Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/120 E. 2018/660 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/120 Esas
KARAR NO : 2018/660
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/02/2017
KARAR : USULDEN RED
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; borçlu şirkete karşı İstanbul… İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe itiraz edildiğini, itirazın UYAP sistemi aracılığı ile öğrenildiğini, itirazın tebliğ edilmediğini, müvekkilinin yaklaşık 40 yıldır akü sektöründe faaliyet sürdüren sektörün ileri gelen firmaları arasında yer alan ve her gün büyüyerek ilerleyen bir şirket olan …A.Ş’nin haksız ve gerçeğe aykırı icra takibi başlatmayacak kadar ilkeleri ve doğruları olan bir şirket olduğunu, borçlunun borca itirazını kabul etmenin mümkün olmadığını, borçlunun itiraz dilekçesinde ”müvekkil şirkete hiçbir borcu yoktur” şeklinde itiraz ettiğini, itiraz dilekçesinin icra dosyasına sunulmasından sonra 23/11/2016 tarihinde banka aracılığı ile müvekkil şirketin … Bankası hesabına 6.571,00 TL cari hesaba mahsuben açıklaması ile ödeme yaptığını, bu ödemenin borçlunun gerçekte borcu olduğunu kabul edip bildiğini açıkça ortaya koyduğunu, takipten kaynaklı faiz vekalet ücreti gibi ödemelerden kurtulmak için haricen ödeme yapmak istediğini ortaya koyduğunu, borçlu şirketin tamamen kötü niyetli olup takibin bakiye alacak üzerinden hesaplanarak devam etmesine karar verilmesi gerektiğini, borçlunun faize ilişkin açık bir itirazının olmadığını, fer’i lere itiraz ettiğini, gerekli defter ve kayıt ile sözleşmeler incelendiğinde müvekkilin alacağının gerçek olduğunun ortaya çıkacağını beyan ederek davanın kabulüyle, borçlunun itirazının iptaline, takibin İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası üzerinden haricen takip sonrası yapılan ödeme gerekli şekilde mahsup edildikten sonra devamına, borçlunun borca itirazının iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Tarafların tacir olduğunu, davalı müvekkil şirketin davacı şirketin bölge bayiliğini yapmakta olup davacıdan satın aldığı aküleri kendi adına ve hesabına üçüncü kişilere satmakta olduğunu, sözleşmenin imza tarihi sözleşme metninden anlaşılmamakla beraber, 3.1 numaralı maddesinde sözleşmenin 2016 yılını kapsadığı ve 31.12.2016’ya kadar geçerli olduğunun açıkça belirtildiğini, davacının icra takibine dayanak yaptığı ve bizzat kendisi tarafından düzenlenen cari hesap dökümü içeriğinde davacının davalı müvekkil adına düzenlediği 29.07.2016 tarih ve 25.615,44-TL bedelli faturanın açıkça gözüktüğünü, 6098 sayılı TBK 92/f.1/b.1 ve f.2 uyarınca söz konusu fatura ile tevsik edilen borcun (davalı müvekkilin borcu) 26.11.2016 tarihinde (yani 120 gün sonra) muaccel olduğunu, takip tarihinin 18.10.2016 olduğunu, henüz vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacağın -kural olarak- icra takibine konu edilemeyeceğinin izahtan vareste olduğunu, somut olayda davacının iddiasının takip tarihi olan 18.10.2016 itibariyle davalının davacıya takip tutarı olan 10.534,29-TL’nin muaccel borcu olduğunu, oysaki yukarıda izah edildiği üzere, bizzat davacı tarafından tek taraflı olarak hazırlanan sözleşme ve yine bizzat davacı tarafından hazırlanan cari hesap dökümüne göre bile davalının davacıya olan 25.615,44-TL tutarındaki borcunun 26.11.2016 tarihinde muaccel olduğunu, eş söyleyişle, davacının iddiasının doğru olmasının matematiksel olarak imkan olduğunu, davacının varlığını açıkça ikrar ettiği ve bizzat kendisi tarafından hazırlanan sözleşmeyi adeta yok sayarak hareket ettiğini ve vadesi gelmemiş bir alacak için kötü niyetle icra takibi yaptığını, vadesi gelmemiş bir alacak için icra takibi yapılamayacağının Yargıtay … Hukuk Dairesinin de mutlak kabulünde olduğunu beyan ederek davanın reddine, davalının takibe konu ettiği asıl alacak olan 10.534,29-TL üzerinden hesaplanacak asgari %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
*İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası,
Davacı- alacaklı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın faizleri ile birlikte tahsili için ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur. Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır.
Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş ve vadesi gelmemiş alacak bulunduğu savunması ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava; bayilik sözleşmesinden kaynaklanan davalının takip dosyasındaki itirazlarının iptaline, alacağın varlığına ve miktarına ilişkindir.
Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri incelenmiştir. İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Taraflar arasında bayilik sözleşmesinin varlığına ilişkin tereddüt bulunmamaktadır. Sözleşme içeriği incelendiğinde sözleşmenin 31.12.2016 ya kadar geçerli sözleşme olduğu görülmektedir. Satın alınan ürün bedellerinin fatura tarihlerinden 120 gün içerisinde muaccel olacağının kararlaştırıldığı, tarafların 120 gün vade üzerine anlaştığı görülmektedir. Takip 07.10.2016 tarihli hesap ekstresine göre düzenlenmiştir. Davacı cari hesap dökümünde 29.07.2016 tarihli faturanın bulunduğu yukarıda açıklanan sözleşmede belirlenen bedel muacceliyetinin 26.11.2016 olduğu ancak takibin muacceliyet öncesi 18.10.2016 olduğu anlaşılmaktadır. Vadesi gelmemiş alacağa takip başlatılmıştır. Bir davada dava açabilmek için davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir hukuki yararının bulunması şarttır. Muaccel alacak için borçlunun ödeme zorunluluğu vardır, muaccel olmayan borcun ödenmesi borçlunun iradesine bağlıdır ister hemen öder isterse muaccel hale geldiğinde ödemede bulunur. Saptanan ve hukuksal durum karşısında, davacının vadesi gelmeyen muaccel olmayan alacak için takip yaptığı anlaşılmakla davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı dava şartının eksik bulunduğu ve tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı gözetilmiş, tarafların tacir olması ve aralarında açıkça vadeye dair sözleşme bulunması karşısında davacının hayatın olağan akışına göre iyi niyetli sayılamayacağına kanaat getirilmiş, davacının talebinin yerinde olmadığı değerlendirilerek davalının itirazında aşağıdaki hükümde belirlendiği gibi haklı olduğu, alacağın likit olduğu, talebinin bulunduğu ve tazminata hükmolunması gerektiği, takip yapanın tacir olarak dürüst davranması gereği ile alacağın likit olması karşısında alacağın miktarının belirlenmesinin olağan işi olmasına rağmen vadesi gelmemiş müeccel alacağa ilişkin takip talebinde bulunması karşısında davalıya karşı iyi niyetinden bahsedilemeyeceğine kanaat getirilmiş ve davalı tarafça talep edilmekle kötü niyet tazminatına da hükmolunmuştur. Aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının usulden reddine,
2-Davalı lehine 796,00 TL kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 67,97 TL harçtan mahsubu hazineye gelir kaydına bakiye 32,07 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4- İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır