Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/298 E. 2021/237 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/298 Esas
KARAR NO :2021/237

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/03/2017
KARAR TARİHİ:16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket … ile davalı … arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalının fatura konusu malları satın almış olup, bununla ilgili olarak 24/11/2016 tarih, … numaralı, 601.668,00-TL bedelli, 16/11/2016 tarih … numaralı 636.012,00-TL bedelli, 10/11/2016 tarih, … numaralı, 562.876,00-TL bedelli, 03/11/2016 tarih, … numaralı, 604.584,00-TL bedelli irsaliyeli faturalar ile fatura konusu malların, davacı yana teslim edildiğini, bu kapsamda müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, buna rağmen davalının bir takım soyut iddialar ile müvekkillerine borç bedelini ödemediğini, bunun üzerine ilgili bedeller ihtarname ile talep edilmiş ise de borçlu tarafından bu bedelin ödenmemesi üzerine 24/11/2016 tarih … numaralı 601.668,00-TL bedelli faturaya dayalı cari ekstre alacağı için …. İcra Dairesi … esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacı fatura konusu malları satın almış olup, bununla ilgili olarak faturalar ile malların davalı yana teslime edildiğini, öte yandan fatura ve içerikleri ile ilgili olarak davalı tarafından süresi içinde herhangi bir itirazda da bulunulmadığını, bu kapsamda faturalara itiraz edilmemesi, teslim edilen malın fiyat ve adedi yönünden içeriğini kabul anlamına geldiğini, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın kabulüne, …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası borçlusu davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılıma giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; faturalarda geçen malların müvekkili şirket tarafından sipariş edilmediği gibi müvekkili şirkete teslim de edilmediğini, müvekkili şirket uhdesinde hiç girmediğini, faturalara ilişkin malların müvekkil tarafından sipariş edilmediği, taraflarınca keşide edilerek davacı tarafa yollanan … Noterliği’ nin 20/12/2016 tarih … nolu ihtarnamesi ve …. Noterliği’ nin 28/12/2016 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile bildirilmiş ve faturalara, faturaların içeriğine, faiz ve diğer hükümler dahil faturaların içeriğine süresinde itiraz edildiğini, davacı tarafın müvekkil şirkete teslim edildiğini iddia ettiği mal metrelerce kumaştır, ancak kamera kayıtlarından da görülebileceği üzere müvekkili şirkete teslim edilen herhangi bir mal olmadığını, davacı taraf müvekkil şirketin borcu olduğunu iddia ettiği alacağa ilişkin gayr-i ciddi bir şekilde 24/11/2016 düzenlenme tarihli … nolu faturayı …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, müvekkilinin takip konusu borca faize ve faiz oranına itiraz ettiğini beyan ederek haksız davanın reddini, davacı aleyhine % 20 ‘ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava;Dava; İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın konularının; takibe dayanak alınan 24/11/2016 tarihli … nolu faturadan dolayı davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan alacağının varlığı ve miktarı, fatura konusu malların davalıya teslim edilip edilmediğine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 601.668,00 -TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunduğu, davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itiraz sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği dava tarihine göre takibe itirazın ve bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, dava konusu 601.668,00-TL bedelli fatura aslı kasaya alınmış, …. İcra Müdürlüğünün … esas, sayılı takip dosyası celp edilerek dosya içine alınmış, davalı tanığı davetiye ile çağrılarak dinlenilmiş, davalının bağlı bulunduğu vergi dairesinden 2016 yılına ait BA formları ve davacının bağlı bulunduğu vergi dairesinden 2016 yılı kasım ayına ilişkin BS formları celbedilmiştir. Dosyaya davalı tarafından hukuki mütalaa, davacı tarafından teknik uzman görüşü sunulmuştur.
Davalı tanığı … mahkememizce dinlenilmiş; “ben davalı … … şirketin sekreter olarak çalıyorum, 01/10/2016 tarihinde işe girdim, ogünden beri çalışıyorum, davacı şirket yetkilisi Ahmet beyi tanırım, o dönemde şirkete gelir giderdi, ben yeni işe girmiştim, ben şirketin merkezindeki ofis binasında çalışıyorum, satın alınan ürünlerin teslim edildiği yer ise farklı bir alandadır, ben deponun yerini dahi bilmiyorum, biz … Cad. … APt. N… K:… D:.. adresinde çalıyorum, deponun çağlayanda olduğunu duydum, hiç gitmedim, davacı şirketten bizim şirketimiz adına kumaş teslim almadım dedi. dosyada bulunan 24/11/2016 tarihli … sıra numaralı irsaliyeli fatura gösterilerek tanıktan soruldu:bu faturada … ismi ve yanındaki imza bana aittir, o tarihte büroda çalışırken öğle tatilinde personelin hepsi yemek molasına çıkmıştı ben büroda yalnızdım, şuanda huzurda davacı tarafta bulunan … bey tanıdığım kişi geldi, … bey ile görüşmek istedi, … bey finans sorumlumuzdur, kendisinin yemekte olduğunu söyledim, bu irsaliyeli faturayı gösterdi, sizde imzalayabilirsiniz dedi, imzalamak istemedim, … beyi beklemesini söyledim, işe yeni başlamıştım, yapacağım işi bilemedim, hastanede hastası olduğunu, acil çıkması gerektiğini belirtti, bende imzaladım, daha sonra … bey geldi, ona durumu anlattım ve bana kızdı olay bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya içeriği deliller ile taraf şirketlerin 2016 ve devamı yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmış; 28/03/20218 teslim tarihli kök bilirkişi raporunda; davacı yanın kendi ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran davalı yandan 04/01/2017 takip tarihi itibariyle 2.405.160,00-TL alacaklı olduğu, incelenen davalı şirkete ait 2016 yılına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın ticari defterleri ve cari hesap durumuna nazaran davacı yandan 04/01/2017 takih tarihi itibariyle 18.425,00-TL alacaklı olduğu, takip dayanağı faturanın “teslim eden” ve ” teslim alan” kısımlarının imzalı olduğu, ” teslim alan” kısımda yer alan … … isim ve imzasının şirket yetkilisi ya da çalışanına ait olması halinde, fatura ve muhteviyatı ürünlerin davalı yanca teslim alınmış olduğu anlamına geleceği değerlendirilmekle birlikte, tarafların takibe konu fatura muhteviyatı ürünlerin teslimine ilişkin beyan ve itirazları hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporana karşı davalı yanın itirazlarının değerlendirilmesi yönünden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 21/01/2019 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapordaki irsaliyeli faturanın yasa ile tanımlı özelliklerine dayalı olarak teslim alan kısmına imza tatbik edilmiş olmasının fatura muhteviyatı ürünlerin teslimi anlamına geleceği, buna bağlı olarak fatura ile birlikte ürünün teslim tarihini ifade ettiği dikkate alındığında, davalı yanca faturanın teslimi ve içeriğine ilişkin olarak yapılan itirazın yasal süresi sonrasında olmadığı yönündeki değerlendirmelerin aynen muhafaza edildiği, davacı şirket stok kayıtlarının ticari defterler nezdinde incelenmesinin mümkün olmadığı, davacı stok kayıtlarının incelenebilmesi için davacı şirket tarafından 2016 yılı hareketli envanter raporunun sunulması gerektiğini, kök raporun teslim edilmesinden sonra dava dosyasına sunulan taraflar arasındaki whatsapp yazışmalarını gösteren belge içeriği dikkate alınarak taraflar arasında 2016/11 dönemine ilişkin işlemlerin gerçek bir ticari alış verişe dayanıp dayanmadığı hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğu, davacı şirketin 2016 yılına ait hareketli stok envanter dökümünün dava dosyasına sunulması halinde takibe konu fatura muhteviyatı ürünlerin davacı şirket stoklarına girip girmediği girmiş ise davalı şirkete teslim edilmek üzere kayıtlarından çıkıp çıkmadığı hususunun tespit edilebileceği, mahkeme tarafından davacı yandan takip konusu fatura muhteviyatı ürünlerin davalıya tesliminin yapıldığına dair kanıtlayıcı belge talep edilmiş olması karşısında davacı yanın 30/01/2018 tarihli beyan dilekçesinde faturaların” irsaliyeli fatura” olarak düzenlendikleri bu anlamda ayrıca bir teslim belgesine gerek olmadığı yönünde görüş beyan ettiği sonu. ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı vekiline, 2016 yılı hareketli stok envarter dökümünü dosyaya ibraz etmesi için 2 hafta kesin süre verilmiş, dosyaya sunulan beyan dilekçesi ve ekleri de incelenmek üzere ikinci ek rapor alınmıştır.
13/05/2019 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin rapor hazırlanmasından önce dava dosyasına “hareketli stok envanteri” yerine envanter defterinde yer alan ” yıl sonu detay mizanı” sunduğu görülmekle davacı şirketin dosyaya sunmuş olduğu dilekçede sunulan belgelerin yeterli olmaması veya bilirkişinin istediği belge olmaması durumunda defter ve belgelerin yerinde incelenmesini talep etmiş olmasına karşısında, ihtilafa konu husus daha önce de ifade ettikleri üzere ticari defter incelemesi ile tespit edilemeyeceğinden davacı yanın hareketli envanter raporu sunması halinde takibe konu fatura muhteviyatı ürünlerin davacı şirketin stoklarına girip girmediği girmiş ise davalı şirkete teslim edilmek üzere kayıtlardan çıkıp çıkmadığı hususunun tespit edilebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı tarafça hareketli stok envanterinin verilen kesin süre içerisinde sunulmadığı, dava dilekçesinde de yemin deliline dayanıldığı anlaşıldığından, fatura muhteviyatı ürünlerin teslim edildiği hususunda karşı yana yemin teklif edip etmeyeceği hatırlatılmış, davacı vekili yemin teklif edeceğini beyan etmiş ve yemin metnini içerir meşruhatlı tebligat davalı şirkete usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı şirket yetkilisi mahkememizin 16/03/2021 tarihli duruşmasında hazır bulunmuş ve Davalı şirket yetkilisine HMK’nun 233/1 fıkrası uyarınca, dava konusu takibe konu …. İcra Dairesi … Esas sayılı icra takibine dayanak 24.11.2016 tarih … numaralı 601.668,00 TL bedelli irsaliyeli fatura konusu malların teslim alınıp alınmadığı, faturanın gerçek bir mal alım satımına dayalı olmayıp KDV ihtiyacı nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği hususunda yemin edeceği, yalan yere yemin etmenin suç olduğu açıklanmıştır.
Davalı şirket yetkilisi … yeminli beyanında; “dava ve takip konusu irsaliye faturaya konu mallar müvekkil şirket tarafından teslim alınmamıştır, irsaliyeli fatura şirket sekreterimiz … hanım tarafından Şişli de bulunan şirket merkezinde , bu merkez 6 katlı binanın 5.katında bulunmaktadır, teslim alınmış ve altına da imza atılmış bunu Baha beye teslim edersiniz denilmiş, fakat fatura içeriğini oluşturan ürünlen teslim edilmemiştir, fatura konusu ürün miktarı çok fazladır yaklaşık bir tıra sığdırılacak ürün vardır bunun bahsettiğimiz ofiste teslimi mümkün değildir, takibe konu edilen fatura KDV ihtiyacı nedeniyle düzenlenmiştir, tarafıma bu ihtiyaç nedeniyle fatura düzenlenmesi davacı tarafından teklif edildi, ben teklifi kabul etmeden faturayı düzenleyip sekretere teslim etmişler, daha sonra mali müşavirim tarafından bunun usule uygun olmadığı söylendi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamında göre; davacı yanın taraflar arasındaki kumaş satışına ilişkin ticari ilişki kapsamında davalıya teslim ettiğini iddia ettiği ürünler için 24.11.2016 tarih … numaralı 601.668,00 TL bedelli, 16/11/2016 tarih … numaralı 363.012,00-TL bedelli, 10/11/2016 tarihli … numaralı 562.876,00-TL bedelli, 03/11/2016 tarihli … numaralı 604.584,00-TL bedelli irsaliyeli faturaları düzenlediğini, bu fatura bedellerinin tüm ihtarlara rağmen ödenmediğini, bunun üzerine taraflarınca bu faturalardan 24.11.2016 tarih … numaralı 601.668,00 TL bedelli faturaya dayalı takip başlatıldığını beyan ettiği, davalı yanın fatura konusu malların tesliminin gerçekleşmediğini, takip dayanağı faturanın davacıya iade edildiğini savunarak takibe itiraz ettiği ve süresinde ileri sürülen itiraz nedeniyle ilamsız takibin durduğu, davacının itirazın iptali için eldeki davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalıya yukarıda özellikleri belirtilen dört adet fatura bedeli toplamı 2.405.140,00-TL nin bir gün içerisinde ödenmesi ihtarını içerir ihtarnamenin gönderildiği ve 28/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı yanın bu ihtarnameye cevaben söz konusu faturaların daha önce davacıya iade ediliği, faturalara konu malların da teslim alınmadığına dair ihtarname keşide ettiği görülmüştür.
Davacı yanın 2016 yılı kasım ayına ait BS formu incelenmiş yukarıda belirtilen dört adet faturanın KDV satış olarak beyan edildiği anlaşılmıştır. Davalı yanın 2016 yılı kasım ayına ilişkin BA formları incelenmiş bu döneme ilişkin davacıdan alım beyan edilmediği tespit edilmiştir.
Davacının takip konusu ettiği ve etmediği faturalar incelendiğinde, 24.11.2016 tarih … numaralı 601.668,00 TL bedelli fatura muhteviyatının 55.710 metre ithal kumaş, 16/11/2016 tarih … numaralı 363.012,00-TL bedelli fatura muhteviyatının 58.890 metre ithal kumaş, 10/11/2016 tarihli … numaralı 562.876,00-TL bedelli fatura muhteviyatının 52.120 metre ithal kumal, 03/11/2016 tarihli 06816 numaralı 604.584,00-TL bedelli fatura muhteviyatının 55.980 metre ithal kumaş olduğu, dört faturanın hepsinin altında teslim alan kısmında tarihsiz şekilde … …’in imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu faturalara davalı 20/12/2016 tarihinde tarafça itiraz edildiği, faturaların deftere kaydedilmeyerek davacıya iade edildiği anlaşılmıştır.
Gerek kök gerekse ek mali bilirkişi raporlarına göre; davacı yanın takip tarihi itibariyle kendi defterlerinde davalıdan dört adet faturanın toplam bedeli olan 2.405.160,00-TL tutarında alacaklı göründüğü, davalı yanın kendi defterlerinde bu dört faturanın kayıtlı olmadığı, takip tarihi itibariyle davalının kendi defterlerine göre davacıdan 18.425,10-TL alacaklı göründüğü anlaşılmıştır.
Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan muhasebesel yönden 2.405.160,00-TL alacaklı göründüğü, dört faturaya konu malların tamamının teslim ediliğinin; ancak bedellerinin ödenmediğinin iddia edildiği, buna rağmen takibe yalnızca 24.11.2016 tarih … numaralı 601.668,00 TL bedelli faturanın konu edildiği, faturalarda imzası bulunan … …’in davalı çalışanı olmakla birlikte, şirket yetkilisi olmadığı, şirkette sekreter olarak çalıştığı, faturalardaki teslim adresinin … Cad. … Apt. N… K:…D:… olduğu, buna göre toplam 222.700 metre ithal kumaşın bir apartman dairesinde tesliminin fiziken mümkün olmadığı, davacı tarafından verilen kesin süre içerisinde hareketli stok envanterinin sunulmadığı, davacının delil olarak sunduğu whatsapp yazışmalarında, dava konusu faturaya veya bu fatura muhteviyatı ürünlere ilişkin herhangi bir bilginin yer almadığı, faturaların( ve dava konusu faturanın) davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmadıkları, davalı şirket tarafından vergi dairesine de beyan edilmedikleri hususları birlikte değerlendirildiğinde, … … tarafından imzalanmış irsaliyeli faturanın teslim olgusunu tek başına ispata yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Teslim olgusunu ispat yükü üzerinde olan ve yemin deliline dayanan davacı, davalı yana yemin teklif etmiş, davalı şirket yetkilisi, dava konusu fatura muhteviyatı kumaşın kendilerine teslim edilmediği, takibe konu edilen faturanın KDV ihtiyacı nedeniyle düzenlendiği, davacının kendilerine bu ihtiyaç nedeniyle fatura düzenleme teklifinde bulunulduğu, teklif kabul edilmeden davacı yanın fatura düzenleyip sekretere teslim ettiği hususlarında yemin edilmiştir. Böylece davacı yan dava ve takip konusu fatura muhteviyatı kumaşları davalıya teslim ettiğini ispat edememiştir.
Yukarıda yapılan tüm saptamalar karşısında, ispat olunamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
Davanın REDDİNE,
Dosyanın bir örneğinin davalı şirket yetkilisinin beyanları da nazara alınarak , vergi kaçırma veya vergiden kaçınma eylemleri yönünden gereğinin takdir ve ifası için İstanbul CBS’ye gönderilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 7.266,65-TL harçtan mahsubu ile artan 7.237,35-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürülükte bulunan AAÜT uyarınca 47.133,40-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 80,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır