Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/235 E. 2018/535 K. 21.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/235 Esas
KARAR NO : 2018/535
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/03/2017
KARAR TARİHİ : 21/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin yasal mirasçısı olan muris…’ın kayıt maliki bulunduğu ve davalı şirket tarafından kaza tarihi olan 09/01/2017 tarihinde sigortalı olan … plakalı araç ile trafik kazası yaptığını ve muris…’ın vefat ettiğini, kazanın havanın yağışlı ve karanlık olduğu eğimli bir yolda tek taraflı olarak meydana geldiğini, kazanın davalı sigorta şirketine ve yetkili acentesi olan … Şti. ‘ne ihbar edildiğini, araca ilişkin maddi zararların karşılanacağı söylenmiş ise de herhangi bir girişimde bulunulmadığını, davalı şirketin sigorta poliçesi limiti içerisinde ödeme yapması gerekli ölüm teminatına dair bedelin ödenmesi yönünde taleplerinin oluduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ölüm teminat bedelinin kaza tarihi olan 09/01/2017 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 29/05/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın müvekkili şirkete başvuru yapmadan davayı açtığını, başvuru şartı yokluğundan davanın esasa girmeden usulden reddine karar verilmesini, davacılar taleplerinin açık olmadığını, poliçede yer alan hengi teminattan yararlanmak istedikleri hususunun belirtilmediğini, davacıların kendi murislerinin yansıma yoluyla intikal eden kusurundan yararlanarak tazminat talep etmesinin gerek kanunda gerekse hukukun genel hükümlerinde hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, kabul anlamına gelmemek üzere faiz taleplerinin reddine karar verilmesini, uygulanması gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini, davacı tarafın dava konusu zararla ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracatının bulunmadığını, müvekkili şirketin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini beyanla başvuru şartı yokluğundan davanın reddine, davanın teminat dışı olması nedeni ile esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacıların murisi ile davalı arasındaki … numaralı zorunlu mali sorumluluk ve ferdi kaza sigorta poliçesi kapsamında ölüm teminatının davacılara ödenmesi talepli eda davasıdır. Başka ifade ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı talebini içermemektedir. Davacılar murisleri…’ın tek taraflı trafik kazasında ölümü nedeniyle ferdi kaza sigorta teminatı kapsamında poliçede belirtilen 10.000,00-TL meblağlı ölüm teminatının kendilerine ödetilmesini talep etmektedirler.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacılar murisleri…’ın tek taraflı trafik kazasında ölümü nedeniyle ferdi kaza sigorta teminatı kapsamında poliçede belirtilen 10.000,00-TL meblağlı ölüm teminatının kendilerine ödetilmesini talep etmektedirler. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı ferdi kaza sigorta sözleşmesidir. Bu nedenle uyuşmazlık tüketici işleminden kaynaklanmakta ve Tüketici Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda anılan gerekçelerle mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davada mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair 5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar okunup anlatıldı.
Katip
e-imzalı
Hakim
e-imzalı