Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/160 E. 2019/574 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/160 Esas
KARAR NO: 2019/574

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/02/2017
KARAR TARİHİ: 13/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkili şirketin hükümlerine uygun olarak teknik doküman, görsel ve testleri davalı/borçluya ulaştırmış, akabinde 25/03/2015 tarihinde 1.000,00-TL ve 06/04/2015 tarihinde 3.000,00-TL olmak üzere, toplam 4.000,00-TL tutarındaki hizmet bedelini de zamanında ödediği, ancak davalı/borçlu peşinatın yatırılmasından sonraki 6 haftalık sürede üzerine düşen edimi yerine getirmediği ve projeyi teslim etmediğinden müvekkil şirket tarafından …Noterliği’ nden keşide edilen, 22/09/2015 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarname ile kesin vadesi belirtilen işi süresinde teslim etmeyen davalının, akde muhalefeti sonucu sözleşmenin feshedildiği davalının kusuru sonucu sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle toplam 4.000,00-TL miktarlı iş avansı ödemesinin ticari faiziyle iadesi talep edilmiş ve bu ödemelere dair 04/09/2015 tarihli fatura muhteviyatına itiraz edildiği tüm yazılı ve sözlü ihtarlarına rağmen davalı tarafından sözleşmeye konu proje teslim edilmediğinden feshedilen sözleşmeye konu proje nedeniyle yapılan avans ödemeleri iade edilmediğinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmak zorunda kalındığı, davalının 29/02/2016 tarihinde icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi ile hiçbir gerekçe göstermeksizin haksız ve mesnetsiz olarak yetkiye, borca, faize ve takibin bütün ferilerine itiraz ederek takibin durmasına neden olduğu, davalı borçlunun itirazı, kötü niyetli olup, iptali için iş bu davanın ikamesi zorunluluğu olduğu, haklı davanın kabulünü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; müvekkili şirketin söz konusu davanın tarafı olana davacı …Ş. İle sözleşme imzalamış olup müvekkili şirketin üzerine düşün tüm yükümlülüklerini yerine getirmeye çalıştığı, sözleşmede belirtilen sürenin dışına çıkılması davacı şirketin tamamiyle gerekli teknik bilgi, donanım ve onaylamaların süresinde cevap vermemesinden kaynaklı olduğu, davacı şirketin kasıtlı olarak sözleşmede belirtilen süreyi uzatmak için işleri savsakladığı ve bu durumu da müvekkili şirkete mal etmek istediği, davacı şirketin bu sözleşmeye açıkça ve kötü niyetli olarak aykırı davrandığı, müvekkili şirketin sözleşmeye aykırı davranmamış olup, tam tersi davacı şirketin sözleşmeye dayalı ifalarını kasıtlı yerine getirmediği ve müvekkil şirketi zor duruma soktuğu, müvekkil şirket tarafından davacı …Ş.’ nin teknik doküman, resim ve benzeri her türlü dokümanı zamanında vermediklerini bu nedenle gecikme yaşadıklarını dile getirerek mailer attığı, davacı şirketin bu kötü niyetli davranışından dolayı zarara uğrayan mağdur kalan tarafın müvekkili şirket olduğu, müvekkili şirket … İle yapılan sözleşmeye istinaden işlerini aksatmadan yerine getirmek için yoğun bir şekilde çalıştığı, davacının haksız fesih eden taraf olması nedeniyle davalı şirketin davada haklılığına, haksız davanın reddine, takibin durdurulmasına, ancak davacının kötü niyetli olarak takibin ve iş bu davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeni ile kendi lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine , kötü niyetli olduğu açıkça görülen davacının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının;taraflar arasında varlığı tartışmasız “mobil uygulama” konulu eser sözleşmesinin kapsamının ne olduğu, sözleşemeye konu mobil uygulama geliştirme ediminin tespit edilen sözleşme kapsamına göre davalı tarafça gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, edimin yerine getirilmesindeki gecikmenin taraflardan hangisinini kusurundan kaynaklandığı, davacının yaptığı ödemenin iadesinin talep edip edemeyeceği, bu çerçevede davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne tutarda alacaklı olduğu, icra inkar ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 4.170,33-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, 26/03/2015 tarihli sözleşme aslı kasaya alınmış, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak rapor alınmıştır.
18/05/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; incelenen davacı şirkete ait 2015 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterlerin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin T.T.K. Hükümlerine göre usulüne göre süresinde tasdik edildiği, sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı şirkete ait 2015 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin T.T.K. Hükümlerine göre usulüne uygun ve süresinde tasdik edildiği, ancak T.T.K. Hükümlerine göre yıl sonunda yaptırılması gereken yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırılmamasından dolayı davalı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, davacı şirketin TTK. Hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde icra takibe konu ettiği iş avansı ödemelerini ticari defterlerinde kayıt altına aldığı ve davacı şirketin icra takip tarihi olan 18/02/2016 tarihi itibariyle davalı yandan 4.000,00-TL iş avansı ödemelerinden kaynaklanan alacağının bulunduğu, davalı şirketin incelenen 2015 yılı ticari defterlerinde davacı şirketten alacağının bulunmadığı, davacı şirketin icra takip tarihi olan 18/02/2016 tarihinde davalı yandan talep edebileceği işlenmiş faiz tutarının 168,00-TL olduğu, davacı yanın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 07/06/2017 tarihinden itibaren asıl alacağa % 9 yasal faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine muhasebesel inceleme ile varıldığını, ancak yanlar arasındaki ilişkinin ” Ticari iş” olması hasebiyle, TC Merkez Bankası kısa vadeli avan faizinin takip tarihinden itiabaren somut olaya tatbiki, teknik açıdan; gecikmenin sadece davalı taraftan değil, davacı taraftan da kaynaklandığı, davalı tarafın yaptığı işleri sürekli davacı tarafa incelemeye gönderdiği ve bu durumun davalının proje üzerinde bilfiil çalıştığı kanaati oluşturduğu, davalı tarafın gecikmeyi minimuma indirebilmek amacıyla yapıcı ve gayretli yaklaşımda olduğu hususları görüldüğünden davalı tarafın teknik açıdan sorumluluklarını yerine getirme çabasında olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememiz 08/11/2018 tarihli duruşma ara kararı gereğince; bilirkişi heyetince tanzim edilen raporda; teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemenin bilimsel verilere dayalı, denetime elverişli ve hükme esas teşkil edecek mahiyette bulunmadığı anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nun 281/3 fıkrası uyarınca mahkememizce re’sen seçilecek yeni bir yazılım mühendisi bilirkişi marifetiyle davaya dayanak sözleşmenin konusunu oluşturan mobil uygulama da ayrıca incelenmek suretiyle, davalının edimini sözleşmeye uygun yerine getirip getirmediği, edimin ifasındaki(mobil uygulamanın teslimi) gecikmede tarafların kusur durumlarının ne olduğu hususlarında; davacı yanın daha önceki teknik bilirkişi raporuna itirazlarını da karşılar mahiyette dosya üzerinde ek inceleme yapılmasına karar verilmiş; 15/04/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu olan sözleşmenin davanın bilişim yönüyle olan uyuşmazlığın anlaşma gereği işin yapılıp yapılmaması olduğu, sistem(mobil uygulama) üzerinde yapılan incelemede sözlemeye göre İSO uygulaması olmasına rağmen uygulama ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı Android ile ilgili işin % 70′ lik kısmının yapıldığı tespit edilmiş, yalnız bu tür sistemler bir biriyle entegre çalıştığı için bir modüldeki sorunun sistemin tamamını da etkilemekte olduğu, tarafların sözleşme gereği edimlerinin ifasında (mobil uygulamasının teslimi) yaşanan gecikmede tarafların kusur durumlarının % 70 davalı, %30 davacıdan kaynaklandığı tespit edildiğini, mobil uygulama (Android) bu haliyle kullanılmaz durumda, işin yapılmayan kısmının tamamlanması için bu konuya hakim iyi bir yazılımcı ile 7 günde yani 100$x7 gün=700$ karşılığında halledilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 26/03/2015 tarihli “mobil uygulama” konulu eser sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin konusunun davalının davacı firma için İOS ve Android cihazlarda çalışacak mobil uygulama üretimi olduğu, projenin teslim süresinin altı hafta olduğu, ancak bu sürenin davacının gerekli teknik döküman ve görselleri geç iletmesi halinde uzayabileceğinin sözleşmede kararlaştırıldığı, proje bedelinin toplam 8.000,00-TL olduğu, sözleşme gereği davacının davalıya toplam 25/03/2015 tarihinde 1.000,00-TL ve 06/04/2015 tarihinde 3.000,00-TL olmak üzere toplam 4.000,00-TL ödeme yaptığı, davalının davacıya sözleşme bedelinin kalan kısmı olan 4.000,00-TL için 04/09/2015 tarihli fatura düzenleyip gönderdiği, davacının faturayı Beşiktaş 8. Noterliği’nin 22/09/2015 tarihli ihtarnamesi ile iade ettiği, ihtarnamede sözleşme konusu işin kararlaştırılan sürede teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğinin, daha önce ödenen 4.000,00-TL nin iadesinin gerektiğinin bildirildiği, akabinde dava konusu icra takibinin başlatıldığı, davalı tarafça takibe vaki itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı, davalının edimin yerine getirilmesindeki gecikmenin davalının kusurundan kaynaklanığını savunduğu, mahkememizce alınan 15/04/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda teknik bilirkişi tarafından; raporun tanzim tarihi itibariyle sözleşme konusu işin eksik yapıldığının, İOS cihazlar için herhangi bir uygulama oluşturulmadığının, Andorid cihazlar için oluşturulan uygulamanın ise %70 oranında tamamlandığının, davacı tarafından temin edilmesi gereken teknik dökümanların iletiminde gecikmeler yaşanmış olsa da bunun davalının edimini yerine getirmesini ancak 10 iş günü kadar geciktireceğinin, gecikmede davacının %70 oranında davalının %30 oranında kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, teknik bilirkişi tarafından rapor tarihi itibariyle sözleşme konusu işin halen tamamlanmamış olduğunun ve davacının davranışlarının ancak 10 günlük gecikmeye sebep olabileceğinin belirtildiği, sözleşmenin 2015 yılı Mart ayında yapıldığı, davacının sözleşme gereği avans ödemesini eksiksiz yaptığı, buna rağmen davalının takip, dava ve bilirkişi raporunun tanzim tarihi itibariyle İOS cihazlar için mobil uygulamanın hiç hazırlanmadığı, Android cihazlar için mobil uygulamanın ise %70 inin tamamlanabildiği, teknik bilirkişi raporuna göre davacıdan kaynaklanan 10 iş günlük gecikme süresi de eklendiğinde davalının edimini en geç sekiz hafta içerisinde teslim etmesinin gerektiği, davalının düzenlediği bakiye alacak faturasının tarihi (04/09/2015) itibariyle davacının en son avans ödemesini yaptığı 06/04/2015 tarihin, yani altı haftalık teslim süresinin başladığı tarihin üzerinden yaklaşık beş aylık süre geçmiş olduğu, bunun sözleşmede kararlaştırılan altı haftalık teslim süresini aştığının açık olduğu, buna göre davacının TBK’nun 473/1 fıkrası uyarınca sözleşmeden dönmekte haklı olduğu, davalının aldığı avansı iade yükümlülüğünün bulunduğu, ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihine göre davalının iade borcu açısından temerrüt tarihinin 22/09/2015 olduğu, davacının davalıdan 4.000,00-TL asıl alacak ve 168,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.168,00-TL alacaklı olduğu mahkememizce kabul edilmiş, davanın kısmen kabulüne , davalı tarafça İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5394 sayılı takibine yapılan itirazın 4.000,00-TL asıl alacak ve 168,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.168,00-TL yönünden iptaline, takibin 4.000,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek avans faizi ile birlikte devamına karar verilmiş, alacak likit olmadığından davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… esas sayılı takibine yaptığı itirazın 4.000,00-TL asıl alacak ve 168,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.168,00-TL yönünden İPTALİNE, takibin 4.000,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı talebinin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 284,71-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 71,22-TL peşin harcın mahsubu ile, bakiye 213,79-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça 71,22.-TL yatırılan peşin harcın davalıdan tahsiline,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiği anlaşılmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap olunan 2,33-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 2.300-TL bilirkişi ücreti, 296,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.627,90-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren %99’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır