Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/386 E. 2021/533 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/386 Esas
KARAR NO : 2021/533

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2017
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili ile davalı şirketin 06/09/2016 tarihli sözleşme ile sözleşmenin 4.maddesinin (d) maddesinde belirtilen ürünlerin sözleşmede belirtilen davacı şirkete ait 17 daireye nakliye ve montajları dahil olmak üzere toplam 305.000,00-TL’ye teslim edilmesi ve montajının yapılması hususunda anlaştıklarını, yine bu sözleşmenin 6.maddesinde düzenlenen ödeme programı çerçevesinde davalı şirkete 25/12/2016 keşide tarihli 50.000,00-TL, 30/03/2017 keşide tarihli 50.000,00-TL, 30/06/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL, 30/07/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL ve 30/08/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL’lik 5 adet teminat çeki verildiğini, 25/12/2016 keşide tarihli 50.000,00-TL’lik ilk çek bedelinin ise müvekkili şirket tarafından davalıya ödendiğini, davalı ile müvekkili şirket arasında yapılan sözleşme gereğince müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen davalı şirketin 06/09/2016 tarihli sözleşmenin 4.maddesinin (c) bendinde düzenlenen ve taahhüd edilen ürünlerin hemen hemen yarısı teslim edilmesinin taahhüt edilen 30 gün içinde davacı müvekkiline teslim edilmeyerek, montajı da şimdiye kadar (6 aydan beri) yapılmadığını, davalı tarafın şimdiye kadar müvekkili şirkete tahminen 160.000,00-TL değerinde ve bir kısmı ayıplı olan ürünleri teslim edip montajını yaptığını ancak 145.000,00-TL değerindeki ürünlerin ise şimdiye kadar teslim edilmediğini, davalı tarafların sadece anlaşma konusuna ilişkin Mutfak dolaplarını getirip montajını yapmış olup bunun haricinde ise beyaz eşyaların ve diğer ürünlerin hiçbirini şimdiye kadar getirmediğini, daha sonra davalı şirketin sözleşme gereğince ifa etmesi gereken sorumluluğu yerine getirmemesi sebebiyle … 45.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 06/09/2016 tarihli sözleşme uyannca teslim edilmeyip ve montajı yapılmayan eksik ürünlerin bedellerine ilişkin olarak verilen 30/07/2017 ve 30/08/2017 keşide tarihli, 60.000,00-TL + 60.000,00-TL bedelli 2 adet teminat çekinin 3 iş günü içinde iade edilmesi ve ürünlerin eksik getirilerek 30 gün içinde işin tamamen bitirilmemesi sebebiyle 17 dairenin kiraya verilememesi sebebiyle uğranılan zarar ile teslim edilen ürünlerin ayıplı olması, sözleşmede belirtilen nitelikte olmaması sebebiyle uğranılan zararlara ilişkin toplam 150.000,00-TL’nin ödenmesinin ihtaren bildirildiği halde şimdiye kadar herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi, teslim edilmeyip ve montajı yapılmayan eksik ürünlerin bedellerine ilişkin olarak verilen 30/07/2017 ve 30/08/2017 keşide tarihli, 60.000,00-TL + 60.000,00-TL bedelli 2 adet teminat çeklerinin de iade edilmediğini, bu sebeple davalı şirkete teminat olarak verilen 30/07/2017 ve 30/08/2017 keşide tarihli, 60.000,00-TL + 60.000,00-TL bedelli 2 adet teminat çekler işler yapılmadığı halde, halen tarafımıza iade edilmemiş olması sebebi ile ihtiyati tedbir olarak söz konusu teminat çeklerin mahkemece karar verilip kesinleşinceye kadar bankaya ibraz edilmesi halinde karşılığının ödenmemesine ve icraya konmamasına karar verilmesini talep ettiklerini, bu sebeple müvekkilinin mağduriyeti halen devam etmekte olduğundan ve yarı da kalan işi başka bir firmaya yaptıracağından öncelikle dava konusu 17 dairenin bulunduğu “…” adresinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak 06/09/2016 tarihli sözleşmeye göre teslim edilip montajı yapılması gereken ürünlerden teslim edilip montajı yapılan ve teslim edilmeyen montajı yapılmayan ürünlerin nelerden ibaret olduğu ve değerlerinin ne kadar olduğunun tespit edilmesi gerektiğini beyanla Davalı şirkete teminat olarak verilen 30/07/2017 ve 30/08/2017 keşide tarihli, 60.000,00-TL + 60.000,00-TL bedelli 2 adet teminat çeklerin işler yapılmadığı halde halen taraflarına iade edilmemiş olması sebebi ile ihtiyati tedbir olarak söz konusu teminat çeklerinin mahkemeniz karara bağlanıp kesinleşinceye kadar bankaya ibraz edilmesi halinde karşılığının ödenmemesine ve icraya konmamasına teminatsız olarak karar verilmesini, Davalı taraf sözleşmede belirtilen ürünleri davacı müvekkiline teslim etmemiş olması sebebi ile davalı şirkete teminat olarak verilen 30/07/2017 ve 30/08/2017 keşide tarihli, 60.000,00-TL + 60.000,00-TL bedelli 2 adet teminat çekinin aynen davacı müvekkiline iadesine karar verilmesini, Ayıplı ürünlere ilişkin olarak ayıp bedeli ile 06/09/2016 tarihli sözleşme uyarınca ayıplı ürünlerin zamanında teslim edilip montajının yapılmaması sebebiyle davacı müvekkilinin uğradığı zararlara ilişkin olarak (17 dairenin kiraya verilmemesi sebepleriyle uğranılan zararlara ilişkin) şimdilik 150.000,00-TL tazminatın mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil olarak alınıp davacı müvekkiline ödenmesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin adresinin dava dosyasından ve davaya konu icra takibine göre de … adli bölgesi sınırları içerisinde olduğunu, dolayısıyla davaya bakmakta Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkillerinden … ve davacı arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığı gibi işbu davada da davalı gösterilmesinin kötü niyetli olduğunu, müvekkili …’un mimari faaliyetini …ile görüşerek yaptığını, davacı ile imzalı bir sözleşmesi olmadığı gibi müvekkili …’un … Ürünlerine sadece mimari danışmanlık hizmeti sunduğunu, bu nedenle müvekkili …’a karşı açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Müvekkilinin tespit tarihinden aylar önce davacıya sözleşme ile kararlaştırıldığı şekilde malları teslim ettiğini ancak davacı tarafın tespitten önce bunları sökerek ve mahalden ayırarak eksik teslim gibi gösterme çabası içerisinde olduğunu, Müvekkilinin teslim ettiği ürünlerde ayıp bulunmadığını, Davacının bir kısım malları söktüğünü, bir kısım malların da yerini değiştirdiğini, Üstelik evlerin hepsinde oda sisteminde bir biçimsizlik bulunduğunu, Müvekkile ölçüleri verilerek sipariş edilen malzemede herhangi bir ayıp bulunmadığını, Aynı zamanda süresi içerisinde öne sürülmeyen iddiaların sözleşme ve TTK hükümleri gereğince de dinlenemeyeceğini, davacının ayıplı olduğu iddia edilen mallara ilişkin olarak yasal süresi içerisinde müvekkili şirkete herhangi bir bildirimde bulunmadığını, Müvekkili tarafından malların 30/12/2017 tarihli fatura ve sevk irsaliyesi ile teslim edildiğini, aynı zamanda taraflar arasında imzalanan sözleşmede geçici ve kesin kabul bölümünde son bendinde montaj tarihinden sonraki 15 iş günü içinde alıcı tarafından herhangi bir montaj, üretim vb. Hata satıcıya iletilmedikçe alıcı ürünleri kesin olarak kabul etmiş sayılır maddesi gereğince de süresi içerisinde öne sürülmeyen asılsız iddiaları kabul etmediklerini, davacının müvekkile ödemesi gereken peşin 25.000,00-TL’yi ödemediğini, ödeme gücüne duyulan güvenin sarsılması nedeniyle müvekkili şirketin ahşap olmayan ve kendi imalatı olmayan bazı malzemelerin sevkini beklettiğini, ama bu malzemenin TV ve led aydınlatma olduğunu, müvekkilinin başka bir firma ile arasında sözleşme düzenlediğini, … tarafından adrese bulaşık makinaları ve buzdolapları dahi teslim edildiğini, bunların tarihlerinin de 2016 aralık ayı olduğunu, müvekkilinin 2016 sonu itibariyle dairede yapacağı işleri bitirdiğini ve evleri eksiksiz olarak teslim ettiğini, buna ilişkin faturayı da dilekçe ekinde sunduklarını, zira müvekkilinin yaptığı işin bedelini bile alamazken sadece TV ve Dolap içi led ışıklarını teslim etmediklerini, bedelini alıp alamayacağı meçhul bir teslimi yapmak zorunda olmadıklarını, müvekkilinin kendisinden istenilen şekilde imalat yaptığını, bunun aksinin iddiasının yazılı delille ispat edilmek zorunda olduğunu, müvekkili firmanın davacıya ahşap ürünü gösterdiğini, örnek bir daire yaptığını ve kalanlarının da bu şekilde yapılması konusunda anlaştıklarını, söz konusu dairelerin tamamının aralık 2016 itibariyle teslim edildiğini, davacı taraftan sözleşme ile kararlaştırılan peşin ödemenin talep edildiğini, peşin ödeme yapılmadığından müvekkilce teslimi sağlanmadığını, TV modüllerinin davacı tarafça müvekkil şirkete bildirilen ve istenilen ölçülerde imal edildiğini, aksi iddiası var ise müvekkile bildirilen sipariş formunu sunması gereken davacı tarafın böyle bir sipariş sunamadığını, buzdolabı ve çamaşır makinasının kapağı olacağının kararlaştırılmadığını, Ürünlerin mahalde tespitini isteyen davacıya teslim edilmesine rağmen daha sonrasında bu ürünlerin mahalden alınmış olabileceği ortada olduğundan bu hususta açacağımız her türlü dava haklarımızı saklı tutarak davacı tarafça ürünler mahalde hazır bulundurulması gerekmekteyken, keşif esnasında hazır edilmediğinden müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca sözleşmenin Eylül 2016’da imzalandığını, kararlaştırılan malların Aralık 2016 da süresi içerisinde teslim edildiğini, 2017 Nisan ayında yoksun kalınan kar adı altında talepte bulunulmasının kabul edilemeyeceğini, ayrıca sözleşmede bu şekilde bir cezai şart dahi bulunmadığını, Davacı tarafın iddia ettiği ihtarnamenin müvekkillere tebliğ edilmediğini, Müvekkili şirketçe bu taleplerin yerine getirildiğini, ancak davacının kararlaştırılandan fazla talepleri karşısında bedel talep edilmesi ve peşin ödenmesi gereken tutarların ödenmemesi nedeniyle anlaşmazlık çıktığını beyanla gıyaplarında ve eksik inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporunu ve bulunulan tespitleri itirazlarının kabulü ile, BA-BS formlarının celbi ile birlikte itirazları doğrultusunda ek rapor alınabilmesi için yeniden keşif yapılarak yeniden ek rapor alınmasını, yetki itirazlarının kabulüyle davaya bakmakta mahkemeniz yetkisiz olduğundan Bakırköy adli sınırları çerçevesinde Bakırköy Asliye Ticaret mahkemeleri yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini, müvekkil …’un sözleşmede taraf olmadığını, sigortalı çalışan olduğu göz önüne alınarak açılan davanın husumetten reddine, Mahkemenizce tedbir konulu çeklerin teminat çeki olmayıp, müvekkili tarafından yapılan işlemlerin bedeli olduğunu, Davacı tarafça peşin ödemesi gereken tutarların ödenmemesi de göz önüne alınarak tedbir kararının kaldırılmasını, müvekkili şirketin sözlü bir şekilde kararlaştırılan siparişlerin hepsini tam ve ayıpsız olarak ifa ettiğinden haksız ve dayanaksız şekilde açılan çeklerin iadesine ve tazminat talepleri yerinde olmadığından davanın reddine, Davacının huzurdaki davayı kötü niyetle ikame ettiğinden %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûmiyetine, yargılama masrafları ve ücreti vekâletin davacı üzerine bırakılmasına kararı verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; menfi tespit ve sözleşmeye dayalı tazminat davasıdır.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taraflar arasındaki eser sözleşmesine istinaden davalı şirkete verilen dava konusu 30/07/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL bedelli ve 30/08/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL bedelli iki adet çekin bedelsiz kalıp kalmadığı, bu çekler yönünden davacının menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı, davalı şirketin eser sözleşmesinden doğan edimini süresinde ve ayıpsız olarak ifa edip etmediği, ayıp mevcut ise mahiyetinin ne olduğu(açık, gizli) ve davacının süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, İddia olunan geç teslim ve ayıp vakıaları nedeniyle davacının maddi tazminat alacağının varlığı ve miktarı, davalı … ‘un pasif husumetinin bulunup bulunmadığı, dayanak eser sözleşmesinden ötürü davalıya karşı müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraf şirketlerin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, taraf şirketlerin BA-BS kayıtları dosyamız arasına celbedilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ve taşınmazların bulunduğu mahalde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 26/04/2017 tarihli tensip tutanağının (11) numaralı ara kararı ile; ”30/07/2017 ve 30/08/2017 keşide tarihli çekler yönünden HMK 389 maddesi gereğince ödeme ödeme yasağı tedbir kararının %15 teminat ile kabulüne, teminat yatırıldığında bu konuda ilgili bankaya müzekkere yazılmasına” karar verilmiş ve 26/07/2017 tarihinde …bank … Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılmıştır.
Mahkememizin 21/03/2019 tarihli celsesinde Tanık …: “Davacı şirketin sahibi benim uzaktan akrabam olur, ben bu şirkette ücret karşılığında bazı işlerin takibini yapıyordum, davacı davalı ile mobilya işi için anlaşıldı, ben davalı tarafça anlaşma konusu ürünler getirildiğinde ordaydım, kapılar, mutfak dolapları, parkeler, banyo dolapları ve lavobosu gibi ürünler peyder pey montaj için getirildiler, bazıları da getirilmedi, lavobo taşlarından bazıları getirildi, bazıları getirilmedi, bazılarında banyo dolapları takıldı, bazılarında takılmadı, mutfak dolaplarının çekmecelerinde, çekmecelerin açılıp kapanmasını sağlayan sistem bozuktu, yatak odası dolapları açılıp kapanmıyordu, mobilya eksiklikleri vardı, kimisinin rafları, kimisinin iç kapakları eksikti, ben montaj sırasında iş takibi yaptığım için montaj yapan ekibin başında durdum, gördüğüm aksaklıkların hepsini hem montajı yapan çalışanlara hem de davacı şirketin sahibi …’e bildirdim, onların ayrıca davalı şirkete bildirimde bulunduğunu …bana söyledi, sonrasında başka bir firma ile anlaşıldı ve tüm eksiklikler bu şekilde giderildi, ayrıca davalı tarafça beyaz eşyalar da getirilecekti ancak getirilmediler, tanıklık ücreti talebim yoktur, bilgi ve görgüm bundan ibarettir.”, aynı tarihli duruşmada dinlenen Tanık …: “Ben inşaat sektöründe faaliyet gösteriyorum, …’i tanırım, davacı şirket sahibi … Bey’i de onun sayesinde tanıdım, mobilya işi olduğunu öğrenince … Bey’in de tanıdığı davalı firmaya davacıyı biz yönlendirdik, hatta görüşmeye birlikte gittik, sonrasında davacı şirket tarafından imalatta aksaklıklar olduğu bize söylenince biz de … ile beraber sözleşme konusu ürünlerin getirildiği dairelerin bulunduğu inşaata gittik, gittiğimizde malzemenin sunta olduğunu, dolap kapaklarının eksik olduğunu, beyaz eşyaların