Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1086 E. 2020/289 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1086 Esas
KARAR NO : 2020/289

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2017
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil …Sti. 20.08.2013 tarihinde davalı şirket ile sigorta acentesi olarak faaliyete başladığı, müvekkil … acente kodunun verildiği, müvekkil acenteliğin tesisinden itibaren davalı şirket nam ve hesabına poliçelerin tazmininde aracılık yaptığı ve acente komisyonu almaya hak kazandığı, davalı taraf hiçbir gerekçe sunmadan 18.05.2017 tarih ve … referans nolu yazı ile tebliğden itibaren 3 ay sonra hüküm ifade etmek üzere acenteliğin feshi hakkında yazı gönderdiği ve sonrasında …Noterliğinin 25.10.2017 tarih … Yevmiye nolu azilname ve fesih ihbarnamesi ile fesih ilanı yapıldığı, Sözleşmenin feshi tarihine kadar müvekkil üretim yaparak davalı şirkete önemli bir müşteri potansiyeli ve portföy kazandırdığı, bunun yanı sıra birlikte çalışmaya başlarken müvekkile %15 civarında komisyon kazancı öngörüldüğü ve dönem içerisinde aniden komisyon alacağı oranı %5 düşürüldüğü, bu durum davalı şirketin tek tip her acenteye uyguladığı oran olmayıp acente bazında müvekkil şirkete yönelik yapılmış bir uygulama olup bu durumdan kaynaklı müvekkil komisyon alacağından mahrumiyet yaşadığı, haksız ve adaletsiz olarak yapılan bu komisyon oranı indirimi müvekkili mağdur ettiği, bu nedenle komisyon indirim dönemlerine dair müvekkilin mahrum kaldığı komisyon alacağından indirim yapıldığı dönemde davalı şirketin diğer acentelere uyguladığı en yüksek komisyon orandan yapılacak hesaplama ile mahrum kalınan kazanca yönelik belirlenecek alacağın mahrum kalınan kısmın tazmini talebi de mevcut olduğu, davanın Belirsiz Alacak Davası olup; tüm tazminat taleplerimiz için fazlaya ilişkin dava ve talep ve ıslah haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik; Acenteliğin haksız feshinden dolayı müvekkilin portföy tazminat hakkı olarak şimdilik 10.000- TL denkleştirme tazminatı ile Komisyon indiriminden kaynaklı mahrum kalınan kazanç için ise şimdilik 100 TL tazminat olmak üzere toplam 10.100-TL nin (fazlaya ilişkin talep ve başvuru haklarımız saklı kalmak üzere) acenteliğin feshi tarihinden itibaren reeskont faizi yargılama gideri, masraf ve ücreti vekaletle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi,…”Talebinde bulunmuştur.

SAVUNMA /
Davalı vekili dava dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf müvekkil şirketin acentesi olarak faaliyet gösterirken acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davacı tarafın müvekkil şirket portföyüne katmış olduğu müşteri portföyünden, önemli menfaatler elde ettiğinden bahisle ücret portföy tazminatı ve komisyon, oranlarının indirildiğinden bahisle komisyon talebinde bulunmadığı, davacı tarafın iddia ve talepleri haksız ve dayanaksız olduğu, müvekkil şirket tarafından davacı tarafa TTK 121/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren üç ay sonra hüküm doğurmak üzere sözleşmenin feshedildiğini 18.05.2017 tarihli yazı ile bildirildiği, Belirtilen sürenin geçmesi sonucunda ise … Noterliğinin 25.10.2017 Tarihli ve,… yevmiye numaralı azil namesi keşide ve tebliğ edilerek sözleşmenin sonlandırıldığı, dava konusu olayda ise kanun hükümlerine uygun hareket edilmiş belirlenen ihbar süresine uyularak işlem yapıldığı, haksız fesihten bahsedilmesi mümkün bulunmadığı, davacı tarafın aracılığı ile tanzim edilin sigorta poliçeleri ile ilgili olarak tahakkuk eden tüm acentelik komisyonları fesih tarihi ile ilişkilendirilmeksizin tüm poliçe vadelerini kapsayacak şekilde ödendiği, Sözleşme ilişkisinin bitmesinden bir gün önce dahi tanzim edilmiş poliçelerin komisyonları tamamen ödendiği, bu nedenle davacı tarafın mahrum kaldığı herhangi bir komisyon alacağından bahsedilmesi mümkün olmadığı, müvekkil şirket hayat dışı branşlarda ruhsat sahibi şirket olarak faaliyet göstermekte olup sunmuş olduğu ürünler kısa süreli (genellikle bir yıllık) Sigorta poliçeleri olduğu, Aynı mahiyette müvekkil şirkete karşı açılmış dava dosyasında ise İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.11.2016 tarihli ve … E. … K. Sayılı kararı ile davacı acentenin portföyünde bulunan hangi müşterilerden dolayı sigorta şirketinin sözleşmenin feshedilmesinden sonra önemli menfaat elde ettiğini dosya kapsamı itibarı ve bilirkişi raporu ile tespit edilemediği, ve acente portföyünün sigorta şirketine devredildiğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça acentelik komisyonlarına ilişkin olarak ileni sürülen hususların da bir dayanağı bulunmadığı, taraflar arasında 22.08.2013 Tarihli Acentelik Sözleşmesi akdedilmiş 02.02.2015 Tarihli sözleşme ile yenilendiği, her iki sözleşmede de (9. ve 13. Maddeler) davacı tarafça ileri sürüldüğü gibi herhangi bir oran telaffuz edilmediği, aksine komisyon oranı takdirinin müvekkil şirkete ait olduğu branşlar itibarı ile değişik oranlarda belirleme yetkisi bulunduğu bunun davacı acente tarafından kabul edildiği açık olarak belirtildiği, haksız ve dayanaksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi…” Beyanında bulunmuştur.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; sözleşmeye dayalı tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedilip edilmediği, davacının davalıdan komisyon indirimi sebebiyle kar mahrumiyeti ve denkleştirme tazminatı alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, tarafların 2015 ve sonrası yıllarına ait ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için SMMM marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
06/11/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2014 yılı Ticari defterlerinden olan yevmiye defteri ile envanter defterinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu, 2014 yılı ticari defterlerinden olan defter-i kebirin dava dosyasına ibraz edilmediği, davacı şirketin 2014 yılı ticari defterlerinin TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutulup tutulmadığına dair ve ticari defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıyıp taşımadığına dair kararın Sayın Yargı Makamının takdirine bağlı olduğu, incelenen davacı şirkete ait 2015, 2016 ve 2017 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacı şirketin 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen davalı şirkete ait 2013 ve 2014 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu, davalı şirkete ait 2015, 2016 ve 2017 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davalı şirketin ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davalı şirketin 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılları ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davalı şirketin 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, dosya incelemelerimiz neticesinde; Davalı tarafça dosyaya sunulan tüm tablo ve belgeler dikkat alındığında; davacı acenteliğin son 5 yıllık üretiminin toplam 2.448.352,00 TL olduğu, komisyon bedelinin 358.987,00 TL olduğu, davacı acenteliğin son 5 yıllık komisyon ortalamasının 89.746,75 TL olduğu, davalı … şirketinin, fesihten sonra devam ettirdiği (davacı acenteliğe ait) sigortalı sayısının 94 olduğu, poliçe adedinin 261 olduğu, bu poliçeler ait toplam prim bedelinin 69.929,00 TL olduğu, yine bu poliçelere ait komisyon miktarının 11.099,00 TL olduğu, davacı yanın fesih tarihi olan 25.10.2017 tarihi itibarıyla reeskont faiz talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 20/11/2019 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ile 10.000,00-Tl olan denkleştirme tazminatı talebini 79.746,75-TL daha arttırarak 89.746,75-TL2ye çıkarmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 22/08/2013 tarihli ve iki yıl süreli, 02/02/2015 tarihli ve iki yıl süreli acentelik sözleşmelerinin yapıldığı, başka ifade ile taraflar arasında 2013 yılından beri devam eden acentelik ilişkisi bulunduğu, ilk sözleşmenin 19 ve ikinci sözleşmenin 25 maddeleri ile taraflardan herhangi birinin üç ay evvel noter aracılığı ile sözleşmeyi feshedebileceklerinin, aksi halde sözleşmenin aynı şartlarla yenilenmiş sayılacağının düzenlendiği, acente veya şirketin haklı nedenle fesih haklarının ve sözleşmenin feshi halinde acentenin portföy mülkiyeti veya başka bir tazminat talebinde bulunamayacağının düzenlendiği, taraflar arasındaki 02/02/2015 tarihli ikinci sözleşmenin bitim süresi olan 02/02/2017 tarihinden üç ay önce feshedilmemesi nedeniyle, aynı şartlarla belirsiz süreli olarak yenilenmiş olduğu, buna göre belirsiz süreli hale gelen sözleşmenin TTK’nun 121/1 bendine göre üç ay önceden ihbarda bulunulmak suretiyle feshedilebileceği, davalı yanın 18/05/2017tarihinde, belirsiz hale gelen acentelik sözleşmesinin üç ay sonra hüküm ifade edecek şekilde feshedileceğini davacıya bildirdiği ve …Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 25/10/2017 tarihli azilname ve fesih ihbarnamesi ile taraflar arasındaki acentelik sözleşmelerini feshettiği, davalının fesih ihbar süresine uygun şekilde sözleşmeyi feshettiği, bunun üzerine davacının denkleştirme tazminat ve komisyon indirimi nedeniyle kar mahrumiyeti alacağının bulunduğu iddiası ile eldeki davayı açtığı görülmektedir.
6012 Sayılı TTK’nun acentelik sözleşmesinde denkleştirme istemine ilişkin 122.maddesi aşağıdaki şekildedir.
“(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra;
a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa,
b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
(2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır.
(3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz.
(4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir.
(5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.”
Somut olayda 08/12/2017 dava tarihi itibariyle davanın TTK’nun 122/4 bendi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşışmıştır. Yine her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmelerde davacının, fesih halinde portföy tazminatı talep etmeyeceği kararlaştırılmış ise de, TTK’nun 122/4-birinci cümle maddesinin amir hükmü uyarınca denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemeyeceğinden, anılan sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında 2013 yılından itibaren fesih tarihine dek devam eden ve 02/02/2017 tarihinden sonra belirsiz süreli hale gelen acentelik ilişkisi bulunduğu, davalının TTK’nun 121/1 maddesine ve tarafalar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun şekilde üç aylık ihbar süresine uyarak sözleşme ilişkisini feshettiği anlaşılmıştır. Denkleştirme isteminde bulunabilmenin ilk şartı TTK’nun 122/3 bendi uyarınca sözleşmenin müvekkil tarafından haklı nedenle feshedilmemiş olmasıdır. Somut olayda davalı sözleşmeyi haklı nedenlerle feshetmemiş, olağan fesih hakkını kullanmıştır. Denkleştirme isteminde bulunabilmenin ikinci şartı ise TTK’nun 122/1 bendinde düzenlenmiştir. Buna göre; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa veya acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir denkleştirme tazminat isteyebilir. Somut olayda mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacının sözleşme ilişkisinin devam ettiği (08/10/2013-25/10/2017) yaklaşık dört yıllık süre boyunca davalı için toplam 2.448,352-TL tutarında poliçe satışı yaptığı, bunun karşılığında davalıdan 358.987,00-TL tutarında komisyon ödemesi aldığı, davalının sözleşmenin feshinden sonra, davacının acentelik ilişkisi boyunca ürün satışı yaptığı 94 sigortalı ile 261 poliçe için sigorta ilişkisine devam ettiği, buna göre davacının bulduğu yeni müşteriler sayesinde, davalının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ettiği, bu durumda davacıya denkleştirme tazminatı ödenmesinin hakkaniyete uygun olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. TTK’nun 122/2 bendi uyarınca denkleştirme tazminatı tutarı, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağından, sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalamayı esas almak gerektiğinden, taraflar arasındaki dört yıllık sözleşme ilişkisi boyunca, davacıya ödenen komisyon bedellerinin ortalaması olan 89.746,75-TL denkleştirme tazminatı tutarı olarak belirlenmiştir.
Davacı her ne kadar davalının sözleşme ilişkisinin devamı sırasında %15 olan komsiyoın ücret alacağının %5 e düşürülmesi başka ifade ile komisyon indirimi nedeniyle komisyon alacağı talebi olarak 100,00-TL nin tazminini istemiş ise de taraflar arasındaki ilk sözleşmenin 9/1 ve ikinci sözleşmenin 13/a/1 bentleri ile komisyon oranlarının davalı yanca belirlenebileceğinin ve değiştirilebileceğinin kararlaştırıldığı, her ne kadar TTK’nun 115/1 fıkrasında sözleşmede hüküm yok ise ücretin miktarının ticari teamüle göre, teamül yok ise halin gereğine göre o yerdeki asliye ticaret mahkemesi tarafından belirleneceği düzenlenmiş ise de; davacının sözleşme ilişkisinin devamı boyunca şirket tarafından belirlenen komisyon oranlarına karşı herhangi bir itiraz ileri sürmediği, komsiyon ödemelerini çekincesiz tahsil ettiği, bu haliyle davalı yanca belirlenen komisyon oranlarını zımnen kabul ettiği anlaşıldığından, bu talebi yerinde görülmemiştir.
Yukarıda yapılan saptamalar ışığında davanın 20/11/2019 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ve dava dilekçesi ile talep edilen tutarlar üzerinden kısmen kabulü ile 89.746,75-TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek reeskont ( avans faizini aşmamak kaydı ile) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
Davanın 20/11/2019 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi ve dava dilekçesi ile talep edilen tutarlar üzerinden kısmen kabulü ile 89.746,75-TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek reeskont ( avans faizini aşmamak kaydı ile) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 6.130,60-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 172,49-TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 1.362,00-TL olmak üzere toplam 1.534,49- TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.596,11-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 172,49-TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 1.362,00-TL olmak üzere toplam 1.534,49- TL harcın harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafından yapılan, 31,40-TL başvuru harcı 800,00-TL bilirkişi gideri ve 247,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.078,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre hesap olunan 12.467,08-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre hesap olunan 100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK nun 333. Maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır