Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1002 E. 2022/184 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1002 Esas
KARAR NO : 2022/184

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/11/2017
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 19/09/2017 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın … mevkiinde … istikametine seyir halinde iken sol şeride ardından sinyal vermeden orta şeride geçtiğini ve orta şeritte bulunan müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan motosiklete çarpmak suretiyle maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkili …’ın … Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, ameliyatlar geçirdiğini, müvekkilinin tedavi olmasına, ameliyatlar geçirmesine rağmen eski sağlığına kavuşamadığını ve geçici ve daimi maluliyete uğradığını, müvekkilinin maluliyeti ve maluliyetle kaza arasındaki illiyet bağının yargılama sırasında alınacak raporlarla taraflarınca ispat edileceğini, kaza sebebiyle müvekkile atfedilecek herhangi bir kusurun mevcut olmadığını, bunun yanı sıra kaza tespit tutanağının kollukça yanlış çizildiğini, zira müvekkilinin orta şeritte seyretmekte iken sanki en sağ şeritte seyrediyormuşcasına tutanak tanzim edildiğini, tutanak incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan motorsiklete ait sürtünme izleri ve ilk çarpma noktası orta şeritin en uç noktasında bulunduğunu, bunun yanı sıra müvekkilinin hastanede alınan ifadesinde de orta şeritte seyir halinde iken sinyal vermeden bir aracın önüne geçmeye çalışırken kendisine vurduğunu açıkça ifade ettiğini, bu durumun sigortalı araç sürücüsünün tedbirsiz, dikkatsiz, makaslar atmak suretiyle başkasının can ve mal güvenliğini hiçe sayarak araç kullandığını gösterdiğini, bu sebeple kazanın meydana gelmesinde kusurun tek sahibinin … plakalı aracı sevk ve idare eden … olduğunu, müvekkilinin … Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3.sınıf öğrencisi olduğunu, 2 yıl sonra hukuk fakültesi mezun olacak bir kişinin asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceğini düşünmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğundan emsal ücret araştırması yapılarak müvekkilinin emsal geliri tespit edilmeli ve tespit edilen gelir durumuna göre tazminat hesaplamasının yapılmasını gerektiğini, davalı sigorta şirketine 23/10/2017 tanzim tarihli dilekçeleri ile yazılı başvuruda bulunduklarını, banka bilgilerini de içerir başvuru dilekçelerinin 24/10/2017 tarihinde davalıya teslim edilmesine rağmen yasal süre içerisinde davalı tarafından cevap dahi verilmediğini beyanla davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünü, şimdilik 1.000,00-TL maddi (geçici ve sürekli iş gücü kaybı) tazminatın kaza tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; öncelikle davaya bakmaya müvekkili şirketin yargı çevresinde bulunduğu İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla sigortalı araç sürücüsünün davacının zarar görmesinde kusurunun bulunmadığını, davanın müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, dava konusu kaza davacının sigortalı araca çarpması sonucu meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağı uyarınca sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, trafik kazası tespit tutanağının resmi nitelikte bir belge olduğunu, aksini iddia edenin aynı nitelikte bir belge ile ispatlaması gerektiğini, dosya kapsamındaki belgelerden davacının yaralanmasında sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığını, davacının malul kalmasında kullandığı motosikletin tescilsiz olması malul kalmasına etkili olduğundan müterafik kusuru olması sebebiyle %25 indirim yapılması gerektiğini, dosyanın adli tıp kurumunun üçüncü ihtisas kuruluna sevk edilerek maluliyet raporu alınmasını, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmadığından müvekkili şirketten dava tarihinden itibaren yasal faizin talep edilebileceğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, kaza tarihinde geçerli poliçe teminatlarının 290.000,00-TL ile sınırlı olduğunu beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tedavi evrakları, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, hasar dosyası, nüfus kayıt örnekleri, sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları, trafik kayıtları ve taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası içerisinde yer alan Kaza Tespit Tutanağı incelendiğinde özetle; 19/09/2017 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki aracı ile … plaka sayılı aracı ile …mevkinden … istikametine seyir halinde iken … metrobüs durağı mevkine geldiği esnada sağ şeritte seyir halinde olan … sevk ve idaresindeki motosikletin sol yan kısımları ile … plaka sayılı aracın sağ arka yan kısımlarına çarpması ve bu çarpma etkisi ile motosikletin devrilmesi ve süreklenmesi neticesinde …’ın yaralanması sonucunda iki araçlı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda … 2918 KTK’nın 84.maddesinde yer alan 56/1-a maddesini ihlal ettiği yapılan kaza yeri incelemesi ve sürücü beyanlarından anlaşıldığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda özetle; motosiklet sürücüsü …’ın asli kusurlu, … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası incelendiğinde; müştekinin …, şüphelinin …, şüphelinin üzerine atılı suçun ”Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma”, suç tarihinin ise 19/09/2017 olduğu, 30/11/2017 tarihinde ”Olayla ilgili yaptırılan bilirkişi incelemesinde olayda …’ın kusurlu, …’ın kusursuz olduğu” tespit edildiğinden şüpheli … hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, işbu karara müşteki vekili tarafından itiraz edildiği, … 10.Sulh Ceza Hakimliğinin 08/09/2021 tarih ve … D.İş sayılı kararı ile itirazın reddolunduğu tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin … tarih ve .. sayılı raporunda özetle; davaya konu 19/09/2017 tarihli trafik kazasının meydana gelmesinde, dosya kapsamı verilerle çelişkinin giderilemediği, bu nedenle kararı Mahkemeye ait olmak üzere olayın alternatifli olarak değerlendirilmesinin uygun olacağını düşünen heyetçe tanzim edilen raporda;
1.durumda; kazanın dava dışı sürücünün ifade ettiği şekilde meydana geldiğinin kabulü halinde; A-Dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonetle nizami bir şekilde seyri sırasında meydana gelen olayda etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali görülmediğinden atfı kabil kusurunun bulunmadığını, B-Davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosikletle seyri sırasında yola gereken dikkatini vermesi, önünde seyreden dava dışı sürücü idaresindeki araçla güvenli takip mesafesini koruması gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmemiş, arkadan çarpma kural ihlali ile olaya sebebiyet vermiş olduğu, asli ve tam kusurlu olduğu,
2.durumda; kazanın davacı sürücünün ifade ettiği şekilde meydana geldiğinin kabulü halinde; A-Dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonetle seyri sırasında arka trafiği kontrol etmeden aniden sol şeritten sağ şeride doğru yönelerek hatalı doğrultu değiştirme manevrası kural ihlali ile neden olduğu olayda asli ve tam kusurlu olduğu, B-Davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosikletle nizami bir şekilde seyri sırasında aniden solundan gelip şeridine girerek önünü kapatan dava dışı sürücü idaresindeki aracın arka kısmına çarpması sonucu yaralandığı olayda olayın oluş yeri ve oluş şekli itibarı ile alacak bir önlemi olmadığı, ayrıca olayda etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali de görülmediğinden atfı kabil kusuru bulunmadığı görüş ve kanaatleri bildirilmiştir.
Mahkememizin 09/05/2019 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacı yanın 21/05/2018 tarihli celsenin 2. Ve 3. Nolu ara kararları ile tanık bildirilmesi için kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde tanık bildirilmediği anlaşılmakla tanık dinletme talebinin reddine” karar verilmiştir.
… Polis Merkezi Amirliğinin … tarih ve … sayılı cevabi yazısında; ”..Yapılan araştırmalarda 19/09/2017 tarihine ait herhangi bir kamera görüntüsünün bulunmadığının anlaşıldığı..”nın bildirildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 28/01/2021 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”HMK 16.maddesinde, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmünün yer aldığı, davaya konu haksız fiilin gerçekleştiği yerin Mahkememiz yetki alanında bulunması nedeniyle davalının yetki itirazının REDDİNE” karar verilmiştir.
Mahkememizin 14/07/2021 tarihli duruşmasında dinlenen tutanak tanığı olan … ”Ben 2015 yılından beri trafikte görevli polis memuru olarak görev yapmaktayım, şu anda da Sivil Trafik Ekipler Amirliği’nde görev yapmaktayım, göstermiş olduğunuz kaza tespit tutanağı altındaki imza bana aittir, olay tarihinde biz …ile birlikte Çevre Yolları Ekipler Amirliği’nde çalıştığımız için genelde E-5 üzerinde olan kazalara baktığımız için kazaların hemen hemen hepsi aynı şekilde gerçekleşiyordu, olayın üzerinden de zaman geçmesi nedeniyle olaya ilişkin herhangi bir şey hatırlamıyorum, tuttuğumuz tutanak içeriğini o günkü olayın şart ve koşulları ile gözlemlerimiz doğrultusunda tanzim ettik, tuttuğumuz tutanak içeriğini tekrarlıyorum, Tuttuğumuz tutanaktaki yer alan çizimler birbirine paraleldir ve doğrudur, biz 3 numaralı resimde sadece kaza mahallini ve mesafesini belirtmek için ok işareti çıkartarak kaza yerini belirttik, kaza noktası ve şekli hususunda çizimler arasında bir çelişki yoktur, bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim vardır,” şeklinde, diğer tutanak tanığı olan … ise 30/12/2021 tarihli duruşmada ”Ben 2012 yılından yaklaşık 2018 yılının Nisan ayına kadar trafikte görevli polis memuru olarak görev yaptım, ben çevre yolları ekipler amirliğinde görev yapıyordum, tutağın altındaki imza bana aittir, tutanağın içeriğindeki metin kısmını ise tutanakta imzası bulunan diğer polis memuru … doldurmuştur, ben o tarihlerde ekip amir vekili olarak görev yapıyordum, kıdem olarak da …’dan daha kıdemliydim, ben olayın üzerinden uzun bir zaman geçmesi nedeniyle kazayı hatırlamıyorum, bu bölge çok fazla trafik kazasının yaşandığı bir bölgedir ve trafik kazaları da birbirine yakın bir şekilde gerçekleşmektedir; ancak ben tuttuğumuz tutanağı tekrar ediyoruz, kaza tespit tutanağında yer alan tüm çizimler birbirine paraleldir, zira kaza sonrası başlığı altında çizilen çizim kaza sonrası olay yerinde bulunan araçların bulundukları pozisyon varsa çevreye dağılan parçalar, görgü tanıkları ve tarafların ifadeleri ile gözlemlerimiz neticesinde düzenlenen ve kaza tespit tutanağında kaza anı başlıklı kısmın altında yer alan çizimi daha da açıklamak ve netleştirmek adına çizdiğimiz bölümdür, her iki bölüm de birbirinin aynısıdır, zira her ikisinde de hem köprüye uzaklık hem de yola uzaklık eşik şekilde belirtilmiştir, sadece kaza yerini, tarafların daha önceki pozisyonları ile kaza sonrası durdukları yerler ve yola ve köprüye olan mesafeler detaylı bir şekilde çizilmiş ve anlatılmıştır her iki çizim de birbirini tamamlayıcı ve doğrulayıcı niteliktedir, olaya ilişkin başkaca bir bilgim ve görgüm yoktur, tanıklık ücreti talebim vardır, Hem kaza anı hem de kaza sonrası çizilen çizimlerin her ikisinde de tarafların beyanlarını dikkate alıyoruz, bunları değerlendiriyoruz, yaralanan ve ifade alınamayacak birisi varsa bizim öncelikli görevimiz kazada yaralanan kişinin hastaneye sevkini sağlamaktır, akabinde çevrede başka bir kazanın da önüne geçmek için gerekli güvenlik önlemlerini alma işlemlerini yapıyoruz, daha sonrasında ise çizimi gerçekleştiriyoruz, çizimi hem ifadelerden hem de kendi gözlemlerimizden hareketle gerçekleştiriyoruz, kaza tespit tutanağını tanzim ettikten sonra karakola bu raporu sunuyoruz, biz kazadan sonra yaralının hem sağlık durumunun hem de ifadesinin alınması için ilgili hastaneye gidiyoruz, çünkü hem yaralının ailesine haber vermek hem de bazı kazalarda araçları bağlayıp evrakı yakınına teslim etmek görevimiz de vardır, biz kaza tespit tutanağını olay mahallinde değil gerekli notları aldıktan sonra tanzim ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 vd. maddeleri ile 97 maddesi kapsamında zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yönelik maddi tazminat talepli eda davasıdır.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise tazminat tutarının ne olduğu, bu tutarın davalının sorumluluğunda olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85.maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; burada tespit edilmesi gereken ilk husus, taraflar arasındaki uyuşmazlık konularından biri de olan dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu hususudur. Eldeki davaya konu 19/09/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına ilişkin başlatılan ve … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayısına kaydedilen dosya içerisinde yer alan Trafik Kaza Tespit Tutanağı incelendiğinde davaya konu 19/09/2017 tarihli kazanın oluşumunda … 2918 KTK’nın 84.maddesinde yer alan 56/1-a maddesini ihlal ettiği ve kusurlu olduğu görüşü bildirilmiştir. Yine aynı soruşturma dosyası kapsamında yer alan bilirkişi raporunda da, motosiklet sürücüsü …’ın asli kusurlu, … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir. Mahkememizce davaya konu 19/09/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına ilişkin tarafların kusur durumuna ilişkin aldırılan İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 15/01/2019 tarih ve 2018/58205/7535 sayılı raporunda ise yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere ”…dosya kapsamı verilerle çelişkinin giderilemediği…”nden bahisle ihtimalli olarak rapor düzenlenmiştir. Bunun üzerine Mahkememizce çelişkinin giderilebilmesi için öncelikle ”kaza mahallini gören MOBESE ve EDS kayıtlarının mevcut ise Mahkememize gönderilmesine” ilişkin yazı yazılmış, işbu yazılan yazıya … Polis Merkezi Amirliğinin … tarih ve … sayılı cevabi yazısında; ”..Yapılan araştırmalarda 19/09/2017 tarihine ait herhangi bir kamera görüntüsünün bulunmadığının anlaşıldığı..”nın bildirildiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine Mahkememizce kaza tespit tutanağında ismi bulunan ve tutanak tanıkları olan … ve … dinlenmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında Mahkememizce Trafik Kaza Tespit Tutanağı, soruşturma dosyasında yer alan bilirkişi raporu, … Polis Merkezi Amirliğinin … tarih ve … sayılı cevabi yazısı ve tutanak tanıklarının beyanları nazara alındığında Trafik Kaza Tespit Tutanağında yer alan çizimlerin hatalı olmadığı kanaatine varılmış ve kusura ilişkin değerlendirmelerin hem kaza tespit tutanağında, hem bilirkişi raporunda, hemde ATK’nın 1.durumunda aynı doğrultuda olması -keza tutanak tanıklarının beyanları da birbirine paraleldir- nedeniyle davaya konu 19/09/2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına ilişkin motosiklet sürücüsü …’ın asli kusurlu, … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 49,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 17/03/2022

Katip
¸

Hakim
¸