talimatıyla kredi, bahse konu dava dışı şirkete ödenmiştir. Kredinin usulsüz sağlandığı ve bu kredi nedeniyle bankanın zarar gördüğü hususunda duraksamamak gerekir. Zira banka Yönetim Kurulu Üyesi olan davalı, 3.kişilere kullandırılacak kredilerde kredi alacak kişi yada kuruluşu araştırmamış, kredi sağlanması halinde kredinin geri dönüşünün sağlanıp sağlanmayacağı hususunda inceleme yapmamıştır. Hal böyle olunca da, Yönetim Kurulu Üyesi olan bu suretle 4389 sayılı yasanın 17/1.maddesi ile 5411 sayılı yasanın 110/1.maddesi kapsamında sayılan kişilerden olan
davalının karar ve işlemi neticesinde kredinin geri dönüşünün olmaması nedeniyle bankanın zarara uğradığı, bu zararın bankanın fona devrinde katkısının olduğu, davalının bankacılık mevzuatına aykırı eylem ile bankanın fona devri arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, davalının mahkememizin depo emrine riayet etmediği de göz önüne alındığında, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 17 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 110.maddesinde ki koşulların ve davalının iflasının koşullarının gerçekleştiği sonucuna ve vicdani kanaatine varılarak aşağıda ki karar verilmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davalılar …, …, …, … ve … hakkında daha önce mahkememizce verilen …esas, … karar sayılı ve 31/12/2018 tarihli karar kesinleştiğinden, adı geçenler yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-)… Şirketi ve …Şirketi’ne kullandırılan kredilerden dolayı oluşan banka zararının borçlulardan tahsil edildiği, borçlular ile kefillerin ibra edildiği, riskin kapatıldığı, ortada tazmini gereken bir zarar bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusuz kaldığından, davalı … aleyhine açılan dava hakkında her hangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-)Davalı … hakkında açılan dava geri alındığından, adı geçen yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
4-)Davalı … hakkındaki davanın kabulüne, davalının 4389 sayılı yasanın 17, 5411 sayılı yasanın 110.maddesi gereğince şahsi iflasına, iflasın 17/12/2019 tarih saat 14.35 itibariyle açılmasına, iflasın … başkanlığı ve nöbetçi iflas dairesine bildirilmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 44,40 TL nispi karar ve ilam harcının davalı …’dan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
6-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 15.691,20TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin, davalı … vekilinin, davalı … vekilinin huzurunda, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
44,40- TL. KARAR HARCI

DAVACI GİDERİ /
12.85730 TL BOZMA ÖNCESİ
2.250,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
583,90 TL POSTA MAS.
15.691,20 TL TOPLAM