Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1150 E. 2020/686 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1150 Esas
KARAR NO:2020/686

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/12/2017
KARAR TARİHİ:17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında … ili, … ilçesi, … Köyü, … Çiftliği mevkiinde kain … pafta, …2 parselde kayıtlı 15.320 m2, … ili, … ilçesi, …mru Köyü, … Çiftliği mevkiinde kain … pafta, … parselde kayıtlı 11.869 m2 arsa vasıflı gayrimenkuller ile ilgili olarak düzenleme şeklinde hasılat paylaşımlı arsa payı karşılığı bina yapımı ve satış vaadi ön anlaşması yapıldığını, sözleşme gereği müvekkilinin davalı şirkete toplam 350.000,00 USD ödeme yaptığını, 10.000 USD’nin şirket muhasebe sorumlusu …’a belge karşılığı teslim edildiğini, bakiye 250.000 USD’nin banka aracılığı ile şirket hesabına gönderildiğini, davalının sözleşmeyi arsa sahibi sıfatıyla imzaladığını, ancak daha sonra arsa sahiplerinin ….AŞ olduğunun öğrenildiğini, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin ….Noterliğinin 21/04/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile durumu ihtar ettiğini, ancak davalının 350.000,00 USD’ni iade etmediğini, davalı hakkında ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının itirazınını haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı şirketin ısrarı sonucu ve Davacı şirketin söz konusu arsalara inşaat yapacağı taahhüdüne güvenerek tüm projeler ve görüşmelere son verilerek iş davacı Şirkete verildiğini, davacı Şirketin de başlangıçta, samimi olarak işe girişip kısmi ödemeler yapmış ise de bilahare işi yavaşlatıp, taahhütlerini ihlal etmeye başladığını, davacının talebinin 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun kabulü halinde dahi, ödeme ve sözleşmenin feshi üzerinden 5 yıldan çok daha uzun bir zaman geçtiğinden yine davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davacının açtığı davada haksız olduğunu belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olup olmadığı, davacının bu sözleşme kapsamında yaptığı ödemeyi geri isteyip isteyemeyeceği ve davalı yanın zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası getirtilerek dosya içine alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 1.744.836,43 -TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Dosyanın incelenmesi neticesinde taraf vekillerince dosyaya sureti ibraz edilen EK SÖZLEŞME NO.1 başlıklı belgenin birinci paragrafında, bu ek sözleşmenin taraflar arasında daha önce yapılmış Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi’nin 10. maddesine uygun olarak yapıldığının belirtildiği, oysa dosya içerisinde bu ek sözleşmenin dayanağını oluşturan Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi’nin bulunmadığı anlaşılmış, taraf vekillerince adi veya resmi yazılı şekilde yapılmış bir Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi bulunmadığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında şifahi olarak Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve satış vaadi Sözleşmesi yapıldığı, bu şifahi sözleşmeye istinaden dosyaya örneği sunulan “EK SÖZLEŞME NO.1” başlıklı ek 11/07/2008 tarihli protokolün düzenlendiği, davalının arsa sahibi sıfatıyla, davacının yüklenici sıfatıyla hareket ettikleri, şifahi ön sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu, bu nedenle geçersiz sözleşmeye dayalı olarak yapılan ödemenin davacı tarafından sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iadesinin talep edilebileceği, Yargıtay’ın içtihatları ile yerleşen uygulamaya göre, sözleşmenin geçersizliği nedeniyle tarafların aldıklarını iade yükümlülüklerinin sözleşmesel zamanaşımına tabi olduğu, taraflar arasındaki şifahi kat karşılığı bina yapım sözleşmesinin, anlaşma tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunun 126/4 fıkrasına göre beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu, sözleşme en baştan geçersiz olduğundan, ödemenin yapıldığı tarih itibariyle zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, dosyada mevcut avans ve kapora makbuzunun 11/07/2008, dekontun ise 21/08/2008 tarihli olduğu, buna göre davacının iade alacağı yönünden takip tarihi olan 27/07/2017 tarihi itibariyle beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalının zamanaşımı def’inin yerinde bulunduğu anlaşılmakla, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava reddedildiğinden inkar tazminatı talebi, davacının takipte kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın zaman aşımı nedeniyle reddine,
2-Davacı yanın icra inkar , davalı yanın kötü niyet taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 78.825,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,

Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır