Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1052 E. 2018/936 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1052 Esas
KARAR NO : 2018/936
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 30/11/2017
KARAR : USULDEN RED
KARAR TARİHİ: 20/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan rücuen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalının sigortalısı olan …’a ait …plakalı araç tarafından 05.08.2016 tarihinde … Şti’ne ait … plakalı araca çarpmak suretiyle İstanbul ilinin Sultangazi ilçesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, temlik edenin aracında oluşan değer kaybının bağımsız eksper tarafından düzenlenen 04.11.2017 tarihli eksper raporuyla tespit edildiğini, buna göre müvekkilin aracında 10.720,00 ile 12.864,00 TL aralığında tespit edilen değer kaybının meydana geldiğini, temlik eden aracında oluşan değer kaybı alacağını TBK hükümleri uyarınca temlik belgesi ile müvekkile temlik ettiğini, kazaya sebebiyet veren taraf veya somut olayda olduğu gibi sigorta şirketinin kaza sebebiyle oluşan her türlü zararı karşılamakla mükellef olduğundan oluşan değer kaybının da tazmin edilmesi gerektiğinin açık olduğunu, müvekkilce davalıya 14.11.2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini ve 2918 Sayılı Kanunun 97. Maddesi uyarınca 15 gün içinde yazılı cevap verilmesinin veya ihtarnamede belirtilen hesap numarasına yatırılmasını aksi halde her türlü yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığını beyan ederek kaza sebebiyle oluşan 10.720,00 ile 12.864,00 TL aralığında tutması beklenen değer kaybı alacağının şimdilik 300,00 TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, dava konusu değer kaybının tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 354,00 TL’nin (TTK 1448/3 maddesi gereği sigortacı hasarın tespitine ilişkin masrafları ödemekle yükümlüdür) HMK 323/F gereğince yargılama gideri olarak davalı tarafından müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacınn müvekkil şirketten alacağı bulunan …Şti’nin alacağını temlik yoluyla kendisine devrettiğini iddia ettiğini, bilindiği üzere geçerli bir temlikten bahsedebilmek için geçerli bir temlik sözleşmesinin ve geçerli bir temel sebebinin bulunması gerektiğini, açıklanan nedenlerle davaya konu temlik alacağının sebebe bağlı olması ve bu sebebin geçerli bir temel ilişkiye dayanması zorunluluğu karşısında davacının temlik veren ile arasındaki hukuki sebebi oluşturan temel işlemi ve bu temel işlemin geçerliliğini de ispat etmesi gerektiğinin açık olduğunu, bu nedenle temlik veren …Şti’nin şirket yetkilisi…’in de huzurdaki davada tanık olarak dinlenilmesiyle birlikte temlik sözleşmesinin temel ilişki ve usul bakımından geçerli olup olmadığının tartışılması gerektiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Sigortası Genel Şartları C.11. maddesinde “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” hükmünün düzenlendiğini, dava konusu poliçenin 30.06.2016 tarihinde akdedildiğine göre, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel şartlarının huzurdaki uyuşmazlığa esas olacağının açık olduğunu, ayrıca dava konusu aracın daha önce bir kazaya karışıp karışmadığının araştırılması gerektiğini, bilindiği üzere daha önce kaza geçiren araçların bir kez değer kaybına uğradıktan sonra sonraki kazalarda meydana gelen hasara göre değer kaybının oluşmasının oldukça güçleştiğini, dolayısıyla birden fazla kazaya karışmış bir aracın sonraki kazalarında, çok ciddi hasarlar yok ise değer kaybına uğramayacağının açı k olduğunu, bu nedenle, dava konusu aracın daha önce herhangi bir kazaya karışıp karışmadığının önem arz ettiğini, müvekkil şirket tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, dava konusu … plakalı aracın daha önceden birden fazla kazaya karışmış olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla daha önce birden fazla kazaya karışmış söz konusu araçta değer kaybı oluşmayacağının sabit olduğunu, davacının dayandığı değer kaybına ilişkin ekspertiz raporunun ve fahiş olarak belirlenen değer kaybı bedelinin müvekkilce kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın davaya konu kaza sonrası değer kaybına ilişkin ekspertiz raporunu aldığını ve söz konusu rapor sonucunun 10.720,00-TL ile 12.864,00-TL aralığında değer kaybı bedeli oluştuğunun iddia edildiğini, davacı tarafın talebine esas aldığı ekspertiz raporunda ki değer kaybına ilişkin tespitlerin denetime elverişli olmayıp, belirlenen tutarın somut olayı yansıtıp yansıtmadığının taraflarınca bilinmediğini, 2015/34 sayılı Ekspertiz Ücret Tarifesine İlişkin Genelge’ye göre; motorlu araçlar için değer kaybı tespitinde ekspertiz ücreti 150 TL’den az ve 500 TL’den fazla olmamak üzere, tespit edilen değer kaybı tutarının %1.5’idir. Tespit edilen değer kaybı tutarı 10.720,00-TL ile 12.864,00-TL aralığında olduğu kabul edilse bile, müsteşarlıkça belirlenen yüzdeye göre ortaya çıkan miktarın alt fiyatın altında kalması nedeniyle ekspere ödenmesi gereken tutar taban fiyat dikkate alınarak belirlenmesi gerekeceğini ki bu durumda 150,00-TL’yi aşmayacağını beyan ederek geçerli bir temlik sözleşmesinin ve davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının inceleme konusu yapılmasını, her halde kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, müvekkil sigorta şirketinin değer kaybından sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise değer kaybının ne şekilde hesaplanacağı, ZMMS Sigortası Genel Şartları A.5.a maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesini, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE / Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: Davacı temlik alan; … plakalı aracın trafik kazası sonrasında oluşan eksper tarafından belirlenen araç değer kaybının ve 354,00TL eksper ücretinin davalı taraftan faizi tahsilini belirsiz alacak davası olarak 300,00TL dava değeri belirleyerek talep etmiştir. Davalı taraf genel mahiyette davanın reddini savunmuştur. Dava; araç değer kaybı ve eksper ücretinin faizi ile davalıdan tahsiline ilişkindir. Dava dosyası incelendiğinde; davacının dava konusu talep ettiği araç değer kaybını tespit ettiği be değer kaybının belli bir miktar olduğu ve eksper ücretinin de belirli olduğu, belirlenemeyecek bir talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Belirli olan dava konusu bulunmasına rağmen davacının belirsiz alacak davası açtığı, hatta buna ilişkin duruşma esnasında da belirsiz alacak davası açıldığının vurgulandığı görülmektedir. Belirli olan dava konusu değer açısından hukukumuzda belirli alacak davası veya kısmi dava açılması mümkün iken belirsiz alacak davası açılması mümkün değildir. Davacının dava açmasında hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması dava şartıdır. Bu durum 6100 Sayılı HMK m. 114/ 1- h de düzenlemiştir. Hukuki yarar davacının sübjektif hakkına hukuki korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korunmaya değer bir yararın bulunmasını ifade etmektedir. Hukuki yarar davanın açıldığı anda aranır. Belirlenmiş olan/ belirlenebilir bir talebin bulunduğu ancak buna rağmen belirsiz alacak davası açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle eksper tarafından belirlenmiş olan araç değer kaybı ve belirli olan eksper ücreti bulunması karşısında artık belirsiz alacak davası olarak iş bu davanın açılmasında hukuki yarar yoktur. Dava şartları 6100 Sayılı HMK m. 115 gereğince incelenir. Dava şartı eksikliğinde dava usulden red olunur. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca davacının belirlenen alacağını belirli alacak davası veya kısmi dava ile tam olarak güvenle ulaşabilme imkanı varken belirsiz alacak dava açmasında hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmış, aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının usulden reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 4,50 TL daha harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına,
3- İş bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan 50,00 avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
Hakim
¸e-imzalıdır