getirilmediğini, banyo dolaplarının lavobolarının ve bataryalarının eksik olduğunu, yatak odasında bazaların getirilmediğini ve buna benzer birtakım aksaklıkları görünce …, ben ve davacı şirket sahibi … birlikte davalı firmaya gittik, orada davalı şirkette çalışan ve yetkili bir mimar ile görüştük, kendisi bize eksikliklerin giderileceğini söyledi, hatta davalı şirket sahibine durumu ilettiğini söyledi, oradan ayrıldıktan sonra farklı günlerde ben de bizzat davalı şirketi arayıp bu mimar ile görüştüm, eksiklikler giderilecek dedi ancak bildiğim kadarıyla giderilmedi,bana aksaklık olduğu ilk 2016 yılının son aylarına doğru söylendi, iki gün içerisinde de gittik, montajın ne zaman yapıldığını bilmiyorum, ancak … Bey bana imalatı görmeye gittiğimde malzemelerin gelişinin üzerinden 20 gün gibi bir süre geçtiğini söyledi, ben davacı şirket sahibi …’ün montajı yapılan ürünleri ilk ne zaman gördüğünü bilmiyorum, bilgi ve görgüm bundan ibarettir,tanıklık ücreti talebim yoktur.”, aynı tarihli duruşmada dinlenen Tanık …: ” Ben mobiya işi ile uğraşırım, taraf şirketlerde çalışmam, davacı şirketin mobilya ihtiyacı olunca kendisini davalı şirkete yönlendirdim, çünkü ben istenilen işi yetiştiremezdim, … Bey, ben ve … Bey birlikte davalı şirkete gittik, yapılacak işler hususunda taraf şirketler anlaştılar, sonrasında … Bey beni aradı, kulanılan malzemenin anlaşmanın aksine sunta olduğunu söyledi, ben gittiğimde halen montaj devam ediyordu, gerçekten de ürünler anlaşmanın aksine sunta kullanılarak yapılmıştı, onun dışında başkaca eksiklikler de vardı, tezgahlarda eksiklikler vardı, ancak ben kendi alanımla ilgili olduğu için sadece mobilya malzeme ile ilgilendim, beyaz eşyaların da gelmediğini gördüm, bunun üzerine davalı şirkete ben, … Bey ve … Bey birlikte gittik, firma yetkilisi ile görüştük, kendisi eksikliklerin giderileceğini söyledi fakat sonrasında bu eksikliklerin giderilmediğini gördüm, bir miktarı başka firmalara yaptırıldı, ben imalatı yerinde gördükten sonra iki üç gün içerisinde az evvel anlattığım gibi davalı firmaya … Bey, … Bey birlikte gittik, bilgi ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
Mahkememizin 26/04/2017 tarihli tensip tutanağının (12) numaralı ara kararı ile; ”Davaya konu eksik ve ayıplı işlerin tespiti bakımından 18/05/2017 tarihinde saat:13:30 dan itibaren dava konusu 17 adet dairenin bulunduğu “…”adresinde refakate inşaat mühendisi … alınarak keşif ve inceleme yapılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda İTÜ İnşaat Fakültesi … tarafından tanzim edilen 29/05/2017 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafa, davalı tarafından teslim edilmeyen malzemenin bedelinin 90.889,00-TL + KDV= 107.249,02-TL olarak hesap, tahmin ve takdir edildiği, Davalı şirkete teminat olarak verilen 30/07/2017 ve 30/08/2017 tarihli 60.000,00-TL + 60.000,00-TL’lik iki adet teminat çeki üzerine ihtiyati tedbir konulmasının mahkemenin takdirinde olduğu, Davalı şirkete teminat olarak verilen 30/07/2017 ve 30/08/2017 tarihli 60.000,00-TL+ 60.000,00-TL lık iki adet teminat çekinin iade edilmesi hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu, Davalının sözleşmeye göre 167.585,59-TL + KDV = 197.751,00-TL tutarında imalat yaptığı, ancak bu imalattan 58.654,96-TL + KDV = 69.212,85-TL kesilmesinin uygun olduğu, bu durumda davalının hakedişinin 108.930,63-TL + KDV = 128.538,14-TL olduğu, davacının dava tarihi itibarı ile kira kaybının ise 136.000,00-TL olduğu, davacının ayıplı imalat + kira kaybı için şimdilik 150.000,00-TL talep ettiği görüşü bildirilmişitir.
Mahkememizin 08/10/2020 tarihli duruşmanın (1) numaralı ara kararı ile; ”İddia ve savunmaların değerlendirilmesi için, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlık konusu hususlarda, (taraflar arasındaki eser sözleşmesine istinaden davalı şirkete verilen dava konusu 30/07/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL bedelli ve 30/08/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL bedelli iki adet çekin bedelsiz kalıp kalmadığı, bu çekler yönünden davacının menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı, davalı şirketin eser sözleşmesinden doğan edimini süresinde ve ayıpsız olarak ifa edip etmediği, ayıp mevcut ise mahiyetinin ne olduğu(açık, gizli) ve davacının süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, İddia olunan geç teslim ve ayıp vakıaları nedeniyle davacının (mahrum kalınan kira bedeli, ayıp bedeli) maddi tazminat alacağının varlığı ve miktarı,), dava konusu imalatların bulunduğu mahalde, tarafların 2016 ve 2017 yılı ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı üzerinde, delil tespiti raporu, sözleşme ve ekleri, taraf şirketlerin vergi dairesi beyanları, faturalar ve tanık anlatımları da göz önünde bulundurularak, bir mali müşavir, bir yüksek mimar, bir ahşap işleri uzmanı ve bir nitelikli eser sözleşmelerinde uzman bilirkişiden oluşacak heyet ile dava konusu mahalde ve tarafların ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM …, İÜ Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğr. Üyesi…, Yüksek … ve ticari mevzuattan kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı … tarafından tanzim edilen 01/02/2021 teslim tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Dava konusu 06/09/2016 tarihli sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirketin sözleşme kapsamında teslim ettiği imalat ve ürünlerden dolayı toplamda 167.585,59-TL iş bedeline hak kazandığı, Mahkemece teslim edilen işlerdeki açık nitelikteki ayıp ve nefaset farkları nedeniyle yasaya ve sözleşmeye uygun sürede ayıp bildiriminde bulunulduğunun kabulü halinde işin bedelinden ayıp ve nefaset farkı olarak istekle bağlı kalınarak 14.000,00-TL düşülebileceği, buna bağlı olarak işin tamamlanan bedeli üzerinden 14.000,00 TL indirilmesi sonucu davalı yüklenicinin 153.585,59-TL iş bedeline hak kazandığının söylenebileceği, Davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye toplamda 160.000,00-TL ödeme yaptığının çekişmesiz bulunduğu, Bu durumda dava konusu 30/07/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL bedelli ve 30/08/2017 tarihli 60.000,00-TL bedelli her iki çekin bedelsiz kaldığının söylenebileceği, İşin sözleşmede belirlenen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle davacı iş sahibinin bu bağımsız bölümleri satamaması veya kiraya verememesi nedeniyle istemle bağlık kalınarak kira kaybı zararı olarak istenen tazminat ile ilgili olarak yukarıda açıklanan nedenlerle toplamda 88.000,00 TL kira kaybı zararı istenebileceği görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizin 04/03/2021 tarihli duruşmanın (2) numaralı ara kararı ile; ”Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi ve itirazlarını karşılayacak mahiyette ek rapor tanzimi için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdiine” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM …, İÜ Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğr. Üyesi …, Yüksek Mimar …ve ticari mevzuattan kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı … tarafından tanzim edilen 28/04/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Teslim edilmeyen imalatın parasal değerinin tespiti ile ilgili olarak ta yapılan aşağıdaki tabloda yer alan değerlendirme sonucu KDV dahil 107.249,02-TL toplamında bir eksik iş bedeli belirlendiğini, davalı yüklenicinin toplamda 108.930.63-TL tutarında bir iş bedeli hak ettiğine ilişkin görüş açıklandığını, nefaset bedeli kesintisinin sadece sözleşmeye uygun şekilde imal edilmeyen işler nedeniyle (örneğin mdf yerine suntalam malzeme kullanılması, … Marka kilit yerine … Marka kilit kullanılması vb. gibi) imalatlardan dolayı nefaset indirimi yapılması gerekeceği görüşünde olduklarını, ayıplı ürünler nedeniyle 14.000,00-TL lik bir zarar isteminde bulunduğu görüldüğünden ve sözleşmeye uygun şekilde yapılmayan işler nedeniyle davacının bu tutarın üzerinde bir zarara uğradığı ortada olduğundan işin bedelinden ayıplar ve nefaset olarak yapılacak indirim tutarı istemle bağlı kalınarak 14.000,00-TL olarak belirlendiğini, işin toplam bedelinin (167.585,59 – 14.000,00 =) 153.585,90-TL olarak hesaplandığını, davacı iş sahibi de davalıya işin bedeline karşılık toplamda 160.000,00-TL ödeme yaptığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporları, teknik açıdan yeterli, denetime açık, bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacının taraflar arasında akdedilen 06/09/2016 tarihli sözleşme kapsamında davalının sözleşmenin 4.maddesine aykırılık nedeniyle başka bir deyişle davalı tarafından üstlenilen işin eksik ve ayıplı olması teslim edildiği iddiasıyla davalıya teminat olarak verilen çeklerin kendisine iade edilmesini, ayıplı ve eksik teslim nedeni ile de ayıp bedeli ve mahrum kalınan kira alacağından ötürü tazminat talepli eldeki davayı açtığı, davalının ise öncelikle müvekkili Sinan Coşkun’un 06/09/2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmaması nedeni ile eldeki davanın ona yöneltilemeyeceğini, husumet itirazlarının bulunduğunu, ayrıca tespit tarihinden aylar önce davacıya sözleşmedeki gibi dairelerin ve eşyaların teslim edildiğini, ancak davacı tarafından tespitten önce eşyaları söküp mahalden ayırdığını, eksik ve ayıplı teslimin söz konusu olmadığını, bir an için ayıp olduğu düşünülse dahil ayıbın süresinde müvekkiline bildirilmediğini, bunlarla birlikte 25.000,00-TL peşin paranın müvekkiline ödenmediğini, dolayısıyla güvenin kaybolduğunu ve 2016 yılı aralık ayında ayıpsız bir şekilde teslim edildiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep ettiği tespit edilmiştir. Öncelikle 06/09/2016 tarihli sözleşmenin davacı şirket ile davalı şirket arasında yapıldığı Mahkememizce tespit edilmiştir. İşbu sözleşme TBK 470.madde gereğince bir eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında müteahhidin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesidir. Eser sözleşmesinin kurulması ile birlikte müteahhit eseri imal ve teslim etme borcu altına girmektedir. Teslim, tamamlanmış olan eserin sözleşmenin ifası amacıyla verilmesidir. İş sahibi yalnızca eserin ilam edilmesini talep hakkına sahip değildir. Sözleşmede kararlaştırıldığı gibi eseri zamanında ve ayıpsız olarak teslimini talep hakkına sahiptir. İş sahibi eseri teslimde gecikirse iş sahibi borçlu temerrütü hükümlerine başvurabilir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumanundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirilir. Ayıplı olan her eserde sözleşmeye göre bulunması gereken bir nitelik eksiktir. Bu nedenle ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir. Sözleşme konusu eserin bütün özellikleri sözleşme ile kararlaştırılmış olmasa dahi yüklenici kullanmaya elverişli ve normal bir eserin değeri kalitesinde taşıyan bir eser teslim etmekle yükümlüdür.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Görüldüğü üzere, muayene ve ihbar külfetini yerine getirmeyen iş sahibi eseri kabul etmiş sayılır ve yüklenicinin ayıptan dolayı sorumluluğu ortadan kalkar.
Taraf şirketleri arasında akdedilen 06/09/2016 tarihli sözleşmenin 4.Maddesi ”Özel Şartlar” başlığı altında (a)Ölçü ve Mekan Hazırlığı, (b)Sevkiyat ve Montaj Şekli, (c)İşin teslimi ve Süresi, (d)Fiyatlar ve (e)Geçici ve Kesin kabul’e ilişkindir. Sözleşmenin 6.maddesinde ise ”Ödeme Programı” düzenlenmiştir.
Sözleşmelerin nisbiliği ilkesi uyarınca; kişiler ancak ve sadece kendi iradeleri ile akdettikleri bir sözleşmeden doğan borçları ifaya zorlanabilirler ve sözleşmeden doğan hakları talep edebilirler. Davacı da taleplerini, 06/09/2016 tarihli sözleşmeye dayandırmaktadır. Dolayısıyla davacı bu taleplerini ancak sözleşmenin tarafı olan davalı şirkete karşı ileri sürebilir. Davalı …’un bu talepler yönünden sözleşmenin tarafı olmaması nedeni ile pasif husumeti bulunmamaktadır. Bu saptama karşısında davacı tarafından davalı … ‘a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce teknik açıdan yeterli, denetime açık, bilimsel verilere dayalı görülerek hükme esas alınan Mahkememizce alınan 01/02/2021 teslim tarihli bilirkişi raporu ile 28/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere; Dava konusu 06/09/2016 tarihli sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirketin sözleşme kapsamında teslim ettiği imalat ve ürünlerden dolayı toplamda 167.585,59-TL iş bedeline hak kazandığı, Mahkemece teslim edilen işlerdeki açık nitelikteki ayıp ve nefaset farkları nedeniyle yasaya ve sözleşmeye uygun sürede ayıp bildiriminde bulunulduğunun kabulü halinde işin bedelinden ayıp ve nefaset farkı olarak istekle bağlı kalınarak 14.000,00-TL düşülebileceği, buna bağlı olarak işin tamamlanan bedeli üzerinden 14.000,00 TL indirilmesi sonucu davalı yüklenicinin 153.585,59-TL iş bedeline hak kazandığının söylenebileceği, Davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye toplamda 160.000,00-TL ödeme yaptığının çekişmesiz bulunduğu, bu durumda dava konusu 30/07/2017 keşide tarihli 60.000,00-TL bedelli ve 30/08/2017 tarihli 60.000,00-TL bedelli her iki çekin bedelsiz kaldığının söylenebileceği, İşin sözleşmede belirlenen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle davacı iş sahibinin bu bağımsız bölümleri satamaması veya kiraya verememesi nedeniyle istemle bağlık kalınarak kira kaybı zararı olarak istenen tazminat ile ilgili olarak yukarıda açıklanan nedenlerle toplamda 88.000,00 TL kira kaybı zararı istenebileceği belirtildiğinden ve Mahkememizce de tespit edildiğinden Mahkememizce davacı tarafından davalıya verilen ve davaya konu edilen iki adet çekin davacıya iadesine, davacının kira kaybı alacağı talebinin kısmen kabulü ile; 88.000,00-TL’nin keşif tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … Tic. A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça her ne kadar davalıya ihtarname gönderildiği belirtilmişse de ihtarnamenin davalı yana ne zaman tebliğ edildiğine ilişkin bir belge dosya içerisinde bulunmadığından faiz başlangıç tarihi olarak davacının davadan haberdar olduğu tarih olan keşif tarihi baz alınmıştır. Bununla birlikte bilirkişi raporunda detaylı olarak belirtilen işlerde açık ayıp olduğu tespit edilmişse de davacı tarafından davalıya yasal süresi içerisinde yapılmış bir ayıp bildirimi mevcut bulunmadığından Mahkememizce davacının ayıplı mallara ilişkin ayıp bedeli talebinin reddine karar vermiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-…bank A.Ş… şubesine ait, keşidecisi …TAŞ. A.Ş. olan, … çek numaralı, 30/08/2017 keşide tarihli, 60.000,00 TL bedelli ve keşidecisi … A.Ş. olan, … çek numaralı, 30/07/2017 keşide tarihli, 60.000,00 TL bedelli çeklerin davacıya İADESİNE,
2-Davacının kira kaybı alacağı talebinin kısmen kabulü ile; 88.000,00-TL’nin keşif tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
3-Davacının ayıplı mallara ilişkin ayıp bedeli talebinin REDDİNE,
4-Davalı … ‘a karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 6.011,28-TL nispi karar ve ilam harcının davalı …Tic. A.Ş’den tahsiline, peşin alınan toplam 4.610,93-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 1.400,35-TL karar ve ilam harcının davalı … A.Ş’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 12.240,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.860,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ye verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 18.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak Davalı … ‘a verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 4.610,93-TL toplam peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı, 221,80-TL keşif harcı, 384,90-TL keşif harcı, 5.500,00-TL bilirkişi ücreti, 553,60-TL posta masrafları olmak üzere toplam 11.302,63-TL yargılama giderinin davadaki kabul oranına göre %58’inin davalı … A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … Coşkun tarafından yapılan 155,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … ‘a verilmesine,
8-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/07/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