Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/155 E. 2023/645 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/155 Esas
KARAR NO : 2023/645

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/02/2017
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … aleyhine … 25. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayısı ile … A.Ş.’ye ait 31.12.2016 tarihli 2.330-TL bedelli çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu çekin 02.12.2016 tarihinde müvekkilin zilyetliğinde iken, … üzerinde bulunan … civarında müvekkilin aracından çalındığını, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı ve … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …Soruşturma Numaralı dosyaları ile taraflarınca savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, çekin zayi olması nedeniyle … 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…esas sayılı dosyası ile tedbir talepli olarak çek iptali davası açıldığını, açılan bu dava ile 14/12/2016 tarihinde ödeme yasağı kararı alınmış ve takip konusu çek de dahil olmak üzere diğer zayi çeklere ihtiyati tedbiren ödeme yasağı konulmasına karar verildiğini, takibi kabul anlamına gelmemekle birlikte; her ne kadar … 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyası ile ödemenin meni kararı verilmişse de bu tedbir kararının çeklerin ilgili bankalarca ödenmemesi bakımından verilmiş olduğundan üçüncü kişiler tarafından icraya konulmaması ile ilgili bir hüküm olmadığından çalınan çekte müvekkilinin de cirosu bulunduğundan davalı yanın müvekkiline karşı icra takibi başlattığını ve müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, müvekkilinin davalıya böyle bir borcu bulunmadığını belirterek, anılan nedenlerle dava konusu icra takibi müvekkile yöneltilemeyeceğinden müvekkilin borçlu olmadığı yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu çekin çalındığından bahisle müvekkiline borcunun bulunmadığının tespitine ilişkin iddiasının hukuken mesnetsiz olduğunu, davacı iddialarının borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, davacının lehdarı olduğu çekin arkasını ciro edip sonra çaldırdığını iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bir an için çekin çalınmış olduğu varsayılsa dahi takip dayanağının kambiyo senedi olduğunu, kambiyo senetlerinın sebepten mücerret olarak hak doğurduğunu, bu nedenle davacının ciro silsilesindeki imzasına bir itirazı olmadığından, çekin çalındığı iddiasının dava konusu çekte meşru hamil olan müvekkile yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, iyiniyetli meşru hamil olan müvekkilinin kambiyo senedi nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunun kabulü gerektiğini, İİK 72. madde gereğince tedbir kararı verilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmedikleri gibi, yazılı bildirimde de bulunmadıklarından, HMK’nın 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettikleri varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibi sonrası kıymetli evrak nedeniyle İİK’nın 72/1. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, … 25. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyası, … 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin…esas sayılı dosyası, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası delil olarak değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının;… 25. İcra Dairesinin … E.sayılı takip dosyasına konu kıymetli evrak nedeniyle çalındığı iddiası ile menfi tespit istemine ilişkin olduğu hususlarında toplandığı tespit edilmiştir.
TMK’nın 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK’nun 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel ilişkiden doğan talep hakkına ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (HGK’nun 2011/19-473 Esas 2011/607 Karar 2003/19-781 Esas 2003/768 Karar sayılı ilamları) Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç sebebi karşılaştırılarak, ispat yükünün kime düşeceği belirlenir.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Kambiyo senedinin bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. (Yargıtay HGK’nun 2017/19-821 E-2019/58 K sayılı kararı)
Somut olayda yukarıda değinilen usul hükümleri ile içtihatlar ışığında dayanılan vakıalara göre ispat külfeti davacı borçlu tarafta olup davacı borçlu kambiyo senedinin çalındığı ve elinden iradesi dışında çıktığı vakıasını ispatla mükelleftir. Davacı tarafından ileri sürülen deliller toplanmış ve hırsızlık suçundan yapılan soruşturma sonucunda da kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmakla, davacının iradesi dışında hırsızlık suretiyle davacıya ait çekin alındığının sunulan yazılı belgelerin ispat etmediği gibi hırsızlık eyleminin maddi vakıa olup tanık listeside bildirilmediğinden, ayrıca davacı tarafça ticari defter ve kayıtlara dayanılmadığından bu yönde taraflarca getirilme ilkesi gereğince bilirkişi incelmesi de yaptırılamadığından davacı tarafından hırsızlık suretiyle çekin alındığının ispat edilmediği kanaatiyle açılan menfi tespit davası ve asıl talebin ferisi niteliğinde olan kötü niyet tazminatı talebi yönünden yönünden davanın tümüyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Sübut bulmayan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 44,29-TL harçtan mahsubu ile bakiye 225,56‬-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.593,07-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı …’a verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.28/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*