Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1067 E. 2020/100 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/595 Esas
KARAR NO : 2020/52

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/07/2017
KARAR TARİHİ : 23/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davalı vekili’nin 03.05.2017 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin naşlattığı takibe, davalının alacaklıya herhangi bir borcunun bulunmadığından asıl alacağa, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ederek icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği ve T.C. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nce icra takibinin durdurulduğu, davalı … Şirketi’nin, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile aleyhine yürüttükleri icra takibi nedeniyle düzenlenen, ödeme emrine itiraz ettiği, müvekkili şirketin bilgisayar programlama, yazılım bakım ve destek hizmeti ve donanım ürünlerinin parça dâhil donanım bakım hizmeti sektörlerinde faaliyet gösterdiği ve geniş portföye sahip olan bir firma olduğu, faaliyet gösterdiği alan dâhilinde, davalı taraf ile imzalamış oldukları sözleşmeler uyarınca, üzerine düşen tüm sözleşmesel edimlerini yerine getirdiği, davalı borçlu şirketin, müvekkil tarafından birçok kez borcun ödenmesi yönünde yazılı ve sözlü olarak ikaz edilmişse de hiçbir ödemede bulunmadığı, borçlunun tüm yazılı ve sözlü ihtarlara rağmen 20.245,73 TL tutarındaki borcu ödememiş olup, taraflarınca icra takibini yapına zorunluluğunun doğduğu, davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, itirazın haksız ve kötüniyetli olması nedeni ile alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, kötü niyetli davalı alethine HMK m 329 gereğince disiplin para cezasına çarptırılmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekilinin dava dosyasına sunduğu 23.08.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında muhtelif …Sözleşmesi ile … Sözleşmesi (“Sözleşmeler”) imzalandığı, İmzalanan Sözleşmelerin iki tanesinin süresinin 3 yıl diğer dört tanesinin ise 1 yıl olarak belirlendiği, sözleşmelerin, Müvekkili tarafından önceden kullanılmakta olan donanım ve bu donanımlara yüklenen yazılımlar ile ilgili olduğu, Davacı tarafından bu donanım ve yazılımların bakım – onarım ve sistem destek hizmetlerinin verilmesi hususunda Sözleşmeler imzalandığı, Davacı’nın sağladığı donanım/yazılım ve bakım hizmetlerinin Müvekkili tarafından uzun yıllar kullanıldığı, Bu süre zarfında davacı tarafından sağlanan hizmetin karşılığında Müvekkiline kesilen faturaların eksiksiz ve zamanında ödendiği, 31 Temmuz 2016 tarihinde Sözleşmelerin konusu yazılım/donanım, Müvekkilin ticari ve operasyonel gereksinimlerinden ötürü değiştirildiği ve bu hususun Davacı tarafa yine aynı tarihte gönderilen e-postalar ile bildirildiği, bu bildirimin üzerine Davacı tarafça söz konusu hizmetlerin hali hazırda kullanılıyormuş gibi faturalandırılmaya devam ettiği, Bu faturaların Müvekkili tarafından cevabi ihtarname ile Davacı tarafa defalarca iade edildiği, Nihayetinde Davacı tarafça Sözleşmeler ve söz konusu faturalar dayanak gösterilerek ilamsız icra takibinin başlatılmış olduğu, Söz konusu takibe itiraz edilmesi sonucunda ise işbu itirazın iptali davası ikame edildiği, hukuki mesnetten yoksun işbu davanın reddine,işbu dava konusu olan icra takibinin iptaline, davacı aleyhine takip konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası takip dosyası celbedilmiştir.
Takibin dayanağı 2016/-2017 yılı Cari Hesap Ekstreleri, Cari Hesaba dayalı faturalar, …, …, …, …, …, … nolu sözleşmelerin bir örneği dosyaya alınmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kaydı dosyasına alınmıştır.
Davacının iddiası davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre , ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen 04/05/2018 teslim tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; dosya mevcudu, davacı şirketin 2016 ve 2017 yılı ticari defterleri, davalı şirketin 2016 yılı ticari defterleri, dava dosyası ve icra dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda; incelenen Davacı şirkete ait 2016 ve 2017 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterlerin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğundan davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, incelenen Davalı şirkete ait 2016 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde T.T.K hükümlerine göre usulüne uygun ve süresinde tasdik edildiği ve davalı şirketin 2016 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı şirket, inceleme esnasında davacı yanın tarafına düzenlediği ve icra takibine konu olan 2017 yılına ait faturaları ticari defterlerinde kayıt altına alınmadığını beyan ederek 2017 yılı ticari defterlerini ibraz etmediği, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden, davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların davalı şirket tarafından kabul edilmeyerek Noter yoluyla ihtarname gönderilmek suretiyle davacı yana iade edildiği, davacı şirketin de kabul edilmeyen ve tarafına düzenlenen iade faturalarını davalı yana Noter yoluyla ihtarnameler göndererek iade ettiği, davacı yanın davalı şirkete düzenlediği faturaların ihtarnameler gönderilerek bir sonuca ulaşılamaması ve alacağın tahsil edilememesi sonucunda davacı yanın 25.04.2017 tarihinde icra takibi başlattığı, davacı şirketin davalı yan ile aralarında bulunan sözleşmeye istinaden düzenlediği faturaları 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinde kayıt altına aldığı ve davacı şirketin icra takip tarihi olan 25.04.2017 tarihi itibariyle davalı …Şti.’den 19.419,57 TL alacağının bulunduğu, davalı şirketin ise tarafına düzenlenen faturaları kabul etmeyerek ticari defterlerinde kayıt altına almaması ve davacı yana 24.10.2016 tarihinde 1.699,86 TL banka yoluyla EFT göndererek ödeme yapması ile cari hesap burcunu kapattığından icra takip tarihi olan 25.04.2017 tarihi itibariyle davacı …Ş.’ye borcunun bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının nedenlerinin; tarafların 2015 yılından devir bakiyeleri arasındaki farkın 0,58 TL olması, davacı şirketin sözleşmeye istinaden 2016 ve 2017 yılında davalı yana düzenlediği dokuz (9) adet toplam 16.020,55 TL tutarlı faturaların davalı yanın ticari defterlerinde kayıt altına almaması ve davalı şirketin düzenlenlediği 3.399,60 TL tutarlı iade faturasının davacı yanın ticari defterlerinde kayıt altına almamasından kaynaklandığı, davacı şirketin icra takibinde İhtar Masraflarını da talep ettiği ve davacı şirketin icra takibi ekinde ibraz ettiği Noter Makbuzlarının incelenmesi neticesinde İhtar Masrafları toplamının 826,16 TL olduğu, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 25.04.2017 tarihinden itibaren asıl alacağa %9 yasal faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine muhasebesel inceleme ile varıldığı, ancak yanlar arasındaki ilişkinin “Ticari iş” olması hasebiyle, TC Merkez Bankası kısa vadeli avans (Reeskont) faizinin takip tarihinden itibaren somut olaya tatbiki, Sayın Yargı Makamının tercih ve takdirine bağlı olduğu, tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyanın daha önce rapor tanzim eden bilirkişiye tevdii ile; davacının taraflar arasındaki sözleşmeler çerçevesinde takibe dayanak faturalara konu bedelleri talep edip edemeyeceğinin takdiri mahkemeye ait olmak üzere; …, …, … numaralı sözleşmelerin 9.1 ve … numaralı sözleşmenin …, … numaralı sözleşmelerin 9.1 maddeleri çerçevesinde davalı yanın itirazlarını karşılar şekilde inceleme yapılarak, her bir faturanın hangi sözleşme kapsamında tanzim ediliği açık olduğundan, her bir faturanın ilgili bulunduğu sözleşmenin ekinde yer alan bedel tablolarına uygun hesap içerip içermediği; … numaralı sözleşmenin…, … numaralı sözleşmelerin 9.1, 8.5 maddeleri çerçevesinde, davalı yanın sözleşme süresi sonuna kadar ödemekle yükümlü olduğu iddia olunan bedellerin ne olduğu ve faturalara doğru yansıtılıp yansıtılmadığı hususlarında davacı yanın itirazlarını karşılar şekilde ek rapor tanzimine karar verilmiştir.
12/09/2018 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; …, …, … numaralı sözleşmelerin 9.1 ve … numaralı sözleşmenin …, … numaralı sözleşmelerin 9.1 maddeleri çerçevesinde her bir faturanın ilgili bulunduğu sözleşmenin ekinde yer alan bedel tablolarına uygun hesap içerdiği, davacı şirket tarafından tanzim edilen faturalar … numaralı sözleşmenin…, … numaralı sözleşmelerin 9.1, 8.5 maddeleri çerçevesinde davalı şirket ünvanına düzenlenen faturalar olduğu, faturaların aralarında bulunan sözleşmeye istinaden doğru olarak yansıtıldığı, sözleşmenin fesih edilmesi ile ilgili olarak davalı şirketin sözleşmede belirlenen ihbar sürelerine uymadığı, kök rapor’da yer bulan görüşümü aynen muhafaza ettiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan ek ve kök raporlar uyuşmazlığın çözümünde yeterli görülmemiş ve öncelikle davacı vekiline; … numaralı 2.667,00 TL bedelli, …numaralı 3.241,12 TL bedelli, … numaralı 1.552,66 TL bedelli faturalara konu kalemlerin her birinin hangi sözleşmeye istinaden faturaya yansıtıldığının açıklanması için iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı tarafından beyanda bulunulduktan sonra dosya yeniden bilikrişiye tevdii edilmiş, 22/03/2019 tarihli bilirkişi ikinci ek raporlarunda özetle; davacı şirketin düzenlediği faturaların sözleşmelere uygun olduğu, buna göre; davacı yanın davalı yandan, takip tarihi olan 25.04.2017 tarihi itibariyle 19.419,57 TL miktarında alacaklı olduğu görüş ve kanaati bildirmiştir.
Mahkememizce, davacı vekilince verilen kesin süre içerisinde sunulan beyan dilekçesinin mahkememizce talep edilen hususu karşılamadığı, alınan ikinci ek raporun da kök rapor ile aynı olduğu ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla davacı vekiline düzenlenen faturalara konu kalemlerin her birinin hangi sözleşmeye istinaden faturaya yansıtıldığını açıklamak üzere son kez 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilince beyanda bulunulduğundan dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen 04/09/2019 teslim tarihli ek raporda özetle kök ve ek raporlardaki kanaatler tekrar edilmekle birlikte; bilirkişi raporunun sonuç kısmında sözleşmeler esas alınarak düzenlenen ve dava konusu yapılan faturalar ile ilgili, her bir faturanın içerisindeki her bir ceza bedeli kaleminin hangi sözleşmeye istinaden düzenlenediği gösterir detaylı tablo yer aldığı, bu tablonun mahkememizce istenen husuların değerlendirilmesi için yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nü… esas sayılı dosyası takip dosyası kapsamında davacı tarafın davalı hakkında toplam 20.245,73-TL alacağın ödetilmesi istemiyle ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunduğu, davalı … Şti. tarafından yasal süresi içinde itirazda bulunulduğu, icra takibinin İİK.nun 62 maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı tarafından takibe yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının takibe dayanak açık hesaba konu faturalar nedeniyle davalıdan takip tarihi ititbariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu, faturaların dayanağı olan yazılım bakım, destek sözleşmeleri ile parça dahil donanım bakım sözleşmelerine konu “bakım ve destek” ediminin ifasının imkansızlaşıp imkansızlaşmadığı, bu çerçevede davalının sözleşmelerden doğan bedel ödeme borcunun sona erip ermediği, somut olayda imkansızlık hükümlerinin uygulanabilir olup olmadığı, sözleşmelerin süresinden önce feshedilip edilmediği, edilmiş iseler davacının sözleşmelerin içerdiği hükümler çerçevesinde ceza bedeli talep etme olanağının bulunup bulunmadığı, icra inkar ve kötüniyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında altı ayrı yazılım, destek bakım sözleşmesi yapıldığı, davalı tarafça sözleşmelerin tamamının 31/07/2016 tarihinde feshedildikleri, sözleşmelerin süresinden önce ve ihbar sürelerine uyulmazksızın feshedildiği gerekçesi ile davacı tarafından davalı aleyhine takip ve dava konusu faturaların tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda uyuşmazlığın çözümünde incelenmesi gereken hususlar, davalının kullandığı ve taraflar arasındaki sözleşmelere konu yazılım/donanımın, ticari ve operasyonel gereksinimlerden ötürü değiştirilmesi nedeniyle, davacının bakım ve destek hizmeti verme borcunun davalının kusuru ile imkansızlaştığı gerekçesine dayalı olarak ifa edilmeyen sözleşme dönemleri için ücret talep edilip edilemeyeceği, edilebilecek ise davacının davalıya tanzim ettiği ve sözleşmelere dayandırdığı her bir faturanın ilgili bulunduğu sözleşmenin ekinde yer alan bedel tablolarına uygun hesap içerip içermediği hususlarıdır.
Tarafalar araındaki altı ayrı yazılım destek ve bakım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmelerin yürürlük süreleri, fesih ihbar süreleri ve ceza koşulu açısından farklılıklar içerdiği anlaşıldığından her bir sözleşmenin mahiyetinin ve uyuşmazlığa ilişkin hükümlerinin aşağıdaki şekilde özetlenmesi gerekmektedir:
Taraflar arasındaki sözleşmeler;
1-… numaralı yazılım bakım destek sözleşmesinin, 28/03/2011 tarihinde imzlanadığı ve bir yıl süreli olduğu, sözleşmenin 9.1 maddesinde taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 90 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunmaması halinde sözleşmenin bitim tarihinden itibaren birer yıllık sürelerle uzayacağının kararlaştırıldığı, söleşmenin fesih ihbar süresinden önce feshedilmesi halinde ifa edilmeyen dönemlere ilişkin bedellerin ödeneceğine yönelik düzenleme bulumadığı, sözleşmenin 9.2 maddesinde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi halinde ceza koşulu düzenlenediği, ancak somut olayda sözleşme davacı tarafından fsehedilmediğinden bu sözleşme için bu madde kapsamında ceza koşulu talep edilemeyeceği, davalının sözleşmeyi 31/07/2016 tarihinde feshettiği, bu tarihe kadar devam eden sözleşmenin normal bitiş süresinin 28/03/2017 tarihi olduğu, sözleşmenin 28/03/2016 tarihinden sonra uzamış yeni bir yıllık döneme girdiği, sözleşmenin 9.1 maddesine göre fesih bildirim tarihinin 28/12/2016 olmasının gerektiği, davacının fesih ihbar süresine uymadığı, ancak sözleşmede bu durumda kalan dönemlere ilişkin sözleşme bedelinin talep edilebileceğine dair düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır.
2- … numaralı yazılım bakım destek sözleşmesinin, 28/03/2011 tarihinde imzlanadığı ve bir yıl süreli olduğu, sözleşmenin 9.1 maddesinde taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 90 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunmaması halinde sözleşmenin bitim tarihinden itibaren birer yıllık sürelerle uzayacağının kararlaştırıldığı, söleşmenin fesih ihbar süresinden önce feshedilmesi halinde ifa edilmeyen dönemlere ilişkin bedellerin ödeneceğine yönelik düzenleme bulumadığı, sözleşmenin 9.2 maddesinde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi halinde ceza koşulu düzenlenediği, ancak somut olayda sözleşme davacı tarafından fsehedilmediğinden bu sözleşme için bu madde kapsamında ceza koşulu talep edilemeyeceği, davalının sözleşmeyi 31/07/2016 tarihinde feshettiği, bu tarihe kadar devam eden sözleşmenin normal bitiş süresinin 28/03/2017 tarihi olduğu, sözleşmenin 28/03/2016 tarihinden sonra uzamış yeni bir yıllık döneme girdiği, sözleşmenin 9.1 maddesine göre fesih bildirim tarihinin 28/12/2016 olmasının gerektiği, davacının fesih ihbar süresine uymadığı, ancak sözleşmede bu durumda kalan dönemlere ilişkin sözleşme bedelinin talep edilebileceğine dair düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır.
3- … numaralı yazılım bakım destek sözleşmesinin, 28/03/2011 tarihinde imzlanadığı ve bir yıl süreli olduğu, sözleşmenin 9.1 maddesinde taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 90 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunmaması halinde sözleşmenin bitim tarihinden itibaren birer yıllık sürelerle uzayacağının kararlaştırıldığı, söleşmenin fesih ihbar süresinden önce feshedilmesi halinde ifa edilmeyen dönemlere ilişkin bedellerin ödeneceğine yönelik düzenleme bulumadığı, sözleşmenin 9.2 maddesinde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi halinde ceza koşulu düzenlenediği, ancak somut olayda sözleşme davacı tarafından fsehedilmediğinden bu sözleşme için bu madde kapsamında ceza koşulu talep edilemeyeceği, davalının sözleşmeyi 31/07/2016 tarihinde feshettiği, bu tarihe kadar devam eden sözleşmenin normal bitiş süresinin 28/03/2017 tarihi olduğu, sözleşmenin 28/03/2016 tarihinden sonra uzamış yeni bir yıllık döneme girdiği, sözleşmenin 9.1 maddesine göre fesih bildirim tarihinin 28/12/2016 olmasının gerektiği, davacının fesih ihbar süresine uymadığı, ancak sözleşmede bu durumda kalan dönemlere ilişkin sözleşme bedelinin talep edilebileceğine dair düzenleme bulunmadığı anlaşılmıştır.
4- … numaralı yazılım bakım destek sözleşmesinin, 01/06/2015 tarihinde imzlanadığı ve üç yıl süreli olduğu, sözleşmenin 8.1 maddesinde taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 45 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunmaması halinde sözleşmenin bitim tarihinden itibaren birer yıllık sürelerle uzayacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin fesih ihbar süresinden önce bildirim süresine uyulmaksızın feshedilmesi halinde ifa edilmeyen dönemlere ilişkin aylık bedellerin ödeneceğine yönelik düzenleme bulunduğu, müşterinin hizmetin verilmediği gerekçesi ile bu ödemeleri yapmaktan kaçınamayacağının kararlaştırıldığı, başka ifade ile sözleşmenin ihbar süresinde uyulmaksızın feshinin ceza koşuluna bağlandığı, sözleşmenin 8.2 maddesinde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği hallerin düzenlendiği, ancak haklı nedenle fesih haline ilişkin herhangi bir ceza koşulu kararlaştırılmadığı, nitekim somut olayda davacının sözleşmeyi feshetmediği, davalının sözleşmeyi 31/07/2016 tarihinde feshettiği, bu tarihe kadar devam eden sözleşmenin normal bitiş süresinin 01/06/2018 tarihi olduğu, davacının fesih ihbar süresine uymadığı, sözleşmede bu durumda kalan dönemlere ilişkin sözleşme bedelinin talep edilebileceğine dair düzenleme bulunduğu anlaşılmıştır.
5- … numaralı parça dahil donanım bakım sözleşmesinin, 01/06/2015 tarihinde imzlanadığı ve üç yıl süreli olduğu, sözleşmenin 9.1 maddesinde taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 45 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunmaması halinde sözleşmenin bitim tarihinden itibaren birer yıllık sürelerle uzayacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin fesih ihbar süresinden önce bildirim süresine uyulmaksızın feshedilmesi halinde ifa edilmeyen dönemlere ilişkin aylık bedellerin ödeneceğine yönelik düzenleme bulunduğu, müşterinin hizmetin verilmediği gerekçesi ile bu ödemeleri yapmaktan kaçınamayacağının kararlaştırıldığı, başka ifade ile sözleşmenin ihbar süresinde uyulmaksızın feshinin ceza koşuluna bağlandığı, sözleşmenin 9.2 maddesinde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği hallerin düzenlendiği, ancak haklı nedenle fesih haline ilişkin herhangi bir ceza koşulu kararlaştırılmadığı, nitekim somut olayda davacının sözleşmeyi feshetmediği, davalının sözleşmeyi 31/07/2016 tarihinde feshettiği, bu tarihe kadar devam eden sözleşmenin normal bitiş süresinin 01/06/2018 tarihi olduğu, davacının fesih ihbar süresine uymadığı, sözleşmede bu durumda kalan dönemlere ilişkin sözleşme bedelinin talep edilebileceğine dair düzenleme bulunduğu anlaşılmıştır.
6- … numaralı parça dahil donanım bakım sözleşmesinin, 01/07/2015 tarihinde imzlanadığı ve bir yıl süreli olduğu, sözleşmenin 9.1 maddesinde taraflardan herhangi birinin sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 45 gün önce yazılı fesih ihbarında bulunmaması halinde sözleşmenin bitim tarihinden itibaren birer yıllık sürelerle uzayacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin fesih ihbar süresinden önce bildirim süresine uyulmaksızın feshedilmesi halinde ifa edilmeyen dönemlere ilişkin aylık bedellerin ödeneceğine yönelik düzenleme bulunduğu, müşterinin hizmetin verilmediği gerekçesi ile bu ödemeleri yapmaktan kaçınamayacağının kararlaştırıldığı, başka ifade ile sözleşmenin ihbar süresinde uyulmaksızın feshinin ceza koşuluna bağlandığı, sözleşmenin 9.2 maddesinde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği hallerin düzenlendiği, ancak haklı nedenle fesih haline ilişkin herhangi bir ceza koşulu kararlaştırılmadığı, nitekim somut olayda davacının sözleşmeyi feshetmediği, davalının sözleşmeyi 31/07/2016 tarihinde feshettiği, bu tarihe kadar devam eden sözleşmenin normal bitiş süresinin 01/07/2017 tarihi olduğu, sözleşmenin bir 01/07/2016 tarihinden itibaren uzamış yeni bir yıllık dönemin içerisinde girdiği, sözleşmenin 9.1 maddesine göre fesih bildirim tarihinin 16/06/2017 olmasının gerektiği, davacının fesih ihbar süresine uymadığı, sözleşmede bu durumda kalan dönemlere ilişkin sözleşme bedelinin talep edilebileceğine dair düzenleme bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tüm sözleşmelerin süresinden önce feshedildiğinden bahisle sözleşmelerin normal bitiş süreleri ile fesih tarihi arasında kalan dönem için davalıya ceza bedeli faturaları keserek göndermiştir. Yukarıda özetlenen sözleşme içeriklerinden sadece …, … ve … numaralı sözleşmelerde, sözleşmenin fesih ihbar süresinden önce bildirim süresine uyulmaksızın davalı tarafından feshedilmesi halinde, ifa edilmeyen dönemlere ilişkin aylık bedellerin ödeneceğine, davalının hizmetin verilmediği gerekçesi ile bu ödemeleri yapmaktan kaçınamayacağına yönelik düzenleme bulunduğu, başka ifade ile sadece bu sözleşmelerin ihbar süresinde uyulmaksızın feshinin ceza koşuluna bağlandığı açıktır. Diğer sözleşmelerde ise sözleşmenin fesih ihbar süresine uyulmak kaydıyla taraflarca feshedilebileceği kararlaştırılmış, ancak süreye uyulmaksızın fesih hali herhangi bir ceza koşuluna bağlanmamıştır. Buna göre davacı yalnızca …, … ve … numaralı sözleşmeler kapsamında davacıdan ceza bedeli talep edebilir.
Ceza koşulu düzenlemesi içermeyen sözleşmeler yönünden; davacının eser sözleşmesinde ifanın iş sahibinden kaynaklanan nedenlerle imkansızlaşması hükümlerine dayanması mümkün değildir. Zira somut olayda taraflar arasındaki sözleşmeler davalının sahip olduğu yazılım/donanıma yönelik bakım ve destek hizmetlerinin verilmesi konulu, ani değil, sürekli edimli hizmet sözleşmeleridir. Kaldı ki bir an için sözleşmelerin eser sözleşmesi olduğu düşünülse dahi, davacının sözleşmenin feshinden önceki dönemde verdiği tüm hizmetlerin bedelini aldığı, sözleşmenin feshinden sonra ise ifa ile yükümlü bulunduğu bir borç ve yerine getirdiği herhangi bir edim bulunmadığından TBK’nun 485 maddesi kapsamında talep edebileceği bir ücretin de bulunmadığı açıktır.
Somut olayda davacının onarım bakım ve destek hizmeti verdiği yazılımların kullanımının davalı tarafından operasyonel sebeplerle bırakıldığı, davalının yeni bir yazılım ve donanım sistemi kullanmaya başladığı tarafların kabulündedir. Başka ifade ile ifası imkansızlaşan borç davacının bakım destek hizmeti verme borcudur. Bu borç davacının kusuru olmaksızın, davalıdan kaynaklanan sebeplerle imkansızlaştığın göre TBK’nun 136/1 maddesi kapsamında davacı asli edim yükümlülüğü olan hizmet verme borcundan kurtulmuş olur ve TBK’nun 136/2 fıkrası uyarınca da henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteyemez. Yukarı da da belirtildiği üzere sadece …, … ve … numaralı sözleşmelerde, sözleşmenin fesih ihbar süresinden önce davalı tarafından feshedilmesi halinde, ifa edilmeyen dönemlere ilişkin aylık bedellerin ödeneceğine, davalının hizmetin verilmediği gerekçesi ile bu ödemeleri yapmaktan kaçınamayacağına yönelik düzenleme bulunduğuna göre, davacı bu türden bir düzenleme içermeyen sözleşmeler yönünden ücret ödeme ediminin yerine getirilmesini davalıdan talep edemez.
Yukarıdaki saptamalar ışığında davacının yalnızca…, …ve … numaralı sözleşmeler kapsamında davacıdan ceza bedeli(sözleşmenin ifa edilmeyen dönemine ilişkin aylık bedeller) talep edebileceği tespit edildiğine göre; dava ve takibe dayanak faturaların hangilerinin bu üç sözleşme kapsamında düzenlendiğinin, her bir faturanın ilgili bulunduğu sözleşmenin ekinde yer alan bedel tablolarına uygun hesap içerip içermediğinin tespiti gerekmektedir. Takip ve davaya dayanak 11 adet fatura bulunduğu, bu faturaların üzerine hangi sözleşmelere istinaden düzenlendiklerinin not düşüldüğü, bazı faturaların ceza koşulu içermeyen sözleşmelere dayalı olarak düzenlendiği, bazı faturaların birden fazla sözleşmeye ilişkin kalemleri içerdikleri, birden fazla sözleşme ilişkin kalemleri içeren bu faturalardan bazılarının da hem ceza koşulu içeren hem de içermeyen sözleşmelere dayalı olarak düzenlendikleri anlaşıldığından, davacı vekiline her bir faturanın içindeki her bir kalemin hangi sözleşmeye dayalı olarak düzenlendiği açıklattırılmış ve buna istinaden üçüncü ek bilirkişi raporu alınmıştır. Üçüncü ek bilirkişi raporunun sonuç kısmında “sözleşmeler esas alınarak düzenlenen ve dava konusu yapılan faturalar ile ilgili oluşturulan tablo” başlığı altında , her bir faturanın içerisindeki her bir kaleminin hangi sözleşmeye istinaden düzenlenediği gösterir detaylı tablonun yer aldığı görülmüş, bu tablo üzerinde …, … ve … numaralı sözleşmeler kapsamında düzenlendiği anlaşılan kalemler mahkememizce tek tek tespit edilmiş ve bu kalemlerin tutarları toplandığında davacının anılan sözleşmeler kapsamında faturaya yansıttığı ve talep edebileceği bedeller toplamının 7.823,75-TL olduğu saptanmıştır. Gerek kök gerekse ek bilirkişi raporlarında, davacı tarafından düzenlenen faturaların her birinin ilgili bulunduğu sözleşmenin ekinde yer alan birim fiyat tablolarına uygun olduğu tespit edildiğinden, …, … ve … numaralı sözleşmelere dayalı olarak faturalara yansıtılan ceza kalemlerinin de, ilgili bulundukları sözleşmenin ekinde yer alan birim fiyat tablolarına uygun düzenlnedikleri kabul edilmiştir. Davacının 826,16-TL ihtar masrafını da belgelendirdiği anlaşılmakla, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 7.823,75-TL asıl alacak ile 826,16-TL ihtar masrafı toplamı 8.649,91-TL alacaklı olduğu sonucuna varılmış, davanın kısmen kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın 7.823,75-TL asıl alacak, 826,16-TL ihtar masrafı toplamı, 8.649,91-TL yönünden iptaline, takibin 7.823,75-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek ticari avans faizi ile birlikte devmanı, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan alacağın takdiren %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın 7.823,75-TL asıl alacak, 826,16-TL ihtar masrafı toplamı, 8.649,91-TL yönünden İPTALİNE, takibin 7.823,75-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek ticari avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davalının hüküm altına alınan 8.649,91-TL alacağın %20 oranında 1.729,98-TL inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 590,87-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 345,75-TL ile icraya yatırılan 101,23-TL olmak üzere toplam 446,98- TL harcın mahsubu ile eksik kalan 143,89-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan ve icraya yatırılan toplam 446,98- TL ile başvuru harcı olarak yatırmış olduğu 31,40-TL olmak üzere toplam 478,38-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davacı tarafndan yapılan 1.000,00-TL bilirkişi ve 192,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.192,50-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 438,85-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Kabul edilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre hesap olunan 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ye göre hesap olunan 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK nun 333. Maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır