Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1041 E. 2018/953 K. 27.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1041 Esas
KARAR NO : 2018/953
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/11/2017
KARAR : USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkil şirketin davalıdan olan 46.471,67 TL prim alacağı nedeniyle davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, Davalı tarafça söz konusu takibe ilişkin olarak asıl alacak ve faiz miktarına 18.01.2017 tarihinde itiraz ettiğini ve itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından 18.01.2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlunun itirazının haksız olduğunu, bu nedenle söz konusu itirazın iptali gerektiğini, davalı şirketten kesilen ve grup şirketleri adına … A.Ş. hariç olmak üzere düzenlenen muhtelif sigorta poliçeleri için yaptıkları prim ödemelerinde hesap hatası yapıldığının anlaşılmış olduğunu, davalı şirketle yapılan mutabakat neticesinde müvekkil şirketin 90.703,61 TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, söz konusu tutarın 49.032,51 TL’lik kısmının taraflarına iade edildiğini ancak kalan 41.671,10 TL’lik kısımının müvekkil şirketin onayı alınmaksızın … A.Ş.’nin poliçe borcu olarak sayıldığını ve müvekkilimizin bilgisi dâhili dışında bu hesaptan mahsup edildiğini, … A.Ş.’nin ilgili borcunun söz konusu poliçeye aracılık eden “… & … Sigorta ve Reasürans …liği” isimli firmaya kesilen komisyon iadesi faturasından kaynaklandığını ve ilgili aracı firmanın iflas etmesi sebebiyle anılan bakiyenin davalının kayıtlarında Otel İşletmeleri’nin borcu olarak göründüğünü, bu bağlamda davalı … şirketine bakiye prim alacaklarının ödenmesi için ilk olarak 09.09.2015 tarihinde yazılı olarak bildirim yapıldığını, ardından 24.11.2015 tarihinde ihtarname çekilmişse de davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı gerekçelere dayanarak bakiye prim alacağının ödenemeyeceğini, 12.01.2016 tarihli ihtarname ile taraflarına bildirildiğini, … A.Ş. adına görünen borç bakiyesi için gerekli prosedür ve işlemlerinin bu şirketleri üzerinden ve ilgili şirketin hesaplarından ilerlemesi gerektiğini ve davalı şirket nezdindeki bakiye prim alacağının müvekkil şirkete iadesinin gerektiğinin açık olduğunu, bakiye prim alacağının müvekkil şirkete ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı tarafın borcu ödememek amacıyla haksız ve kötüniyetli bir şekilde müvekkil şirkete herhangi bir borcunun olmadığını belirttiğini, borca itiraz ettiğini ve takibin durmasını sağladığını, davalının söz konusu borcu ödediğine ilişkin herhangi bir belge de sunmadığını, bu nedenle davalı tarafça yapılan itirazın iptali için işbu davayı ikame etme zaruretinin hâsıl olduğunu beyan ederek davalı tarafça İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı icra dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptalini ve icra takibinin devamını, davalının %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı şirket ile … A.Ş.’nin aynı holding bünyesinde ve aynı adreste faaliyet gösteren şirketler olduğunu, ayrıca … A.Ş adına düzenlenen poliçelerde davacı şirketin sigorta ettiren sıfatı ile yer almakta olduğunu bu nedenle … A.Ş adına düzenlenen poliçe prim ödemelerinin ve hatta …Grubu altında faaliyet gösteren diğer tüm şirketlerin poliçe prim ödemeleri dahil davacı şirket tarafından yapılmakta olduğunu, …Grubu ile müvekkil şirket arasında 29.12.2017 tarihi itibariyle alacak ve borç durumunun şu şekilde olduğunu, …İnşaat’ın 45.456,50 TL alacaklı, …Seracılık’ın 1.445,14 TL alacaklı, …nin 1.480,36 TL ve 15.474,33 USD borçlu, … Oto’nun ise 2.739,23 TL borçlu olduğunu, bu durumda …Grubunun toplamda 42.681,05 TL alacağı ve 15.474,33 USD prim borcu bulunduğunu, …İnşaat … A.Ş.’nin de dahil olan tüm şirketlerin poliçe prim borcunu baştan itibaren kendisinin ödediğini ve ödemeleri … aracı kılmadan doğrudan müvekkil şirkete yaptığını, müvekkil şirket ile …Grup Şirketleri arasında bulunan mutabakat raporları ve ekinde örnek mahiyetinde sundukları banka ödeme dekontları incelendiğinde; …Grubu’na dahil olan şirketlerin poliçe prim borcunun her zaman davacı …İnşaat tarafından yapıldığını ve … ‘in aracı kılınmadığının anlaşılacağını, … ile müvekkil şirket arasında bulunan borç tespit ve tasfiye sözleşmesinin birinci sayfasında …’nin prim borcunu doğrudan müvekkil şirkete yaptığına ilişkin açıklama bulunduğunu, davacı şirketin bugüne kadar poliçe prim borçlarını öderken … şirketi aracı kılmadığını, müvekkil şirket’e doğrudan kendisi ödeme yapmasına rağmen her ne hikmetse 15.474,33 USD tutarındaki borç için … ‘den mahsup yazısı aldığını iddia ederek ödeme yapmaktan kaçınmaya çalıştığını, ancak ilgili mahsup yazısının geçersiz olduğundan taraflarınca kabul edilmediğini, davacı şirket … A.Ş.’ye ait prim borcunu ödemediği için müvekkil şirketin prim iade borcundan davacı şirketin poliçe prim borcu mahsup edildiğini, davacı şirketin müvekkil şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, davacı şirket tarafından sunulan dekontun şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığını, davacı şirket tarafından sunulan belgede “v” ifadesi ile kime ait olduğu bilinmeyen bir imzanın söz konusu olduğunu, bu belgenin ne zaman hazırlandığını, sonradan düzenlenmiş olup olmadığını, şirket kayıtlarına dayalı olup olmadığını ne amaçla verildiğinin belli olmadığını, bu nedenle geçerli ve itibar edilebilecek bir belge niteliğinde olmadığını, belgenin üzerinde bir numara veya ödemeyi teyit eden banka ödeme dekontu bulunmadığını, bir fatura Atfına Karşılık bir banka ödeme dekontunun bulunmadığını, … A.Ş. ‘nin ilgili belgeye istinaden …’e ödeme yapıp yapmadığının belli olmadığını, davacı Şirket’in sunduğu dekont başlıklı belgenin prim ödemesinden ziyade alınan bir hizmetin karşılığında ödenen bedele ilişkin olduğunu ve zorunlu bir ilişkilendirme çabası olduğunun düşünüldüğünü, davacı şirket ile …’i arasında ayrıca bir cari hesap ilişkisi yürütülmekte ise bunun davalı müvekkil şirket’in bilgi, karar ve talimatı dışında olduğunu ve ayrıca müvekkil şirket’i hiçbir şekilde bağlamadığını, davacı şirketin poliçe iptallerinden doğan prim iade borcundan 49.032,51 TL davacı şirkete iade edildiğini, bakiye 41.671,59 TL tutarındaki prim iade borçlarından ise, …’nin müvekkile olan 15.474,33 USD tutarındaki prim borcun mahsup edildiğini, bakiye borç için davacı şirket ve … hakkında dava ve icra yoluna başvurma haklarının saklı olduğunu beyan ederek davacı şirketin haksız şekilde açtığı itirazın iptali davasının reddini, müvekkil şirket aleyhine haksız ve kötü niyetli şekilde takip açan davacı aleyhine takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, dava masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
-İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası,
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Dava; sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davacı … ettiren sigortalının, sigorta sözleşmesinin diğer tarafı davalı … şirketinden, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan prim ödemesine ilişkin alacak istemine dair itirazın iptali davasıdır.
Davacı- sigorta ettiren sigortalı tüketici, davalı- sigorta şirketine karşı sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası açmıştır.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-l maddesinde ise tüketici işlemi ; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmış olup , aynı yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli kılınmıştır. 6502 sayılı kanunun 83/2 maddesine göre, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini düzenlemiş olmakla, davacı tüketici sıfatını haiz olmakla sigorta işleminden kaynaklanan tüketici işlemi olan sözleşme gereği davalı … şirketi aleyhine taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan prim ücretine dair alacak davası açmakla, açılan iş bu davada mahkememizce Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiştir.
HMK 114/1-c maddesi gereğince, mahkemenin görevli olup olmadığına ilişkin dava şartının HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re’ sen dikkate alınması gerektiği gözetilerek, saptanan ve hukuksal durum bu olunca mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine kanunen karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Bu nedenle aşağıdaki şekilde kanunen görevsizliğe karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına,
4- HMK 20. maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
Hakim …
¸e-imzalıdır