Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/110 E. 2020/76 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/110 KARAR NO : 2020/76

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 03.07.2008
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9.maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ve tarafsız İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacının mevduatını dava dışı … Bankası T.A.Ş’ne yatırdığı halde bilgisi dışında … hesabı açıldığını, İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesi’nin… esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporundan da anlaşıldığı gibi …Bankası T.A.Ş ile…arasında organik bağ bulunduğunu, yatırılan paranın ilgili bankaya gönderilmeyerek …Bankası …Şubesi nezdinde açılmış bulunan…Bank … hesabında toplandığını, müvekkilinin banka çalışanlarının inandırması ve yönlendirmesi sonucu işlem yaptığını ve verilen hesap cüzdanı ile her iki bankanın aynı olduğu izlenimi yaratıldığını, bu durumdan … Bankası T.A.Ş ile birlikte banka sahibi ve iştiraki olan yöneticilerinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyanla, 306.645,72 -TL (156.412,00 -EUR) nin muacceliyet tarihinden itibaren yürütülecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalılardan …ve … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davalılar arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığını, Türk Ticaret Kanununun 309.maddesindeki 2 ve 5 yıllık zaman aşımı sürelerinin davacının talebi yönünden dolduğunu, davacının banka yöneticileri tarafından yanıltılmasının söz konusu olmadığını, dava konusu hesabın… Bankası…’ne ait olup, davalıların sorumlu tutulamayacağını beyanla, davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkillerinin …Bankası AŞ nin hissedarı veya yöneticisi olmadığını, bu nedenle davalılara husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zaman aşımına uğradığını beyanla davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin …Bank…de 1993- 2003 yılları arasında sekreter olarak görev yaptığını, açılan dava bakımından taraf sıfatının bulunmadığını, davacının kandırıldığı iddiasının doğru olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin…Bankası T.A.Ş nin hissedarı veya yöneticisi olmadığından husumet yöneltilemeyeceğini, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya böyle bir borcunun bulunmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.
Açılmış olan davaya ilişkin mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, davalılar …, …, … ve… hakkında açılan davanın, davaya bakma görevinin idari yargı mahkemelerine ait olması nedeniyle davalılara yönelik davanın usulden reddine, diğer davalılar …, …, …, …,…,…, … ve … yönünden davalıların pasif husumet ehliyeti olmaması nedeniyle haklarında ki davanın husumet nedeniyle usulden reddine ilişkin … esas, … karar sayılı ve 17/04/2012 tarihli karar ittihaz olunmuş, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine mahkememizin bahse konu kararı Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/11866 esas, 2016/8383 karar sayılı ve 25/10/2016 günlü ilamıyla Müflis … Bankası T.A.Şnin yöneticileri hakkında dolandırıcılık iddiasıyla görülmekte olan İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesinin… esas sayılı dosyasında verilecek kararın sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle bozularak dosya mahkememize iade edilmiş, yeniden yapılan yargılamada Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/11866 esas, 2016/8383 karar sayılı ve 25/10/2016 günlü bozma ilamına uyularak yargılama sürdürülüp sonuçlandırılmıştır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/11866 esas, 2016/8383 karar sayılı ve 25/10/2016 günlü bozma ilamın da bozma sebebi sayılan hususlar hariç olmak üzere mahkememizin önceki … esas, … karar sayılı ve 17/04/2012 tarihli karar diğer yönlerden kesinleşmiştir. Dolayısıyla iş bu yargılamanın konusu; davacının davalılar …, …, …, …, …, …, … ve …’dan alacaklı olup olmadığının tespitine ilişkindir.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Davacı tarafından davalılar …, …, …, …, …, …, … ve …’a yönelik açılan dava;
Dava dışı Müflis … Bankası T.A.Ş nezdinde bulunan paranın, yurt dışındaki … hesabına havale talimatının yerine getirilmediği ve aslında … Bank’ın … Bankası TAŞ tarafından kurulmuş olup müşteri mevduatlarının … hesabından müflis banka ve yan kuruluşlarına kaynak olarak aktarıldığı iddasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Elde ki davada davacı, parasını gerçekte …Bankası AŞ’ye yatırdığını, bu bankanın çalışanlarının paranın başka bankaya yatırıldığını açıklamadıklarını, logolar dahil … bankasıyla aynı banka gibi davrandığını, yönetim ve faaliyetleri dikkate alındığında off-shore bankasının paravan amaçlı kurulduğunu, bu nedenle yönetici olan ve eyleme iştirak eden davalıların meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını beyan ve iddia etmiş, davalılar ise genel olarak davacının istemi yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu ve kendilerine husumet yöneltilemeyeceği savunmasında bulunmuşlardır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/11866 esas, 2016/8383 karar sayılı ve 25/10/2016 günlü bozma ilamın da geçen ceza yargılamalarına ilişkin soruşturmalar ile dava dosyalarının incelenmesi neticesinde, … … Ailesi tarafından … bankacılık hizmeti yasasına göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde faaliyette bulunmak üzere kurulduğu, … Ailesine mensup davalıların değişik oranlarda hissedar oldukları, toplanan mevduatların banka üzerinden … Ailesi üyeleri davalılara yada bağlı kuruluşlara aktarıldığı, davalılardan …’ın banka parasını zimmetin açığa çıkmasını önleyecek hileli yöntemlerle nitelikli biçimde kendisine ve diğer … Ailesi mensuplarına aktararak nitelikli zimmet suçu sebebiyle cezalandırılmasına karar verildiği, davalılardan …’un nitelikli zimmet suçuna iştirak nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının Müflis … Bankası T.A.Ş’ ne 1999 yılından 2003 yılına kadar vermiş bulunduğu çok sayıdaki havale talimatları uyarınca toplam 156.412,54 -EUR luk havale tutarı dava dışı … Bank …’ne havale edilerek davacıya havale makbuzu ve hesap cüzdanı verildiği ve bu miktarların davacıya iade edilmediği, ceza yargılamasına ilişkin kesinleşen kararlar ve gerekçeleri göz önüne alındığında da … Bank…Ltd. … Ailesi tarafından …bankacılık hizmeti yasasına göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde faaliyette bulunmak üzere kurulduğu, … Ailesine mensup davalıların değişik oranlarda hissedar oldukları, toplanan mevduatların banka üzerinden … Ailesi üyeleri davalılara yada bağlı kuruluşlara usulsüz ve dolandırıcılık kastıyla aktarıldığı, sabittir (-kesinleşen ceza mahkemesi kararı ve gerekçesine göre-)
O halde davalılardan … ile … hakkında elde ki davaya da konu eylemler nedeniyle kesinleşen mahkumiyetlerin diğer davalılar yönünden de Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı ve 25/10/2016 günlü bozma ilamın da belirtildiği gibi dava tarihine göre olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Yasasının 53 ve 41.maddeleri ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 321/son maddesi gereğince sorumluluk doğurup doğurmayacağının, başka bir ifadeyle davacıya karşı davalıların birlikte sorumlu olup olmayacaklarının irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir.
818 sayılı Borçlar Yasasının 41.maddesi
“Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.
Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur”
818 sayılı Borçlar Yasasının 53.maddesi
“Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraet karariyle de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez”
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 321/son maddesi
“Temsile veya idareye salahiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirket mesul olur. Şirketin rücu hakkı mahfuzdur” şeklindedir.
Öncelikle, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisi, eş söyleyişle; ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayacağı konusu üzerinde durulmasında yarar vardır. Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 53.maddesinde düzenlenmiş olup; hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını; aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını; öngörmesi esasına dayanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Yasasının “Ceza Hukukuyla Medeni Hukuk Arasında Münasebet” başlıklı 53. maddesinde: “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmü yer almaktadır. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen, beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ancak, hemen belirtilmelidir ki, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusuyla hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. Açıklamlar gereğince somut olay değerlendirildiğinde mahkememiz az yukarıda detayı açıklanan kesinleşen ceza mahkeme kararlarının fiile ilişkin değerlendirmelerinin bağlayıcı olduğu kanaatindedir.
818 sayılı Borçlar Yasasının 41.maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 321/son maddesi kapsamında sorumluluğun koşullarının gerçekleştiğinin kabulü için, hukuka aykırı eylem (-ceza mahkemesi kararı ile tespit edilmiştir-) zarar (-davacı mevduat olarak bankaya tevdi ettiği miktarı tahsil edemediğini iddia etmiş ve iddiası toplanan delillerle sübut bulmuştur-) uygun illiyet bağı (-yani zarar doğurucu eylemin davalılardan sadır olması-) unsurlarının bir arada bulunması gerekli ve zorunludur. Mahkememizce 818 sayılı Borçlar Yasasının 41.maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 321/son maddesi kapsamında sorumluluk koşullarının somut olayda gerçekleştiği kanaatine varılmıştır.

SONUÇ ;
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının Müflis…Bankası T.A.Ş’ ne 1999 yılından 2003 yılına kadar vermiş bulunduğu çok sayıdaki havale talimatları uyarınca toplam 156.412,54 -EUR luk havale tutarı dava dışı …Bank … Ltd.’ne havale edilerek davacıya havale makbuzu ve hesap cüzdanı verildiği ve bu miktarların davacıya iade edilmediği, dolayısıyla davacının bu miktar zararının oluştuğu, ceza yargılamalarına ilişkin soruşturmalar ile kesinleşen ceza mahkemesi karar ve gerekçelerine göre, …Bank… Ltd. … Ailesi tarafından … bankacılık hizmeti yasasına göre Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde faaliyette bulunmak üzere kurulduğu, … Ailesine mensup davalıların değişik oranlarda hissedar oldukları, toplanan mevduatların banka üzerinden … Ailesi üyeleri davalılara yada bağlı kuruluşlara aktarıldığı, davalı … ailesi bireylerinin hissedar yada hesaplarına toplanan mevduatlar aktarılan konumunda oldukları, davalılardan …’ın banka parasını zimmetin açığa çıkmasını önleyecek hileli yöntemlerle nitelikli biçimde kendisine ve diğer … Ailesi mensuplarına aktararak nitelikli zimmet suçu sebebiyle, davalılardan …’un ise nitelikli zimmet suçuna iştirak nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, bu davalılar yönünden 818 sayılı Borçlar Yasasının 41 ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 321/son maddesi kapsamında sorumluluk koşullarının somut olayda gerçekleştiği, … Ailesi üyeleri diğer davalılar yönünden ise, kesinleşen mahkeme karar ve gerekçelerine göre, toplanan mevduatların yurt dışında ki hesaplarına aktarılması, haklarında gıyabi tevkif kararı bulunan aile üyelerinin yönetici olmaları, davalı … Ailesi bireyleri ile … Bankası AŞ’nin yöneticileri hakkında kasden işlemiş oldukları düzeltici-iyileştirici ve kısıtlayıcı önlemler almak suretiyle talimatlara aykırılık suçundan dolayı aldığı mahkumiyetin tabi sonucu olarak sorumlu olmaları gerektiği sonucuna ve vicdani kanaatine varılarak ve davacının talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulü yönünde aşağıda ki karar verilmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Mahkememizin önceki … esas, … karar sayılı ve 17/04/2012 tarihli kararı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı ve 25/10/2016 günlü bozma ilamında bozma sebebi sayılan hususlar hariç olmak üzere diğer yönlerden kesinleştiğinden, bozma ilamı dışında kalan hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-)Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/11866 esas, 2016/8383 karar sayılı ve 25/10/2016 günlü bozma ilamına, İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesinin… esas sayılı kararı içeriği ve toplanan tüm delillere göre sübut bulan davacının davasının kabulüne,
-Davacının istemiyle bağlı kalınmak suretiyle 03/07/2008 dava tarihinden itibaren 156.412 EURO karşılığı 306.645,72 TL üzerinden 3095 sayılı yasanın 2/2.maddesi kapsamında değişen oranlarda avans faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen davalılar …, …, …, …, …, …, … ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 20.946,97 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar …, …, …, …, …, …, … ve …’dan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 29.915,20 TL nispi vekalet ücretinin davalılar …, …, …, …, …, …, … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 12.323,18 TL yargılama giderinin davalılar …, …, …, …, …, …, … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

Davacı vekilinin huzurunda, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ileYargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI
20.946,97- TL. KARAR HARCI
4.139,80 – TL. PEŞİN HARÇ
16.807,17 -TL. KALAN HARÇ
DAVACI GİDERİ
4.156,10 TL İLK GİDER
1.700,00 TL BOZMA ÖNC.
6.467,08 TL POSTA MAS.
12.323,18 TL TOPLAM