Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/142 E. 2021/510 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/142 Esas
KARAR NO : 2021/510

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2017
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili banka ile dava dışı … arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi akdedildiğini, davalı/borçlunun sözleşmeyi “müşterek ve müteselsil kefil” olarak imzaladığını, sözleşmeye istinaden dava dışı takip borçlusu … lehine “Diğer/Ticari Kredi”, “… Kart” ve “…” hesaplarının açıldığını ve kullandırıldığını, kullandırılan krediler ve bu kapsamda dava dışı … lehine açılan hesaplara dair bir kısım ödemelerin vadesi gelmesine rağmen yapılmadığını, hesapların 31/12/2015 tarihi itibariyle kat edildiğini, dava dışı … ve davalıdan kat edilen hesaplara ilişkin bakiyelerin ödenmesi yazılı olarak … 30. Noterliği’nin … tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile talep ve ihtar edildiğini, ihtarnamede belirtilen süre içerisinde müvekkile ödeme yapılmaması nedeniyle davalı ve dava dışı borçlu aleyhine … 34. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun ödeme emrine, borca ve yetkiye itiraz ettiğini, davalının yine takibe itiraz dilekçesi ile imzaya itiraz ettiğini, Genel Kredi Sözleşmesi’nin müteselsil kefil hanesinde davalının kendi imzasının bulunduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin tacir olmayıp tüketici olduğunu, bu nedenle davanın Tüketici Mahkemelerinde açılması gerektiğini, görevsizlik itirazında bulunduklarını, müvekkili ve diğer borçlunun adresinin … Yakasında yer almasından dolayı ise yetkiye itiraz ettiklerini, gönderilen ihtarnamenin müvekkilinin eline ulaşmaması sebebiyle ihtarnamenin geçersiz olduğunu, iddia edilen borcun muaccel hale gelmediğini, dosyaya sunulan sözleşmelerin 6502 Sayılı Kanuna aykırı olan ve geçersiz olan bir sözleşme olduğunu, müvekkili adına açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek davanın reddini, lehlerine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; İİK’nun 67.maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; … 34.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında itirazın iptali konusunda olduğu takibin dayanağının davacı ve dava dışı … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve davalının bu sözleşmeye kefil olarak imza koyması konusunda olduğu tespit edilmiştir.
… 34.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın suretinin dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı ve dava dışı kredi lehtarı hakkında toplam 20.763,97-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur. Davalının icra dairesinin ve Mahkememizin yetkisi ile sözleşmedeki davalının imzasına, ayrıca Mahkememize yönelik görev itirazında bulunduğu ve Mahkememizin 16/10/2017 tarihli duruşmasında; ”Davalının görev itirazının, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin ticari kredi olması nedeni ile reddine, davalının icra dairesinin yetkisine ve Mahkememizin yetkisine olan itirazının taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmesi’nin 13.4.e maddesi gereğince İstanbul Mahkeme ve icra daireleri yetkili kabul edilmekle TTK 7 ve HMK 17 maddesi gereğince yetki itirazının reddine, davalının imzaya itirazının ve buna bağlı husumet itirazının ise esas hükümle birlikte değerlendirilmesine” dair karar verilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 34.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının sureti celbedilmiş, 30/04/2015 tarihli ticari müşteri sözleşmesi, 04/05/2015 tarihli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi, … 30. Noterliği’nin … tarih, … yev. Nolu tebliğ şerhli ihtarnamesi ile hesap özeti, 04/05/2015 tarihli muvaffakatname, … 1.Noterliğinin … tarih, … yevmiye nolu imza beyannamesi, … Büyükşehir Belediye Başkanlığı -… Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığı’nın 27/06/2019 tarihli yazısı ile Mahkememize gönderilmiş …’a ait … nolu mukavele aslı ve … Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 08/11/2019 tarihli yazısı ile Mahkememize gönderilen …’a ait ıslak imza aslını içerir evraklar mahkememiz kasasına alınmış, kasa evrakları ve temlik veren davacı bankanın ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda çözülmesi gereken ilk uyuşmazlık; temlik veren davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’ni “müşterek ve müteselsil kefil” olarak davalının imzalayıp imzalandığı bir başka deyişle temlik veren davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nin müşterek ve müteselsil kefil ibaresinin altında yer alan imzanın davalıya ait olup olmadığıdır. Bu kapsamda Mahkememizce davalıya ait ıslak imzalı evrak asılları toplanarak Mahkememiz kasasına alınmış, yine bizzat davalının ıslak imza örnekleri Mahkememizce alınmış ve Mahkememizin 13/02/2020 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”Dosyanın … grafoloji uzmanı …’e tevdi ile dava konusu Genel Kredi Sözleşmesi altındaki müteselsil kefil imzasının davalı …’nın eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor tanziminin istenilmesine…” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda Işıl Pakiş tarafından tanzim edilen 05/06/2020 Teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu belgede …’ a atfen atılmış imzalar ile …’ın dosyada mevcut mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; başlangıç ve bitiş hareketlerinde, ara gramalarında benzerlikler görüldüğü, atfen atılmış imzaların varyasyonlar gösterdiği, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarından; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da önemli grafolojik benzerlikler bulunduğu değerlendirildiğinde; inceleme konusu belgede … adına atfen atılmış imzaların elde mevcut …’ ın imzalarına benzerlik gösterdiği, dolayısıyla inceleme konusu belgedeki imzaların…’ın eli ürünü olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Somut olayda çözülmesi gereken ikinci uyuşmazlık ise; davacının icra takibine dayanak genel kredi ve teminat sözleşmesi kapsamında dava dışı kredi lehtarı lehine açılan ve kullandırılan hesaplar ve krediler nedeniyle davalıdan(müteselsil kefil sıfatıyla) alacağının varlığı ve miktarı, temerrüt, işlemiş faiz ve icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı, davalının itirazının haklı olup olmadığı hususlarıdır. Mahkememizce bu kapsamda ilgili genel kredi ve teminat sözleşmesi, kat ihtarı, tebliğ şerhi asılları, hesap özeti ve muvaffakatname Mahkememiz kasasına alınmış ve Mahkememizin 10/12/2020 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararı ile; ”…Davacının icra takibine dayanak genel kredi ve teminat sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler/açılan hesaplar nedeniyle, davalıdan(müteselsil kefil sıfatıyla) alacağının varlığı ve miktarı, temerrüt, işlemiş faiz ve icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı, davalının itirazının haklı olup olmadığı hususları bakımından dosyanın Mahkememizce re’sen seçilecek bir bankacı Bilirkişiye tevdii ile rapor düzenlenmesine…” karar verilmiş ve bu doğrultuda bankacı bilirkişi … tarafından tanzim edilen 22/03/2021 Teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile dava dışı kredi borçlusu/kredi lehtarı …- İşletmeciliği şahıs firması arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı kefilinde işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu, davalı /kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 19.000,00-TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 18.856,51-TL’sinin kefalet limitlerinden daha düşük seviyede olması nedeniyle davalı kefilin hem kendi ve hem de dava dışı kredi lehtarının temerrütü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı sorumlu oldukları nazara alındığında, hesaplanan kredi borcunun tamamından; müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceğini, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağının; talep edilmesi gereken asıl alacak miktarının 18.856,51-TL, işlemiş faiz 1.490,21-TL, gider vergisi (BSMV) 74,51-TL olmak üzere toplam 20.421,23-TL olduğu, Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 342,74-TL (20.763,97 – 20.421,23) asıl alacak reddi durumunda, takip tarihinden itibaren 18.856,51-TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık % 36,36 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları, teknik açıdan yeterli, denetime açık, bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı banka ile dava dışı kredi lehdarı …-Restaurant İşletmeciliği şahıs firması arasında 04/05/2015 tarihli 19.000,00-TL limitli genel kredi ve teminat sözleşmesi yapıldığı, davalının sözleşmeyi aynı limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı kefilin eş muvaffakatinin alındığı buna ilişkin 04/05/2015 tarihli muvaffakatnamenin dosyaya sunulduğu, bu nedenle kefaletin TBK’nun 583 maddesi kapsamında geçerli olduğu, yukarıda belirtilen genel kredi ve teminat sözleşmesi kapsamında dava dışı kredi lehdarına ”Diğer/Ticari Kredi”, “…” ve “Esnek Ticari Hesap” hesapların açıldığı ve kullandırıldığı, kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle hesabın 31/12/2015 tarihinde kat edildiği, 24 saatlik mehil içeren kat ihtarının dava dışı kredi lehdarı ile davalı kefilin sözleşmedeki adreslerine tebliğe çıkartıldığı, dava dışı kredi lehtarına yapılan davetiyenin 07/01/2016 tarihinde merciine iade edildiği ancak dava dışı kredi lehtarı yönünden sözleşmenin 13.2 maddesi ile İİK’nın 68/b maddeleri uyarınca tebligatın 07/01/2016 tarihinde yapılmış kabul edilmesinin gerektiği, davalı kefile ise 07/01/2016 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, buna göre dava dışı kredi lehtarı ile davalı kefilin 09/01/2016 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri tespit edilmiştir. Her ne kadar davalı temlik veren davacı banka ile dava dışı kredi lehtarı arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nin müşterek ve müteselsil kefil ibaresinin altında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüşse de; Mahkememizce teknik açıdan yeterli, denetime açık, bilimsel verilere dayalı görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; inceleme konusu belgede … adına atfen atılmış imzaların elde mevcut …’ın imzalarına benzerlik gösterdiği, dolayısıyla inceleme konusu belgedeki imzaların …’ın eli ürünü olduğu Mahkememizce tespit edilmiştir.
Bilimsel verilere göre hazırlanmış, teknik açıdan yeterli ve denetime açık Mahkememizce hükme esas da alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibariyle davacının davalı kefilden asıl alacak miktarının 18.856,51-TL, işlemiş faiz 1.490,21-TL, gider vergisi (BSMV) 74,51-TL olmak üzere toplam 20.421,23-TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren 18.856,51-TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %36,36 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte talep edebileceği tespit edilmiştir.
Yukarıdaki tüm saptalamalar karşısında davacının; takip tarihi itibariyle davalıdan 18.856,51-TL, işlemiş faiz 1.490,21-TL, gider vergisi (BSMV) 74,51-TL olmak üzere toplam 20.421,23-TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren 18.856,51-TL asıl alacak tutarı tamamen tahsil edilinceye kadar yıllık %36,36 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte talep hakkı bulunduğu nazara alınarak, Mahkememizce davanın kısmen kabulüne dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı tarafından dosyaya süresi içerisinde ihtarname makbuzu sunulmadığından, ihtarname giderine yönelik talep de yerinde görülmemiştir.
Davacı alacağı likit nitelikte olup davalı itirazında haksız bulunduğundan, İİK’nun 67/2 fıkrası uyarınca davalının hüküm altına alınan tutarın takdiren %20’si oranında icra-inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; … 34.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 18.856,51-TL asıl alacak, 1.490,21 işlemiş temerrüt faizi ve 74,51-TL BSMV olmak üzere toplam 20.421,23-TL alacak yönünden İPTALİ İLE, takibin; asıl alacak olan 18.856,51-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %36,36 oranında işletilecek temerrüt faizi ve bunun %5 BSMV ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2- Hüküm altına alınan alacak tutarı olan 20.421,23-TL’nin takdiren %20’si oranındaki 4.084,24-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak temlik alan davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.394,97-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 250,78-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 1.144,19-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 342,74-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 250,78-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı, 1.550,00-TL bilirkişi ücreti ve 290,30-TL posta masrafları olmak üzere toplam 2.122,48-TL yargılama giderinin davadaki kabul oranına göre %98’unun (2.080,03-TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından dosya üzerinden yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, temlik alan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/07/2021

Katip
¸

Hakim
¸