Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/250 E. 2018/1179 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/873 Esas
KARAR NO : 2018/1121
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ: 23/08/2016
KARAR TARİHİ: 13/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davalı şirkette pay sahibi ve ortak olduğunu, şirketin her türlü inşaat, taşınmaz alım satım taahhüt işi yaptığını, İTO kaydının 29/01/2016 tarihinde askıya alındığını, 15/05/2014 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığını bundan sonra genel kurul ve yönetim kurulunun toplanamadığını, aktif olarak çalışmadığını, 6102 sayılı TTK’nın 530/1 maddesindeki koşulların oluştuğunu, 2 yılı aşkın süredir genel kurul ve yönetim kurulu toplantıları yapılamadığından TTK’nın 530 maddesi gereğince şirketin “Organ Eksikliği” gereğince feshine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, yargılama aşamasında verdiği 23/06/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile şirketin yetkililerinin yurt dışında olup Türkiye’ye hiç gelmediklerini, faaliyetlerinin bulunmadıklarını, bu durumun fesih açısından haklı neden oluşturduğunu belirterek TTK’nın 531. Maddesi uyarınca davalı şirketin haklı sebeple feshine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
SAVUNMA /
Davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebligat yapılmasına rağmen duruşmaya gelmediğinden ve davaya cevap vermediğinden davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; 6102 sayılı TTK’nun 531 Maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, davalı Anonim Şirketin haklı nedenlerle feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Şirketin feshinin ve tasfiyesinin istenmesi halinde husumetin şirkete yöneltilmesi gerekir. Somut olayda bu durum gerçekleşmiştir.
Davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilerek incelenmiş; dava tarihi itibari ile davalı şirketin ticaret sicilinde tescilli bulunan merkez adresinin mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar dahilinde kaldığından 6102 sayılı TTK’nun 531 ve HMK’nun 14/2. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığın çözümünde mahkememiz mutlak olarak yetkili bulunmaktadır.
Davalı şirketin sicil dosyası incelendiğinde…Ticaret Sicil Memurluğu’nun … Ticaret sicil numarasında kayıtlı olduğu, davacı ile dava dışı…, …,…, …, …’nın davalı şirketin ortağı Yönetim Kurulu üyeleri oldukları, şirketin 31/07/2012 tarihinde kurularak tescil edildiği, en son Genel Kurul toplantısının 16/05/2014 tarihinde yapıldığı, bu tarihten sonra şirketin herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı, 5174 sayılı yasanın 10. Maddesi gereğince; 29/12/2016 tarihi itibariyle meslek gurubu ve seçmen listelerinden kaydının silinmiş olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 531. maddesinde haklı sebeplerin varlığında sermayenin en az 10/1’ni ve halka açık şirketlerde 20/1’ini temsil eden payların sahiplerini, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilecekleri belirtilmiştir. Mahkemenin fesih yerine davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözüme karar verilebileceği belirtilmiştir.
Haklı sebep; hukuki ilişkinin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve (Bozucu) yenilik doğuran bir bildirim veya dava ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgudur. Somut olayda, haklı sebebin varlığı olayın niteliklerine ve koşullarına göre değerlendirilecek ve hakimin takdir yetkisi haklı nedenlerin gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden önem kazanacaktır.
Davacı tarafça şirketin ortaklarının yurt dışında olduğu, Türkiye’de bir araya gelerek faaliyette bulunmadıkları, aktif olarak şirketin çalışmadığı ve organların toplanamadığı belirtilerek bu durumun şirketin feshi açısından haklı sebep oluşturduğu ileri sürülmüştür. Şirket sermayesi 453.750 paya ayrılmış olup; davacının şirket ortağı ve azlık hakkı sahibi olarak dava açma hakkının bulunduğu kabul edilmiştir. Davacı vekilince ıslah dilekçesinde ileri sürülen iddialar başkaca hiçbir delille kanıtlanamamıştır. Şirketin 2014 tarihinden sonra Genel Kurul Toplantısının yapılmamış olması tek başına haklı fesih nedeni olarak gösterilemeyecektir. Davacının haklı sebebin varlığını somut delillerle kanıtlaması gerektiği halde, bu iddianın hiçbir delille kanıtlanamadığı bu nedenle davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubuna,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 165,00 TL gider avansından geriye kalan 53,90 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davalı tarafından yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davacı vekilinin huzurunda, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI 35,90 TL KARAR HARCI
29,20 TL PEŞİN HARÇ /
6,70 TL. KALAN HARÇ