Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/993 E. 2021/65 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/993 Esas
KARAR NO:2021/65

DAVA:Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ:10/10/2016
KARAR:RED
KARAR TARİHİ:21/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı sigorta şirketine … nolu ZMM Trafik poliçesiyle sigortalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 27/11/2009 tarihinde … istikametinden … istikametine seyir halinde tamamen kusurlu olarak karşıdan kendi şeridinde gelmekte olan … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’nin ağır şekilde yaralandığını, kaza tespit tutanağından her ne kadar sürücünün müvekkili … olduğu belirtilmiş ise de …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile sürücünün … olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin geçirdiği trafik kazasında ağır şekilde yaralandığını, … Üniversitesi Hastanesi’ne ait 09/02/2020 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu Raporunun dilekçe ekinde sunduklarını, müvekkilinin sakatlık oranı davalı sigorta şirketinin de kabulünde olduğunu, davalı sigorta şirketi bu sakatlık oranına göre sürekli sakatlık tazminatı ödemesi yaptığını, Üniversite Hastanesi olan … Üniversitesi Hastanesine ait raporun hükme esas alınmasını aksı takdirde müvekkilinin İzmir ‘de ikamet etmekte olması nedeniyle yeniden maluliyet raporu alınacak ise en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğü aracılığıyla maluliyet raporunun alınmasını, Sürekli sakatlık tazminatının davalı sigorta şirketi tarafından ödendiğini, ancak sürekli bakım gideri talebi ile ilgili davalı sigorta şirketine herhangi bir müracaatta bulunulmadığını ve davalı sigorta şirketi tarafından da herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin geçirdiği kazadan dolayı bacağının koptuğunu, ailesinin ve akrabalarının bakımına muhtaç hale geldiğini, geçirdiği tedavilere rağmen iyileşmediğini, halen de bulabildiği imkanlarla tedavi olmaya çalıştığını, hayatı boyunca başkalarının yardımına muhtaç kalacağını, bu nedenle sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu, bu sebeple müvekkilinin alabileceği sürekli bakım tazminatının hesaplanması için Mahkeme tarafından aktüer bilirkişiden rapor alınmasını talep ettikleri, bu nedenlerle müvekkili için sürekli bakım gideri tazminatının tahsili için huzurdaki davayı açmak gereği hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik, müvekkili … için aile içi sürekli bakım gideri olarak 1.000 TL ‘nin (Davalı sigorta şirketi azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) kaza tarihinden işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Dava dilekçesinde de açıklıkla zikredildiği üzere davacı tarafa Sürekli iş giremezlik ve tedavi giderleri poliçe kapsamında ödenmiş olduğunu, bakıcı giderleri bakımından müvekkil şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını, Bu sebeple davacı tarafa ödenen tazminat miktarının Poliçe Limiti bakımından öncelikle dikkate alınmasını talep ettiklerini, davacı tarafın iddia ettiği bakıcı gideri tazminat taleplerinin huzurdaki yargılamada belirlenebilmesi ancak ve ancak sözü edilen kazada tarafların kusur oranlarının belirlenmesinden sonra tespit olunabileceğini, dava dilekçesinde huzurdaki davaya konu kazada davalı müvekkil şirket nezdinde sigortalı bulunan aracın Asli Kusurlu bulunduğu beyan edildiği, müvekkil şirket eğer bir zarar meydana gelmiş ise bunun tazmininde sigortalısının kusuru oranında mesul olduğundan kazaya karışan tarafların kusur oranlarının tespitine ilişkin inceleme yaptırılmadan hüküm kurulamayacağını, davacı tarafından kullanılan aracın özelliğine göre gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması nedeni ile tazminata hükmedilmesi halinde bu husus dikkate alınarak tazminattan müterafık kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini, davaya konu kazaya ilişkin …. Asliye Ceza Mahkemesi … e sayılı dosyada davacının takılması zorunlu olan emniyet kemeri takmadığının kendisine ait ifadesinde ” koltuktan fırlamış ve vitesin üzerinde oturur halde olduğununun” beyan edilmesi karşısında davacının maluliyettin artmasında kusurunun bulunup bulunmadığının anlaşılması ve tespit edilen kusur oranın da da eğer bir tazminat hesaplanırsa bu kusur oranında indirim yapılması gerektiğini, davacı takılması zorunlu olan emniyet kemerini takmadığından maluliyet bakımından da müterafik kusurlu olduğunu, öncelikle davaya konu kazada öncelikle kusur oranlarının belirlenmesi bakımından müterafık kusur oranını belirleyen bilirkişi incelemesi yapılmasını, davaya konu kazada hatır taşıması söz konusu olduğunu, kazaya sebebiyet veren sürücü … alkollü olup davacı taraf bu hususu bildiğini, davacının vücut fonksiyonlarında kayıp olduğu iddiası bakımından ise