Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/101 E. 2018/163 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/101 Esas
KARAR NO : 2018/163
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/02/2017
KARAR : USULDEN RED- GÖREVSİZLİK
KARAR TARİHİ : 21/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Borçlu aleyhine …İcra müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası ile ilamsız takiplere mahsus takip talebinde bulunulduğunu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, borçlunun itiraz ettiğini, itiraz sonucu takibin durdurulduğunu, müvekkili ile davalı taraf arasında 22/09/2015 tarihinde Program Yayın Saati Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkil ile davalı araısnda 7 adet çekim yapıldığını, çekim bedelinin ise sözleşmenin 2.4 maddesi gereği bölüm başı 1.000,00 TL ve KDV olmak üzere toplam 1.1180,00 TL olduğunu ayrıca program dizisinin 4 haftalık bedeli 4.000 TL ve KDV’ si ile birlikte 4.720,00 TL bedel talep edildiğini davalı 7 çekim bedeli ile 4 haftalık program dizisi bedeli olan 12.980,00 TL’nin sadece 5.180,00 TL sini ödediğini, geriye kalan 7.800,00 TL bakiyesini ödemekten kaçındığını ve borçlu olduğunu, borçlunun itirazının iptalini takibin İstanbul … İcra Müdürlüğünün 2016/19802 E. Sayılı dosyası üzerinden devamını, borçlunun borca itirazının iptalini, takibin devamını, borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;Müvekkili ile davacı şirket arasında 22 Eylül 2015 tarihinde Televizyon yayınına dair Program Yayın Saati Kiralanması için ticari iş ilişkisi kurulduğunu ve müvekkilinin depozito miktarını yatırmış olduğunu, kanal tarafından çekimlere başlandığını, çekimlerden sonra beklemelerini … kanalda çekimleriniz yayınlanacak dendiğini, fakat çekimlerin Uydu kanalında yayınlanmasını bekleyen müvekkilin kanalın Uydu yayınında gözükmemesi üzerinde kanalı aradığını fakat kanaldan bir açıklama yapılmadığını, ve müvekkilinin kanalın Uydudan çıkarıldığını gördüğünü, bunun üzerine sözleşmenin hükümleri yerine getirilmediğinden müvekkilinin 22/12/2015 tarihinde davacı şirkete sözleşmede belirtildiği gibi Kadıköy… Noterliği vasıtasıyla … yevmiye no verilerek ihtarname çekildiğini, tebligatın geri döndüğünü, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, şirketin icra müdürlüğüne yetki yönünden icra takibine itiraz ettiklerini, bu nedenle İstanbul … ATM’nin … E. Sayılı dosyası ile bu sözleşme ile ilgili olan alacağın iptaline ilişkin davanın sürdüğünü, sözleşmenin hükümleri gerçekleştirilmediğini, davacı yan müvekkilini birkaç program için çekimlerini gerçekleştirdiğini müvekkilin çekimlerden sonra programın sözleşmedeki tarihlerinde uyduda yayın yapmakta olan … Uydu sistemi olan herkesçe izlenebileceğini söylediğini, fakat belli çekimlerden sonra program çekimine dahi çağırılmadığını nedeninin ise Uydu kanalı statüsünden çıkması olduğunu, müvekkilinin uydu frekans değerlerini istediğini verilen değerlerinde geçerli olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinden alınan 4.000,00 TL depozitonun müvekkiline iade edilmediğini, sözleşme şartlarına uymayan tarafın ise cezai şart olarak 27.000 TL ödemesi gerektiğini, karşı yanın müvekkilinin icra takibinden sonra karşı atak olarak mesnetsiz ve dayanaktan yoksun olarak bir icra takibi başlatıldığını, ve müvekkilinin bu nedeni sebebi belirsiz icra takibine itiraz ettiğini, sözleşmenin 2.4 madde de uyduda bağlı … kanalında uyduda 15 günde bir Uydu kanalı yayını bedeli olarak belirlenen bedel bulunduğunu, bu bedel karşı yanın iddialarla ortaya attığı çekim bedeli olmadığını, karşı yanın icra takip ödeme emrinde borcun sebebi 22/09/2015 tarihli asal alacak 7.800,00 TL yazıldığını, ne hususta ve ne ile alakalı olduğu yazılmadığını, ayrıca faiz hesabınında hatalı olduğunu, itirazın iptali dava açma süresininde geçmiş olduğunu, davanın reddini, icra takibinin durdurulmasına, davacı şirket tarafından kötü niyetle açıldığını bu nedenle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekale ücretini davacı yana yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Dava telif hukukundan kaynaklanan … isimli program yayın saati kiralama sözleşmesine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler üzerinde hukuken sağlanan haklar telif haklarıdır. Telif Haklarının Özellikleri;
· Telif Hakkının doğması için tescile gerek yoktur. Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar eserin üretilmesiyle birlikte doğar.
· Telif hakları soyut niteliğe sahiptir. Telif hakları ile koruma altına alınan, insan düşüncesinin yarattığı maddi olmayan mallardır. Telif hakları somutlaştığı maddeden ayrı ve bağımsız bir varlık ve hukuki değere sahiptir.
· Telif haklarında ülkesellik ilkesi geçerlidir. Koruma hangi ülkede talep ediliyorsa koruma şartları o ülke mevzuatına göre belirlenir.
· Mutlak hak niteliğine sahiptir. Telif hakları herkese karşı ileri sürülebilirler. Ancak toplum menfaatinin korunması gibi nedenlerle bu mutlak hakka çeşitli sınırlamalar getirilmiştir. Mutlak hakka getirilen sınırlandırmalar: Kamu düzeni, genel ahlak, kamu yararı gibi sebeplerle getirilen sınırlamalar ve hususi menfaat (şahsi kullanım vs.) yararına getirilen istisnalardan oluşmaktadır. (Örneğin, bir eserin kâr amacı güdülmeksizin, şahsi kullanım amacıyla çoğaltılabilmesi mümkündür.)
· Fikri mülkiyet hakları belli bir süre boyunca korunurlar.(fikir ve sanat eserlerinde 70 yıl vs.) Fikir ürünleri somutlaştıkları eşyadan ayrı ve bağımsız bir hukuki statüye sahiptir.
· Fikri ürünler özel kanun, tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde düzenlenmektedirler.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ise Profesör …tarafından hazırlanmış ve 1952 yılında yürürlüğe girmiştir. 1952’de yürürlüğe giren 5846 sayılı kanun ise 1983, 1995, 2001, 2004 ve 2007 ve 2008 yıllarında değişikliğe uğramıştır.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda telif haklarının aşağıda belirtilen temel unsurları düzenlenmektedir.
· ESER
· ESER SAHİBİ
· ESER SAHİBİNİN HAKLARI
· KORUMA SÜRELERİ
· ESER SAHİBİNİN HAKLARINA İLİŞKİN İSTİSNA VE KISITLAMALAR
· MESLEK BİRLİKLERİ
· HAKLARIN DEVRİ (SÖZLEŞMELER)
· BAĞLANTI HAKLAR
· İHLAL VE YAPTIRIMLAR
Eser; Kanuna göre bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilip koruma altına alınabilmesi için;
· Fikri bir çabanın ürünü olması,
· Sahibinin hususiyetini taşıması,
· Şekillenmiş olması,
· Kanunda sayılan eser türlerinden birine girmesi, gerekmektedir.
Eser Çeşitleri;
· İlim ve edebiyat eserleri
· Musiki eserleri
· Güzel sanat eserleri
· Sinema eserleri
· İşlenme ve Derlemeler
Eser Sahibi;
Kanuna göre; bir eserin sahibi onu meydana getiren kişidir. Bir eserin birden fazla sahibi olabilir. Bir işlemenin veya derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları saklı kalmak kaydıyla onu işleyendir. Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı eserin birlikte sahibidir. Ayrıca çizgi filmlerde animatör de eser sahipleri arasında sayılmıştır.
Haklar ve Yaptırımlar: Eser Sahibinin Hakları; 5846 Sayılı Kanunda eser sahibine ilişkin haklar mali ve manevi haklar şeklindedir.
Manevi Haklar:
· Umuma arz hakkı
· Adın belirtilmesi yetkisi
· Eserde değişiklik yapılmasını men etme yetkisi
· Eser sahibinin malik ve zilyede karşı haklar
Mali Haklar ise;
· İşleme Hakkı: Diğer bir eserden yararlanmak suretiyle bu esere oranla bağımsız olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat ürünleri meydana getirme hakkı,
· Çoğaltma Hakkı: Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak nüshasının veya nüshalarının çıkarılmasıdır.
· Yayma Hakkı: Bir eserin aslını veya çoğaltılmış fiziki nüshalarını kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtma hakkıdır.
· Temsil Hakkı: Bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkıdır
· Umuma İletim Hakkı: Bir eserin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının radyo-TV , uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanmasıdır.
Hakların Devri, eser sahipleri veya mirasçıları mali haklarını karşılıklı veya karşılıksız, süreli veya süresiz olarak devredebilirler. Mali haklara ilişkin sözleşmelerin yazılı olması ve devre konu hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.
Hakların İstisnaları;
· Kamu Düzeni Düşüncesiyle
· Genel Menfaat Düşüncesiyle
· Kişilerin Hususi Menfaati Düşüncesiyle
· Kopya ve neşir
· Hükümete Tanınan Yetkiler
Bağlantılı Hak Sahipleri;
İCRACI SANATÇILAR: Bir eseri özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçılardır.
FONOGRAM YAPIMCILARI: Bir icra ürünü olan sesleri veya diğer sesleri plak, kaset, CD gibi ses taşıyıcılarına ilk defa tespit eden ve bu durumun hukuksal sorumluluğunu üstlenen gerçek ya da tüzel kişilerdir.
RADYO-TELEVİZYON KURULUŞLARI: Kablolu, kablosuz veya uydu aracılığıyla her türlü yayın yapan kuruluşlarıdır.
FİLM YAPIMCILARI: Görüntüleri anlaşılabilecek, çoğaltılabilecek veya iletilebilecek şekilde; bir araca ilk kez kaydeden gerçek veya tüzelkişidir.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri göre, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilip koruma altına alınabilmesi için; fikri bir çabanın ürünü olması, sahibinin hususiyetini taşıması, şekillenmiş olması, kanunda sayılan eser türlerinden birine girmesi, gerekmektedir.
Kanuna göre; bir eserin sahibi onu meydana getiren kişidir. Bir eserin birden fazla sahibi olabilir. Bir işlemenin veya derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları saklı kalmak kaydıyla onu işleyendir. Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı eserin birlikte sahibidir. Ayrıca çizgi filmlerde animatör de eser sahipleri arasında sayılmıştır.
5846 Sayılı Kanunda eser sahibine ilişkin haklar mali ve manevi haklar şeklindedir.
Manevi Haklar: Umuma arz hakkı, Adın belirtilmesi yetkisi, Eserde değişiklik yapılmasını men etme yetkisi, Eser sahibinin malik ve zilyede karşı haklardır.
Mali Haklar ise; – İşleme Hakkı (md. 21): Diğer bir eserden yararlanmak suretiyle bu esere oranla bağımsız olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat ürünleri meydana getirme hakkı, – Çoğaltma Hakkı (md. 22): Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak nüshasının veya nüshalarının çıkarılmasıdır. – Yayma Hakkı (md. 23): Bir eserin aslını veya çoğaltılmış fiziki nüshalarını kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtma hakkıdır. – Temsil Hakkı (md. 24): Bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkıdır. – Umuma İletim Hakkı (md. 25): Bir eserin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının radyo-TV , uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanmasıdır. -Pay ve takip hakkı (md. 45).
Manevi ve mali haklara tecavüz tehlikesinin varlığı halinde;
· FSEK 68. madde hükmüne göre izni alınmamış eser sahibi, sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.
· Tecavüzün men´i (önlenmesi) davası
· Tazminat davaları
Hukuk davalarında tazminat olarak manevi ve maddi tazminat talepleri söz konusu olabilir. Önceki bölümlerde sayılan eser sahibinin adını belirtmeme, eseri değiştirme gibi hukuka aykırılıklarda manevi tazminat olarak tarafların mali gücü oranında ve olayın ağırlığı ile orantılı bir para istenebilir. Yayma, çoğaltma, temsil, umuma iletim gibi mali haklara ilişkin olarak da uğranılan zarar ve kar kaybına oranlı bir bedel talep edilebilir. Manevi ve mali haklara tecavüz halinde ek olarak hukuka aykırı hareket eden kişinin bu eylemi ile elde etmiş olduğu kar da talep edilebilir, ancak FSEK 68. madde’ye göre istenmiş olan bedel, bu bedelden düşülür.
FSEK ile ilgili davalar haksız fiil de teşkil ettiğinden Borçlar Kanunu 60. madde gereğince bir ve on yıllık zamanaşımı sürelerine tabidir. Mali haklara tecavüz aynı zamanda bir suç teşkil ediyorsa daha uzun olan ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Bu davalar genel hükümlere göre davalının ikametgâhı veya haksız fiilin meydana geldiği yerde açılır. FSEK 66. madde gereğince ayrıca tecavüzün önlenmesi ve kaldırılması davaları davacının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir.
Öncelikle özel mevzuatın ( 5846 S K , 6769 S K …) uygulanması gerekmekle özel mevzuatta hüküm bulunmaması halinde genel mevzuata ( TBK, TTK … ) başvurulacaktır kuralı temel hukuk kuralıdır.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Hakkındaki Kanun ( FSEK ) uyarınca eser, fikir ve sanat eseri sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerdir. Dava konusu yapılan televizyon programı da fikir ve sanat ürünü eserdir. Komşu haklar, eser sahibinin manevi ve mali haklarına zarar vermemek kaydıyla ve eser sahibinin izniyle bir eseri özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçıların, bir icra ürünü olan veya sair sesleri ilk defa tespit eden fonogram yapımcıları ile radyo-televizyon kuruluşlarının sahip oldukları hakları ifade eder. Bu Kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo- televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir. Bu Kanunun kapsamı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını, bu haklara ilişkin tasarruf esas ve usullerini, yargı yollarını ve yaptırımları ile Kültür Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluğunu kapsamaktadır. Sözleşme hürriyeti/ serbestisi sınırlarında iş bu hakların kullanımı devredilebilir. Taraflar sözleşme ile bağlı olup buna aykırı davranışlardan kaçınmalıdırlar.
Dava konusu incelendiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeye aykırılık nedeni ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve FSEK kapsamında kalan fikir ve sanat eseri olan yayın saati kullanımına dair taleplere ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. İş bu dava konuları gereği görev alanı davanın açıldığı tarih de dikkate alınarak özel ihtisas mahkemesinin görevi kapsamında kalmaktadır.
6100 S HMK 114/ 1- c ve 115. maddelerinde düzenlendiği gibi görev bir dava şartı olup yargılamanın her aşamasında mahkeme hakimince re’ sen dikkate alınması incelenmesi gereken bir husustur ve görevli mahkeme olarak yargılamaya devam edilmeyerek davanın usulden reddi ile görevsizlik kararı verilmelidir. Ayrıca yine aynı kanunun 20.- 23. maddeleri görevsizlik kararı üzerine yapılacak işlemlere dair hükümleri ihtiva etmektedir.
Dava tarihi olan 01.02.2017 itibarı ile yürürlükte bulunan 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Hakkındaki Kanun uyarınca bu Kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan dava ve işler ile bu Kanundan kaynaklanan ceza davalarında görevli mahkeme, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 156 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen mahkemelerdir. Bu Kanun kapsamında açılacak hukuk davalarında mahkeme, davacının iddianın doğruluğu hakkında kuvvetli kanaat oluşturmaya yeter miktar delil sunması hâlinde, korunmakta olan eserler, fonogramlar, icralar, filmler ve yayınları kullananların, bu Kanunda öngörülen izin ve yetkileri aldıklarına dair belgeleri veya tüm yararlanılan eser, fonogram, icra, film ve yayınların listelerini sunmasını isteyebilir. Belirtilen belge veya listelerin sunulamaması tüm eser, fonogram, icra, film ve yayınların haksız kullanılmakta olduğuna karine teşkil eder, hükmü mevcuttur. İhtisas mahkemesi olarak “ İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin “ kurulduğu ve yargısal çalışmalarına başladığı bildirilmiştir. İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ” Özel görevli ve yetkili ” mahkemedir.
10.01.2017 tarihli Resmî Gazetede (Sayı : 29944 ) yayımlanan 6769 sayılı 22.12.2016 tarihli Sınai Mülkiyet Kanunu (yayımı ile yürürlüğe giren) m. 156 da görevli ve yetkili mahkeme düzenlenmiş olup ” (1) Bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye ceza mahkemesince bakılır. … ” hükmünü içermektedir.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca fikir ve sanat eseri hakkındaki telif hukukundan doğan yayın saati kiralama sözleşmesine dair davada mahkememizce görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekmiştir. Yargılamayı gerektirir hususla ilgili olarak fikir ve sanat eserleri hakkında özel mevzuatın uygulanması gerekmektedir ve görevli olarak bu konuda özel ve ihtisas mahkemeleri olan fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi nezdinde yargılama yapılmalıdır. Bu nedenle aşağıdaki şekilde kanunen görevsizliğe karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının mahkememizin görevsiz olması nedeniyle usulden REDDİNE, görevli mahkemenin İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ FİKRİ SİNAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemesince hüküm altına alınmasına, HMK 20 maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvuru yapılmaz ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ve yargılama giderleri konusunda karar verileceğinin ihtarına,
Dair, tarafların yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır