Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/343 E. 2018/541 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/343 Esas
KARAR NO : 2018/541
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 07/04/2017
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin babası…nın davacı şirketin ortaklarından olup 15/08/2012 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin Bodrum … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tereke sayılı dosyasından açıldığını, davalı şirkete ait 150000 paya tekabül eden hamiline yazılı hisse senetlerinin tereke dosyasında korunduğunu, davalı şirketin 19/06/2014 genel kurul toplantısında ortaklık yapısının gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle butlanın tespiti için dava açıldığını, oluşmayan Genel kurulun verdiği tüm kararların yok hükmünde olduğunu, anılan genel kurul da…,… ve…’nın yönetim kurulu üyesi seçildiklerini, geçersiz genel kurul ile karar alındığından seçilen yönetim kurulunun aldığı tüm kararlarında batıl olduğunu, şirket pay defterinin İstanbul … ATM’nin … Esas sayılı dosyası içinde olduğunu, pay defterinde hisse devrine ilişkin kayıt bulunmadığını, davalı şirketin hisse senetlerine hamiline bastırdığını, ancak müvekkiline hisse teslimi yapılmadığını, genel kurul toplantılarına pay defterine göre katıldıklarını, davalı şirketin 300.000,00 TL nin nominal bedelli hamiline yazılı hisse senedinin teslimi konusunda uyuşmazlık bulunmadığını, davalı şirketin teslim edilen hisse senetlerinin pay defterinden silinmesi gerekirken bunun yapılmadığını, sermayenin 150.000,00 TL nominal bedelli hisse senedinin terekeye ait olduğunu, bunun yanı sıra davacının da kendisini hamiline yazılan hisse senedi teslim edilmediğinden ortaklık pay defteri uyarnıca; sermayeniin 2.220 TL nominal bedelli hissedarı olduğunu, Genel Kurul Toplantısına katılan kişilerin gerçek hissedar olup olmadığının belirsiz olduğunu, toplantı hesabı oluşmadığından kararın batıl olduğunu bu genel kurul toplantısında seçilen yönetim kurulunun ve yönetim kurulunun toplantılarından alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespitine ve iptaline şirkete kayyum atanmasına TTK 439 madddesi gereğince özel denetçi tayinine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davalı şirketin 300.000,00 Tl Sermaye ile kurulduğunu, şirket ortaklarının vefatı üzerine mirasının davacı ve dava dışı diğer iki çocuğuna kaldığını, 15/06/2016 tarihli genel kurulun iptali konusunda … ATM nnin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve reddine karar verildiğini, 19/06/2014 tarihli genel kurulun batıl olduğunun tespiti için İstanbul… Asliye ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve derdest olduğunu, bu davaya rağmen alınan genel kurul kararı ile seçilen yönetim kurulunun ve kurulca alınan tüm kararların butlanını talep etmekle, davacının güncel bir hukuki yararının bulunmadığını, Genel Kurul Kararının yok hükmünde olduğunun tespiti halinde buna dayalı olarak yönetim kurulu seçimi ve kurulca alınan kararlarında yok hükmünde sayılacağını belirterek derdestlik itirazında bulunmuş, yönetim kurulunun seçimine ilişkin genel kurul kararının ve yönetim kurulunca alınan kararların butlanı gerektirecek bir durumun bulunmadığını, davacının kendisinin katıldığı genel kurullar aleyhine yasal süre içinde dava açmayıp babasının vefatından sonra dava açtığını, ortaklık yapısına ilişkin itirazın yerinde olmadığını, davacının hissesi itibarıyla denetçi tayin edebilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; davalı şirketin 19/06/2014 tarihli genel kurul toplantısında seçilen yönetim kurulunun ve bu kurulca yapılan tüm toplantılarda alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespiti, iptali, şirkete kayyum ve özel denetçi atanması istemine ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı yasal ikametgahının (şirket merkezinin ) mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar içinde kaldığı saptandığından , uyuşmazlığın çözümünde HMK. nun 14/2 ve 6102 Sayılı TTK.nun 445. maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir. Davacının davalı şirketin hissedarı olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış davalı şirket sicil dosyası, ana sözleşmesi ve 19/06/2014 tarihli ve genel kurul toplantısında alınan karar örneği ile hazirun cetveli dosyaya alınmıştır.
Davacı iddiasında; davalı şirketin 19/06/2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların ve seçilen yönetim kurulunun seçimine ilişkin kararın yok hükmünde olduğunu, batıl olan yönetim kurulu seçimi nedeniyle oluşan kurulca alınan kararlarında yok hükmünde sayılması gerektiğini ileri sürmektedir.
6102 sayılı TTK nın 391.maddesi hükmüne; pay sahipleri yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitini mahkemeden isteyebilir. Davacının pay sahibi sıfatı ile bu davayı açmakta taraf ehliyeti bulunmaktadır.
Getirtilerek incelenen İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı şirketin 19/06/2014 tarihli genel kurul kararının yoklukla malul olduğunun tespitine ilişkin dava açıldığı ve derdest bulunduğu anlaşılmaktadır. Her iki davanın konusu farklı olduğundan davalı yanın derdestlik itirazı yerinde değildir. Ancak… Asliye ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında 19/06/2014 tarihli genel kurul kararının tamamı hakkında talepte bulunulmuş olmakla; yargılama sonucunda verilecek nihai kararla; anılan genel kurul toplantısında yönetim kurulunun seçimi ile ilgili olarak alınan kararda irdelenecek ve yönetim kurulunun seçimine ilişkin kararının yok hükmünde sayılıp sayılmayacağı belirlenecektir. Yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti halinde; seçilen yönetim kurulu tarafından alınan tüm kararlar geçmiş etkili şekilde yok hükmünde sayılacaktır. Bu durumda; davacının İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dava dosyasındaki iddiasının görülmekte olan davayı da kapsadığı, yönetim kurulu seçimi ve kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti açısından ayrı bir dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. HMK NIN 114/1-h bendi uyarınca; “Hukuki yarar” dava koşulu olup, yargılamanın her aşamasında doğrudan gözetilir. Bu dava koşulu eksikliğinin sonradan giderilmesi de mümkün olmadığından yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkin istem yönünden davanın açıklanan nedenle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Şirketin yönetim kurulu seçiminin butlanı neden ile kayyum istenilmesi istenilmiş ise de; 19/06/2014 tarihli genel kurul toplantısının halen yürürlükte bulunduğu, yönetim boşluğunun söz konusu olmadığı, TTK’nun 364.maddesine göre yönetim kurulunun genel kurul kararı ile görevden alınabileceği, konunun azlık pay sahibi tarafından önce genel kurula buradan alınacak karara göre mahkemeye başvurulması gerektiğinden yasal koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
6102 sayılı TTK nın 439. Maddesi gereğince şirkete özel denetçi atanması isteminde bulunulmuştur. 6102 sayılı TTK nın 438 ve 439 maddeleri kapsamına göre; sermayenin en az 1/10 ini oluşturan pay sahipleri öncelikle genel kuruldan özel denetçi atanması isteminde bulunmalı genel kurulun istemi reddi halinde 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi atanmasını istemelidir. Somut olayda, davacının hisse itibarıyla denetçi atanmasının istiyebilmek için TTK 439.maddesinde belirtilen nisaba sahip olmadığı gibi, TTK nın 438.maddesi uyarınca; bu konuda önce şirket genel kurulundan talepte bulunmadığı belirlenmiş olmakla, yasal koşullara uygun bulunmayan istemin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Yönetim kurulu kararının iptaline ilişkin istem yönünden hukuki yarar dava koşulu bulunmadığından HMK 114/1-h ve 115/2 maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Özel denetçi atanmasına ilişkin istem yönünden TTK 439 maddesindeki koşullar oluşmadığından davanın HMK 114/2 ve115/2 maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDİNE,
Koşulları oluşmadığından davalı şirkete kayyım atanması isteminin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubuna,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 165,00 TL gider avansından geriye kalan 86,30 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davalı tarafından yatırılan 150,00 TL gider avansının hüküm kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI /
35,90 TL KARAR HARCI
31,40 TL PEŞİN HARÇ /
4,50 TL KALAN HARÇ