adli tıp kurumundan maluliyet raporu alınmasını talep ettiklerini, her ne kadar davacı tarafça davacının çalışamadığı ve alınan geçici sağlık kurulu raporu ile %59 maluliyet tespit edildiği beyan edilse de adli tıp kurumundan sürekli iş göremezlik ve vücut fonksiyonlarında kaybın var olup olmadığına dair maluliyet raporu alınmasını talep ettikleri, dosya kapsamına alınan sağlık kurulu raporu hem geçici sağlık raporu niteliğinde hem de 2010 yılına ait olduğunu, tarafların hatır taşıması ve müterafık kusur oranlarının tespitini sağlayacak şekilde kusur bilirkişi raporu alınmalı, alınacak rapor doğrultusunda kusur oranı, maluliyet oranı ve maluliyete etki eden müterafık kusur, tespit edilmesi gerektiğini sonuç olarak alınan tüm raporlar doğrultusunda dosyada aktüerya incelemesi yapılması gerektiğini, alınan raporlar doğrultusunda davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, sigorta şirketine … nolu ZMM Trafik poliçesiyle sigortalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 27/11/2009 tarihinde … istikametinden … istikametine seyir halinde tamamen kusurlu olarak karşıdan kendi şeridinde gelmekte olan … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çapması sonucu çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmesi nedeniyle kazada … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır şekilde yaralandığı iddiası ile aile içi sürekli bakım gideri olarak 1.000 TL ‘nin davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumlu olması kaydıyla kaza tarihinden işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep edilmiştir.
Davalı, iddia olunan vakıaları inkar ile genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Dava; haksız fiil olan trafik kazasından kaynaklanan aile içi sürekli bakım gideri maddi tazminatına ilişkindir.
Haksız fiilin unsurları haksız/ hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olup bu unsurlar kümülatif yani birlikte aranır. Davacının hukuka aykırı olan kusurlu fiil sonucu bahsedilen kaza neticesinde oluşan aile içi sürekli bakım gideri maddi zararının varlığını ve miktarını ispatlaması gerekmektedir. Türk Borçlar Kanununun haksız fiil hükümleri, Karayolları Trafik Kanununun trafik kazasında maddi tazminata ilişkin hükümleri, sigorta mevzuatı ile davalının sigortalısıyla arasında imzalanan sözleşme ve Türk Medeni Kanununun 6 ve 7. Maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanununun 187- 293. Maddeleri gereğince ispat hususuna dikkat edilmiştir. İş bu davada davacı taraf trafik kazası sonucu maluliyetini, kusursuz olduğunu, aile içi bakıma ihtiyacı olduğunu, maddi zararının bulunduğunu ve bu nedenlerden dolayı tazminat alacaklısı olduğu iddialarını somutlaştırmak ve ispatlamak durumundadır. Davacının mali sosyal durumu araştırılmıştır. Trafik kazası trafik kaza tespit tutanağı incelenmiştir. Davacının … plakalı araçta yolcu olduğu değerlendirilmiştir. Davacının hastane kayıtları celp edilmiştir. Araçların trafik kayıtları, sigorta hasar dosyası ve poliçe celp edilmiştir. Ceza kovuşturma dosyası incelenmiştir. SGK dan ödeme hususu araştırılmıştır. Kazanın 27.11.2009 tarihinde vuku bulduğu, TCK ve TBK gereğince davanın 10.10.2016 tarihinde açıldığı gözetilerek zaman aşımının dolmadığı değerlendirilmiştir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 28/06/2019 tarihli kusur raporu incelenmiştir. Dava konusu olayın 27/11/2009 tarihinde saat 19:40 sıralarında Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile … Caddesini takiben … istikametinden … yönüne seyir halinde iken kaza mahalli olan … köprüsü üzerine gelip sollamaya çıktığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek, aracının sol yan kısmı ile; seyir istikametine göre sol şeritte seyreden Sürürücü … yönetimindeki … plaka sayılı otomobilin sağ yan kısımlarına çarpması ve akabinde orta refüj üzerinde bariyerlere çarpıp takla atması ve … plakalı araçta yolculuk yapan davacı …’nin yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazası meydana geldiği, olay mahallinde yol; bölünmüş cadde, genişliği 11,30 metre, yüzey kuru, yatay güzergah düz, düşey güzergah dik eğimli, vakit gece, aydınlatma yok, görüş far ışığı altında açık, mahal meskun içi olduğu, dosyada mevcut 08/12/2010 tarihli bilirkişi raporunda Sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğu, Sürürücü …’ın kusurunun bulunmadığı teknik olarak belirlenmiştir. Tüm dosya kapsamı, dava dilekçeleri, kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokileri, ceza davasının gerekçeli kararı, Yargıtay 12. Ceza Dariresinin 2013/8104 esas sayılı ilamı, tüm beyanlar incelendiğinde kazanın açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup; yargıtay ilamı, davacını yolculunun bulunduğu otomobilin takla attığı, yol ve mahal şartları, olayın oluş şekli dikkate alındığında; Sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri esnasında yola gereken dikkatini vermesi, seyrini yol ve mahal şartlarına göre ayarlayıp müteyakkız seyretmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybedip aynı istikamette seyreden otomobil ile çarpışması ile neticelenen kazada asli kusurlu olduğu, Sürürücü … yönetimindeki otomobil ile seyri esnasında, sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybeden diğer sürücü sebebiyle meydana gelen kazada atfı kabil bir kusuru bulunamadığı, davacı yolcu … yolculuk yaptığı otomobilin sürücüsünün sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile meydana gelen kazada atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, Sürürücü …’ın kusursuz, davacı yolcu …’nin kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır. … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu Raporu 09/08/2018 tarihli raporu (Birden fazla arıza olması nedeniyle Balthazard Folmülü uygulandığında 27/11/2009 tarihli trafik kazasına bağlı Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı şahsın olay tarihindeki yaşına göre %42 ve bugünkü yaşına göre de %44,2 olarak bulunduğu, şahsın tıbbı iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varıldığı bildirilmiştir) incelenmiştir. … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu 01/08/2019 tarihli raporu (Olay tarihinde asker olduğunu ve aktif çalışan kolunun sağ kolu olduğunu beyan eden 01/01/1990 doğumlu … ‘de 27/11/2009 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan Meslekte Kazanma Gücünde Meydana Gelen Azalma Oranı olay tarihinde yürürlülükte olan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne (RG, 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 Sayılı) göre değerlendirildiğine; Konuyla ilgili yönetmeliğin 15. Maddesinde ” Başka birinin sürekli bakımına muhtaç olma halleri” belirtilmiş olup …’de trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma sürekli bakıma muhtaç olma hallerinden birini karşılamamaktadır. Bu nedenle, şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı teknik olarak değerlendirilmiştir. ) incelenmiştir. Bilirkişi Aktüer Nitelikli Hesap Uzmanı … tarafından hazırlanan 21/01/2020 tarihli raporu (… Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulunun 01.08.2019 tarihli raporu incelendiğinde; davacının yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığının teknik olarak değerlendirildiği, buna göre hesaplamaya esas bir durum bulunmadığından hesaplama yapılmadığı teknik olarak deeğerlendirilmiştir.) incelenmiştir. Bilirkişi raporları Mahkememizce denetlenmiş, belirli ve iddia- savunma- toplanan delilleri karşılayan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu 01/08/2019 tarihli raporu ve Bilirkişi Aktüer Nitelikli Hesap Uzmanı … tarafından hazırlanan 21/01/2020 tarihli raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmuşlardır.
Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacı tarafın trafik kazası sonucu oluştuğunu iddia ettiği aile içi sürekli bakım gideri maddi tazminat talebi dikkate alındığında; 27.11.2009 tarihli trafik kazasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin 15. maddesine göre başka birinin bakımına muhtaç olma halinin hiç birinin (Başka birinin sürekli bakımına muhtaç olma hâlleri; (1) Sigortalıların ve özürlü çocuklarının başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda sayılacağı hâller: a) Kuadripleji, parapleji, dipleji ve sigortalının yaşamını kendi başına yürütmesine engel hemipleji veya merkezi sinir sisteminin sfinkter bozuklukları ile birlikte olan diğer hastalık ve arızalar. b) Süreli veya sürekli ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinde kalmayı gerektiren ve tedavi edilemeyen psikotik hastalıklar. c) İki gözde de yüzde yüz (tam) görme kaybı. ç) İki elin kaybı. d) Bir kolun omuzdan ve bir bacağın kalçadan kaybı. e) Her iki bacağın alttan en az 1/3’ünün kaybı. f) Tedavisi olanaksız bir hastalıktan ileri gelen ağır beslenme bozuklukları ve kaşeksiler. g) (Ek:RG-22/1/2011-27823) Yukarıda tespit edilen hastalık ve arızalar dışında kaldığı halde tedavi edilemeyen, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olan ağır hastalık ve arızalar.) oluşmadığı, bulunmadığı ve bunun sonucu olarak da maddi tazminata dair hesaplamaya dair veri bulunmadığından maddi zarar hesabına yer olmadığı anlaşıldığından; davacının aile içi sürekli bakım gideri maddi tazminatını talep etme şartları kümülatif oluşmamakla davacının davası kanunen, taktiren ve vicdanen aşağıdaki şekilde reddedilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2- 6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 59,30 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda dava konusu değer dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır