Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/341 E. 2018/91 K. 26.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/341 Esas
KARAR NO : 2018/91
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2017
KARAR : SULH- KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI
KARAR TARİHİ : 26/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkil…bank T.A.Ş ile… Şti, … arasında 30/07/2012 tarihinde 250.000,00 TL kefalet tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığını, imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçlu olan …Şti’ye krediler kullandırıldığını, davalı … ile imzalanan genel kredi sözleşmesi gereği bankaya olan edimlerini yerine getirmediğini, sözleşme gereği … Noterliği’nin 30/07/2015 tarih … yevmiye ile ihtarnamenin keşide edilerek borcun muaccel hale geldiğini, davalıya verilen sürede alacaklarının tasfiye edilmediği gibi bir ödeme planına da bağlanmadığını, borcun ödenmemesinden dolayı davalı aleyhine 11/09/2015 tarihinde İstanbul … İcra Dairesinin… E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, dosyaya ilişkin gönderilen emrin … adresinden bila döndüğünü, davalı …’ün 09/10/2015 tarihinde icra takibine ve borca, borcun kaynağına, ferilerine itiraz ettiğini, haksız itirazın kaldırılması için mahkemeye başvurulma zorunluluğunun doğduğunu beyan ederek takibe karşı davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Dava dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, haricen davadan haberdar olduklarını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 04.02.2011 tarihinde resmi gazetede yayınlanmış olup 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girdiğini, dolayısıyla Türk Borçlar Kanunu’ndaki emredici kamu düzenine ilişkin hükümlerinin yürürlükte olduğu tarihte müvekkilinin davacı banka tarafından müşterek ve müteselsil kefil alındığını, müvekkili hakkında davacı banka tarafından başlatılan ilamsız icra takibinin müvekkilinin müşterek ve müteselsil kefil olarak imzası bulunan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine istinaden müvekkilinin kardeşi …’ün yetkilisi olduğu… Şti’nin bankadan çekmiş olduğu kredi borcuna ilişkin olduğunu, davacı tarafından alacağa dayanak gösterilen GKS’de müvekkilden alınan müşterek ve müteselsil kefaletin Türk Borçlar Kanununun emredici kurallarına göre geçersiz olduğunu, bu noktada en önemli hususun müvekkil …’ün kefaleti alınırken azami sınırın belirlenmemiş olduğunu, müvekkil …’ün GKS’de sınırsız süreli olarak kefil olduğunu, banka tarafından müvekkilin sınırsız sorumlulukla …Tekstilin borçlarına kefil olmasının gerek Yargıtay kararlarında gerekse de doktrinde, kefaletin geçersizliğine neden olacağının açıkça ortada olduğunu, ayrıca davaya konu alacağa ilişkin kefaletin alındığı tarih itibariyle yürürlükte olan Türk Borçlar Kanunu gereğince müvekkilinin kefaletinin geçerli olabilmesi için eş muvafakatine de gerek olduğunu, davacı banka tarafından müvekkilinin eşinin kefalete ilişkin muvafakati olduğuna dair herhangi bir evrak veya evrak asıllarının dosyaya sunulmadığını, taraflar arasındaki itirazın iptali davasının kredi sözleşmesinde kefilin sorumluluğu hususundan kaynaklandığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olduğu miktarı ve kefalet tarihini el yazısı ile yazması ayrıca evli ise eş rızasının da alınmasının gerektiğini, davaya konu kefalet sözleşmesinde kefalet tarihi bulunmadığı gibi, davalının sözleşme tarihinde evli olup eş rızası da alınmadığını, Sözleşmenin kurulduğu dönemdeki yasal düzenleme gereği, eş rızası alınmaksızın ve şekil şartlarına uyulmaksızın yapılan kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığından davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, netice olarak davacı bankanın kötü niyetli olduğunu, davacı bankanın kanunun emredici hükümlerine aykırı şekilde kefalet hükümlerine aykırı bir kefalete dayanarak müvekkili …TEKSTİLİN borçlarından sorumlu tutmaya çalıştığını, beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Davacı vekili 22/01/2018 havale tarihli dilekçesinde özetle; Dosya borcunun ödendiğinin davanın konusuz kaldığını, davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını talep etmiştir
Davalı vekili Av. …’in 24/05/2017 havale tarihli dilekçe ile davalıyla sulh olduklarını, sulh gereğince davadan feragat edileceğinden davanın konusuz kaldığını belirterek esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini davacıdan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre tarafların sulh olup, davanın konusuz kaldığı bildirildiğinden, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Talep edilmediğinden taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu ve Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90 TL nin 1/3 ü olan 11,96 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 415,44 TL den mahsubu ile Hazine ye gelir kaydına , arta kalan harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-HMK’nın 333. Maddesi gereğince, davacı tarafından gider avansından geriye kalan tutarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır