Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/167 E. 2020/789 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/167 Esas
KARAR NO:2020/789

DAVA: Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ: 27/01/2011 (Mahkememize tevzi tarihi: 21/02/2017)
KARAR:DAVANIN REDDİ
KARAR TARİHİ: 17/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan rücuen taminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 29.07.2004 tarihinde 2 no.lu davalıya ait …plaka sayılı otobüsün …’da ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası geçirdiğini, kazada araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kazada yaralananlar arasında … ve …’ın da olduğunu, yaralanan bu kişilerin müvekkili … (…) sigortalısı olduklarını, kaza sebebi ile meydana gelen yaralanmadan dolayı sağlıklarına kavuşabilmeleri için sürekli tedavi görmeleri gerektiğini, bu tedavilere ilişkin giderlerin müvekkilince ödendiğini, … için -15.024,74-Euro tedavi giderinin ve … için ödenen -39.632,75-Euronun sigorta limiti olan 40.000-TL.nin tahsilinin talep edildiğini, TK.1301.maddesinde düzenlenen rücu hükümleri gereğince davalılardan talep hakkının doğduğunu, sigorta şirketinin de oyalamalar sonucunda sorumluluğunu yerine getirmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yaptığı harcamaların fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının sigorta için limiti ile sınırlı olmak üzere taraflardan faiz masraf ve vekalet ücreti ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Olay tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar 6,5 yıl geçtiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin beyanlarında ise dava konusu alacağa itiraz ettiklerini, dava dilekçesinin ekinde hiçbir belge gelmediğini, dava dilekçesi dışında bu tutarı tevsik edici hiçbir belge intikal etmemesinin de kabul edilebilir olmadığını, davacı tarafından ifade edilen kusur durumunun neye dayandığının da görülemediğini, eldeki davanın haksız olduğunu ileri sürerek davanın zamanaşımı yönünden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalıya TK.35.maddesine göre usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya yazılı veya sözlü cevap vermediği anlaşılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
…. Asliye Hukuk Mahkemesi, 5510 sayılı Kanunun 67 ve 101 sayılı Kanunun 1. maddesi gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul 22. İş Mahkemesi tarafından ise, davacı … (…) ile davalılar arasında işçi ve işveren (ya da vekili) ilişkisi olmadığından uyuşmazlığın genel hükümlere göre genel mahkemelerde sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık; davalıya ait …plaka sayılı otobüsün ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasına sebep olduğunu, kazada araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kazada yaralananlar arasında bulunan … ve …’ın … (…) sigortalısı olduklarını, tedavilere ilişkin giderlerin davacı tarafça ödendiğinden bahisle sigorta şirketinin halefiyet hakkınna dayanarak sigortalısına yaptığı ödemelerin davalı taraftan rücuen tazminine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 Esas – 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 Esas – 9 Karar R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Diğer taraftan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 3. maddesinde “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” hükmünün düzenlendiği, 4/1. maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hukuk davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli” bulunduğu öngörülmüştür. Somut olayda; davacı sigorta şirketi, davalı … A.Ş. ve … …’e karşı sigortalıya ödenen tedavi masraflarının rücuen tazminini talep etmektedir. Bu durumda dava, trafik kazası nedeniyle yaralanan sigortalı kişilere ödenen tedavi masraflarına karşı rücuan tazmini istemini içermekte bulunulduğundan, haksız fiilden kaynaklanmakta olup, genel hükümlere çözümlenmesi gerekir. Ancak, davacının sigortalısının ve davalının tacir olmasına göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Dava dosyasının Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2015/7043 Esas- 2015/9287 Karar Sayılı 15.10.2015 tarihli kararı sonrasında …. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesinin akabinde yine aynı dairenin …Esas- … Karar sayılı 05.05.2016 tarihli maddi hatanın düzeltilmesi kararı sonucu … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı yeri olarak belirlenmesi akabinde Mahkememiz yukarıdaki esas sırasına tevzi olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişiler Uz. Dr. Adli Tıp Uzmanı … ve Sigorta Tahkim Hakemi Sigortacılık Hakemi Sigortacılık Uzmanı … tarafından hazırlanan 27/08/2019 tarihli bilirkişi kök raporu (Dosya içeriğinde olay tarihli tıbbi belge bulunmadığından sözü edilen yaralanmalar ve yapılan harcamalar ile olay arasında illiyet kurulamadığı, …. A.Ş ‘nin 22/09/2014 tarih, … olu faturasında, bir adet tekerlekli sandalye için 350.000,00 TL (Güncel fiyat 350 TL) fatura edildiği, … beyanına göre 44.812,71 Euro olduğu, dosya içinde sözü edilen harcamalara ilişkin …da düzenleyip çevirisi yapılış fatura bulunmadığı, … Antetli 06/09/2015 tarih … nolu dekont fotokopisine göre Şirin Tırpan için Av. …’e 40.000 (Kırkbin) TL, … A.Ş tarafından … … Şubesine ödenmiş olduğu görüş ve kanaatlerini bildirmiştir) incelenmiştir.
Bilirkişiler Uz. Dr. Adli Tıp Uzmanı … ve Sigorta Tahkim Hakemi Sigortacılık Hakemi Sigortacılık Uzmanı … , Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 16/07/2020 tarihli rapor (davada söz konusu edilen kişilerden …’a ödenmesi gereken bedelin dava açılmadan önce asile ödendiği, dolayısıyla davalılar hakkında açılan davanın mahkemenin takdirinde olduğu, davada söz konusu edilen kişilerden …’a yasal olarak ödenmesi gereken 40.000 TL bedelin sigorta şirketi tarafından dava açılmadan önce asile ödendiği, 45.428,40 TL bakiye kaldığı, dolayısıyla … Ltd. Şti hakkında açılan davanın mahkemenin takdirinde olduğu, zamanaşımı iddiası ve diğer iddialar hakkında takdirin Mahkemenin olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir) incelenmiştir.
Davacı, 29/07/2004 tarihinde … Ltd. Şti’ne ait …plaka sayılı otobüsün ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasına karıştığını, kazada araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kazada yaralananlar arasında … ve …’ın da olduğunu, yaralanan bu kişilerin müvekkili … (…) sigortalısı olduklarını ve bu kaza nedeniyle tedavilerine ilişkin giderlerin kendilerince kişilere ödendiğini, … için 15.024,74 Euro (31.086,00 TL) tedavi gideri ile …’ ın tedavisi için ödenen 39.632,75 Euro’nun (40.000,00 TL) fiili ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının şahıs başına sigorta poliçe limiti olan 40.000,00 TL içerisinde sınırlı olmak üzere faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı … AŞ, iddia olunan vakıaları inkar ile sorumluluğunun bulunmadığından bahisle genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, süresinde davaya cevap vermemekle iddia olunan vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Dava; davacı sigorta şirketinin trafik kazası nedeniyle yaralanan sigortalılarına ödediği tedavi masraflarını halefiyete dayanarak davalılardan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Dava, TBK m. 127, TTK m. 1301, 1486/1, 1472 hükümlerine dayanmaktadır. Haksız fiilin unsurları haksız/ hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olup bu unsurlar kümülatif yani birlikte değerlendirilmiştir. TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. Maddeleri gereğince ispat hususuna dikkat edilmiştir. Davanın hukuk ve ceza zaman aşımı süresinde açıldığı anlaşılmaktadır( kaza tarihi 29.07.2004, dava tarihi 27.01.2011).
…plakalı aracın davalı … adına kayıtlı olduğu, iş bu davalının işleten malik sıfatı ile sürücünün kusurundan kaynaklanan haksız fiilden zarar görene karşı kusursuz sorumlu olduğu hususuna dikkat edilmiştir. …plakalı aracın davalı sigorta şirketine 23.04.4004- 23.03.3005 tarihleri aralığında sigortalı olduğu, iş bu davalının sigorta güvencesi kapsamında kazanın 29.07.2004 tarihinde vuku bulduğu gözetilerek sözleşme gereği sürücünün kusurundan kaynaklanan haksız fiilden poliçe limiti ile kişi başına maksimum 40.000,00 TL ye kadar zarar görene karşı sınırlı sorumlu olduğu hususuna dikkat edilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler gereğince; 29.07.2004 tarihinde Tercan’ da meydana gelen trafik kazasında, havanın açık, vaktin gece, asfaltın kaplama ve kuru olduğu anlaşılmaktadır. Plakası ve sürücüsü belirsiz, arka farları yanmayan, trafiğe çıkmaya uygun olmayan traktör ile kara yoluna çıkan aracın kara yolunda seyreden araçların trafik güvenliğini tehlikeye düşürmesinden ve trafik güvenliğini ortadan kaldırmasından dolayı kazanın oluşumunda % 50 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirilmiştir. …plakalı otobüs sürücüsünün gece görüş şartlarına göre seyir hızının hızlı olması, dikkatsiz seyretmesi, önündeki araç trafiğine yeterince dikkat etmemesi, önünde bulunan ve arka ışıkları yanmayan traktörü gördüğünde tedbirsizce sola doğru yönelmesi neticesinde kazanın oluşumunda % 25 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirilmiştir. … plakalı dorseli tırın sürücüsünün seyrederken mevcut hızı ile olay mahaline dikkatsizce yaklaşması, olay yerinde sola ve kendisinin bulunduğu şeride doğru yönelen otobüsü gördüğünde yeteri kadar uyarmaması, sağında bulunan 7 metrelik banketi kullanmaması neticesinde kazanın oluşumunda % 25 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirilmiştir. … plakalı aracın sürücüsünün seyri esnasındaki önünde seyreden tırın kazaya karışıp yolu enlemesine kapatması sırasında bu araca çarpmak zorunda kaldığı anlaşıldığından önleyebileceği bir tedbirin bulunmadığı değerlendirilerek kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığına kanaat getirilmiştir.
Davacının dava dışı yolcu …’ a 15.024,74 Euro tedavi gideri ödediği, yine dava dışı …’ a 39.632,75 Euro tedavi gideri ödediği dosya kapsamına sunulu bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Dava dışı yolcu …’ ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, yürürlükteki yasalarımız ile Anayasamız uyarınca Devletimizin Sosyal Devlet olması karşısında TC vatandaşının tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanmasının zorunlu olması ve SGK nın sorumlu olduğu dikkate alınarak davalı işleten ve sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek davacının dava dışı … yönünden talep ettiği rücua tabi bir alacağının bulunmadığına kanaat getirilmiştir. Dava dışı yolcu …’ ın … vatandaşı olduğu, yürürlükteki yasalarımız gereğince davalı işleten malik ve sigorta şirketinin sürücünün kusuruna isabet eden oranda zarar görene karşı yukarıda belirtildiği üzere sorumlu olduğu, buna bağlı olarak davacı halefin ödemede bulunduğu kişi …’ ın haklarına halef olarak talepte bulunabileceği değerlendirilmiştir. Ancak … antetli 16.09.2005 tarihli … numaralı dekont incelendiğinde davalı sigorta şirketi tarafından Av. …’ e … için 40.000,00 TL ödendiği ve 16.09.2005 tarihinde … antetli … numaralı dekont incelendiğinde 33.104,00 TL nin … için davalı sigorta şirketi tarafından Av. …’ e ödendiği ve ibra edildiği anlaşılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacının halefiyete dayandığı ancak dava dışı halefiyetine dayanılan asil …’ a ve …’ a davalı tarafından dava konusu tedavi giderlerine ilişkin ödemede bulunulduğu gözetildiğinde davacının dava dışı tedavi olanların tedavi giderlerine halef olamayacağı, aksi düşünüldüğünde davalılarca mükerrer ödeme yapılmış olacağı ve bunun hakkaniyete uygun düşmeyeceği, hali hazırda dava açılmadan dava dışı halef olunan asillere ödemede bulunulması nedeniyle halefiyet şartlarının da oluşmadığı kanunen değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.055,65 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 1.001,25 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 10.041,18 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır