Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/195 E. 2018/730 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/195 Esas
KARAR NO : 2018/730
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/02/2017
KARAR :USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 04/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı ile müvekkil şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu davalının da ticari ilişkiyi reddettiğini, müvekkil ve davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklı ve ödenmemiş olan icra takibine konu 1.465,23 15/04/2013 vade tarihli faturanın ekte olduğunu, davalının davaya konu icra Cari Hesap Ekstresindeki Borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge de sunamadığını davacının borçlu hakkında başlatılan icra takibi süresinde ve hukuka uygun olduğunu, tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığında davalının müvekkil şirkete takip konusu miktar kadar borçlu olduğuğun ortaya çıkacağını, davalının borcunu ödememek için haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinin ortada olduğunu, bu nedenle de asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedileceğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydı ile davasının kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile (1.465,23 TL Asıl Alacak açısından) takibin asıl alacağa işleyecek ticari reeskont avans faiz ile birlikte devamına ve davalının %20 icra inkar tazminatına mahküm edilmesine yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı tarafça Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış olan işbu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesinin olduğunu davanın öncelikle görevsizlik sebebiyle usulen reddinin gerektiğini, davalı ile davacı şirket arasında bir sözleşme ilişkisinin olmadığını, davalıya karşı açılan davanın zamanaşımı sebebiyle reddinin gerektiğini, davacı şirketin kendisi tarafından düzenlenen 15/04/2013 düzenleme tarihli 1.465,23 TL bedelli faturayı dayanak göstererek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyası ile davalıya karşı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu icra takibine 06/12/2016 tarihinde Avacık İcra Müdürlüğü vasıtası ile davacı firmaya “hiçbir borcu bulunmadığını” belirterek itiraz ettiğini, ve haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan icra takibini durdurduğunu, bunun üzerine davacı şirket tarafından davalının itirazı ile duran icra takibinin devamı amacıyla işbu itirazın iptali davasının açıldığını, İcra takibine konu olan 15/04/2013 tarihli faturanın davacı şirket tarafından tek taraflı olarak düzenlenmiş olmasınını borcun varlığı için yeterli olmayacağını davalının davacı taraf ile akdi ilişkisinin bulunmadığını, kaldı ki davalının … E. Sayılı icra takibine itirazında taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul etmediğini davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını da açıkça beyan ettiğini, ayrıca kabul anlamına gelmemekle beraber, faturaya konu malların davalıya teslim edildiğini, ispat yükünün davacı şirkette olduğunu, ancak davacı tarafın söz konusu malların teslim edildiğine dair herhangi bir delili dava dosyasına sunmadığını, faturaya ilişkin davalının davacı şirkete karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddi gerektiğini beyan ederek, davanın görevsiz mahkemede açılması nedeniyle davanın görevsizlik nedeniyle reddini, davanın yetkisiz mahkemede açlıması sebebiyle davanın yetkisizlik nedeniyle reddini, davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, yukarıda açıklanan esasa ilişkin nedenler sebebiyle davanın esastan reddini, davacı tarafın asgari yüzde yirmi kötüniyet tazminatına mahküm edilmesini, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinin davacı tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4 ve 5 inci maddelerinde düzenlenmiştir.
Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2 nci maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Dava; İcra ve İflas Kanunun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının incelenmesinde, davalı tarafın tacir olmadığı, bu durumun gelen müzekkere cevaplarından anlaşıldığı, davalının çamaşır satıcısı olup gerçek usulde vergi mükellefi olup 2. Sınıf işletme hesabı tutan gerçek kişi olduğu, ticaret odasına kaydının bulunmadığı ve uyuşmazlığın davacı tacir ile davalı tacir olmayan gerçek kişi arasında bağıtlanan sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmıştır yani iş bu eldeki dava ticari dava değildir.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; 6100 Sayılı HMK.nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, m. 2 gereğince asliye hukuk mahkemelerinin de görevi belirlendiğine göre; aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden reddine,
2-HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına, HMK 20 maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır