Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1058 E. 2022/638 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1058
KARAR NO : 2022/638

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/11/2016
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin bayisi olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01/08/2016 tarihine kadar teminata bağlı cari hesap üzerinden yürütüldüğünü, buna bağlı olarak müvekkilinin de müşterelerinin büyük çoğunluğu ile cari hesap üzerinden satış yaptığını, davalının 01/08/2016 tarihinden itibaren ortada haklı ve geçerli bir neden olmaksızın sözleşme şartlarını tek taraflı olarak askıya alarak, ticari teamüllere ve sözleşmeye aykırı olarak cari hesap üzerinden yaptığı satışlarını durdurduğunu, müvekkil şirketinin cari alım için limitlerinin müsait olmasına rağmen vadeli olarak mal vermediğini, siparişlerini karşılamadığını, mal alımı yapılabilmesi için cari hesap borçlarının kapanması gerektiğini ve nakit karşılığının bulunması halinde siparişin karşılanacağının bildirildiğini, cari hesap usulü çalışan müvekkil şirketinin aniden 250.000,00 TL gibi bir miktar cari hesap borcu ile karşı karşıya kalması nedeniyle ve yine 1 tanker akarkayıtın ortalama 80.000,00 TL gibi bir maliyetinin bulunması ve 20 gün gibi kısa bir süre içerisinde bu borçları ödemesi sebebi ile ciddi bir finansman sıkıntısına düştüğünü, bu maddi imkansızlıklara rağmen müvekkili şirketin çevreden ve ekonomik durumu iyi olan müşterilerinden günü birlik borçlanmak sureti ile mutat olarak aldığı akar-yakıtın yarısını alarak ticari faaliyetini devam ettirmeye çalıştığını bu durumun maliyet olarak müvekkil şirkete yansıdığını, müvekkil şirketin 01/08/2016 tarihinden itibaren mağduriyetleri defalarca yaşamış olması sebebi ile bu konuda … Asliye Hukuk Mahkemesinden … D. İş sayılı dosyaları ile 3 ayrı tespit yapıldığını, müvekkilinin … 2. Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile taraflar arasındaki sözleşmenin katlanılmaz hale gelmesi sebebi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih ettiğini, dava tarihi itibari ile müvekkil şirketin davalıya ödenmemiş herhangi bir borcu olmadığını, teminat konusu senetin bedelsiz kaldığını, sözleşmenin feshinden doğacak bir zarar söz konusu olması halinde yargılamaya muhtaç olduğunu, bu sebeple davalı yedinde bulunan … Bankasından alınma iptale konu 30/03/2016 tarihli … nolu 60.000,00 TL bedelli teminat mektubunun bedelsiz kaldığını, iadesinin gerektiğini, davalı şirket tarafından mektubu iade etmediğini iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, müvekkili şirketin borçsuz olduğunun tespiti ile teminat mektubunun iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla 01/11/2012 tarihinde başlamak üzere 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzaladığını, süresinin 01/11/2017 tarihinde dolacağını, rekabet kurulu kararları gereği ilk sözleşme olarak kabul edilebilecek olan intifa sözleşmesinin ise 27/09/2012 tarihli olduğunu ve onun da süresinin 27/09/2017 tarihinde dolacağını, davacının ise 08/11/2016 tarihinde Kadıköy 2. Noterliği aracılığı ile gönderdiği 05828 sayılı feshi ihbar beyanı ile sözleşmeyi haksız olarak fesih ettiğini, bunun da cezai yaptırımı olduğunu, bu nedenle davacı tarafın 50.000,00 USD cezai şartı ödemekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeni ile davacının ek protokolün 9. Maddesi gereğince istasyona müvekkili şirketçe yapılan kanopi bedeli 23.796,00 USD’yi geri ödeme yükümlülüğünde olduğunu, bu talebin kendisine … 50. Noterliği kanalıyla …tarih ve … sayılı ihtarla bildirildiğini, davacı tarafın 08/09/2016 tarihinde Yenice Noterliği aracılığı ile gönderdiği ihtarda kendisinde ariyet olarak bulunan malzemenin alınmasını talep ettiğini, bu talep doğrultusunda 16/11/2016 günü istasyona söküm ekibi gönderildiğini, davacının kendisine ariyet olarak verilen pompların alınmasına izin vermediğini, pompaların halen davacıda olduğunu ve davacı tarafından kullanıldığını, ariyet malzemenin tesliminde gecikilen her gün için davacının 250,00 USD ödemekle yüküm olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen dönemde dolum tesisindeki yoğunluk nedeniyle mal verilmesinde aksamalar yaşandığını, geçmiş dönem teslim kayıtları incelendiğinde 2010 yılından beri devam eden bayilik süresince davacıya yapılan ikmallerde sadece iki kez gecikme görüldüğünü, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi, Ek Protokol, ihtarnameler, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin; … D.İş sayılı dosyaları, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … 1. İflas Dairesi’nin 27/04/2022 tarihli müzekkere cevabı ve bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Dosyanın mevcut durumu ile iddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında değerlendirilebilmesi açısından ve dava konusu dikkate alınarak dava konusunun menfi tespit ve teminat mektubunun iptali olduğu gözetilerek taraf şirketlerden davacı şirketin adresinin mahal yargı çevremizden farklı olması nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) talimat yazılmak suretiyle, 2012 2016 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması bakımından HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, 24/12/2018 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre, davalı şirkete dava tarihi itibariyle 727,78 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı tarafın çekişme konusu ticari kayıtları ve defterleri üzerinde dosyanın mevcut durumu ile iddia, savunma ve toplanan deliller ile davacı ticari defter ve kayıtlarının incelendiği talimat bilirkişi raporu da irdelenerek dosya kapsamında değerlendirilebilmesi açısından HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; davalı tarafın incelemeye sunulan 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, incelenen davalı defterleri ile talimat kaydı ile incelenen davacı defterlerinin örtüştüğü, davalı yanın ticari defterlerine göre, davalı yanın davacı yandan dava tarihi itibariyle 727,32 TL alacaklı olduğu, davacı yanın ticari defterlerine göre; davacı yanın, davalı yana dava tarihi itibariyle 727,78 TL borçlu olduğu, taraflar arası cari hesap farkının 0,46 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamında iddia savunma ve toplanan deliller ile beyanlar ve itirazlar gözetilerek, HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi ile akaryakıt konusunda uzman bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi heyeti raporu alınmasına karar verilmiş, 17/02/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; davalı tarafın incelemeye sunulan 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, incelenen davalı defterleri ile talimat kaydı ile incelenen davacı defterlerinin örtüştüğü, davalı yanın ticari defterlerine göre, davalı yanın davacı yandan dava tarihi itibariyle 727,32 TL alacaklı olduğu, davacı yanın ticari defterlerine göre; davacı yanın, davalı yana dava tarihi itibariyle 727,78 TL borçlu olduğu, taraflar arası cari hesap farkının 0,46 TL olduğu, demirbaşların … adresinde bulunması nedeniyle yerinde incelemenin yapılamadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında değerlendirme yapılması açısından ayrıca talimat mahkemesinden alınan 24/12/2018 tarihli rapor ile dosya kapsamında düzenlenen 29/07/2019 tarihli rapor da dikkate alınarak HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın akaryakıt konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) … Talimat sayılı dosyası kapsamında alınan 10/08/2020 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; dava konusu akaryakıt pompalarının (dispanserler) ekonomik ve teknolojik ömrünü doldurmuş olduğu, hurda malzeme vasfında olduğu, 4 adet dispanserin piyasa fiyatının KDV dahil 3.800,00 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi raporu da gözetilerek; iddia, savunma, toplanan deliler, talimat mahkemesinden alınan kök ve ek rapor ile tarafların tüm raporlara karşı beyanları gözetilerek, HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi ile akaryakıt konusunda uzman bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek bilirkişi heyeti raporu alınmasına karar verilmiş, 17/05/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; taraflarınca incelenen davalı yanın ve talimat kaydı ile incelenen davacı yanın ticari defterlerinin örtüştüğü, iki tarafın ticari defterine görede; davalı yanın davacı yandan dava tarihi itibarıyla 727,32 TL alacaklı olduğu, yine davacı yan tarafından bu tutarın 11/01/2019 tarihinde 901,50 TL olarak faizi ile ödenerek cari hesap ilişkisinin kapatıldığı, tarafların ticari defterlerinde borç alacak olmadığı, bakiyenin sıfır olduğu, teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davalı yanın sözleşmesel olarak cezai şart talep etme hakkı olduğu, sözleşmesel cezai şartın 50.000,00 USD olduğu dikkate alındığında, davacı yanın davaya konu ettiği … Bankasından alınmış 30/03/2016 tarihli … nolu 60.000,00 TL bedelli teminat mektubundan dolayı davalı yana borcu bulunmadığının söylenemeyeceği, davacı yanın davasını ispat edemediği, davalı yanın sözleşmesel hak ve taleplerinin devam ettiği, davalı yanın davacı yandan sözleşmesel alacağının dava konusu teminat mektubundan fazla olduğu, bu noktada davacı yanın davasının ispat edemediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekiline dava dilekçesinin sonuç kısmındaki “… Müvekkil şirketin borçsuz olduğunun tesbiti ile,” şeklindeki talebini menfi tespit davalarında olumlu tespit hükmü kurulamayacağı da dikkate alınarak açık ve net bir şekilde neyden kaynaklı olarak neye ilişkin talepte bulunduğunu açıklaması için HMK’nun 119/1-ğ. maddesi uyarınca kesin süre verilmiş, davacı vekili 26/11/2021 tarihli dilekçesi ile özetle; taleplerinin, müvekkili şirketin 25/05/2012 tarihli Bayilik Sözleşmesinden dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, 25/05/2012 tarihli bayilik sözleşmesi gereği verilen … Bankasından alınma 60.000,00 TL bedelli teminat mektubundan dolayı davacının, davalıya borçlu olmadığının ve mektubun bedelsiz kaldığının tespitine, teminat mektubunun iptaline, iptal olmadığı takdirde davalıdan alınarak müvekkiline iadesine, 25/05/2012 tarihli Bayilik Sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin tespitine ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinden dolayı verilen teminat mektubu nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve iptali istemine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 28/09/2017 tarih, 2016/183 Esas ve 2017/153 Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine dava dosyası mahkememizin iş bu esas sırasına kaydedilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalı arasında imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca davacı tarafından davalıya verilen teminat mektubu nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı, teminat mektubunun iptalinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında 25.05.2012 tarihli ek protokol ve 01/11/2012 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesini düzenlendiği ihtilafsız olup, bu sözleşmelerde teminat mektubunun iadesi ile ilgili koşullar belirlenmemiştir. Davacı taraf … 2. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bayilik szöleşmesini halı sebeple fesettiğini bildimiş, davalı taraf ise feshin haksız olduğunu savunmuştur. İhtarnamede akaryakıt ikmali yapılmaması ve cari hesabın kapatılarak peşin alınması zorlanması fesih sebebi olarak gösterilmiş Yenice Sulh Hukuk Mahkemesi tespit dosyaları dayanak gösterilmiştir. Tespit dosyalarındaki akaryakıt seviyesine ilişkin raporlar tek başına feshin haklı sebeple gerçekleştiğini göstermemekte olup akaryakıt bayilik sözleşmesinin 24. Maddesinde düzenlenen fesih halleri 25. Maddesinde düzenlenen feshin sonuçlarında ki cezai şart hükmü ve bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere davacının sözleşme kapsamında iade ile yükümlü olduğu makina ve ekipmanları iade etmemiş olması, ticari defter ve kayıtlara göre davalının dava tarihi itibariyle alacaklı olması hususları birarada sözleşmenin davacı tarafça feshi haksız olup bayilik sözlemesi kapsamında davalıya verdiği teminat mektubu nedeniyle borçlu olmadığı iddiasını ispatlayamamış olması nedeniyle sübuta ermeyen davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin olarak alınan 1.024,65 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 943,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2022

Katip …

Hakim …